Mültecilerin siyasi malzemeye dönüştürülmesi
BERLİN – TÜHA HABER / Türkiye, 1 milyon Suriyeli sığınmacıyı Suriye’nin kuzeyine yerleştireceğini açıkladı. Bu bölgenin demografisini büyük ölçüde değiştirebilir. Sığınmacılar ise güvenlik ve gelecek korkusu içinde.
Suriyeli sığınmacıların durumu ne olacak? Sayıları resmi rakamlara göre 3 milyon 800 bin olan Suriyeli sığınmacılar ülkelerindeki savaştan kaçarak Türkiye’ye geldiler ve yıllardır da Türkiye’de yaşıyorlar.
Şimdi ise Ankara “1 milyon Suriyeli sığınmacıyı ülkelerine dönmeye cesaretlendirmeyi hedeflediğini” açıkladı. Konuyla ilgili bu yöndeki açıklama Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’dan geldi. Sığınmacıların yerleştirileceği söylenen bölge ülkenin kuzeyinde, kısmen de Kürtlerin çok yoğun yaşadığı bir coğrafya. Türkiye söz konusu bölgede etkisini Kürtlerin aleyhinde artırıyor.
Erdoğan’ın sığınmacıları Suriye’ye göndermesine ilişkin plan Salam Said’e göre yeni değil. Alman Friedrich Ebert Vakfı’nın Suriye konusundaki uzmanlarından, iktisatçı olan Said, öncelikle söz konusu projenin 2019’da geliştirildiğini hatırlatıyor. Bu konuda Edoğan’ın şimdi harekete geçmesinin ise üzerinde artan siyasi baskıyla bağlantılı olabileceğini düşünüyor. Önümüzdeki senenin yazında Türkiye’de cumhurbaşkanlığı seçimleri yapılacağını da hatırlatan Said, o zamana kadar Erdoğan’ın seçmenine bir şeyler sunması gerektiğini belirtiyor ve “Şu dönemde hele hiç de kolay değil” diye de ekliyor.
Türkiye aylardır zorlu bir ekonomik ve mali krizin içersinde. Türk Lirası gün geçtikçe değer kaybetmeye devam ediyor. Aşırı sağcılar artan bu ekonomik sıkıntıdan Suriyeli sığınmacıları sorumlu tutuyor. Bunun sonucu olarak da Türkiye’de Suriyeli sığınmacılara yönelik hava giderek kötüleşiyor. “Dolayısıyla da Erdoğan bu duruma tepki göstermek zorunda” diyor Said. Suriyelileri geri gönderme fikri Erdoğan’a uygun bir çözüm olarak görünmüş olmalı” diye de sözlerini sürdürüyor.
Fotoğraf: Metin Aktas/AA/picture alliance
Erdoğan diğer siyasi planlarını da hayata geçiyor
Suriye uzmanı Salam Said, sığınmacıların Kuzey Suriye’ye yerleştirilmesi fikri ile Türkiye Cumhurbaşkanı’nın uzun süredir hedeflediği bir planı da hayata geçirmeye çalıştığını iddia ediyor. Türkiye’nin 2016’da Suriye’nin kuzeyindeki bazı bölgelere girdiğini hatırlatan Said, söz konusu bölgede yaşayan Kürtlerin de o zamandan beri baskı altına alındığını kaydediyor. Said’e göre Erdoğan’ın hedefi Kuzey Irak’taki gibi bir bölgesel ve otonom Kürt yönetimi kurulmasını engellemek.
Said’e göre, eğer Erdoğan yaklaşık 1 milyon Suriyeli Arap sığınmacıyı Suriye’nin kuzeyine yerleştirmeyi başarırsa, bu o bölgede yaşayan Kürtlere büyük darbe olacak. Böyle bir adım o bölgedeki demografik yapıyı genel olarak Kürtlerin aleyhine çevirebilir. Ve oradaya yaşayacak Suriyeli Arap sığınmacılar da Türkiye’nin desteğine ihtiyaç duymak durumunda kalır. Böylece siyasi ve ekonomik olarak Türkiye’ye de bağımlı olabilir. İlaveten Türkiye Suriye’nin kuzeyindeki bir bölümü tamemen kendi kontrolü altına almış olacak.
Fotoğraf: Felat Bozarslan/DW
Şam’ın suçlamaları neler?
Bu arada Suriye Dışişleri Bakanlığı Erdoğan’ın sığınmacıları ülkenin kuzeyine yerleştirme planlarına oldukça sert sözlerle tepki verdi. Suriye Dışişleri Bakanlığı, Ankara’nın planını, Türkiye’nin Suriye’de yapmak istediği bir “etnik temizlik” olarak niteledi. Suriye resmi haber ajansı Sana’nın bildirdiğine göre, Suriye Dışişleri Bakanlığı “Erdoğan’ın ucuz açıklamalarının kendi agresif rejiminin Suriye’ye yönelik oyununu ortaya koyduğunu” da savunuyor. Şam rejiminin böyle oyunları kesinlikle reddettiğini de vurguluyor. Sana haberinde ayrıca, Suriye rejiminin, diğer ülkelere çağrıda bulunarak onları Türkiye’nin projelerine mali destek vermemeye ve Ankara’yı desteklememeye davet ettiğini de bildiriyor.
