Prof. Dr. Fahri Apaydın, Akademide Etik Derneği 3.Yılında
YALOVA-TÜHA HABER / (UHA) Uluslararası Haber Ajansı ve (TÜHA) TÜRKUAZ Uluslararası Haber Ajansı’nın sahibi ve kurucusu, emekli TRT Haber Muhabiri Ataner Yüce, Akademide Etik Derneği’nin ‘Dernek Kuruluş Tarihçesi’nde yer aldı.
Derneğin kuruluşunun 3. yılında (UHA) Uluslararası Haber Ajansı ve (TÜHA) TÜRKUAZ Uluslararası Haber Ajansı’na açıklamalarda bulunan Prof. Dr. Fahri Apaydın, özel ve kamu üniversitelerinde çok sayıda etik ihlallerine şahit olmuş ve bazı etik dışı olayların da içinde bulunarak, bunlardan bazıları ile mücadeleye giriştiğini ve bu süreç içinde yoğrularak yıprandığını hatırlattı.
Prof. Dr. Fahri Apaydın, bu tür olayların ve davranışların üstesinden bireysel çabayla baş edilemeyeceğini anlayınca kurumsal bir yapıya ihtiyaç olduğunu tespit ettiğini ve 2017 yılı içinde yaptığı araştırmalarda böyle bir kurumun demokratik ve bağımsız bir girişim olması gerektiğini ve bunun için de en uygun yapılanmanın dernekleşme olduğunu fark ettiğini söyledi.
Akademik hiyerarşinin dışında oluşacak bir Sivil Toplum Kuruluşu’nun (STK) etik konusunda daha özgürce ve cesurca mücadele edebileceğine inandığının altını çizen Prof. Dr. Fahri Apaydın, gönüllülük esasıyla faaliyetlerini yürütecek bir derneğin bu iş için biçilmiş bir kaftan olduğunu düşünerek, yaptığı araştırmalarda misyonu akademik etik olan bir derneğin bulunmadığını gördüğünü ve bu büyük eksikliğin acilen giderilmesi gerekdiğine karar verdiğini aktardı.
2018 yılının başında dernek kurma çalışmasını başlattığını ifade eden Prof. Dr. Fahri Apaydın, Dernek kurma sürecinde en büyük desteğin eşi, Nurdan Apaydın geldiğini ve her kararını onunla istişare ettiğini, bu konuda eşinin kendisini devamlı motive etmek suretiyle gerçekten çok büyük bir çaba sarf ettiğini belirtti .
Prof. Dr. Fahri Apaydın, etik konusunun ideolojiler ve inançlar üstü olduğunu düşünüp farklı inançlara ve görüşlere sahip kişilerin aynı çatı altında buluşabileceğine inandığını ifade ederek, bunun için kişilerin farklı inanç ve yaşam şekillerini dikkate almamaya özen göstererek etik konusunda hassas olabileceğini düşündüğü her akademisyene ulaşma kararı aldığını açıkladı.
Akademisyenleri etik konusunda ancak kendi kendilerinin düzene koyabileceğine kanaat getirdiğini söyleyen Prof. Dr. Fahri Apaydın, ayrıca etik konusunda çalışma yapmanın risklerinin de farkında olduğunu ve kuracağı derneğe, “Akademide Etik Derneği” adını vererek derneğin misyonun sadece akademik faaliyetler olması durumunda akademisyenlerce daha rahat kabul göreceğine inandığını dile getirdi.
Üniversitelerdeki etik ihlallerinin çoğunlukla bilinçsizlik ve bilgisizlikten kaynaklandığını öngören Prof. Dr. Fahri Apaydın, stratejik bir hamleyle derneğin yükseköğretime pozitif katkı vermek için çalışması gerektiğine karar verdiğini ve etik dışı davranış sergileyenlerin bu davranışın olumsuz sonuçlarının çoğunlukla farkında olmadıklarına inandığını ifade etti.
