Kürt sorunu buharlaştı, geride kalan PKK’nın külüdür
Diyarbakır notları-1
STAR Gazetesi Yazarı Fadime ÖZKAN, Kahraman Kürt kadını Hacire Ananın HDP önünde başlattığı oturma eylemiyle sadece oğlunu PKK’nın elinden kurtarmadığını; “Kürt meselesini” de PKK istismarından kurtardığına dikkat çekiyor.
Yazar Fadime ÖZKAN, köşesi için kaleme aldığı ‘Kürt sorunu buharlaştı, geride kalan PKK’nın külüdür‘ başlıklı yazısında, Darbe-vesayet yönetimlerinin ürettiği gerekçelerle taban bulan ve Kürtleri, evlatları üzerinden esir alan terör örgütünün bir yandan siyasi amaçlarla binlerce insanı öldürürken diğer yandan kurduğu siyasi partiler aracılığıyla özgürlükten, demokrasiden, adaletten bahsettiğini ve kandırarak ya da zor kullanarak dağa götürdüğü Kürt çocuklarını emperyalist devletlerin hesapları için harcadıkça Kürtlerin canının daha çok yandığının altını çiziyor.
Fadime ÖZKAN, “Aslında tüm Türkiye’nin canı yandı. PKK ile mücadele ederken toprağa düşen her şehidimizle beraber ülkenin dört bir yanına, ocağımıza, bağrımıza kor ateşler düştü” diyor.
“Bu sinsi tuzağı, bu acımasız kısır döngüyü kırmaksa on yıllar boyunca mümkün olamadı ne yazık ki” diyen ÖZKAN, Türkiye’nin, Terörle mücadeleye ayırdığı devasa bütçeler, verdiği mücadeleler bir yana, değeri hiçbir şeyle ölçülemeyecek şekilde 50 bine yakın insanını kaybettiğini ifade ediyor.
“PKK sorunu sadece Kürtlerin sorunu değildi sonuçta, tüm ülkenin sorunuydu” diye yazan Fadime ÖZKAN, “Diyarbakır Cezaevi, zorunlu göçler, köy boşaltmalar, köyden şehre göç, PKK’nın emperyalist güçlerin dikkatini çekmesi, Avrupa’da yapılanması, yeni nesillere aktarım derken mesele zamanla başkalaştı, farklı boyutlar ve çehreler kazandı” diyor.
STAR Gazetesi Yazarı ÖZKAN, Siyasi istikrarsızlıkğın, ekonomik yetersizliğin ve askeri-bürokratik basiretsizliğin sorunu iyice sofistike hale soktuğuna dikkat çekiyor.
Yazar Fadime ÖZKAN, şöyle devam ediyor:
“Meselenin çok boyutlu düşünülmeden çözülemeyeceğini ilk fark eden devlet adamıydı Turgut Özal. Onun da ömrü vefa etmedi… Arkası gelmedi… Yapılanlar yetmedi…
Ta ki AK Parti iktidarları Kürt meselesini terör meselesinden ayırt edene; Erdoğan Kürtlerin de Türkiye’nin eşit ve onurlu vatandaşları olduğunu; bu devletin Türkler, Çerkesler, Lazlar, Abazalar vd. kadar Kürtlerin de devleti olduğunu; aynı bayrağın gölgesinde yaşayan tek millet olduğumuzu ilan edene kadar…
2002’den sonra Kürt kimliği ve Kürtçe dili üzerindeki yasakları, baskıları, imaları birer birer kaldırdı AK Parti iktidarları. Daha önce Kürtçe konuştu, şarkı dinledi diye dayak yiyen, Kürdüm dediği için Diyarbakır Cezaevinde işkence gören Kürtler kültürel haklarına hızla kavuştu”.
“Kürtçe dil kurslarına izinle başlayan süreç Kürtçenin seçmeli dil olarak tanınmasıyla ilerledi. Türkçe bilmediği için hapisteki çocuğuyla Kürtçe konuşan analar eziyet görmez oldu bu nedenle. Mahkemede savunmasını Kürtçe yapanlar için çevirmen zorunluluğu getirildi. Kürtçe tanıtım ve propaganda serbest oldu. Bölge illerinde bizzat kamu idaresince kullanıldı Kürtçe” diyen Yazar ÖZKAN, yazısında şunlara da değiniyor:
“Halihazırda Mardin Artuklu’da, Muş ve Munzur Üniversitesinde Kürtçe Dili ve Edebiyatı bölümleri var, yapılan bilimsel çalışmalarla Kürtçe literatür oluşuyor.
