Katar’ın Türkiye’deki 22 milyar dolarlık yatırımı
ANKARA-TÜHA HABER / Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ikili ilişkiler ve bölgesel meseleler gündemiyle Doha’ya gitti. Katar, Türkiye’nin Körfez bölgesindeki en güçlü müttefiklerinden biri olmasının yanında hem güvenlik hem de ticaret açısından da en güçlü iş birliğine sahip olduğu ülkelerden biridir. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ziyareti “Ortadoğu’da normalleşme” dalgasının başladığı çok önemli bir döneme denk gelmiştir. Geçen hafta Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) Veliaht Prensi Muhammed bin Zayid iki ülkenin normalleşme çabalarının bir başka göstergesi olarak Türkiye’yi ziyaret etmiş ve Erdoğan tarafından Ankara’da ağırlanmıştı.
SETA’da araştırmacı ve Insight Turkey dergisinde editörü Gloria Shkurti Özdemir, bu gelişmeler perspektifinde Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Katar ziyaretinin ne anlama geldiğini ve Ankara-Doha ilişkilerini etkileyip etkilemeyeceğini bu konunun uzmanlarına sordu.
Arap Araştırma ve Siyaset Çalışmaları Merkezi’nden Araştırmacı Emad Y. Kaddorah, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın 6-7 Aralık 2021’deki Katar ziyareti’nin 2014’te kurulan Türkiye-Katar Yüksek Stratejik Komitesi’nin yıllık olağan toplantıları kapsamında gerçekleştiğini ve Lakin bu yıl ki toplantının özellikle çok büyük bir önemi haiz olduğunu söyledi.
Emad Y. Kaddorah, bunun aynı zamanda BAE Veliaht Prensi Şeyh Muhammed bin Zayid’in Kasım’da Ankara’ya yaptığı –ikili ilişkilerde ve belki de bölgesel iş birliğinde yeni bir sayfa açan– ziyaretten sonra ilk ziyaret olduğunu ifade etti.
Ziyaretin Basra Körfezi’ndeki değişen jeopolitik dengelerin ve Türkiye’nin BAE açılımının Türkiye-Katar ittifakının ivmesini kaybedeceği anlamına gelmediğinin bir kez daha teyit etmesi beklendiğinin altını çizden Emad Y. Kaddorah, zira iki ülkenin bilhassa güncel bölgesel meselelerin çoğunda mutabık kaldığını ve bununla beraber bu olumlu gelişmelerin Ankara-Doha ittifakının meyvelerini verdiğinin söylenebileceğini aktardı.
Emad Y. Kaddorah, Ekonomik yönden ise herkesin şu anda Ankara’nın dolar karşısında değer kaybeden Türk lirasını ele alma ve Katar’dan gelenler de dahil olmak üzere yeni yabancı yatırımları çekme çabalarına odaklanmış durumda bulunduğunu, ancak Doha ile ekonomik ilişkilerin bundan daha da geniş ölçekli olduğuna dikkat çekti.
“Türkiye-Katar Yüksek Stratejik Komitesinin kuruluşundan bu yana ilişkiler derinleşmiş ve iki ülke 62 antlaşma imzalamıştır” diyen Emad Y. Kaddorah, şöyle devam etti:
“İki ülke arasındaki ticaret hacmi iki katına çıkarak 1,6 milyar dolara ulaşmıştır. Katar’ın Türkiye’deki 22 milyar dolarlık yatırımı diğer tüm Körfez İş birliği Konseyi ülkelerinin yatırımlarını geçmiştir. Bununla birlikte BAE’nin Sharjah kentindeki Port Khalid’den, İran’ın Bandar Abbas şehri üzerinden Türkiye’deki İskenderun Limanı’na bir ticaret yolunun açılması, muhtemelen bir zorluk teşkil edecektir. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ziyaretinin bu bölgesel iş birliği yolunun faydalarını vurgulaması ve bu iş birliğinin Katar ile ilişkiler pahasına olmayacağının altını çizmesi bekleniyor. Son olarak bu ziyaret doğalgaz alanında iş birliğine de odaklanabilir. Karadeniz’deki yeni gaz keşifleri Katar ile enerji ilişkileri geliştirilmesinin önemini azaltmadığını söyleyebiliriz. Türkiye’nin doğalgaz üretimindeki rolü gelenekselleşmiş olan bu ülkeyle hem tecrübe paylaşımı noktasında hem de üretim kotaları ve pazar ilişkileri müzakerelerinde ilişkilerini güçlendirmesi gerekecektir.
Katar Stratejik Araştırmalar Merkezi’nden bir diğer Araştırmacı Osama Kubbar da, Türkiye ve Katar uluslararası ilişkiler ve iş birliğinin farklı seviyelerinde “özel ilişki” olarak tanımlanabilecek bir bağa sahip olduğunu açıkladı.
Osama Kubbar, “Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ziyaretinin Türkiye’nin yakın müttefiki Katar ile bölgedeki yeni gelişmeler karşısındaki duruşunu yakın bir şekilde koordine etmek ve birleştirmek için çalışmakta olduğu şu günlerde, bölgede öngörülen bazı tehditlere karşı bir cevap niteliğinde olmasını bekliyorum” dedi.
Türk lirasının büyük bir baskı altına girdiğini ve ABD doları karşısında kritik bir geri çekilme yaşadığını hatırlatan Osama Kubbar, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın kurulu ekonomik düzene karşı savaşırken liradaki gerilemenin ise iç piyasalarda baskıya neden olduğunu belirtti.
