Prof. Dr. Ümit Özdağ sıradan bir siyasetçi değildir
* Biliyoruz ki hiçbir kötü muamele, gözaltı, tutuklama vb. Ümit Özdağ’ı mücadelesinden vazgeçiremez. O, Türk gençlerinin umududur.
* Öncelikle milletimizin başı sağ olsun! Kartalkaya’daki otel yangınında ölenler hepimizin yüreğini yaktı. Ölenlere Tanrı’dan rahmet, geride kalanlara baş sağlığı diliyorum. Olayın bir tek umut verici yanı var. Millî birliğin yıpratılmasına dönük bütün çabalara rağmen Türk milleti tasada bir olduğunu göstermiştir.
-Ahmet B. ERCİLASUN-
Gelelim Ümit Özdağ’a. Prof. Dr. Ümit Özdağ sıradan bir siyasetçi değildir. Onun bilgi birikimi, mevcut siyasetçilerin tamamından fazladır. Halk arasındaki bir tabirle söylersek onun birikimi, hepsinin ağzından burnundan artar. Daha bilinen bir tabirle hepsini cebinden çıkarır da diyebilirsiniz.
Onun millî duruşu da her türlü takdirin üstündedir. Bölücülüğe karşı yiğit ve kararlıdır. O, tam bir bozkurttur.
Birileri bozkurt ininden bahsetmiş. Bozkurt ini mi kalmış? O indeki kurtlar Apo ile kucak kucağa girmişler. Dolayısıyla bozkurtlar artık Öcalan ile kucaklaşılan inde değil dışarıdadırlar ve bunların en yiğitlerinden biri de Ümit Özdağ’dır. Türk bengü taşlarındaki söyleyişle Özdağ, “bilge erür erinç, alp erür erinç.” (Kesinlikle bilgedir ve alptır.)
Orhun anıtlarındaki ifade “bilge ermiş erinç, alp ermiş erinç” (kesinlikle bilge imiş, alp imiş) biçimindedir. Çünkü orada, anıtların yazıldığı sırada hayatta olmayan kurucu atalardan söz edilmektedir. Özdağ ise içimizdedir ve yaşıyor. Onun için ermiş (imiş) sözünü erür (-dir) şeklinde değiştirdim.
Ümit Özdağ sıradan bir siyasetçi değildir çünkü:
Çünkü o, siyasetin bilimini yapmıştır ve yapmaktadır. Bugün sayısı bir hayli olan stratejik araştırma kurumlarının ilkini o kurmuştur. Galiba 1999 yılıydı. İstanbul’dan Ankara’ya gelen uçakta karşılaşmıştık. ASAM ile ilgili hayal ve düşüncelerini bana büyük bir heyecanla anlatmıştı. Sonradan kurulan birçok benzer kuruluşun elemanlarının çoğunlukla ASAM’dan yetiştiklerini biliyoruz.
ASAM’dan sonra Özdağ 21. Yüzyıl Türkiye Enstitüsü’nü kurdu. Bu enstitünün çıkardığı dergi, alanında tektir. Dünya siyasetiyle ilgili başka hiçbir yerde bulunamayacak akademik bilgileri barındırmaktadır.
Ümit Özdağ, bölücülük ile ilgili ilk saha araştırmalarını yapan kişidir de. Bölücülüğün sosyolojisini sahada araştırmış, sonuçlarını hem ilgililerle hem de kamuoyuyla paylaşmıştır.
Onun sıradan bir siyasetçi olmadığını anlamak için akademik çalışmalarına bakılmalıdır: Türkiye’de Planlı Kalkınma ve Devlet Planlama Teşkilatı, Atatürk ve İnönü Döneminde Ordu-Siyaset İlişkileri, Menderes Döneminde Ordu-Siyaset İlişkileri ve 27 Mayıs Askerî Hareketi ve daha birçok araştırma, onlarca kitap.
Ümit Özdağ, siyaset yapan Türk milliyetçileri içinde Atatürk’e ve onun ilkelerine sürekli vurgu yapmasıyla da dikkati çekmektedir. Tam da burada henüz üniversiteye başlamadığım 1962 yılı aklıma geldi. Biz genç Türkçüler 1962 yılında iki dergiyi takip ediyorduk. İstanbul’da çıkan haftalık Millî Yol ile Ankara’da çıkan aylık Orkun. Ankara Türk Ocağı’nda (tarihî binada) Muzaffer Özdağ’ın verdiği Atatürk konferansı Orkun’da uzun uzun anlatılıyordu.
Rahmetli Muzaffer Özdağ, Ümit Özdağ’ın babası idi ve 14’ler içinde Atatürk’e en çok vurgu yapan o idi. Bu saygıdeğer Türk subayını genç sayılabilecek bir yaşta kaybettik. Tanrı Ümit’e uzun ömür versin!
Biliyoruz ki hiçbir kötü muamele, gözaltı, tutuklama vb. Ümit Özdağ’ı mücadelesinden vazgeçiremez. O, Türk gençlerinin umududur.