Bir diğer önemli açılım Kürtçe basın yayınlarında oldu. Z kuşağı bilmez ama Kürtçe kaset kitap dergi gazete çıkarmak yasak bir hayaldi bir zamanlar.
Önceden sırf Kürtçe diye uydu üzerinden yayın yapan PKK kanallarını izlerdi bölge insanı. Devlet düşmanlığı ve PKK propagandası yapan, dağı ve örgütü mitleştiren bu kanallar gençlerin dağlara çıkışında özellikle çok etkiliydi.
Hükümetin ısrarla yürüttüğü hukuki, siyasi, diplomatik çabalar sayesinde Danimarka’dan, Norveç’ten, Almanya’dan yayın yapan PKK kanalları birer birer kapatıldı”.
STAR Gazetesi Yazarı Fadime ÖZKAN, Devletin 2008 yılında çok önemli bir adım atarak 7/24 Kürtçe yayın yapan TRT 6’yı -diğer adıyla TRT Kürdi’yi kurduğunu hatırlatıyor ve adı sonradan değiştirilerek TRT Şeş olan televizyon kanalının şu an sadece Türkiye’de değil Kürtçe konuşan coğrafyanın tamamında en çok izlenen televizyon kanalı durumunda olduğunu belirtiyor.
Fadime ÖZKAN, Kürtçe dil bilimcilerle kanaat önderlerinin pek çoğunun TRT Şeş’i sarih Kürtçe konuştuğu, unutulan kelimeleri, deyimleri, atasözlerini canlandırdığı ve bütün bir coğrafyanın yüzyıllık travmasını iyileştirdiği için de iyi ve doğru bir kamu hizmeti olarak değerlendirdiğinin altını çiziyor.
PKK’nın Suriye sınırından aşağılara süpürüldükçe ve ülke içindeki terörist sayısının iki basamaklı rakamlar seviyesine geriledikçe sokaktaki varlığının da buharlaştığını yazan ÖZKAN, Dağa çıkışların artık tamamen durduğunu, Diyarbakır’da kime sorsanız büyük bir rahatlıkla “şükür”, “çocuklar dağa gitmiyor artık” dediğini,ve giden de zaten ilk fırsatta örgütten kurtulmanın yolunu aradığını dile getiriyor.
Fadime ÖZKAN, “Gözü yaşlı Diyarbakır Anneleri şehri dar etti çünkü HDP’ye. İnsan içine çıkamaz, bölgede miting yapamaz hale geldiler. Bu yürekli eylem bir kez daha gösterdi ki HDP ile PKK arasında bir tünel var. HDP’nin kapısından giren PKK’da buluyor kendini” diyor.
Çatışmaları şehirlere taşıyarak, açtığı çukurlarla devleti dize getireceğini sanan, HDP’li DBP’li isimlerin eline verdiği açıklamalarla özerklik ilan edip kantonlar kurabileceğini, sonra da bölgeyi Türkiye’den koparacağını zanneden PKK elli yılda edindiği eski tabanını da kaybettiğini dile getiren STAR Gazetesi Yazarı Fadime ÖZKAN, “Velhasıl büyük yatırımlar istihdama döndükçe, terör defedilip bölge huzur ve sükuna kavuştukça, rızaya dayalı insan temelli yönetim anlayışı hakim oldukça Kürt sorunu da hızla buharlaşıyor. Geride kalan terörün örgütünün külü ve irininden ibaret” olduğunu kaydediyor.
*
STAR Gazetesi Yazarı Fadime ÖZKAN : Pandemi nedeniyle yaklaşık üç yıl aradan sonra gittiğim Diyarbakır’a dair gözlem ve değerlendirmelerimi, konuştuğum kanaat önderlerinin, esnafın, sokaktaki insanların taleplerini, dualarını, uyarılarını içeren birkaç yazı daha yazacağım -İnşallah.
Diyarbakır Notları yarın “Bu şehir o eski Diyarbakır mıdır?” ile devam edecek.
Gazeteci * Ataner YÜCE
[TÜHA Haber Ajansı, 22 Ekim 2022]