Parkinson hastalığında tedavi yaklaşımları ve düzenli takibin önemi

* DoktorTakvimi Nöroloji Uzmanlarından Prof. Dr. Yahya Çelik, hastalığın kesin nedeninin henüz bilinmediğini ancak içme sularındaki kimyasallar ve tarım alanlarında kullanılan kimyasal gübre atıkları gibi çevresel faktörlerin, kafa travmalarının ve ailesel-genetik etkilerin hastalığın ortaya çıkmasında rol oynayabileceğini belirtti.
* Detayı haberimizde!…
TÜHA / TÜRKUAZ İnternational News Agency
Parkinson hastalığının tıbbi olarak tarifinin ve isminin Prof. Dr. Yahya Çelik, Parkinson hastalığının genellikle sinsi başlangıçlı ve yavaş ilerleyen bir hastalık olduğunu, 60 yaş üzerindeki bireylerde görülme sıklığının yüzde 1, 80 yaş üzerinde ise yüzde 3-4 oranında olduğunu dile getiriyor. Ayrıca, hastalığın nadiren 60 yaş altında da ortaya çıkabildiğini ifade ediyor.
“Tanının erken konulması, düzenli doktor takibi ve eşlik eden diğer hastalıkların kontrolü, hastalığın neden olacağı özürlülük ve ölüm oranlarını azaltacaktır” diyen Prof. Dr. Yahya Çelik, kemik ve kasların kuvvetlendirilmesi için D vitamini, kemik erimesi tedavisi, düzenli egzersizler ve lifli besinlerin önem taşıdığını belirtiyor.
Düzenli kontroller oldukça önemli1817 yılında James Parkinson tarafından konmasına rağmen, tarihçesinin Eski Ahitlere, Ayurvedalara kadar dayandığını belirten DoktorTakvimi Nöroloji Uzmanlarından Prof. Dr. Yahya Çelik, “Parkinson hastalığı, hareketlerde yavaşlama, özellikle ellerde istirahat halindeyken ortaya çıkan titreme ve yürüme-denge bozuklukları belirtileriyle seyreden bir hastalıktır. Hastalık çoğunlukla tek taraflı başlayıp ilerleyen dönemlerde vücudun diğer yarısına da yayılır. İlerleyen evrelerde düşme atakları, denge bozukluğu, unutkanlık, uyku problemleri ve psikolojik etkilenmeler de görülebilir. 30-40 yaşlarında da başlayan formları olabildiği gibi, ailesel de olabilmektedir” diyor.
Hastalığı tetikleyen nedenler
Parkinson hastalığının tam nedeninin bilinmediğini belirten Prof. Dr. Yahya Çelik, “İçme sularındaki kimyasallar ve tarım alanlarında kullanılan kimyasal gübre atıkları gibi çevresel faktörlerle birlikte, kafa travması veya ailesel-genetik faktörler Parkinson hastalığının ortaya çıkmasında etkili olabilir. Bu etkenlerin etkisiyle beyin sapında dopamin üreten hücrelerdeki yıkım, vücudumuzdaki hareket koordinasyonunu ve ahengi bozarak hastalığa yol açmaktadır” şeklinde konuşuyor.
Hastalığın tedavisiyle ilgili bilgiler veren Nöroloji Uzmanı Prof. Dr. Yahya Çelik, “Parkinson hastalığının tedavisinde ağızdan alınan haplar, ağızdan ilaç alımının etkili olamadığı durumlarda cilt altı iğneler, mideden açılan bir delikle verilen ilaçların direkt mideye verilmesi gibi yöntemler kullanılmaktadır. Bu tedavilere cevap vermeyen ya da şiddetli vakalarda bazı beyin ameliyatları ve halk arasında beyin pili denilen yöntemler de uygulanabilmektedir. Özellikle son 15-20 yıldır ilaç tedavisine cevap vermeyen hastalarda cerrahi yöntemler bir seçenek olarak görülmektedir. Beyne yerleştirilen pil uygulamaları (derin beyin stimülasyonu), beyindeki motor hareketlerle ilgili merkezlerde anormal derecede artmış aktiviteyi azaltmayı amaçlamaktadır. Tedavide, bu hastalığın uzmanı olan bir hekimle düzenli kontroller yapılması, hastalığın ilerlemesini izlenmek açısından oldukça önemlidir. Ayrıca, eşlik eden hipertansiyon, şeker hastalığı, kalp hastalığı, uyku problemlerinin iyi tedavi edilmesi, düzenli spor aktivitelerinin yapılması hastalığın ilerlemesini yavaşlatabilir” diyor.
Haber* Sezin Bulum