Sayın Livaneli; o savaş 15 Temmuz’da oldu
Yeni Şafak Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hüseyin LİKOĞLU, kaleme aldığı”Sayın Livaneli; o savaş 15 Temmuz’da oldu” başlıklı yazısında, Livaneli’nin 31 Mart seçimlerini, 31 Mart ayaklanmasına benzetip, Sultan Abdulhamid’e karşı yapılan darbe girişimine atıfta bulunan Livaneli’nin, “31 Mart yerel seçimlerinde ya gerici orduları, Avcı Taburları ya da Hareket Ordusu kazanacak” dediğine dikkat çekiyor.
TÜHA / TÜRKUAZ İnternational News Agency
Hüseyin LİKOĞLU “Sayın Livaneli; o savaş 15 Temmuz’da oldu” başlıklı yazısında, Livaneli’nin son çıkışının malum olduğunu hatırlatıyor ve 31 Mart seçimlerini, 31 Mart ayaklanmasına benzetip, Sultan Abdulhamid’e karşı yapılan darbe girişimine atıfta bulunan Livaneli’nin, “31 Mart yerel seçimlerinde ya gerici orduları, Avcı Taburları ya da Hareket Ordusu kazanacak” dediğinin altını çiziyor.
Livaneli’nin bu bakış açısının, CHP’nin duruşu açısından çok kıymetli olduğunu yazan LİKOĞLU, Livaneli’nin bu açıklamayla CHP’nin hâlâ darbelerden medet uman bir parti olduğunu ilan ettiğini hatırlatıyor ve şöyle devam devam ediyor:
“Ancak unuttuğu bir şey var. Bahsettiği o savaş 15 Temmuz’da gerçekleşti. Pensilvanya’dan yönetilen “Hareket Ordusu” Türk milleti tarafından yenilgiye uğratıldı. Sultan Abdulaziz’e karşı yapılan darbeyle başlayan darbeci gelenek, 15 Temmuz 2016’da milletin direnişiyle tarihe gömüldü”.
Hüseyin LİKOĞLU yazısında, Livaneli, buna inanmak istemiyorsa, elini kaldırıp Hareket Ordusu Komutanı olarak lanse ettiği Ekrem İmamoğlu’nun karısının 16 Temmuz sabahı attığı Twitter mesajına bakmasını istiyor.
Darbecilerin milletimiz tarafından püskürtüldüğünü gören Dilek Kaya İmamoğlu, “Ülkemin beyin ölümü gerçekleşmiştir. Başımız sağ olsun” diye paylaşımında bulunmuştu.
31 Mart’ta Hareket Ordusu galip gelemeyecek. 15 Temmuz’da beyin ölümü gerçekleşen FETÖ’nün fişi çekilecek. Gerçek ölümü tadacak.
Yeni Şafak Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hüseyin LİKOĞLU yazısında, 31 Mart yerel seçimleri için geri sayımın da başladığına değinerek, seçim takviminin işlediğini, siyasi partilerin bir yandan adaylarını açıklarken, diğer yandan ittifak görüşmelerini de yürüttüğüne vurgu yapıyor.
Bu seçimlerde her parti için farklı farklı zorlukların bulunduğunu ifade eden LİKOĞLU, “Ancak CHP için bu seçim çok çetin geçecek. 15 Temmuz’dan sonra oluşturulan Tayyip Erdoğan karşıtlığı rüzgârını arkasına alan CHP, 2018’den bu yana yapılan seçimlerde gerçek oy’unun çok üzerinde oy aldı” diyor.
Hüseyin LİKOĞLU yazısında, CHP’nin bu rüzgâr sayesinde 2019’da Ankara ve İstanbul başta olmak üzere 11 büyükşehirde belediye başkanlığı kazandığını, 1989’da da Turgut Özal karşıtlığı sayesinde yerel seçimlerde bir başarı elde ettiğini, ancak beş yıllık beceriksiz belediyecilik anlayışı nedeniyle 1994’te büyük hezimet yaşadığına dikkat çekiyor.
2024’te de CHP’yi benzer bir korkunun sardığını hatırlatan Yeni Şafak Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni LİKOĞLU, Beş yıllık CHP belediyeciliği döneminde İstanbul ve Ankara başta olmak üzere şehirlerin yaşanmaz hale geldiğini ve her alanda kentlerin geri gittiğini dile getiriyor.
Hüseyin LİKOĞLU, ayrıca Ankara ve İstanbul belediyelerinin başındaki şahısların, bulundukları makamları hizmet için değil, gelecek kariyerleri için kullandığını aktarıyor.
“CHP’nin ittifak konusunda da işi yaver gitmiyor” diye yazan LİKOĞLU, “İYİ Parti, ‘müstakil’ olarak seçime girme kararı aldı. Genel Başkan Meral Akşener, “Biz CHP’nin adaylarına kazandırmak için kurulmadık” dedi. İYİ Parti’nin bu tutumu CHP açısından çok farklı anlamlar taşıyor” diyor.
Hüseyin LİKOĞLU yazısında, “Çünkü CHP, İYİ Parti sayesinde HDP ile ittifakını perdeliyordu. Artık CHP-DEM/HDP baş başa kaldı. İttifaksız siyaset döneminde CHP’nin işi kolaydı, Nutuk’tan üç satır okur, meydanlarda 10. Yıl Marşı’nı çalar keyfine bakardı. Zaten belli bir oy potansiyeli vardı, üç aşağı beş yukarı o potansiyeli yakalar gemisini yürütürdü” ifadelerine de yer veriyor.
O konforlu siyaset döneminin CHP için bittiğini belirten Yeni Şafak Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni LİKOĞLU, bugünlerde CHP’nin yeniden Atatürkçülük edebiyatına sarılmaya çalıştığını, ancak o makyajın artık tutmadığını, son sekiz yılda köprünün altından çok suların aktığını, İYİ Partinin ittifakta olmadığını ve DEM/HDP ile iş birliğini kamufle edemediğini hatırlatıyor.
Hüseyin LİKOĞLU, CHP için tek çıkış umudun bol polemik, az vaat ve eski tarz söylem olduğunu yazıyor ve bunun emarelerinin çoktandır göründüğünü aktarıyor.
Uzun zamandır buzluğa kaldırdıkları laikliği çıkardıklarını da hatırlatan Yazar LİKOĞLU yazısında, Tarikat ve cemaat karşıtlığı altında İslâmî değerlere saldırmaya başladıklarını, Muhafazakârlara geçmişte söylediklerini yinelemeye başladıklarını ifade ediyor.
Yeni Şafak Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hüseyin LİKOĞLU yazısını şöyle noktalıyor:
“Bütün tuşlara basıyorlar. Hilafetten Osmanlı düşmanlığına, Arap düşmanlığı altında Müslüman karşıtlığına, imam-hatip nefretinden Kur’ân kursu kinine… Kaşımadıkları alan kalmadı ve kalmayacak…
Bu konularda CHP’de uzman isimler çok. Ağzı laf yapan, polemik işini beceren, kalemi iyi olan… Bu isimlerin arasında Zülfü Livaneli bugünlerde öne çıkıyor. Livaneli’nin, 1994’ten, Erdoğan’a İstanbul’da mağlup olduğu günden beri bitmeyen bir hırsı var.”