enflasyonemeklilikötvdövizakpchpmhp
SON DAKİKA
09:33 Bakan Uraloğlu, “YHT’ler 97 milyon yolcu taşıdı”
09:30 KKTC Cumhurbaşkanı Tatar, Ankara’da Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı (TİKA) tarafından verilen iftar yemeğine katıldı…
08:23 Ralli Sezonu Marmaris’te Açıldı!
08:17 (BM) Genel Sekreteri Guterres’in ev sahipliğindeki 5+1 gayriresmi Kıbrıs toplantısı Cenevre’de yapılacak…
08:05 Seri Muhakeme ve Basit Yargılama Usulleri başarıyla uygulanıyor!
07:48 Türk Devletleri Teşkilatı ve Türkiye’nin Stratejik Yükselişi: Dış Politika Perspektifi
18:39 ABD Başkanı’nın Özel Temsilcisi, bu hafta Moskova’ya gidecek
17:29 Akkuyu Nükleer Güç Santrali’nin (NGS) Basınç kompansatörü, birinci devrede basıncı oluşturmak ve belirlenen sınırlar içinde tutmak için tasarlandı.
17:09 Cumhurbaşkanı Erdoğan: Zalime karşı mazlumun safındayız
16:48 İletişim Başkanlığı’ndan alanında bir ilk: Stratejik İletişim Kitaplığı
16:35 İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, başıboş köpek sorunu için 39 mülkiye müfettişi görevlendirildi
16:21 Siber Güvenlik Kanunu’na göre, Siber Güvenlik Stratejisi “Milli Güvenlik Kurulu”na (MGK) benzer yapıda kurulacak Siber Güvenlik Kurulu tarafından belirlenecek…
15:56 Cumhurbaşkanı Erdoğan: Zalime karşı mazlumun safındayız
11:03 Bakan Tunç: Bağımsızlık mücadelemiz İstiklal Marşımızın mısralarına yansımış ve vücut bulmuştur!
10:45 İletişim Başkanı Altun’dan “İstiklal Marşı’nın Kabulü ve Mehmet Akif Ersoy’u Anma Günü” mesajı
10:33 Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Türkiye ve Polonya NATO’nun iki kilit müttefikidir”
10:16 Sekiz soruda Kartalkaya soruşturması ne aşamada?
09:36 Geleceğin Eğitimi 2025 Zirvesi ve Cumhuriyet Eğitime Katkı Ödülleri için geri sayım başladı
08:12 Amerikan Borsasının Resesyon Paniği
08:05 Perspektif: Türkiye’de Evlilik ve Boşanma Eğilimleri | Toplumsal Dönüşümün İzleri
TÜMÜNÜ GÖSTER →

Perspektif: Türkiye’de Evlilik ve Boşanma Eğilimleri | Toplumsal Dönüşümün İzleri

Perspektif: Türkiye’de Evlilik ve Boşanma Eğilimleri | Toplumsal Dönüşümün İzleri
13.03.2025
A+
A-

* TÜİK’in 2024’e ait evlenme ve boşanma istatistikleri ne söylüyor?

* Evlenme ve boşanma eğilimini belirleyen temel faktörler nelerdir?

* 2024 verileri toplum ve aile için ne anlama geliyor?

* İyi okumalar…

-Fatma Zehra Laleoğlu-

TÜHA / TÜRKUAZ İnternational News Agency

Türkiye’nin saygın, güvenilir Ankara merkezli bir düşünce Fatma Zehra Laleoğlu - Araştırmacı - SETA Vakfı | LinkedInTürkiye’nin saygın, güvenilir Ankara merkezli bir düşünce kuruluşu olan SETA Siyaset, Ekonomi ve Toplum Araştırmaları Vakfı’dan Araştırmacı Fatma Zehra Laleoğlu, “Türkiye’de Evlilik ve Boşanma Eğilimleri | Toplumsal Dönüşümün İzleri” başlıklı bir yazı kaleme aldı.

