Muhalefetin “Siyaset” Arayışları
TÜHA HABER / SETA Genel Koordinatörü Prof. Dr. Burhanettin DURAN, CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu’nun, yeniden erken seçim tartışması başlattığını hatırlatarak, şöyle devam ediyor:
“Hem de bu defa MHP lideri Bahçeli’ye “yeter artık de ve Türkiye’yi seçime götür” çağrısı yaptı. Bu çağrının Akşener’e yapılan “eve dön” davetinin mahcup bir karşılığı olduğu ortada”.
SETA Genel Koordinatörü Prof. Dr. Burhanettin DURAN
Prof. Dr. Burhanettin DURAN, Kılıçdaroğlu’nun ziyaretine gittiği DEVA Partisi Genel Başkanı Babacan’ın da geri durmadığını, mevcut sistemin 2023 Haziran’a kadar dayanamayacağını ileri sürdüğünü söylüyor.
Erken seçim tartışmasının hiçbir karşılığının olmadığının açık olduğunu ifade eden Prof. Dr. DURAN, AK Parti’nin, iktidarının on sekizinci yılını yeni bir milyon üye ile kutlamaya hazırlandığını ve Bahçeli’nin ise kurulmasına büyük katkı verdiği cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminin yerleştirilmesiyle ilgili önerilerde bulunmakla meşgul olduğunun altını çiziyor.
Prof. Dr. Burhanettin DURAN, “Aslında muhalefet partileri de söyledikleri cümlelerin bir etki oluşturmasını ummuyor. Yinelenen erken seçim çağrılarının sebebi muhalefetin siyaset üretememesi. İçine sıkıştıkları çerçevenin bir türlü dışına çıkamaması”na vurgu yapıyor.
Prof. Dr. DURAN, şöyle devam ediyor:
“Cumhurbaşkanı Erdoğan, Suriye, Libya, Doğu Akdeniz’den Dağlık Karabağ konusuna kadar iç-dış politika etkileşimi denkleminde kurduğu dengeyi rahatlıkla yönetebiliyor. Cumhur İttifakı dört şeyi açık ara farkla muhalefetten daha iyi yapıyor:
- Yeni sistemle yerleşen ittifak siyasetini yönetmek.
- Başta dış politika ve güvenlik alanları olmak üzere somut politikalar geliştirmek.
- Bu politikaların haklılığını Türk milletine anlatabilmek.
- Ayasofya’dan barolara birçok konuda pro-aktif şekilde iç gündemi belirlemek.
Bunların hepsi gözleri ülkenin sorunlarına çözüm bulma mercii olarak Erdoğan’a çeviriyor.
Muhalefete kalan ise bir yanıp bir sönen kişisel polemikler. Bu bazen Kılıçdaroğlu’nun “Katar emiri önünde eğilme” saçmalığına kadar varsa da sonuç değişmiyor. “Muhalefet çözüm üretecek yerde değil” algısı değişmiyor. “İktidarın dünyayı daha iyi okuduğu ve gereğini yaptığı” kanaati gücünü koruyor.”
“Bir süredir muhalefet, bahsettiğim çıkmazdan nasıl kurtulabileceğini tartışıyor. Bir kısmı HDP’ye de sahip çıkarak “demokrasi ve hukuk devleti” adına iktidara “sert muhalefet yapılması” görüşünde” olduğuna işaret eden Prof. Dr. Burhanettin DURAN, diğer kısmının ise bunun kutuplaşmayı artıracağını ve zaten düşüşte olan iktidara yarayacağını düşündüğünü söylüyor.
Prof. Dr. Burhanettin DURAN, “İktidarın oyununa düşmeyelim” kaygısının iki görüşün de ana noktası olduğunun altını çiziyor ve şöyle devam ediyor:
“Sert ya da yumuşak muhalefet fark etmiyor, sonunda iktidarın elini güçlendiriyor. Bunun farkında olan daha sofistike görüş ise muhalefetin Erdoğan karşıtlığı etrafındaki pasif ve savunmacı toparlanmasını yetersiz buluyor. Sadece “Erdoğan’dan kurtulmayı” değil, “iktidar olmayı” hedeflemeyi öneriyor. Yani, Kılıçdaroğlu’nun Millet İttifakı etrafındaki partileri bir arada tutma gayreti yeterli değil. Parlamenter sisteme dönüş dahil “iktidar projeksiyonu” içeren somut politikalar önerilmeli”.
Prof. Dr. DURAN, Muhalefetin politika önermesinin demokrasimizi güçlendireceğini, ancak her önerinin birleştirdiği kadar da ayrıştırıcı da olabileceğine dikkat çekiyor.
“Muğlak bir tutkala tutunanlar ortalık netleşince iç tartışmaya daha çok düşebilir” diyen Prof. Dr. Burhanettin DURAN, “Bu sebeple CHP’nin muhalefet partilerini “asgari müşterekte” birleştiren politikalar üretmesi hem çok zor hem de hayli riskli. HDP’nin konumu bile sadece İYİ Parti açısından değil, CHP tabanının bir kısmı açısından da yönetilemeyecek marjinallikler içeriyor. Suriye ve Irak’taki PKK-YPG’nin varlığı ve girdiği taşeron ilişkisi olduğu sürece iktidarın bu konuları domine etme imkânı var” diyor.
Prof. Dr. Burhanettin DURAN, Muhalefetin elbette “iktidarın oyununa gelmemek” için kendi arasındaki ayrılıkları baskılayabileceğini hatırlatıyor, ama kaçınılmaz şekilde, kimlik siyasetleri açısından parçalı partileri somut önerilerle bir araya getirip tartıştırmanın iktidarın yeni hamlelerine de alan açabileceğini ifade ediyor.
“Kaldı ki, iktidarın “yerli-milli” formülü ile kurduğu ortak alan ve muhayyile zannedilenden daha güçlü. Küresel ve bölgesel türbülans, Türkiye’nin varoluşsal kaygılarını besleyen mahiyette” diyen Prof. Dr. DURAN, “Mesele, sanıldığı gibi iktidarın “beka sorununu” kullanması değil. Ciddi meydan okumalara çözüm bulma meselesi. “Herkesle iyi ilişki kuralım” demek etrafımızdaki güç mücadelelerini bitirmiyor. Ben yine de muhalefetin somut politikalar getirmesine taraftarım. Daha renkli bir siyasi ortam olacağı şüphe götürmez” diye kaydediyor..
HABER : Ataner YÜCE
[TÜHA Haber Ajansı, 15 Ekim 2020]