enflasyonemeklilikötvdövizakpchpmhp
SON DAKİKA
00:04 Kamuda türban serbest bırakılınca dünya yıkılmadı
22:54 Prof. Dr. Levent Atalı; “Kocaeli il olarak spor potansiyelini ulusal düzeyde daha çok kullanmalı” 
22:13 Spor camiasını yasa boğan vefat!…
00:10 Şubat 2025’teki seçimlerden sonra Almanya’da neler değişecek?
00:05 Hollanda’da, son günlerde adları en çok anılan başarılı Türk girişimciler -2-
00:04 Bakan Fidan, Alman mevkidaşı Baerbock ile görüştü
00:04 Cumhurbaşkanı Erdoğan: Suriye halkını hiçbir zaman kaderine terk etmedik
00:04 Prof. Dr. Murat ERCAN, “İsrail, Suriye’nin doğusundaki enerji kaynakları ve lojistik hatlarını da hedef alıyor”
00:03 Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Guterres: “Dünya’daki Yangına Çare Yenilenebilir Enerji Devrimi”
00:03 Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan Suriye halkına mektup
00:03 Önce Sen İyi Ol podcast serisinin ilk bölümü yayınlandı
00:02 Teknoloji sektörü için ekosistem ekonomisi seferberliği başladı
00:02 Suriye ve duvarın yıkıldığı an
00:02 Analiz: Suriye’de Yaşanan Rejim Değişikliği ve Türkiye…
00:02 Akçansa, sektöründe CEO Water Mandate’i imzalayan ilk Türk şirketi oldu
00:01 Yıldız Teknik Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Debik’ın Mektubu Macaristan’da
00:01 Lawrence’tan Colani’ye Suriye trajedisi-1/2- İngiltere Vehhabileri tercih ediyor…
00:01 İzmit Belediyesi’nin düzenlediği, İzmit Oyuncak Müzesi’ni bugün Kapanca Sokak’ta açıyor.
00:01 Bir Asırlık Kardeşlik: Türk Macar Dostluk Antlaşması (18 Aralık 1923)
00:01 Lawrence’tan Colani’ye Suriye trajedisi -2/1- Suriye’de kumpasın hızlanması
TÜMÜNÜ GÖSTER →

Koronavirüs ve Liderlik Farkları

Koronavirüs ve Liderlik Farkları
21.03.2020
A+
A-

TÜHA HABER / Koronavirüsle mücadelede Çin, başarı sergilerken Avrupa salgının merkezi haline geldi. İtalya’da hastalıktan ölümler artarken, Batılı liderlerin koronavirüs tehdidine karşı tepkileri farklılaştı. Bunda ideolojik bakışların, mevcut sağlık sisteminin kapasitesinin ya da liderlik özelliklerinin etkili olduğu söylenebilir.

  Prof. Dr. Burhanettin DURAN

Koronavirüsle mücadelede Çin, başarı sergilerken Avrupa salgının merkezi haline geldi. İtalya’da hastalıktan ölümler artarken, Batılı liderlerin koronavirüs tehdidine karşı tepkileri farklılaştı. Bunda ideolojik bakışların, mevcut sağlık sisteminin kapasitesinin ya da liderlik özelliklerinin etkili olduğu söylenebilir.

Şurası net, bu salgın ile hayatımızdaki birçok şey sorgulanacak.

Gelişmenin ve bilimin insanlığın sorunlarını çözebileceğine dair genel inançtan başlayarak çok sayıda alanda yeni bakışlara zorlanacağız.

Uluslararası örgütlerin iş birliği potansiyeli giderek zayıflıyordu. Bunu veri olarak alıp kendi başının çaresine bakanlarla insanlığın sorunlarına ortak çözüm aranması gerektiğini söyleyenler arasındaki fark iyice açılacak gibi.

