Lütfen okuyunuz!

Şimdiki neslin bir kısmı geçmişiyle alay ederken.Bu vatanı bizlere bırakan ejdadın gençliği arasındaki farkı görmeniz dileğiyle;
Lütfen resme dikkatle bakınız!

– Valideciğim, yağmurun altında niye böyle bekliyorsun?
– Trende oğlum var. Onu selametlemeye geldim.
– Oğlun kimdir; nerelisiniz?
– Söğüt’ün Akgünlü Köyü”nden Mehmedoğlu Hüseyin.
– Onu görmek ister misin, çağırayım mı?
– Sana dua ederim. Ona bir çift sözüm var.
Hüseyin, kısa zamanda bulunup getirilir. Elini öpen oğlunu bağrına basan ana, ona son olarak şu nasihati yapar:
-Hüseyin’im, yiğit oğlum benim!.. Dayın Şıpka’da, baban Dömeke’ de, ağaların Çanakkale’de şehit düştüler. Bak son yongam sensin. Eğer minarelerden ezan sesi kesilecekse, caminin kandilleri sönecekse sütüm sana helal olmasın! Öl de köye dönme. Yolun Şıpka’ya düşerse dayının ruhuna bir Fatiha okumayı unutma. Haydi oğul! Allah yolunu açık etsin.
Hüseyin, anacığının elini öper; ancak bunun son öpüşü olduğunu nereden bilebilirdi ki!.. Yaşlı gözlerle oğluna bakan bu ana, son evladını da dualarla bu şekilde cepheye uğurlar…
İşte aşağıdaki resim bu abidevi kahramanlığın, din ve millet, vatan muhibbanın günümüze kalmış, kalp burkan içli bir hatırasıdır.
“Oğlum sende bizim İsmail’ imizsin, seni Allah için vatan için kurban gönderiyoruz” diyerek evladını şehit verip, 14 yaşındaki son evladını cepheye uğurlayan ellerinden öpülesi anamız.
Şu garibanlığa bakın; üstte yok, elde yok, ayakta yok!
Var olan, mangal gibi yürek ve sarsılmaz iman..
Azmin ve imanın her türlü güce galebe çaldığı, tarihte eşine az rastlanan, namusu, vatanı ve milletinin bekası için gözlerini kırpmadan canlarını veren yüz binlerce kahramanın eseri Çanakkale Zaferi ile 106 yıl önce destan yazan tüm kahramanlarını bir kalbî buruklukla, rahmet ve minnetle yad ediyoruz.
BAZI BORÇLAR ÖDENMEZ
Bu vatan bu imanla kazanıldı.
Rabbim tüm şehitlerimize imanlı ejdadımıza rahmet eylesin!
Yorumlar