Köylerde ısınmanın maliyeti şehirlerden çok yüksek

Son yıllarda Türkiye’de vatandaşların 60-70 yıldan bu yana ölçüsüz, kuralsız bir şekilde akın ettikleri büyük şehirlerden ve İstanbul gibi metropollerden göç ettikleri köylere, kırsal kesimlere geri dönmesi bir devlet politikası olarak teşvik ediliyor. Bunun hem büyük şehirlerin, metropollerin nüfusunun azalarak rahatlaması hem de köy ve kırsal kesim kökenli emekli vatandaşların daha doğal bir hayata kavuşması ve temiz hava teneffüs etmesi için yapıldığı ifade ediliyor. Bu doğru ve yararlı bir politika olabilir, ancak bunun için alınması gereken bazı tedbirler olduğunu ilgili ve yetkililer bilmeli ve gereğini yapmalıdırlar. Bunların başında da kış aylarında köylerde ve kırsal kesimlerde ısınma sorunu gelmektedir.
Kış mevsiminde köylerde en önemli sorun ısınmadır. Köylerde ısınmanın genel olarak temel maddesi olan odun hem çok pahalıya elde edilmekte hem de odunu taşımak, sobada veya benzeri bir araçta yakarak ısınmak, yardımcısı olamayan yaşlı/emekli insanların üstesinden kolay gelemeyeceği ölçüde külfet yüklemektedir.
Bugün köylerdeki bir hanenin bir kış sezonu için en az 10 ster (1 ster bir metreküp) oduna ihtiyacı bulunmaktadır. Devlet (orman işletmesi) odunun sterini bu sene 675 TL’den veriyor. 10 ster odun nakliyesi, kestirmesi ve yardırması dahil köylüye 20 bin TL’ye mal olmaktadır. Doğalgazla ısınan hiçbir vatandaşın bir sezonluk ısınma gideri bu rakama çıkmamaktadır. Üstelik faturaya doğalgazla sıcak su elde etmek ve mutfakta kullanım da dahildir. Köylünün ısınma giderine sıcak su temini ve mutfağı eklediğinizde yakıt ve enerji gideri daha da yükselmektedir. Bu açıdan köylerde yaşamak önemli dezavantaj oluşturmaktadır.
Günümüzde doğalgaz gerek ısınmada gerekse sıcak su elde etmek ve mutfakta kullanım bakımından ucuzluğu, temizliği, rahatlığı ile alternatifsiz bir konfor sunmaktadır. Şimdi ve yakın gelecekte herhalde daha iyi bir enerji kaynağı söz konusu olmayacaktır. Bu sebeple doğalgaz ulaşmış şehirler, kasabalar haklı bir ayrıcalığa ve değerlenmeye sahip oluyorlar.
Türkiye’de Demirel ve Özal’ın başlatıp sonrakilerin devam ettirdiği bir slogan var: Uygarlık nimeti olarak şehirde ne varsa köyde de o olacaktır! Kastettikleri yol, su, elektrikti. Bugün köylerimizin neredeyse tamamı elektriğe, büyük ölçüde yola, belli ölçülerde suya kavuşmuştur. Ama doğalgaza kavuşması hiç kolay görünmemektedir.
Köylerimize kısa vadede doğalgaz ulaştırılması mümkün olamayacağına göre devletimiz köylünün daha ucuza ısınmasını sağlayacak çözümler üzerinde düşünmelidir. Büyük şehirlerin kapasitelerini çok aşan nüfus yoğunluğunu azaltıp özellikle emekli vatandaşları köylere ve kırsal kesimlere döndürmenin çarelerinden birisi budur. Çünkü köylerde yaşlıların, emeklilerin yaşamasını zorlaştıran 1. sorun ısınma sorunudur. 2. sıradaki sorun ise sağlık hizmetlerine hızlı ulaşmadaki zorluktur. Devlet bu iki sorunla ilgili çözüm üretebilirse köye dönüşü hızlandırıp büyük şehirleri rahatlatabilir.
İsmail ÖZCAN & Eğitimci Yazar