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) geçtiğimiz günlerde 2024’e ait evlenme ve boşanma istatistiklerini açıkladı. Bu veriler, dikkat çeken birçok hususu içermekle toplumsal yapı ve aile dinamiklerinde köklü dönüşümleri de işaret etmektedir. 2001’den günümüze kadar uzanan veriler evlilik sayılarında düşüş, boşanma sayılarında artış ve evlilik yaşının yükselmesi gibi önemli eğilimleri ortaya koymaktadır. Bu istatistikler yalnızca sayısal değişimleri değil aynı zamanda toplumsal normların dönüşümünü; ekonomik koşulların ve bireysel tercihlerin evlilik ve boşanma üzerindeki etkilerini de yansıtmaktadır. Özellikle kaba evlenme hızındaki düşüş, boşanma oranlarındaki artış ve bazı bölgesel farklılıklar en önemli toplumsal kurumların başında gelen aile yapısının nasıl bir değişim sürecinden geçtiğine dair önemli ipuçları sunmaktadır.

EVLENME VE BOŞANMA İSTATİSTİKLERİNDE GENEL EĞİLİMLER
2001’de 544 bin 322 olan evlilik sayısı 2005-2008 arasında en yüksek seviyelerine ulaşmış, 2008’de evlenme sayısı yaklaşık 642 bine yükselmiştir. Ancak sonrasında bir düşüş trendinin başladığını söylemek mümkündür. En dramatik gerileme ise 2020’de koronavirüs (Covid-19) salgınının etkisiyle yaşanmış ve evlilik sayısı 488 bine kadar gerilemiştir. Evlenme sayıları azalırken boşanma sayılarında ise artış olduğu görülmektedir. Bilhassa 2008’den itibaren boşanma sayılarında düzenli bir yükseliş eğilimi gözlemlenmektedir.
2008’de yaklaşık 100 bin olan boşanma sayısı 2024’te 187 bine ulaşmıştır.
Bin nüfus başına düşen evlenme sayısı “kaba evlenme hızı” olarak tanımlanmaktadır. 2005’te binde 9,4 olan kaba evlenme hızı günümüzde binde 6,7’ye gerilemiştir. Buna karşın kaba boşanma hızı ise aynı süreçte binde 1,4’ten binde 2,2’ye çıkmıştır.
Bu istatistiklerin öne çıkan hususu evlenme ve boşanma sayılarından ziyade ikisi arasındaki makas farkıdır. Zira sayılar her zaman tek başına bir anlam ifade etmeyebilmektedir. Fakat aralarındaki ilişkiye bakıldığında makasın giderek kapandığını söylemek mümkündür.
Örneğin 2001’de kabaca her 6 evliliğe karşı 1 boşanma varken 2024’te bu oran 3 evliliğe karşı 1 boşanma düşecek seviyeye gelmiştir. Bu durum Türkiye’de evliliklerin giderek daha zor gerçekleştiğini ve buna rağmen daha az sürdürülebilir olduğunu göstermektedir. Dolayısıyla söz konusu gösterge Türkiye’de aile yapısının önemli bir değişim geçirmekte olduğunun işaretçisidir.
Evlenme konusunda bölgesel farklılıkların olduğu da görülmektedir. Kaba evlenme hızının en yüksek oldğu iller sırasıyla Adıyaman, Gaziantep, Kilis, Osmaniye, Kahramanmaraş, Aksaray, Nevşehir, Hatay, Konya ve Şanlıurfa olmuştur. Özellikle Güneydoğu Anadolu, Akdeniz’in doğusu ve İç Anadolu bölgelerinde yer alan bu illerde evliliğin geleneksel ve sosyal önemini koruması, bireylere kazandırdığı statü gibi faktörlerin evlenme hızında etkili olduğu söylenebilir. Ancak Türkiye ortalamasının üzerinde yer almasına rağmen bu illerin kendi
içinde de kaba evlenme hızının geçmiş yıllara göre bir düşüş gösterdiğini belirtmekte fayda vardır.
Bununla birlikte evlenme hızının en düşük olduğu iller ise Kastamonu, Kars, Giresun, Artvin, Rize, Çankırı, Ardahan, Bayburt, Gümüşhane ve Tunceli’dir. Bu iller özellikle göç veren, nüfusu yaşlanan ve ekonomik olanakları nispeten kısıtlı iller olmalarıyla dikkat çekmektedir.
