Kıbrıs Yeni Bir Müzakereye Zorlanıyor
Milli çıkarları savunurken 2 konu hata kaldırmaz:
TÜHA / TÜRKUAZ İnternational News Agency
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) basını ve siyasetinin önde gelen isimlerinden Kıbrıslı Türk Gazeteci – Yazar Sabahattin İsmail, kaleme aldığı, “Kıbrıs Yeni Bir Müzakereye Zorlanıyor” başlıklı yazısında, “Ne yazık ki, 5 ay önce, milli dava Kıbrıs konusunda, durup dururken bir hata yapıldı” diyor.
Gazeteci – Yazar Sabahattin İsmail, kaleme aldığı, “Kıbrıs Yeni Bir Müzakereye Zorlanıyor” başlıklı yazısının detayı şöyle:
Sanki bunca yıllık görüşme sürecinde Rum yönetimiyle hiçbir konuda “ortak zemin” olmadığı defalarca kanıtlanmamış gibi, “görüşmelerin başlaması için ortak zemin olup olmadığını araştırmak” üzere, BM Genel Sekreteri’nin bir “ŞAHSİ TEMSİLCİ” atamasına onay verildi.
Oysa bu, Crans Montana görüşmelerini berhava eden Rum yönetimi başkanı Hristodulidis’in talep ettiği bir husustu. Amacı da bizi masaya bağlayarak, KKTC’NİN TANINMASINI önlemekti…
Bu hata şimdi ayağımıza dolandı ve durup dururken başımıza dert açtığımız kanıtlandı.
“Bu kanala girilirse çıkılamayacağı” yönündeki endişelerimize verilen yanıt “Holguin’in görev süresinin 6 ayla sınırlı olacağı ve yetkisinin sadece ortak zemin olup olmadığını araştırmakla sınırlı olduğu, görüşme dayatması yapmayacağı” şeklindeydi…
6 AY ÖNCE ÖNGÖRMÜŞTÜM
Oysa, 50 yıllık müzakere süreci deneyimlerimizden bunların olacağını 6 ay önce görmüş ve “6 aylığına dahi olsa ŞAHSİ TEMSİLCİ atanmasına asla onay verilmemesi gerektiğini, aksi halde hiç gereği yokken başımıza dert açacağımızı, doğru olanın 27-29 Nisan 2021’de Cenevre’de yapılan gayrı resmi 5+1 konferansında BM’ye verdiğimiz 6 maddelik önerimizde ısrar etmek olduğunu” defalarca vurgulamıştım.
” Atanacak temsilcinin görev çerçevesi dışına çıkıp bize dayatmalar yapacağını, kendimizi emperyalist baskılara açık hale getireceğimizi, şahsi temsilcinin BM, ABD, AB, İngiltere desteği ile bize baskı yapmaya çalışacağını, içimizdeki federasyoncuları kışkırtıp üzerimize geleceğini ve görev süresi dolunca yeni bir 6 ay uzatma için dayatacaklarını, bu tuzağa düşmememiz gerektiğini, o nedenle egemen eşitlik ve eşit uluslararası statümüz teyit edilmeden hiçbir görüşmeye oturmamamız gerektiğini vb….” o günlerde çok yazmıştım
HEPSİ GERÇEKLEŞTİ
Ne yazık ki, hepsi gerçekleşti:
1- Guterres’in şahsi temsilcisi Holguin, yetkisinin “görüşmeler için ortak zemini olup olmadığını araştırmak ” olduğunu unutarak, ortak zemin olmadığı halde, görüşmelerin başlatılması için baskı yapmaya başladı. 3’lü/5’li görüşme dayatması yapıyor.
2- Üstelik bu önerisini federasyoncu partilere, siyasilere ve FONLADIKLARI medya ile besledikleri TC/KKTC KARŞITI İŞBİRLİKÇİ, İLİŞİK gazetecilere sızdırarak, onları baskı için kullanmaya başladı. Bu, sadece haddini aşmak değil, aynı zamanda terbiyesizliktir.
3- Holguin, TC/ KKTC‘ye, kışkırttığı “sivil toplum örgütlerinin görüş ve taleplerini dikkate alın” çağrısı yapacak kadar yetkisini ve haddini aşarak diplomatik kuralları çiğnemiştir.
4- Adaya her gelişinde sadece federasyoncu partilerle, Rum sevicilerle ve FONLANAN, BESLEME, İLİŞİK dernek, sendika, iki toplumlu guruplarla görüştü, onları kışkırttı, görüşmelerin başlaması için sokağa inmeye ve baskı yapmaya teşvik etti. Ama, Federasyon karşıtı, iki devletli çözümü savunan parti, dernek ve kişilerle görüşmekten ısrarla kaçtı, halk arasında ayırımcılık yaptı .
