Kürdistan Demokrat Partisi’nin (KDP) Kerkük’e Geri Dönüşü ve Muhtemel Riskler
Ortadoğu Araştırmaları Merkezi (ORSAM) bünyesinde Türkmen Çalışmaları Uzmanı Dr. Selçuk BACALAN, “Kürdistan Demokrat Partisi’nin (KDP) Kerkük’e Geri Dönüşü ve Muhtemel Riskler” başlıklı bir yazı kaleme aldı.
TÜHA / TÜRKUAZ İnternational News Agency
Dr. Selçuk BACALAN’ın yazısının detayları söyle:
“Son günlerde Irak’ın en çekişmeli vilayetlerinden biri olan Kerkük’te tansiyon yeniden yükselmektedir. 2017’de Irak merkezî hükûmetinin Kerkük ve diğer tartışmalı bölgelerde gerçekleştirmiş olduğu operasyonun ardından bu bölgelerden çıkmak zorunda kalan Mesut Barzani’nin liderliğindeki Kürdistan Demokratik Partisi’nin (KDP) söz konusu bölgelere yeniden dönüşünün başlayacağına yönelik haberler, özellikle Kerkük’te Türkmenler ve Araplardan tepkilerin yükselmesine sebebiyet vermiştir.
Ortadoğu’nun zengin petrol kuyularına sahip olan Kerkük’te petrolün ilk kez 1927 yılında adı Irak Petrol Şirketi olarak değiştirilen Türkiye Petrolleri Şirketi tarafından çıkarıldığı bilinmektedir. Merkezi ABD’de bulunan Enerji Enformasyon İdaresi (EIA) verilerine dayanarak Kerkük’ün, 9 milyar varil petrol rezervine sahip olduğu ve Irak petrolünün yüzde 18’inin Kerkük petrol sahasından elde edildiği belirtilmektedir. Kerkük’te, Bay Hasan, Cambur, Havana, Habbaziye ve Gürgür Baba olmak üzere toplam 5 petrol kuyusu bulunmaktadır. Irak Petrol Pazarlama Şirketinin (SOMO) 2022 Şubat ayı verilerine dayanarak Kerkük petrol kuyularından günlük yaklaşık 482 bin 978 varil petrol ihraç edilmektedir.
Kerkük, ekonomik anlamda Irak petrolünün yüzde 18’ine sahip ve etnik anlamda Irak’ın kurucu unsurları olan Arap, Kürt, Türkmen ve azınlıkların birlikte yaşadığı kent olduğu için Irak’ın hassas vilayetlerinden biri hâline gelmiştir. Dolayısıyla, Kerkük’te olumsuz bir gelişme Irak’ın ekonomik ve siyasi gündemini değiştirebilir.
Irak’ta Muhammed Şiya es-Sudani’nin hükûmetinin kurulmasından önce Irak siyasetini şekillendiren Şii, Sünni ve Kürt siyasi partilerden oluşan Devleti Yönetme Koalisyonu kurulmuştur. Kurulan bu koalisyonda da Irak’ın kurucu unsuru olmasına rağmen yer almayan Türkmenler bu duruma tepki göstermiştir. Ekim 2022’de parlamentonun oturumuyla kurulan hükûmetin, İran destekli olduğu bilinen Şii Koordinasyon Çerçevesi’nin başbakan adayı Muhammed Şiya es-Sudani’nin 23 kişilik kabinesinden ilk etapta 21 bakanı parlamentodan güvenoyu almıştır. Parlamentodan güvenoyu alan Sudani’nin kabinesinde de Irak’ın kurucu unsurlarından Türkmenlere yer verilmemiştir.
Irak’ın siyasi kararların yönlendirilmesine hâkim olan Devleti Yönetme Koalisyonu siyasi çıkarları doğrultusunda Sudani’nin hükûmet programını oluşturmuştur. Oluşturulan programda bazı maddeler Türkmenleri ve yoğun yaşadıkları bölgeleri ilgilendirmektedir. Bu maddelerden en önemlisi, özellikle KDP’nin Kerkük, Salahaddin, Ninova ve Diyala vilayetlerindeki faaliyetlerine tekrar izin verilmesidir. Bu maddenin uygulanması için 6 Ağustos 2023’te Başbakan Sudani bir açıklama yaparak Kerkük ve Türkmenlerin yoğun yaşadığı diğer tartışmalı bölgelerde 16 Ekim 2017 yılı öncesi KDP tarafından siyasi büro olarak kullanılan binaların boşaltılması ve tekrar KDP’ye verilmesi talimatını vermişti. 16 Ekim 2017 öncesinde KDP tarafından kullanılan binaların çoğunun kamuya ait binalar olduğu bilinmektedir. Nitekim 2017 yılı sonrasında Kerkük Ortak Operasyonlar Komutanlığı olarak kullanılan KDP’nin Kerkük Merkez Karargâhının mülkiyetinin Irak Petrol Bakanlığına ve Maliye Bakanlığına ait olduğu bilinmektedir. Verilen talimat, karargâhın tekrar KDP’ye devredileceği anlamına gelmektedir. Bu duruma karşı Kerkük halkı Başbakan Sudani’nin talimatını geri alması için karargâhın önünde toplanarak protesto gösterilerine başlamıştır. Göstericiler Kerkük-Erbil karayolu üzerinde yer alan karargâhın önünde çadırlar kurarak bölgeyi araç geçişine kapatmıştır. Söz konusu gelişmelere Kerkük’te yaşayan Türkmen ve Arapların siyasi temsilcileri de tepki göstermiştir.