Prof. Dr. Fahri Apaydın, “Bunun için dernek, eğitim faaliyetleri yürütmeli, etik konusunu sürekli gündemde tutmalı, seminerler vermeli ve her türlü bilinçlendirme faaliyeti yürütmeliydi. Etik konusunda duyarlı akademisyenlerin buluşacakları ortak bir platform olan derneğin daha gür ses çıkartacağına ve bilinçlendirme konusunda daha etkili olacağına inanıyordum” dedi.
Akademi camiasına geç katılan (38 yaşında) Prof. Dr. Fahri Apaydın’ın üniversitelerde çevresi yok denecek kadar az olduğundan dernek kurmak için ise birbiriyle tanış olan ve anlaşabilen bir ekibe ihtiyaç duyulduğuna vurgu yaparak, bu sorunu aşmak için üniversitede kendi alanı olan işletmeden çok sayıda akademisyene dernek kurma teklifini epostayla ilettiğini, ancak çoğunluğundan istediği ilgiyi göremediğini, bunun üzerine teklifini biraz daha somutlaştırırsa kişileri ikna etmesinin daha kolay olacağını düşünerek derneğin misyonunun, vizyonunun ve gelişim stratejisinin yer aldığı bir web sitesi kurduğuna dikkat çekti.
Prof. Dr. Fahri Apaydın, teklif sunduğu bir akademisyenin kendisine etik konusunda çalışma yapan akademisyenlere ulaşmasını önerdiğini belirterek, bunun üzerine işletme alanında (kendisi de bu alanda olduğundan ortak noktalarının olabileceği için bu alandan akademisyenlere teklif götürüyordu) olup etik konusunda çalışma yapmış akademisyenlere davet epostaları attığını ve nihayetinde de 11 kişiden olumlu cevap aldığını belirtti.
Lisans üstü sınıfında dernek kurmanın gerekliliğini anlattığını ve iki öğrencisinin de kurucu olabileceklerini söylediğini ifade eden Prof. Dr. Fahri Apaydın, ayrıca tıp etiği ve tarihi bölümünde birkaç akademisyene de teklifini sunduğunu ve Prof. Dr. Nüket Örnek Büken’den olumlu cevap aldığını açıkladı.
Prof. Dr. Büken’in kendisine söylediği “Etik için yapılan her şey çok değerlidir” sözünün daha da motive ettiğini açıklayan Prof. Dr. Fahri Apaydın, etikle ilgili bir seminere katıldığınıve semineri veren akademisyenin Dr. Öğr. Üyesi Ahmet Gökhan Acar olduğunu hatırlattı.
Ahmet Gökhan Acar’ın sunumunda söylediği “etik zincirleri kırar” ifadesinden çok etkilendiğini ve Acar’a dernek kurma düşüncesinden bahsettiğini belirten Prof. Dr. Fahri Apaydın, O’na kurucu olmasını teklif ettiğini ve olumlu cevap aldığını dile getirdi.
Prof. Dr. Fahri Apaydın, orada tanıştığı emekli hemşire olan Ülkü Özbek’e de teklifte bulunarak, olumlu cevap alması sonucunda artık 16 kişiye ulaştığını ve bu durumdan son derece mutlu olduğunu söyledi.
Bazı derneklerin tüzüklerini inceleyip onlardan da esinlenerek ‘Akademide Etik Derneği’nin tüzüğünü oluşturarak 16 kişinin imzasını toplamayı başardığını açıklayan Prof. Dr. Fahri Apaydın, “Kurucu olmayı kabul eden Doç. Dr. Can Tansel Kaya’nın imzasını almak için Yeditepe Üniversite’ne gittim ve orada kısa bir sohbet ettik. Sohbette etik konusunda çalışma yapmanın zorlukları olacağı düşüncesini ve kaygılarını dile getirdim. Ve Kaya, “Etik konusunda çalışma yapmanın tam da zamanı” diyerek beni motive etmişti” dedi.