“Kendi siyasetinin enkazı içinde bir rejim”
Suriye uzmanı ve Birleşmiş Milletler eski danışmanı Carsten Wieland, devletler hukuku açısından bakıldığında Cumhurbaşkanı Erdogan’ın planlarının Suriye’nin egemenlik haklarını ihlal ettiği fikrini taşıyor. Öte yandan uzman Wieland, Şam rejiminin kendi izlediği politikalara bakıldığında, Ankara’ya, insanları yaşadıkları bölgeden sürme suçlaması yöneltmesinin çifte standartlı olduğunu da belirtiyor.
Wieland, Suriye’de Esad rejimine karşı düzenlenen protestoların başlamasından bu yana Şam’ın milyonlarca Suriyeliyi kendi ülkesinde veya dışarda sığınmacı haline getirdiğini de hatırlatıyor. Dolayısıyla Suriye yönetiminin açıklamalarını riyakar olarak niteliyor ve “Şimdi içinde bulunduğu durumdan Şam yönetimi asıl kendi sorumlu” diyor. Wieland, “Şam, kendi politikalarının ve ülkedeki ayaklanmaları bastırırken kullandığı ve ülkeyi parça parça eden şiddetin enkazı önünde duruyor” yorumunu yapıyor.
Fotoğraf: Felat Bozarslan/DW
Sığınmacılar endişe içinde
Türkiye’de yaşayan sığınmacılar ise Erdoğan’ın yaptığı açıklamalar nedeniyle oldukça endişeli ve geleceklerine dair durumun belirsizleşmesinden korkuyor. Gerçek adını açıklamak istemeyen Ahmed diye adlandıracağımız sığınmacı da onlardan biri. Deutsche Welle’ye konuşan 25 yaşındaki Ahmed, yaklaşık üç senedir İstanbul yakınlarında yaşıyor. Bir keresinde polis tarafından ağır şekilde dövüldüğünü ve ülkesine geri döneceğine dair taahhüt belgeleri imzalamaya zorlandığını anlatıyor. Bu yaşadıklarına güvenlik güçlerinin gösterdiği gerekçenin ise seyahat izni almadan seyahat etmek iddiası olduğunu söylüyor. Böyle bir durumun da kendisinin Suriye’ye zorla sınır dışı edilmesi sonucunu yaratabileceğinden endişe ediyor.
Yine gerçek adını açıklamak istemeyen, iki çocuğu ve eşiyle İskenderun’da yaşayan bir başka Suriyeli sığınmacı kadın, Türkiye’deki varlıklarının tehdit altına girdiğini düşünüyor. Deutsche Welle’ye konuşan kadın sığınmacı, “Suriye’de kentimize Şam Ordusu’nun düzenlediği bombalı saldırılar yüzünden yaşadığımız kabusun ardından burada (Türkiye’de) geçirdiğimiz seneler görece daha düzenliydi. Umudumuz önümüzdeki günlerde Türk vatandaşlığını da almaktı. Ancak son günlerde yapılan açıklamalara baktığımız en büyük korkumuz her an, her dakika sınır dışı edilebileceğimiz yönünde” diye tedirginliğini dile getiriyor.
Yine benzer endişeleri dile getiren ve gerçek adını söylemek istemeyenlerden bir diğeri de 24 yaşındaki Suriyeli sığınmacı Muhammed. Babasının 2019 yılında Rus güçlerinin İdlib‘e düzenlediği saldırıda ölmesinin ardından 2020’de Türkiye’ye gelmiş ve burada gazeteci olarak çalışmaya başlamış. “Ailem de ben de bizden birilerinin sınır dışı edilmesinden, ailemizin parçalanmasından ve elimdeki işi kaybetmekten korkuyoruz” diye kaygılarını ifade ediyor. “Evimin olduğu bölge Esad rejiminin kontrolü altında olduğu sürece benim Suriye’de çalışmamın ve yaşamamın imkanı yok” diye de sözlerini sürdürüyor.
BM eski danışmanlarından, Suriye uzmanı Carsten Wieland, Erdoğan’ın Suriyelileri gönderme planındaki sorunlu bir diğer noktanın da, Türkiye’nin Kürt bölgelerine düzenleyeceği yeni müdahalelerin o bölgede başka sürgünlere de yol açabileceği ihtimali olduğunu belirtiyor. Wieland, “Türkiye başka bölgeleri de işgal edebilir ve onları kendi kontrolündeki bölüme de entegre edebilir ve o durumda da diyebilir ki; 1 milyon Suriyeli sığınmacı Esad’ın kontrol ettiği bölgeye yollanmadı ve onun misilleme ve keyfi uygulamalarına maruz kalmayacak” diyor.
Kersten Knipp, Jennifer Holleis
Bu haber İdlib’den Omar Albam’ın desteğiyle hazırlanmıştır.
Haber, değiştirilmeden kaynağından otomatik olarak eklenmiştir
[TÜHA Haber Ajansı, 28 Mayıs 2022]