enflasyonemeklilikötvdövizakpchpmhp
SON DAKİKA
10:57 Adalar Müzesi’nden yeni sergi
10:35 Tunceli ve Ovacık’a kayyum atamalarına muhalefetten tepki: ‘İrade gaspıdır, hukuki değildir’
10:20 İçişleri Bakanlığı, Tunceli ve Ovacık Belediyelerine görevlendirme yaptı
10:02 Suç ve Ceza Film Festivali başladı, Jethro Tull İstanbul’u geldi!
00:50 Yılmaz: UCM’nin katil soykırımcı Netanyahu için tutuklama kararı insanlık için dönüm noktası
00:36 Kocaelili Hakem Arzu Görgün’e uluslararası görev
00:12 TUSAŞ’tan Çanakkale temalı HÜRJET paylaşımı
00:08 Usulsüz çakar kullananlara yeni cezalar belli oldu
00:07 Ruhsatsız silah taşıyanlara dört yıl hapis cezası
00:06 Irak ve Suriye’nin kuzeyinde 9 terörist etkisiz hale getirildi
00:05 Katil soykırımcı İsrail, bölgede saldırılarını ve katliamlarını acımasızca sürdürüyor
00:05 Katil soykırımcı Netanyahu için tutuklama kararı: Şimdi ne olacak?
00:04 Bakan Fidan’dan BRICS açıklaması: Ortaklıkla ilgili bir teklif aldık
00:03 Asya Açılımı’nın jeopolitik yansımaları
00:03 Gazze’de katil soykırımcı İsrail’in suç ortağı ABD’den Uluslararası Ceza Mahkemesi’nin İsrailli üst düzey yetkililerle ilgili yakalama kararına tepki: “Kararı reddediyoruz”
00:03 TÜBİSAD: Türkiye’nin geleceğini bilişim sektörü, bilişim sektörünün geleceğini ekosistem ekonomisine geçiş belirleyecek  
00:02 Bakan Prof. Dr. Vedat Işıkhan, “AK Parti, 11 milyonu aşkın üyesiyle Türkiye’nin en büyük sivil toplum hareketidir”
00:02 Kocaeli Folklor Spor Kulübü şampiyonluk ünvanını korudu
00:01 Kocaeli Ticaret Odası’nın standına 2. Uluslararası Sağlık Turizmi Fuarı’nda yoğun ilgi
00:01 2025 İç Güvenlik Ekipmanları Fuarı (İGEF) için hazırlıklar başladı
TÜMÜNÜ GÖSTER →

Macron’un özgür dünyasında İslam’a yer yok

Macron’un özgür dünyasında İslam’a yer yok
10.11.2020
A+
A-

TÜHA HABER / Star Gazetesi ‘Açık Görüş’ yazarı Analist, Stratejik Yönetim Danışmanı Alp Cenk Arslan, ‘Macron’un özgür dünyasında İslam’a yer yok’ başlıklı yazısında, İslam’a yönelik ayrımcı söylemin geçmişte radikal örgütlere ve marjinal politik partilere has bir araçken, bugün Avrupa’nın birçok ülkesinde ana akım politik hareketler ve liderlere, dolayısıyla siyasetin merkezine intikal ettiğine dikkat çekiyor.

Alp Cenk Arslan, “Liderler bu tavrı, İslamofobik söylemleri kendi toplumları nezdinde meşrulaştırmakta, Batılı toplumlar gün geçtikçe bu ayrımcı dile alışmaktadır” diyor.

Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’un bir “İslam Sorunu” yaratma konusunda oldukça istekli göründüğünü söyleyen Alp Cenk Arslan, 2020 Şubat ayından beri ayrıntılarını kamuoyuyla paylaştığı ve Fransa’daki Müslümanları birincil hedef haline getiren Ayrılıkçılık Yasa Tasarısı, Fransız Cumhurbaşkanının giderek daha “kültürel değer” kavramına vurgu yaptığı kürsü konuşmalarıyla birleşince yakın dönemde yalnızca Fransa’da değil tüm Batı Avrupa ülkelerinde gözler önüne serilecek yeni bir güvenlik paradigmasını haber verdiğinin altını çiziyor.