Yine ulusal ekonomilerin güvenliğini öne çıkaran içe kapanmacılar ile bunun daha çok fakirleşme olduğunu söyleyenlerin mücadelesini göreceğiz. 2008’deki gibi ekonomik kriz; resesyon bekleyenler çoğunlukta.

Talihsiz bir dönem mi?

Brexit’in yaşandığı ve ABD’nin başında Trump’ın olduğu bir dönemde bu salgının kötü yönetildiğini düşünenler hiç de azınlık değil. Bu sebeple ABD ve Avrupa için 2008 krizinden daha kötü senaryolar yazıyorlar.

Sözgelimi İtalya’nın sağlık malzemesi yardım talebini AB ülkelerinin karşılamaması “Avrupa evi” için kabul edilebilecek bir yaklaşım değil. Çin’in destek vermesi de klasik rekabet ya da düşmanlıkları silikleştirebilecek bir tepki.

Anlaşılan, sadece gündelik hayatın alışkanlıklarımız “mesafeyi ve korunma” odaklı olarak değişmeyecek. İttifak, birliktelik ve dayanışma algılarımız da dönüşecek.

Bütün bu boyutların hepsinin birleşerek neticede “siyasi liderlerin performansını” belirleyeceği de açık. Bu salgını karşılamada yöneldikleri politikalardan çıkan çok yönlü sonuçlar onların siyasi geleceklerini belirleyecek.

En radikali Johnson…

Britanya Başbakanı Johnson, koronavirüs ile mücadelede en radikal tavrı takındı. Sadece en çok etkilenecek grupların korunacağını söyledi. Neredeyse toplumsal hayatı normal akışına bıraktı.

Güçlü olanın ayakta kalması anlayışına benzer şekilde “sürü bağışıklığı” kazanılmasının kaçınılmazlığını ileri sürdü. Toplumunun bireyci felsefesine mi güveniyor, bilmiyoruz. Ancak Britanya’da virüsün yayılması, İtalya gibi sonuçlar verirse Johnson’un yeni seçilmiş bir başbakan olarak zor döneme gireceğini söyleyebiliriz. Fransa Cumhurbaşkanı Macron ve Alman Şansölyesi Merkel, salgının toplumun büyük bir kesimini etkileyeceğinde hem fikir. Yaygın tedbirler almayı da ihmal etmediler. Azil baskısından kurtulan Başkan Trump’ın salgına yaklaşımı da çok eleştiriliyor.

Önlemlerde Johnson’dan daha iyi bir yerde ise de salgının ekonomik sonuçlarının Trump’ı kasım seçimlerinde zorlayacağı görünüyor.

Kendisinden böylesi bir salgında küresel bir liderlik göstermesi beklenmiyordu. Ancak yine de ABD için bile tutarlı bir profil çizemedi. Trump, seçim dönemini koronavirüs suçlamaları altında geçirecek. Demokrat aday, ister Biden ister Sanders, Trump’ın dört yıllık performansını geniş ideolojik bir çerçevede kıyasıya eleştirecek.

Elbette, virüsün olası etkileri doğrultusunda…

Türkiye farkı

Türkiye’ye gelince bugünekadarki performansın Güney Koreve Japonya gibi başarılı örneklersırasında olduğunu söyleyebiliriz.
Koronavirüse karşı önlemlerde en makul karar ve zamanlama Türkiye’de gerçekleşti. Yönetimin koordineli bir şekilde hızlı karar alabilmesi ve geçtiğimiz yıllarda şehir hastaneleriyle sağlık sistemine yapılan yatırım Türkiye’nin avantajları.

Başkan Erdoğan, yoğun İdlib ve mülteci mesaisine rağmen, başından itibaren kriz yönetiminde titizlik gösteriyor. İlgili tüm bakanların ve Sağlık Bakanı Koca’nın gayretlerini de unutmayalım. Yine de en kritik konu toplum ve bireyler olarak panik yapmadan virüsle yaşamayı öğrenmemiz olacak.

[TÜHA Haber Ajansı, 21 Mart 2020]

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.