Prof. Dr. Fahri Apaydın, gerekli imzaları toplayarak 7 Ocak 2019’da Yalova Valiliği Dernekler İl Müdürlüğü’ne başvuru yaparak nihayetine ‘Akademide Etik Derneği’ni (AKETDER) kurduğunu kaydetti.
Kuruluşu gerçekleştirdikten sonra Prof. Dr. Fahri Apaydın, AKETDER’in sürekliliğini ve etkili olmasını sağlama konusunda neler yapması gerektiğini düşündüğünü, bunun için AKETDER’in yeni üye kazanması ve faaliyetler yürütmesi gerektiğinin farkında olduğunu hatırlatarak, YÖK’ün tez veri tabanını incelediğini, etikle ilgili 1000 civarında tez yazıldığını gördüğünü anlattı.
Bunun üzerine ulaşabildiği tez yazarlarına ve danışmanlarına Derneğe üye olmaları için eposta gönderdiğini söyleyen Prof. Dr. Fahri Apaydın, “Bunun hem Derneğin bilinirliliğini artıracağını hem de daha fazla üye kazanmasını sağlayacağına inanıyordum. Geri dönüş yapan çoğu akademisyen bu girişimi kutluyor ve övücü sözler söylüyordu. Ancak yoğun olduklarını söyleyerek üye olamayacaklarını dile getiriyordu. Hatta bir akademisyen kendisine “Ben yıllarca etik konusunda çaba sarf ettim, dernek kurmayı nasıl akıl edemedim?” demiş ama yine de üye olmadı. Çok az sayıda akademisyen ise bu girişimle sonuç alınamayacağını söyleyerek ve bazıları da bunun sakıncalı olabileceğini ifade ederek oldukça üzmüştü” diye konuştu.
Prof. Dr. Fahri Apaydın, kendisi üzen sadece bunların olmadığını, çalıştığı üniversitedeki akademisyenlerden de destek alamadığı için çok hayıflandığını ve üzüldüğüne dikkat çekerek, ancak bu zorluklar karşısında hiçbir zaman yılmadığını ve azimle gece gündüz fikir üretmeye devam ettiğini dile getirdi.
Derneğin basında yer alması için de büyük bir çaba sarf ettiğini ifade eden Prof. Dr. Fahri Apaydın, Bunu da açılım yapmak ve çok sayıda akademisyene ulaşmak için gerekli görüyordum. Çok sayıda ulusal basına ve basında etkili olan kişilere eposta atarak basında yer almaya çalıştım, ancak bir türlü beklediğim ilgiyi göremiyordum. Bunun üzerine yerel basında Dernekle ilgili haber yapılması durumunda ulusal basının da dikkatini çekeceğimi düşündüm. Nihayetinde Yalova’daki yerel basına ulaşarak haber yapılmasını sağlamıştım. Ancak ulusal basından yine ilgi görememiştim” dedi.
Bu arada emekli TRT görevlisi Ataner Yüce Prof. Dr. Fahri Apaydın’a ulaşarak bu Derneğin kuruluşunun çok önemli bulduğunu ve her türlü desteğe hazır olduğunu belirterek, nitekim gerçekten de sahip olduğu internet sitelerinde Dernekle ilgili zaman zaman haber yaparak hem moral verdiğini hem de Derneğin en azında internet sitesinde yer almasını sağladığını söyledi.
Prof. Dr. Fahri Apaydın, Ataner Yüce’nin sürekli,“Devam edin hocam. Etik konusu çok önemli. Emrinizdeyim.” diyerek desteğini sürdürerek bizleri motive etmeye devam etti.
