Kurtuluş meşalesi Samsun’da yakıldı
İzmir’in işgalinden sadece 1 gün sonra Bandırma Vapuru Samsun’a doğru yola çıktı. Takvim yaprakları 19 Mayıs’ı gösterdiğinde Mustafa Kemal Paşa ve kurmayları Samsun’a ayak bastı. Bu adım Türk milletinin makus talihini değiştirecekti.
“Türkiye Devleti’nin hükümet şekli Cumhuriyettir…” Bu ifadeyi anayasaya yazdırmak hiç kolay olmadı. Savaş meydanlarında ve müzakere masalarında art arda geldi zaferler. 19 Mayıs 1919’da Samsun’da başlayan milli mücadele, Cumhuriyet ile taçlandırıldı. 103 yıl önce Samsun’da atılan ilk adımla başlayan Cumhuriyet’in kuruluş yolculuğunun hikayesi haberimizde…
Yıl 1918, Birinci Dünya Savaşı, Osmanlı Devleti için hayal kırıklığı ile sonuçlandı. İtilâf Devletleri, Mondros Mütarekesi ile Anadolu’da işgallere başladı. Buna 15 Mayıs 1919’da Yunan ordusunun İzmir’i işgali de eklendi.
9’uncu Ordu Müfettişi olarak görevlendirilen Mustafa Kemal, ‘Milli Mücadele’ meşalesini böyle karanlık bir ortamda yaktı. İzmir’in işgalinden sadece 1 gün sonra Bandırma Vapuru Samsun’a doğru yola çıktı. Bandırma Vapuru’nun kaptanı İsmail Hakkı, 16 Mayıs 1919’da rotasını milli mücadeleye kırdı. 3 günlük çetin yolculuğun ardından takvim yaprakları 19 Mayıs’ı gösterdiğinde Mustafa Kemal Paşa ve kurmayları Samsun’a ayak bastı. Bu adım Türk milletinin makus talihini değiştirecekti.
Milli mücadele fikri Havza Genelgesi ile yazıya döküldü
Mustafa Kemal, liderliğiyle Anadolu’da yerel düzeydeki mücadeleyi ulusala yayacaktı. Milli Mücadele’nin başarılı olabilmesi için Anadolu’yu gezecekti. Sonraki durağı da Samsun’un Havza ilçesi oldu. “Hiçbir zaman ümitsiz olmayacağız, çalışacağız, memkeleti kurtaracağız.” Mustafa Kemal Paşa’nın Havza’da söylediği bu sözler işgalcilere karşı bir direniş hareketini işaret ediyordu. Bu milli mücadele fikri ilk defa bu tarihi mekanda yazıya döküldü.
“İzmir’in işgaline karşı teşkilatlanmaların devam etmesini istiyor”
Ondokuz Mayıs Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Kaya Tuncer Çağlayan, şunları kaydetti;
“Türk milleti İzmir’in işgalini kabul etmeyecektir. Millet, Türklük duygusunu, milli hakimiyet esasını benimsemiştir” diyor Samsun’dan İstabul’a gönderdiği bir telgrafında Mustafa Kemal Paşa. Havzı Genelgesi’nde de benzer şekilde mitingler yapılmasını İzmir’in işgaline karşı teşkilatlanmaların devam etmesini istiyor.
Milli Mücadele hareketinin bu stratejisi,Amasya Genelgesi’nde daha belirgin bir şekle dönüştürülecekti. Genelge görüşmeleri 21 Haziran’da Saraydüzü Kışlası’nda başladı. 22 Haziran 1919 sabahı ise bütün dünyaya vatanın bütünlüğünün ve milletin istiklalinin amaçlandığı gür bir sesle duyuruldu. Temel ilke Türk milletinin onurlu ve özgür bir şekilde yaşamasıydı.
“Milletin istiklalini; yine milletin azim ve kararı kurtaracaktır” vurgusu Amasya Genelgesi ile yapıldı. Onu Erzurum Kongresi takip etti. Kongreden sadece 2 hafta önce Mustafa Kemal Paşa, “Sine-i Millete dönüyorum” diyerek askerlikten istifa etti. Kongre çalışmalarını sivil olarak yürüttü. “Vatan bir bütündür parçalanamaz”, “Manda ve himaye kabul edilemez” Bu tarihi kararlar Erzurum Kongresi’nde alındı. Ayrıca kongrede alınan milli iradeyi hakim kılmak esastır kararı da bir rejim değişikliğini işaret ediyor, milli mücadele adım adım Cumhuriyete doğru ilerliyordu.
“Erzurum Kongresi haddi zatında ilklerin kongresidir”
Atatürk Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. İsmail Eyyüpoğlu, “Milli sınırlardan bahsedilmesiyle birlikte işgallere karşı da topyekün mücadele kararı ilk defa Erzurum Kongresi’nde karar altına alınır. Yani Erzurum Kongresi haddi zatında ilklerin kongresidir.” değelendirmesinde bulundu.
Kongreler sürecinin son durağı ise Sivas oldu. O zamanki adıyla Mekteb-i Sultani olan Sivas Lisesi’nde toplandı kongre. Vatan sevdalıları bu salonda bir araya geldi. Mustafa Kemal, tüm dünyaya bağımsızlık mesajını bu kürsüden verdi. Kongre 7 gün sürdü, bir milletin kurtuluşunu hazırlayan kararlar alındı.
Kongrenin parolası ‘Ya İstiklal Ya Ölüm’ idi. Manda ve himaye, Sivas Kongresi ile gündemden tamamen çıkarıldı. Erzurum Kongresi ile kurulan temsil heyetinin kapsamı genişletildi. Heyet, birinci derecede söz sahibi kurul halini aldı. İşgallere karşı kurulan milli cemiyetler, Anadolu ve Rumeli Müdâfaa-i Hukuk Cemiyeti adı altında toplandı.
Türk Devleti’nin bağımsızlığı, Lozan Barış Antlaşması ile uluslararası arenada kabul edildi
27 Aralık 1919’da Atatürk ve Temsil Heyeti üyeleri Ankara’ya gitti. 23 Nisan 1920’de Türkiye Büyük Millet Meclisi açıldı. Türk ordusunun düşman karşısında planlı şekilde harekete geçmesi için hazırlıklar yapıldı. Yokluklar içinde verilen Kurtuluş Savaşı’ndan zaferle çıkılmış, işgalciler bozguna uğratılmıştı. Sıra Türk ulusunun varlığını, masada kabul ettirme savaşına gelmişti. Türk Devleti’nin bağımsızlığı, Lozan Barış Antlaşması ile uluslararası arenada kabul edildi.
“Efendiler yarın Cumhuriyeti ilan edeceğiz”
Ve takvim yaprakları 28 Ekim 1923’ü gösteriyordu. Atatürk, tarihi değiştiren o sözü söyledi. “Efendiler yarın Cumhuriyeti ilan edeceğiz”
Bir gün sonra, 29 Ekim 1923 ‘te Meclis toplandı. “Türkiye Devleti’nin hükûmet şekli artık Cumhuriyet” idi. Meclis binasında, “Yaşasın Cumhuriyet” sesleri yankılanıyordu. Ankara mebusu Mustafa Kemal, Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk Cumhurbaşkanı seçildi. Ardından atılan 101 pare top atışı, Cumhuriyetin ilanını dünyaya duyurdu.
[TÜHA Haber Ajansı, 29 Ekim 2022]