Alp Cenk Arslan, “Macron’un söylem üzerinden İslam’ı güvenlikleştirme/ bir tehdit alanı haline getirme girişimi ise geçtiğimiz günlerde görüldüğü gibi yeni şiddet olaylarına zemin de aralıyor. Bu temel sorundan hareketle Avrupa’da son haftalarda yaşanan şiddet olaylarını da hesaba katarak kültürel ve toplumsal açılardan derinlemesine bir değerlendirme yapmamız gerekiyor” ifadesini kullanıyor.

Macron’un ‘özgür dünyası’

“Macron 2017 Mayıs ayında rakibi aşırı sağcı Marine Le Pen’e karşı ezici bir oy oranıyla Cumhurbaşkanlığı’nı kazandığında, kendisini oldukça karmaşık bir dünyada buldu” diye konuşan Alp Cenk Arslan, zira göreve gelmesinden önceki yıl dünyada bir paradigma değişikliğini gündeme getiren bir olaylar silsilesi yaşandığını hatırlatıyor.

Alp Cenk Arslan, Amerika Birleşik Devletleri 2016 Kasım’ında korumacı, söylemsel düzeyde “politik doğrucu” ve göçmenlere yönelik şahin tutumlarıyla bilinen Donald Trump’ı başkan seçtiğini, Birleşik Krallık vatandaşlarının, kampanya sürecinin önemli kısmının göç karşıtlığı üzerine kurulan ve Brexit olarak adlandırılan Avrupa Birliği’nden ayrılma kararını verdiğini, Avrupa ekonomisinin lokomotifi olan, göç konusunda daha pozitif politikalar uygulamaya gayret eden Almanya’nın Şansölyesi Merkel’in ise uzun süreli liderliğini bir süre sonra sonlandıracağına dair emareler vermeye başladığının altını çiziyor.

Kültürel değer vurgusu

Tüm bu gelişmeler Avrupa’nın ikinci en büyük ekonomik gücü olan ve askeri açıdan avantajlarına güvenen Fransa’nın Cumhurbaşkanı Macron’un kendisini “özgür dünyanın lideri” olarak konumlamasına yol açtığına vurgu yapan Alp Cenk Arslan, “Macron’a görevinin birinci yılının sonunda, 2018’de Almanya Aachen’de Avrupa Birliği’ni muhafaza edenlere verilen Karlspries ödülünün verilmesi de bu tavrını pekiştiren gelişmelerden birisi oldu”ğunu ifade ediyor.

Alp Cenk Arslan, “Macron ödül töreninde yaptığı konuşmada Avrupa değerlerinden ve çeşitlilikten bolca söz ederken Birliğin gücünü arkasına almayı hedeflediği, ancak bu konuşmada Avrupa’da yaşayan milyonlarca Müslüman’ın yaşadığı ayrımcılıktan söz etmemesinin kurduğu stratejiyi ele verir nitelikteydi. Dolayısıyla, Macron’un özgür ve “kültürel değerleri vurgulayan” dünyasında İslam’a yer olmadığını söylemek fazla abartılı olmayacaktır” değerlendirmesinde bulunuyor.

“Peki Macron’un bu söylemlerinin arkasında hangi ulusal kaygılar ve hırslar yatıyor? İktidara geldiğinden itibaren sıklıkla zuhur eden Sarı Yelekliler gibi sokak hareketleri ve bu tür eylemler sürecinde hükümetin gösterdiği tavır Macron’u 2022 seçimlerinde ihtiyacı olan orta sınıf/ merkez seçmenden koparmış görünüyor” diyen Alp Cenk Arslan, “Öyle ki Fransız Cumhurbaşkanlarının trajedisi olan, göreve geldikten sonra popülaritelerinin giderek düşmesi durumu, Macron özelinde daha vahim istatistikleri öne çıkarıyor. Böylelikle Macron riskli bir taktik olan, yükselen aşırı sağ popülarite bağlamında İslamofobik söylemi sahiplenirken, ayrıca bunu “Batılı değerlerle” birleştirerek dengeli bir meşruiyet yaratıyor. Buna Macron’un uluslararası arenada bir sembol olarak öne çıkma hırsı da eklenince ortaya devlet dairelerinin duvarlarına yansıtılan Hz. Muhammed karikatürleri gibi trajik bir tablo çıkıyor” diyor.