“AKETDER’in açılım yapması için alternatif düşünceler geliştirmeye koyuldum” diyen Prof. Dr. Fahri Apaydın, “Bunun bir yolunun da kamuoyunda bilinen bilim insanların desteğini almak olabileceğini düşündüm. Bunun için de bu tür bilim insanlarına onursal üyelik teklif etmeye karar verdim. Bu teklifi Prof. Dr. Nazan Özenç Uçak’a ilettim ve olumlu cevap almıştım. Daha sonra İonna Kuçuradi’den randevu alıp Derneği tanıttım ve onursal üye olmasını teklif ettim. Kuçuradi “Biraz faaliyetler yapın ki ben de sizi tanıyım. Ama tehlikeli bir işe girişmişsiniz.” diyerek etikle ilgili yazdığı kitapları hediye etti” dedi.
Prof. Dr. Fahri Apaydın, her ortamda Derneğin amacının yükseköğretime pozitif katma değer üretmek olduğunu dile getirdiğini belirterek şunları söyledi:
.”Açılım yapmak için YÖK, ÜAK, YÖKAK ve Kamu Görevlileri Etik Kurulu ile de temas kurarak oralarda da Derneğin amacını dile getirdim. Kamu Görevlileri Etik Kurulu bünyesinde STK’larca Etik Platformu oluşturulduğunu öğrendim. Ama burada üniversiteleri temsil eden bir STK’nın olmadığını görünce bunu açılım yapmak için bir fırsat bilmiş hemen bu platforma Derneği üye yaparak platformun faaliyetlerine aktif destek vermeye başladım. Bu faaliyetler beni ümitlendiriyor ve Dernek kurarak ne kadar doğru bir iş yaptığımı bir defa daha görüyordum” .
Açılım yapmak için proje geliştirmenin de gerektiğinin farkında olduğuna işaret eden Prof. Dr. Fahri Apaydın, bunun için AKETAS Projesi (Derneği üniversitelere etik konusunda akreditasyon veren kuruma dönüştürme projesi), her yıl akademisyenlerin görüşünü alarak Yükseköğretim Etik Raporu hazırlayıp kamuoyu ile paylaşma projesi, yaşanmış etik ihlallerini vaka olarak kitaba dönüştürme projesi, dergi projesi vb. geliştiren, geliştirdiği her proje sayesinde gerçekten açılım yapıyor ve yeni üyeler kazandığına dikkat çekti.
Prof. Dr. Fahri Apaydın, bugün Derneğin Türkiye’de etik konusunda ilkleri yapmayı başaran ve gerçekten de yükseköğretime pozitif katma değer üreten bir kurum haline geldiğini hatırlatarak, “En son proje olan “doçentlik dosyası değerlendirme” Derneğin geliştirdiği projelerden sadece biri” olduğunu söyledi.
Derneğin artık kongre düzenleyebilen, dergi çıkartabilen, kitap yayınlayabilen, meslek dallarında etik ilkeler belirleyen, tez danışmanlığı konusunda yönerge hazırlayan, etik konusunda yapılan araştırmalara mali destek veren, etik konusunda ödüller veren bir kurum haline geldiğinin altını çizen Prof. Dr. Fahri Apaydın, “Bunların yanında etik konusunda sorun yaşayan kişiler ve belirsiz alanlarla ilgili görüş almak isteyenler Derneğin görüşüne başvurmakta Dernek ise bunlarla ilgili raporlar düzenleyerek örnek teşkil etmesi için web sayfasında yayınlamakta” olduğunu ifade etti.
Prof. Dr. Fahri Apaydın, bu faaliyetlerin Derneğin sürekliliği konusundaki üstesinden gelemediği endişelerini de gidermek için artık yeterli bulduğunu belirterek, artık şu andan itibaren Derneğin faaliyetlerini büyük bir coşkuyla yürüten üyelerin varlığının da gelecekle ilgili daha ümitli yapan çok önemli bir gelişme olduğunu, “Etiğin gücü”nün bu başarıların temel kaynağı olup ve başka başarıları da beraberinde doğuracağını kaydetti.
[TÜHA Haber Ajansı, 27 Kasım 2021]