Bilhassa genç nüfusun büyükşehir ya da sanayi bölgelerine göç etmesinin evlilik oranlarını düşürdüğü sonucuna varılabilir.
Dahası bu iller arasında yer alan Giresun, Gümüşhane ve Tunceli yine TÜİK verilerine göre Türkiye’de yalnız başına yaşayan hanelerin en fazla olduğu illerin başında yer almaktadır. Bunun yanı sıra Türkiye’nin en kalabalık illeri olan İstanbul, Ankara, İzmir, Bursa ve Antalya gibi büyükşehirlerde kaba evlenme hızının neredeyse son on iki yıldır kademeli olarak düşüş gösterdiği dikkat çekmektedir. Bu durumun ise ekonomik zorlukların büyükşehirlerde daha ciddi boyutlarda hissedilmesi, kariyer ve eğitim gibi hedeflerin daha fazla önceleniyor olması gibi hususlarla bağlantılı olduğu düşünülebilir.
Üstelik veriler hem erkekler hem de kadınlar arasında ortalama evlenme yaşının istikrarlı bir şekilde yükseldiğini göstermektedir. Erkeklerde ortalama evlenme yaşı 2001’de 27,6 iken 2010’da 28,9’a yükselmiştir. Bu ortalama 2020’de 30,4 olurken 2024’te 31,2
seviyesine çıkmıştır. Benzer şekilde kadınların da ortalama evlenme yaşı uzun süredir güçlü bir artış eğilimine sahiptir.
Kadınlarda ortalama evlenme yaşı 2001’de 23,4 iken 2010’da 24,9 ve 2020’de 27,1 olmuştur. Günümüzde ise bu yaş 28,3’e yükselmiştir.
Eğitim süresinin uzaması, ekonomik koşullar, toplumsal normların değişimi ve bireyselleşme eğilimleri gibi birçok etkenin ortalama evlilik yaşının artmasında etkili olduğunu söylemek mümkündür. Bu bağlamda yine TÜİK’in ulusal eğitim istatistiklerine bakmakta fayda vardır. Nitekim bu verilere göre de 25 yaş ve üzerindeki kadın ve erkeklerin eğitim sürelerinde istikrarlı bir artış söz konusudur. 2011’de toplam 7,3 yıl olan eğitim süresi 2023’te 9,3’e yükselmiştir.
Evlilik verilerinde dikkat çeken bir diğer unsur akraba evlilikleridir. Her ne kadar veriler 2010’dan bu yana akraba evliliklerinde düşüş olduğunu gösterse de günümüzde bu oran yüzde 3,3 düzeyindedir. Ancak özellikle Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerindeki illerde bu oranın yüksek seviyelerde olduğu görülmektedir.
Akraba evliliği Şanlıurfa’da tüm evliliklerin yüzde 16,9’unu, Siirt’te yüzde 12,6’sını ve Mardin’de yüzde 12,4’ünü oluşturmaktadır. Bu aynı zamanda ciddi sağlık sorunlarını da beraberinde getiren bir riske işaret etmektedir. Ayrıca evlenme istatistiklerinde erkeklerin eşlerinden büyük olduğu evlilikler en yaygın evlilik şekli olarak karşımıza çıkmaktadır. Ancak 2015’ten günümüze sınırlı da olsa bazı değişimlerin yaşandığını söylemek mümkündür. 2015’teki evliliklerin yüzde 73,8’inde erkeğin yaşça büyük olduğu görülürken 2024’te bu oran yüzde 70,3 olmuştur. Ancak belirtilmesi gereken bir diğer husus erkeğin büyük olduğu evliliklerin yaygın olmasının yanında bu yaş farkının da azalmakta olduğudur.
Günümüze uzanan süreçte bu yaş farkı 1-3 yaş arasında artış gösterirken 4 yaş ve üzerinde yaş farkı olan evliliklerde azalma olduğu dikkat çekmektedir. Kadınların erkeklerden yaşça büyük olduğu evliliklerde ise artış olduğu görülmektedir. 2015’te yüzde 14,1 olan bu oran 2024’te yüzde 17,9’a çıkmıştır. Ancak bunun toplam evlilikler içinde halen düşük bir oranı temsil ettiği açıktır. Eşlerin aynı yaşta olduğu evlilikler için de benzeri bir durum söz konusudur.
