Koronavirüs-Küresel Ekonomi Mücadelesinde İkinci Raunt

TÜHA HABER / SETA Ekonomi Araştırmaları Direktörü Doç. Dr. Nurullah GÜR, koronavirüs salgınında küresel ekonomiler için ikinci rauntun başladığını hatırlatarak, Ülkelerin, ekonominin genelini mümkün mertebe sarsmadan kamu sağlığını korumaya çalışacağını açıkladı.
SETA Ekonomi Araştırmaları Direktörü Doç. Dr. Nurullah GÜR
Doç. Dr. Nurullah GÜR, “Koronavirüs-Küresel Ekonomi Mücadelesinde İkinci Raunt” başlıklı yazısını (UHA) Uluslararası Haber Ajansı‘na değerlendirerek, küresel ekonominin, salgının birinci dalgasının ardından beklenenden hızlı toparlandığını, ancak, maalesef bu yaşadığımız tek rauntluk bir mücadele olmadığını ifade etti.
Salgınının ikinci dalgasının sonbaharla birlikte yükselişe geçtiğinin altını çizen Doç. Dr. GÜR, Avrupa’nın bu yükselişi en bariz yaşayan bölge olduğuna dikkat çekerek, vakalardaki artışın politika yapıcılarını zorldığını ve ülkelerin bahar aylarındakine benzer bir ekonomik kapanmayı kaldırabilecek gücünün şu anda kendilerinde hissetmediğini söyledi.
“Yine de salgının daha kötü bir hal almasını engellemek için bazı önlemlerin alınması gerekebiliyor” diyen Doç. Dr. Nurullah GÜR, Fransa, İspanya ve İngiltere’nin bu kapsamda bazı kısıtlayıcı tedbirlere başvurduğunu ve ulusal bazda tam bir kapanmadan ziyade kısmi tedbirlerin söz konusu olduğunu açıkladı.
Doç. Dr. Nurullah GÜR, “Gece saatlerinde sokağa çıkma yasağı ve salgının derecesine göre bölgesel bazda değişen sosyal izolasyon önlemleri gibi… Ekonominin genelini mümkün mertebe sarsmadan kamu sağlığı korunmaya çalışılacak. Tarım ve sanayiye kıyasla hizmetler sektörü, kısıtlamalardan daha olumsuz etkilenecek taraf. Önümüzdeki aylarda hükümetlerin hizmetler sektörüne ve buralarda çalışanlara yönelik daha fazla mali destek sunduklarını görebiliriz” dedi.
KÜRESEL REFORM ŞART
“Her yeni destek paketi ülkelerin finanse etmesi için daha büyük bütçe açıkları demek” olduğuna vurgu yapan Doç. Dr. GÜR, Küresel faizler düşük olduğundan özellikle gelişmiş ülkeler için borç ile açıkları finanse etmenin kolay olduğunu, ancak, bu yöntemin sürdürülebilir olmadığını kaydetti.
Küresel borç seviyesinin giderek 260 trilyon dolara doğru ilerlediğini söyleyen Doç. Dr. Nurullah GÜR, “Yüksek borç, ekonomik kırılganlıkları arttırıyor. Vergi gelirlerini yükseltmek bir noktadan sonra açıkları kapatmak için bir gereksinim olacak. Bu zor dönemde KOBİ’lerden ve sade vatandaşlardan daha fazla vergi alamazsınız. Hatta onların vergi yüklerinin hafifletilmesi gerekiyor” ifadesini kullandı.
SETA Ekonomi Araştırmaları Direktörü Doç. Dr. GÜR, şöyle devam etti:
“Vergi gelirlerini artırmak için ülkelerin ortak mücadele etmesi gereken gruplar var; küresel teknoloji devleri, çokuluslu şirketler ve elitler. Bu grupların küresel GSYH’nin en az yüzde 10’una karşılık gelen finansal varlığı vergi ödememek için vergi cenneti ülkelere kaçırdıkları tahmin ediliyor. Kimi tahminlere göre ise miktar 20 trilyon doların üzerinde. Vergi gelirleri düşük kaldığı zaman hükümetler, ekonominin ihtiyaç duyduğu kamu yatırımlarını yeteri kadar sunamıyor”.
OECD’nin, küresel vergilendirme sorununu çözmek için ülkeleri ortak bir zeminde buluşturmaya çalıştığını belirten Doç. Dr. Nurullah GÜR, bunun ancak küresel koordinasyonla çözülebilecek bir mevzu olduğunu ve birkaç büyük ülkenin yan çizdiği zaman sistemde açıkların oluştuğunu ifade etti.
Doç. Dr. Nurullah GÜR, “Bu açıklardan kolayca vergi kaçırılabiliyor. OECD bu boşlukları kapatmak için küresel çapta asgari bir vergi oranının belirlenmesini öneriyor. Bununla birlikte, teknoloji şirketlerinin faaliyet gösterdiği ülkelerde yaptıkları karlar üzerinden vergilendirilmelerinin garanti altına alınması planlanıyor. Uygulamaya geçmesi gereken eylemler; ancak bunları bazı ülkelere sözde değil özde kabul ettirmek bir hayli zor” olduğunu belirtiyor.
Toparlanmanın lokomotifi sanayi
“SANAYI ‘V’ tipi toparlanmayı en net yaşanan sektör” olduğunu ifade eden Doç. Dr. GÜR, yaz dönemini aylık ve yıllık bazda oldukça iyi bir performansla kapattığını, son açıklanan rakamlara göre, sanayi üretiminin ağustosta yıllık bazda yüzde 10.4 arttığına dikkat çekti.
Doç. Dr. Nurullah GÜR, İşgücü istatistiklerinde de ılımlı bir toparlanma başladığını hatırlatarak, “İstihdamda artış var. İşgücüne katılım salgın sürecinde ilk kez yüzde 50’nin üzerine çıktı. İşgücüne katılım bir süredir düşüyordu. İş bulma umudunu kaybedenlerin iş gücü piyasasını terk etme eğilimi vardı. Bu eğilimin yavaştan tersine döndüğünü görüyoruz. İstihdamın tam olarak kendine gelmesi için hizmetler sektöründe de işlerin normale dönmesi gerekiyor” dedi.
Meclise sunulan yeni teşvik paketinde kısa çalışma ödeneği ve normalleşme desteklerinin süresinin uzatılabilmesinin önünün açıldığını ifade eden Doç. Dr. GÜR, bazı sektörlerin istihdamı korumak için bu desteklere ihtiyaç duymaya devam ettiğini ve birçok şirketin kredi teşviklerinden ziyade kısa çalışma ödeneği gibi istihdam desteklerinin daha değerli olduğu görüşünde olduğunun altını çizdi.
Doç. Dr. Nurullah GÜR, belli yaş grupları ve kesimler için esnek çalışma modellerini teşvik eden düzenlemelerin de salgın sonrasında işsizliği düşürmek için oldukça önemli olacakğını kaydetti.
HABER : Ataner YÜCE
***
Nurullah Gür
[TÜHA Haber Ajansı, 20 Ekim 2020]