Kerkük’teki bu gelişmeyle ilgili Birleşik Irak Türkmenleri Cephesi Listesi ile Arap Koalisyonu Listesi 26 Ağustos 2023’te bir basın toplantısı düzenlemiştir. Toplantıda, “2017 yılı sonrasında Bağdat merkezî hükûmeti tarafından uygulanan Kanunu Uygulama Operasyonu ile birlikte Kerkük’ün güvenliği Irak Federal Güçlerinin kontrolüne geçmiştir. Söz konusu operasyon sonrası KDP’nin Kerkük Merkez Bürosu, vilayetin güvenlik ve asayişini sağlamakla görevlendirilen Kerkük Ortak Operasyonları Komutanlığının karargâhı olmuştur. Operasyonla birlikte Kerkük halkı arasında huzur, istikrar ve toplumsal barış sağlanmıştır. Biz Kerkük bileşenleri olarak hiçbir siyasi partinin yasalar çerçevesinde Kerkük’te siyasi faaliyet göstermesine karşı değiliz. Ancak 2017 yılı sonrası Kerkük Ortak Operasyonlar Komutanlığının karargâhı vilayetin sembolü hâline gelmiştir. Bu karargâhın tekrar boşaltılması vilayette tesis edilen toplumsal barışı olumsuz etkileyerek istikrarı ve huzuru zedeleyebilir” ifadeleri kullanılmıştır.
Bu gelişmelerle beraber KDP’den yapılan açıklamayla Aralık 2023’te yapılması kararlaştırılan vilayet meclisi seçimleri öncesinde Kerkük’te 33 KDP bürosunun açılacağı duyurulmuştur. Bu duyuru oluşan gerginliği tırmandırarak bölgede bulunan Haşdi Şaabi güçleri, Türkmen ve Araplara destek olarak protestolara katılmıştır. Haşdi Şaabi’nin protestolara katılmasıyla Kerkük’ün siyasi partiler arasındaki kavgaların bir parçası hâline getirilmesi endişesi ortaya çıkmıştır. Türkmen ve Araplar, Kerkük’te federal güçler dışında Irak Kürt Bölgesel Yönetimi’ne (IKBY) bağlı güçlerin bulunmasının, vilayet bileşenleri arasında etnik temelli çatışmalara yol açabileceğinden endişe etmektedir.
Sudani hükûmeti programındaki KDP’nin Kerkük, Salahaddin, Ninova ve Diyala vilayetlerindeki faaliyetlerine tekrar izin verilmesi ile ilgili maddenin uygulanması etnik karma yapıya sahip olan bölgelerde güvenlik ve istikrarın bozulmasına sebebiyet verebilir.
KDP’nin, Kerkük ve tartışmalı bölgelere tekrar dönmesinin ana nedenlerinden birinin de Sudani’nin hükûmet programında yer alan Petrol ve Doğalgaz Kanunu’nun yasalaştırılması olduğunu söylemek yerinde olacaktır. Söz konusu Petrol ve Doğalgaz Kanunu’nun taslağının 2023 Temmuz ayında başlayan ikinci yasama dönemiyle birlikle Irak Parlamentosunda tartışılması ve anlaşmalar çerçevesinde 2024’ün ilk çeyreğinde yasalaşması beklenmektedir. Nitekim bu kanunun taslağı için Irak Petrol Bakanlığı, IKBY Tabii Kaynaklar Bakanlığı, SOMO şirketi ve petrol üreten Basra, Kerkük, Zikar ve Meysan valiliklerinden oluşan bir heyet kurulmuştur. Bu kanunun parlamentodan geçmesi siyasi anlaşmalara bağlıdır. Bu siyasi anlaşmaların kilit noktası IKBY olabilir. Dolayısıyla KDP’nin tekrar Kerkük’e dönmesinin amacı petrol zengini Kerkük’ün 16 Ekim 2017 yılı öncesinde olduğu gibi petrol kuyularından petrol satışını sağlamaktır. Petrol ve Doğalgaz Kanunu’nun yasalaşmasında önemli faktör olan IKBY, bu kanunun yasalaşmasından önce Kerkük’te siyasi faaliyet göstermesi için Türkmen ve Arapların itirazlarına karşı çaba harcayabilir. Böylece KDP, önce petrol kuyularına hâkimiyet sağlayacak sonra petrol kanununun çıkmasına yardımcı olacaktır.