Sonuç olarak evlilik dinamiklerinde nispeten daha dengeli yaş farklarının görülmeye başlandığını söylemek mümkündür. Bunların yanı sıra TÜİK’in “evlendiği kişinin önceki medeni durumuna göre evlenenler”e dair sunduğu veriler, evlenen kişilerin büyük çoğunluğunu bekarların (daha önce hiç evlenmemiş kişilerin) oluşturduğunu göstermektedir.
Öte yandan boşanmış bireylerin evlilikleri kadın ve erkekler arasında dengeli bir dağılıma sahiptir. Ancak en çok göze çarpan husus ise eşi ölmüş kadın ve erkeklerin tekrar evlenme durumları arasındaki farktır. Zira eşi ölmüş bir kadınla evlenen erkeklerin sayısı 3 bin 799 iken eşi ölmüş bir erkekle evlenen kadınların sayısı 9 bin 436’dır. Bu durum eşi ölen kadınların erkeklere göre daha az yeniden evlilik yaptığını göstermektedir.
TÜRKİYE’NİN BOŞANMA VERİLERİ
Evliliklerin dışında boşanma verilerinde de dikkate değer hususlar bulunmaktadır. Öncelikle günümüzde kaba boşama hızının en yüksek olduğu iller Antalya, İzmir, Karaman, Muğla, Eskişehir, Uşak, Denizli, Kırıkkale, Tekirdağ ve Aydın.
Bölgesel olarak incelendiğinde kaba boşanma hızının en fazla olduğu on il arasında Ege Bölgesi’ndeki illerin yoğunlukta olduğu görülebilir. Ancak geleneksel yapının daha güçlü olduğu düşünülen Karaman ve Kırıkkale gibi İç Anadolu Bölgesi’ndeki illerinin de listede yer alması dikkat çekmektedir. Bu illerde boşanma oranlarının yükselmesi ise toplumsal dönüşümün ve ekonomik faktörlerin etkisiyle birlikte yorumlanabilir.
Boşanan kişilerin evli kalma süreleri Grafik 6’da yer almaktadır. Boşanma oranlarının evliliğin ilk yıllarında daha fazla olduğu görülmektedir. Nitekim boşanmaların yüzde 33,7’si evliliğin ilk 5 yılı içinde gerçekleşmektedir. Bu durum özellikle ilk yıllarında evliliklerin daha kırılgan olabileceğini düşündürmektedir. Boşanmaların yüzde 21,3’ü 6-10 yıl arasında yaşanmaktadır. 11-15 yıl arasında boşanmalar yüzde 15,7 ve 16-19 yılları arasında yüzde 10,6 olmaktadır. Ancak 20 yıl ve üzeri evliliklerde boşanma oranı yüzde 18,6 seviyesine yükselmiştir. Bu durum ise uzun süreli evliliklerde boşanmanın daha az yaygın olmakla birlikte uzun da olsa belirli bir dönemden sonra ilişki dinamiklerinde bir değişimin yaşanabileceğini göstermektedir.
Boşanma davalarının sürelerine bakıldığında ise bunların yüzde 66’sının 4 ay içinde nihayete erdirildiği görülmektedir. Bu oran boşanma davalarının büyük bir kısmının –özellikle son yıllarda– kısa süre içinde sonuçlandığını göstermektedir. Daha geniş bir şekilde
bakıldığında davaların yüzde 80’i bir yıl içinde sonlanmaktadır. Ancak buna rağmen bir yılın üzerinde devam eden davaların oranı da azımsanmayacak düzeydedir. Bu durum ise boşanma sürecindeki bireylerin yeniden bir aile veya bir hayat kurmasının önündeki
engellerden birini oluşturmaktadır.
***
Yazar hakkında
Fatma Zehra Laleoğlu, 2017 yılında Ankara Yıldırım Beyazıt Üniversitesi Felsefe Bölümü’nden; 2022 yılında ise Anadolu Üniversitesi Sosyoloji Bölümü’nden mezun oldu. Yüksek lisans eğitimini Ankara Yıldırım Beyazıt Üniversitesi Felsefe Bölümü’nde tamamladı. Aynı üniversite ve bölümde doktora eğitimine devam etmektedir. Çalıştığı konular arasında siyaset felsefesi, siyasi ideolojiler ve gençlik sosyolojisi gibi konular bulunmaktadır. 2019 yılından beri SETA Siyaset Araştırmaları bünyesinde çalışmalarını sürdürmektedir.
Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.