Osama Kubbar, bununla beraber Libya’da yaklaşmakta olan seçim –eğer ki işler ters giderse– gelişmelerin tersine dönmesine sebep olabileceğine de dikkat çekti.
“Libya Seyfülislam Kaddafi ve emekli General Hafter’in de aday olduğu, seçim sürecini düzenleyen hiçbir yönerge veya anayasal kuralın olmadığı bir cumhurbaşkanı seçimine gidiyor” diye konuşan Osama Kubbar, “Libya’da adil bir seçim şansı bulunmamakta ve olası bir seçim sonucu şu anki durumdan daha çok tehdit edici görünmektedir. Ayrıca BAE’nin Türkiye ile yakınlaşması da gündemde. Muhammed bin Zayid’in geçen hafta Ankara’ya yaptığı ziyaret de “bölgesel ilişkiler” yüksek ihtimalle ağırlıklı konuşulmuştur..” dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, Türkiye’nin bölgesel rakipleriyle yeni bir sayfa açmaya ve tansiyonu düşürmeye yönelik çalıştığını belirten Osama Kubbar, Mısır, Suudi Arabistan ve BAE’in, Türkiye’nin bölgedeki vizyon ve amaçlarına karşı çıkarken bu ülkelerin hepsinin de bu çekişme ve stresin bedelini ödediğini aktardı.
Osama Kubbar, şunları kaydetti:
“Bütün bölge bir uzlaşma ve iş birliğine büyük ihtiyaç duymakta ve Muhammed bin Zayid’in Ankara ziyaretinin ardından Erdoğan’ın Katar ziyareti ile artık daha umut verici bir konuma gelmektedir. Güçlü BAE-İsrail ilişkisini göz önünde bulunduran Muhammed bin Zayid’in Ankara ziyareti esnasında heybesinde çok şey bulunmuş olmalıdır.
Bana kalırsa bölge yeni değişim ve dönüşümlere doğru yol almakta ve Cumhurbaşkanı Erdoğan da üzerinde tartışılacak ve uzlaşı sağlanacak birçok konuyu gündemine alarak Katar’ı ziyaret edecektir.”
Orta Doğu ve Orta Asya Araştırmaları Uygulama ve Araştırma Merkezi’nden (ORSAM) Araştırmacı Gökhan Ereli ise her şeyden önce Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın 6-7 Aralık’ta Katar ziyaretinin, Türkiye-Katar siyasi, askeri ve ekonomik ilişkilerinin bir ileri noktaya taşınmasını sağlayacağının altını çizdi.
Gökhan Ereli, bununla birlikte söz konusu ziyaretin temelde iki noktada ele alınabileceğini belirterek, bu noktalardan birincisinin Ankara-Doha ilişkilerindeki siyasi ve askeri boyutlar iken ikinci noktanın ise Türkiye-Körfez ilişkilerinde açılan yeni sayfa ile ilgili olduğunu ifade etti.
“2021’de Suudi Arabistan ve BAE ile siyasi anlamda bir “normalleşme” yaşayan Türkiye özellikle Bahreyn ile de diplomatik ilişkilerini kuvvetlendirerek Körfez’de önemli bir manevra alanı elde etti” diyen Araştırmacı Gökhan Ereli, “Halihazırda Türkiye-Katar arasında üst perdeden devam eden siyasi ve askeri ilişkiler de Körfez krizinin çözülmesiyle birlikte Körfez’de bir rol model teşkil edebilecek hale geldi. Bu anlamda Suudi Arabistan ile siyasi normalleşmede dışişleri bakanları Mevlüt Çavuşoğlu ve Prens Faysal bin Ferhan’ın yüz yüze görüşmesi seviyesine gelindi. BAE ile normalleşmede ise ülkenin fiili lideri Abu Dabi Veliaht Prensi Muhammed bin Zayid’in Ankara’ya gelişi normalleşmenin en üst düzeyden idare edildiğini gösterdi ve buna mahsuben oluşmuş olan karşılıklı siyasi iradeleri de teyit etti. Bu anlamda Katar’a düzenlenen ziyaret ile birlikte halihazırda iki ülke arasında güçlü olan ortaklık teyit edilecektir” dedi.
“Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Şubat’ta BAE’ye de bir resmi ziyaret gerçekleştireceği ifade ediliyor” diyen Gökhan Ereli, şunları söyledi:
“Bu anlamda değerlendirildiğinde geçtiğimiz günlerde BAE ile yaşanan süreçlerin Mısır ve İsrail ile de gerçekleştirileceği sinyallerinin verilmesi aynı zamanda söz konusu Katar ziyaretini de zamanlaması açısından daha önemli kılmaktadır. Normalleşmelerin yaşandığı ortamda gerçekleşecek olan ziyaret iki ülke arasındaki pozisyonların uyumlaştırılması meselesini de içerebilecektir. Bu anlamda söz konusu ziyarette Türkiye-Katar siyasi ilişkilerinin bölge siyasetindeki yansımalarının yanı sıra bölge siyasetinin ve normalleşme ikliminin iki ülke ilişkilerine etkilerinin de ele alınması muhtemeldir. Bu anlamda halihazırda iki ülkenin Ortadoğu’daki siyasi normalleşme eğilimlerine yönelik bakışı ve ortak iş birliği yollarının geliştirilmesi, Afganistan’da Katar’ın rolü ve Ankara-Doha askeri ilişkilerinin söz konusu ziyarette ele alınması da muhtemeldir”.
***
Gloria Shkurti Özdemir
[TÜHA Haber Ajansı, 18 Aralık 2021]