Prof. Dr. Usluer: Politikamız kendi kendimize yeterli olmalı
ANKARA – TÜHA HABER / Memleket Partisi Genel Başkanvekili Prof. Dr. Gaye Usluer, “Tarım politikamızın; milli, siyaset üstü bir anlayışla uygulanmasını gerektiğine inanıyoruz.” dedi.
TARIMI STRATEJİK VE ÖNCELİKLİ SEKTÖR OLARAK GÖRÜYORUZ
Prof. Dr. Gaye Usluer, gündeme ilişkin TÜRKUAZ Uluslararası Haber Ajansı (TÜHA)‘ya değerlendirmelerde bulunarak, Memleket Partisi olarak tarımı stratejik ve öncelikli sektör olarak gördüklerini ve bu nedenle de tarım politikasının; milli, siyaset üstü bir anlayışla uygulanması gerektiğine inandıklarını söyledi.
Memleket Partisi Genel Başkanvekili Prof. Dr. Gaye Usluer, “Hatırlayın! Bayram öncesi yaptığımız basın açıklamamızda bitkisel ve hayvansal üretime dair projelerimiz olduğunu ve genel başkanımızın siyasi parti liderlerine bir mektup göndererek ortak aklı birlikte oluşturalım çağrısı yapacağını açıklamıştık. Çağrımıza yanıt veren siyasi partilerle, genel başkanlar düzeyinde ya da heyetler düzeyinde konuya ilişkin görüşmelerimiz devam ediyor” dedi.
AKP MERALARIMIZI RANTA KURBAN ETTİ
“Bakınız dünya gıda kriziyle, su kriziyle karşı karşıya” olduğunu ifade eden Prof. Dr. Gaye Usluer şunları söyledi:
“Aynı pandemi de olduğu gibi hazırlığını iyi yapan, geleni görüp önceden tedbirini alan ülkeler daha az etkilenecek. Konunun uzmanları diyor ki “konu et, süt meselesi değil, konu ot meselesi” Türkiye’de ne oluyor? Bakınız konu ot meselesi diyoruz. Neler oluyor? Resmi rakamlara göre son 5 yılda 20 bin hektar üzerinde mera alanının vasfı değiştirildi. TÜİK rakamlarına göre; ülkemizin toplam alanının yaklaşık yüzde 20’si, tarım alanlarının yaklaşık yüzde 38’i olan 14.6 milyon hektar çayır ve mera alanı varken, günümüzde bu rakam 15 milyon hektarın altına indi. Meralarımız ranta kurban edildi. AKP meralarımızı bedava arazi olarak görüyor”.
BUNUN ADI İŞ BİLMEZLİKTİR
Prof. Dr. Usluer, konunun uzmanlarının “koyunun olduğu yerde tarımsal gübreye ihtiyaç olmaz” derken, özellikle Anadolu’nun iç kesimlerinde yüzeysel suyun olmadığı yerlerde küçükbaş hayvan yetiştirilmesi gerekirken, ülkemizde küçükbaş hayvan sayısında yüzde 60 azalmanın sorumlusunun, 1990’lı yıllarda Konya Havzası’nda 4 milyon olan küçükbaş hayvan sayısının 2000’li yıllarda 1 milyon 400 bine gerilemesinin nedeninin AKP’nin, yanlış politikaları olduğuna dikkat çekti.
“Hele ki İç Anadolu’da 1 süt sığırının işletme parasıyla 22 koyun beslenebilirken, bu durum ürün elde etmede yüzde 250 kar anlamına gelirken, mevcut durumun tek bir mazereti yoktur” diye konuşan Prof. Dr. Gaye Usluer, bunun adının ise iş bilmezlik olduğunun altını çizdi.
YETERİ KADAR TEDARİK SAĞLANMAZSA NE OLACAK?
Prof. Dr. Usluer, Demokratik, laik, sosyal, hukuk devletinin bir an önce tesisinin 2021 yılında buğday ithalatının yüzde 88’inin Rusya ve Ukrayna’dan yapıldığına da değinerek, “Ukrayna dünyada mısır, buğday, arpa da dahil olmak üzere birçok hayati tarım ürününün ilk beş küresel ihracatçısı arasında yer alıyor” dedi.
“Bu ülkelerden ithalat yapılamaz veya yeteri kadar tedarik sağlanamaz ise ne olacak?” diyen Prof. Dr. Gaye Usluer, “Geçtiğimiz haftalarda Hindistan’dan ilk kez buğday ithal edeceğimiz söylendi. Oysa 2014 ve 2015’de de Hindistan’dan buğday ithalatı yapmıştık. Burada esas sorun hemen hemen eş zamanlı Hindistan’ın buğday ihracatına yasak getirmiş olması” şeklinde dile getirdi.