5- Görev ve yetki sınırını aşarak Rum destekçisi ABD, AB, İngiltere, Yunanistan’a ardı ardına geziler yaptı ve bize baskı yapmalarını istedi. Onları arkasına alarak, ortak zemin olmadığı halde, görüşmelerin başlaması için baskı yapmaya devam ediyor
Oysa Holguin, Guterres’in “ŞAHSİ TEMSİLCİSİ olarak atanırken, GÖREV VE YETKİSİNİN, SADECE GÖRÜŞMELERİN BAŞLAMASI İÇİN ORTAK ZEMİN OLUP OLMADIĞINI ARAŞTIRMAK” olacağı belirtilmişti.
Bu şekilde içimizi karıştırma ve emperyalist güçleri üzerimize kışkırtma yetkisi yoktu…
Yaptığı yüzsüzlük ve çizmeyi aşmaktır.
6 ay önce tahmin ettiğimiz gibi görev çerçevesine sadık kalmadı…
Yapılan hata sonucu başımıza dert açtık, onu başımıza bela ettik.
NE YAPMALI?
Bundan ders alarak şu önlemler alınmalıdır;
1- Holguin’in görev süresinin 6 ay daha uzatılması ASLA kabul edilmemelidir
2- Nisan 2021’de sunduğumuz iki devletli çözüm önerimizden asla geri adım atılmamalıdır. Egemen eşitliğimiz, eşit uluslararası statümüz kabul edilmeden ve insanlık dışı ambargolar kaldırılmadan hiçbir görüşme sürecine girilmemelidir
3- Holguin’e tuttuğu yanlış yoldan dönmesi, yetki sınırları içinde kalması ve ortak zemin olmadığı halde 3’lü, veya 5’li görüşme israrından vaz geçmesi gerektiği kesin ifadelerle söylenmelidir
4- 6 aylık görev süresini tamamladığı zaman, BM temsilcisi Arthisari’nin KOSOVA için yaptığı gibi “TARAFLAR ARASINDA HİÇBİR ORTAK ZEMİN OLMADIĞINI VE ARTIK KKTC ÜZERİNDEKİ AMBARGOLARIN KALDIRILMASI GEREKTİĞİNİ” vurgulayan bir rapor yazıp BM Güvenlik Konseyi’ne sunması talep edilmelidir.
Dilerim yapılan yanlışın başımıza açtığı dertlerden ders alınır ve bu tür gereksiz diplomasiyle zaman kaybedileceğine, tüm enerjimiz ve zamanımız, KKTC ‘nin TANINMASI için harcanır.
Kıbrıslı Türk gazeteci – yazar, bürokrat. 1954, Evretu (Dereboyu, Baf) / Kıbrıs doğumlu. Tam adı Sabahattin İsmail Sağıroğluları. 1972’de Lefkoşa Türk Lisesi’ni bitirdi. Avusturya’ya göç etti, Haziran 1974’te Kıbrıs’a döndükten sonra İstanbul Gazetecilik ve Halkla İlişkiler Yüksek Okulu’nun Radyo Tv. Programcılığına yazılarak buradan mezun oldu.
Çeşitli gazete, dergilerde yazdı, derneklerde çalıştı, siyasayla uğraştı. 1993 ’te DP-CTP koalisyon hükümeti tarafından Tanıtma Dairesi müdürlüğüne atandı; 1999’da UBP-TKP koalisyonunda bu görevden alındı ve Cumhurbaşkanlığı danışmanlığına getirildi.
Kıbrıs konusunda yayımlanmış birçok siyasi kitapları yanında 1986’da yayımlanan Savaşların Gölgesinde adlı romanı ve gazetelerde yayımlanan kimi denemelerini içeren iki kitabı vardır.
Başlıca Eserleri:
150 Soruda Kıbrıs Sorunu (1998),
Güneş Balçıkla Sıvanmaz,
Özgür Yaşamak İçin Bağımsızlık Üzerine Yazılar,
20 July Peace Operation Reasons – Development and Consequences,
20 Temmuz Barış Harekatı’nın Nedenleri – Gelişimi Sonuçları,
Egemenlik Konfederasyon ve Kıbrıs Türk Halkı,
Kıbrıs Türk Basınında İz Bırakanlar,
Self – Determinasyon ve Kıbrıs Türk Halkı,
1974 Öncesi 1974 Sonrası Kıbrıs Türk Halkının Dünü ve Bugünü.