Ortadoğu’da değişim mi?
TÜHA HABER / Ortadoğu yüzyıllardır dünyanın merkezi coğrafyalarından birisi. Petrol öncesi ve sonrası, Obama öncesi ve sonrası, Arap Baharı öncesi ve sonrası, DEAŞ öncesi ve sonrası vs. fark etmeksizin bölge merkeziliğini koruyor.
Doç. Dr. Ufuk ULUTAŞ
Ondan uzaklaşmak isteyen (Obama dönemini hatırlayın) kendisini Ortadoğu meselelerinin ortasında buluyor. Biden’ın ABD başkanlığına seçilmesi de bu hakikati değiştirmeyeceği gibi, muhtemelen bölgeden daha fazla söz etmemize yol açacak.
Biden henüz başkanlık koltuğuna oturmadan bölge aktörleri Biden döneminin fiyatlandırmasını yaptı. Yavaş yavaş bölgesel okumalarını, mevcut ilişkilerini ve fırsat/tehdit analizlerini yapmaya başladılar. Yanlış anlaşılmasın; Ortadoğu elbette kendi müstakil dinamiklerine sahip bir bölge, fakat ABD’nin bölge politikalarının da bölge için önemli sonuçları var. Bu sebepten hem Biden’a devir teslim yapacak yönetim hem de bölgesel aktörler bir çeşit geçiş dönemi atmosferine girdi.
En güçlü etki İran’da hissedildi. Fahrizade suikastı İran için ikinci Süleymani etkisi uyandırdı. Daha önemlisi ise bu geçiş döneminde olası Amerikan politikalarındaki değişimi yönlendirme çabasıydı. Biden İran’a karşı Trump’tan farklı şekilde diyaloğu tercih edeceğini söylemişti. Bu ifadeler İsrail ve Körfez ülkelerinde güçlü bir şekilde yankılandı. Güçlü işaretler olsa da Fahrizade suikastını her kim gerçekleştirdiyse, suikastın İran-ABD ilişkilerinin geleceğini hedef aldığı açık. Biden döneminde, Obama dönemine benzer bir İran yaklaşımının engellenmesi İran karşıtı bloğun önceliği olacak gibi duruyor.
Bu anlayış bölgesel aktörleri birtakım yeniden hesaplamalara sürüklemişe benziyor. Muhtemel Katar-Suudi Arabistan normalleşmesi bunun örneklerinden sadece bir tanesi. BAE’nin aksine Suudi Arabistan Katar’la normalleşmeye daha sıcak yaklaşıyordu. BAE ideolojik/obsesif dehlizlerde boğulurken, Suudi Arabistan anlamsız Körfez gerginliğini değişen küresel/bölgesel şartlar çerçevesinde bir yumuşak karın olarak görüyordu. Belki de Trump Yönetimi son bölgesel hamlesi olarak bu normalleşmeyi kolaylaştırıcı adımlar atacak. Bu normalleşme Suudi Arabistan için de bir jeopolitik testi olacak.
Bu dönemde BAE gibi aktörlerin tepkilerini ve atacağı adımları yakından izlemek lazım. Bu aktörler Katar-Suudi Arabistan normalleşmesini ve bölgedeki tüm gerginlik azaltıcı inisiyatifleri sabote etmeye çalışacaktır. Çünkü organik normalleşmeler en başta taşeron güçlerin hareket alanını kısıtlamakta.
[TÜHA Haber Ajansı, 05 Aralık 2020]