Analist, Stratejik Yönetim Danışmanı Alp Cenk Arslan, Macron’un bir süredir dile getirdiği “İslamcı ayrılıkçılık” kavramı 2020 yılında, tasarısı hazırlanan Ayrılıkçılık Yasası’na dönüştüğünü açıklıyor.

Alp Cenk Arslan, geçtiğimiz yıllarda Fransa’nın önde gelen düşünce kuruluşlarından Institut Montaigne’in “İslamcılığın Üretimi” ve “Bir Fransız İslamı Mümkündür” raporlarının Macron’un bu tasarı ve politikalarına fikri zemin hazırlamak üzere üretildiğinin görüldüğünüe dikkat çekiyor.

‘Aydınlık İslam’

Macron’un geçtiğimiz ay başında detaylarını açıkladığı yasa tasarısının ise 2021 başında yasalaşmasının beklendiğini ifade eden Alp Cenk Arslan, şöyle devam ediyor:

“Bu tasarı camilerin ve finansmanlarının daha etkin takibi, STK’ların laikliğe bağlılık sözleşmesi imzalaması, yurtdışından gelen imamlarla ilgili uygulamaların sona erdirilmesi, Türkiye’nin de dahil olduğu yabancı dil dersleri anlaşmasına son verilmesi, okul kantinlerindeki helal menülerin ve havuzlarda erkek-kadın bölümü ayrımı yapma uygulamalarını kaldırma yetkisinin valiliklere verilmesi, Arapça derslerin devlet tekeline geçirilmesi gibi değişiklikler içeriyor”.

Alp Cenk Arslan, Macron’un tasarının ayrıntılarını açıkladığı konuşmalarında “aydınlık İslam”, “dış etkilerden arındırılmış İslam” gibi tanımlamalarla Fransa Müslümanları üzerinde yaratılacak baskının detaylarını verdiğinin altını çiziyor.

“Gelinen noktayı net bir şekilde ortaya koymak gerekiyor” diyen Alp Cenk Arslan, . “İslamofobi tarihsel ilerleyişinde yeni bir evreye varmıştır. İslam’a ve Müslümanlara yönelik ayrımcı söylem geçmişte radikal örgütlere ve marjinal politik partilere has bir araçken, bugün Avrupa’nın birçok ülkesinde ana akım politik hareketler ve liderlere, dolayısıyla siyasetin merkezine intikal etmiştir. Liderlerin ve merkez hareketlerin bu tavrı, İslamofobik söylemleri kendi toplumları nezdinde meşrulaştırmakta, Batılı toplumlar gün geçtikçe bu ayrımcı dile alışmaktadır” açıklamasında bulunuyor.

Güvenlik krizleri

Analist, Stratejik Yönetim Danışmanı Alp Cenk Arslan, şunları kaydediyor:

“Emmanuel Macron’un İslam’ı bir tehdit alanı haline getirme girişimleri ne yazık ki hem Fransa’da hem de Avusturya’da terör hadiselerini tetikledi. Bu siyasal tavırlar ve ardından yaşananlar yakın gelecekte Avrupa’da güvenlik krizlerini derinleştireceğe benziyor. Küresel gündemin yeniden Batı’da terör hadiseleri ve İslamofobik söylem kıskacına saplanması ise çokkültürlülüğü sona erdirme ve coğrafi homojenleşme/arınma gönüllülerini daha çok teşvik ediyor. Macron da bu saplantıyı derinleştirme görevini ifa ediyor. Böyle bir “özgür dünyada” yaşamak ister miydiniz? Şahsen istemezdim”. https://twitter.com/cenkarslan

HABER : Ataner YÜCE

[TÜHA Haber Ajansı, 10 Kasım 2020]

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.