Öte yandan, IKBY içerisinde KDP ve KYB arasında ciddi bir gerginlik vardır. KDP’nin Kerkük’e dönmesi, bu gerginliğin Kerkük’e de taşınmasına yol açabilir. 2021 Irak Parlamento seçimlerinde Kerkük’e tahsis edilen 12 sandalyenin üçünü Kürdistan Yurtseverler Birliği (KYB), ikisini KDP kazanmıştı. Kürt sandalyelerinin çoğunu elde eden KYB, siyasi olarak da Kürtlerin yüksek sesi konumundadır. KDP’nin Kerkük’e dönmesi, vilayet meclis seçimleri öncesi KYB’ye güçlü rakip olma çabası olarak da yorumlanabilir. Dolayısıyla IKBY’de KDP-KYB arasında yaşanan gerginlik Kerkük’ü de istikrarsızlaştırabilir.
KDP’nin Kerkük’e tekrar dönmesinin asıl amacının, IKBY’nin Kerkük petrolüne nüfuz etmesi olduğu düşünüldüğünde, bu sorunun KYB, KDP ve genel olarak Kürt toplumu arasında da büyük sıkıntılara neden olabileceğini söylemek yanlış olmaz. KDP’nin vilayet meclis seçimleri öncesinde geri dönmesi durumunda KYB, Kerkük ve diğer tartışmalı bölgeleri tekrar kendi kontrolüne almak ve bölgenin yeraltı zenginliğinden faydalanmak isteyebilir. Bu noktadan hareketle KDP’nin, yeraltı zenginliğiyle bilinen bu bölgelerin KYB tarafından kontrol edilmesine fırsat tanıması zor görülebilir.
IKBY dolayısıyla da KDP’nin Kerkük’e geri dönmesi, istikrar ve güvenliğin bozulmasından ziyade, Kerkük’ün ekonomik kalkınmasına da engel olabilir. Oysaki Irak Temsilciler Meclisi Başkan Yardımcısı ve KDP Kerkük milletvekili Şahavan Abdullah teknik aksaklık ve yapımı aşamasında yolsuzluk yapıldığı gerekçesiyle Irak Ulaştırma Bakanlığından Kerkük Uluslararası Havaalanı’nın açılmasının durdurulmasını talep etmiştir. KDP’nin Kerkük’e tekrar dönmesi ticari anlamda kısmen de olsa iyileşme, havaalanının açılması ve güvenlik konusunda istikrar sağlanan Kerkük’e KDP’nin dönmesiyle birlikte 2017’de yaşanan kaçırma olaylarının benzerleri, toplumsal barışı ve Kerkük sakinlerinin huzurunu olumsuz etkileyebilir.
Sonuç olarak, KDP’nin ve Peşmerge güçlerinin Kerkük’e girme olasılığı kentte etnik gruplar arasında gerginliği tırmandırabilir. Bu gerginlik, 2023 Aralık ayında yapılması kararlaştırılan yerel seçimlere gölge düşürebilir. Ayrıca, Kerkük’te Kürt siyasi partileri tarafından 2017 yılı öncesinde kamuda çalışan Türkmen ve Arap memurlara yapılan baskıların tekrarlanması söz konusudur. Yine, Kerkük bileşenlerinin silahlı güce sahip olması ve olası Peşmerge gücünün Kerkük’e müdahalesi, bölgede önü alınmayacak silahlı çatışmalara yol açabilir. Kerkük konusunda tek taraflı atılacak adımların meseleyi daha karmaşık hâle getirmesi muhtemeldir. Bu endişeli durumun Irak’ın güvenliği için bir tehlike arz edeceğini söylemek yanlış olmayacaktır. Bu noktada Sudani hükûmetiyle birlikte geçmiş dönemlere nazaran görece bir istikrar yakalayan Irak’ta daha temkinli adımlar atılması, Irak’ın istikrarının korunması açısından önemli olacaktır.,
***
Yazar hakkında
Öz Geçmiş
Selçuk Bacalan, 1983 yılında Kerkük’te doğmuş, ilk ve orta öğrenimini Kerkük’te tamamlamıştır. Lisans eğitimini Türkiye Cumhuriyeti Bursu’nu kazanarak 2008 yılında Gazi Üniversitesi Eğitim Fakültesi Sosyal Bilgiler Bölümünde bitirmiştir. Aynı yıl yüksek lisans bursunu kazanarak 2008-2010 yılları arasında yüksek lisans eğitimini tamamlamıştır. 2010-2011 yılları Erbil Salahattin Üniversitesinde, 2011-2015 yılları arasında Kerkük Üniversitesi Eğitim Fakültesinde öğretim görevlisi olarak çalışmıştır. 2019 yılında Gazi Üniversitesi Eğitim Bilimler Enstitüsü millî kimlik alanında doktora eğitimini tamamlamıştır. 2020-2021 yılları arasında Türkmeneli İşbirliği ve Kültür Vakfına bağlı olan Türkmeneli Kültür Merkezinin başkan vekilliğini yapmıştır. Selçuk Bacalan, millî kimlik, millî kültür, göçmen ve göç alanında araştırma tecrübesi olan bir akademisyendir. Çalışmalarına ORSAM bünyesinde Türkmen Çalışmaları Uzmanı olarak devam etmektedir.