TÜRKİYE TARIMDA PARLAYAN YILDIZ OLABİLECEK GÜÇTE AMA BU POLİTİKALARLA DEĞİL
Prof. Dr. Usluer, devletlerin küresel buğday stoklarının yıllık tüketimin yüzde 33’üne denk geldiğini söylediğine dikkat çekerek şöyle devam etti:
“Birleşmiş Milletler uzun süredir yaklaşan gıda kriziyle ilgili uyarılarda bulunuyor. Açlık tehdidi karşısında acilen önlem alınması gerektiğine dikkat çekiliyor. Birleşmiş Milletler’de, Ukrayna’nın dünyaya tahıl ihraç edememesinin küresel kıtlığa yol açabileceği konusunda önceki gün uyarı yaptı. Yeni tarım düzeninde, petrol zengini ülkelerin yerini gıda zengini ülkeler alacak. Türkiye birçok üründe biyo çeşitliliği en çok olan ülkelerin başında geliyor. Ürün çeşitliliği bakımından Avrupa’nın tümünden daha zengin olan Türkiye, bu zenginliğiyle pazara hâkim olabilecek güçte. Türkiye bölgede tarımda parlayan yıldız olabilecek güçte. Ama bu politikalarla değil. Türkiye geçmişte buğdayda kendine yeterlilik oranı yüzde 100 olan bir ülke. Bugün ise bu oran yüzde 89. Buğday üretimi, nüfusun artış hızını yakalayamıyor. Öncelikle ithalata dayalı politikalardan kurtulmak, üreticiye para dağıtmak yerine temelden destek vermek, kooperatifler kurmak, gelecek kaygısı yaşamamalarını sağlamak gerekiyor. Doğru olan tek çözüm üretimi artıracak tedbirlerin alınması. Bizi toprak kurtaracak”.
POLİTİKAMIZ KENDİ KENDİMİZE YETERLİLİK OLMALIDIR
Tarımı, tarıma dayalı sanayiyi, tarım turizmini destekleyeceklerini dile getiren Prof. Dr. Gaye Usluer, “Devletin yeniden piyasa düzenleyici bir duruma getirilmesi, çok uluslu şirketleri değil, kendi üretici ve tüketicimizin menfaatini düşünmeli, arz talep dengesinde planlama yapmamız gerekiyor. En önemli politikamız “kendi kendimize yeterlilik” olmalıdır” dedi.
DEMOKRATİK LAİK SOSYAL HUKUK DEVLETİNİ YENİDEN TESİS EDECEĞİZ
“Demokratik, laik, sosyal, hukuk devletini yeniden tesis edeceğiz” diye konuşan Prof. Dr. Usluer, 17 Mayıs’ta partilerinin 1. yaş gününü kutladıklarına da değinerek, Türkiye’nin dört bir yanından örgütlerinin, partililerinin kendi olanaklarıyla Ankara’ya geldiklerini söyledi.
Prof. Dr. Gaye Usluer, “Ata’mızın huzurunda bir kez daha söz verdik. “Demokratik, laik, sosyal, hukuk devletini yeniden tesis edeceğiz.” Aynı inanç ve kararlılıkla çalışmaya devam edeceğiz” dedi.
YARGIYA GÜVENİN KAYBOLMASI DEMOKRASİ SORUNUDUR
Yargı konusuna da dikkat çeken Prof. Dr. Usluer, “Recep Tayyip Erdoğan, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanıyken, 14 Temmuz 1996 günü Milliyet Gazetesi’nde çıkan Nilgün Cerrahoğlu imzalı söyleşide “Demokrasi bir tramvaydır, gittiğimiz yere kadar gider, orada ineriz” ve “Demokrasi amaç değil araçtır” demişti. Bugün yaşadıklarımız; enflasyon, istikrarsızlaşma, yargıya güvenin kaybolması demokrasi sorunu” olduğunun altını çizdi.
TOPLUMSAL İTTİFAKIN ORTAK ÇEŞMESİ DEMOKRASİ OLMALIDIR
Bu ülkede yaşayan herkesin ortak talebinin de belli olduğuna vurgu yapan Memleket Partisi Genel Başkanvekili Prof. Dr. Gaye Usluer, “İhtiyacımız olan demokratik, laik, sosyal, hukuk devletinin bir an önce tesisi. İhtiyacımız olan küçük hesapların bir kenara bırakılıp ülkenin bu iktidardan kurtarılması gerekiyor. Bunun için toplumsal ittifakın ortak şemsiyesi “demokrasi” olacak. Demokratik sistemin sadece oy vermekten ibaret olmadığından hemfikiriz. Vergilerle oluşturulan ulusal bütçenin şeffaflığını, hesap verilebilirliği ve hakikati sorgulama bilinci olmadan demokrasi olmaz. Bağımsız yargı ve hukukun üstünlüğü ilkesi, denetlenebilirlik, yurttaş bilincinde gerçeği sorgulamak, çok partili hayat, örgütlenme özgürlüğü, laiklik, ekonomik ve sosyal adalet, eğitim seviyesi de demokratik hayatın ortak bileşenleri. Biri eksikse demokrasi olmaz” dedi.
SORUN ÇIKARANLARLA DEĞİL ÇÖZÜM ÜRETENLERLE BİRLİKTE OLACAĞIZ
Prof. Dr. Usluer, Ekonomik ve siyasal tüm sorunların birbirine geçtiği yerde doğru planlama ile öncelikleri saptamak gerektiğini belirterek, şöyle dedi:
“Soru “Gemiye kim kaptanlık yapacak?” kadar basit değil. Tek bir alana odaklanmak, çözüm dosyalarında eksik saptamalara yol açar. Mademki, kardeşlik, özgürlük ve eşitlik konusunda hepimizi hemfikiriz. Mademki, çoğunluk değil, çoğulculuk istiyoruz. Mademki, farklı fikirlere olanak açan demokratik yönetim istiyoruz. Sorun çıkaranlarla değil, çözüm üretenlerle birlikte olacağız.
SİZE SÖZ BİRLİKTE DEĞİŞTİRECEĞİZ
Umut var mı, var. Umut hepimiziz. Umut sistemi değiştirmekte. Umut sistemi yeniden inşa etmekte. Bertol Brecht’in dediği gibi “Savaşanlar kaybedebilir, savaşmayan zaten kaybetmiştir.” Size söz, birlikte değiştireceğiz!”
HABER : Ataner YÜCE
[TÜHA Haber Ajansı, 25 Mayıs 2022]