Suriye Türkmenleri’nin Türk Dış Politikasına yansımaları
Avrasya İncelemeleri Merkezi (AVİM) Araştırmacı Selenay Erva YALÇIN, kaleme aldığı “Suriye Türkmenleri’nin Türk Dış Politikasına yansımaları” başlıklı yazısında, Irak’ın Kuzey kesiminde yoğun bir Türkmen nüfusunun bulunduğunu, Kuzey Irak gibi yoğun Türkmen nüfusuna sahip bir başka bölgenin ise Suriye, buradaki Arap ve Kürtlerden sonra en büyük etnik grubun da Türkmenler olduğunu yazdı.[1]
TÜHA / TÜRKUAZ İnternational News Agency
Selenay Erva YALÇIN, Zaman içerisinde değişik sebeplerle Suriye’ye göç etmiş olan farklı boylardan ve başlıca Lazkiye, Humus, Tartus, İdlib olmak üzere farklı illerden net olmamakla birlikte yaklaşık olarak 3,5 milyon Türkmen’in yaşadığı Suriye’deki Türkmenlerin, Irak’taki güncel durumun aksine hükümet tarafından resmi olarak tanınmadığına dikkat çekti.
“Kendileri ait okul, dernek açma, oy kullanma gibi örgütlenmelerini ve dolayısıyla tanınmalarını kolaylaştıracak belirli bazı haklardan mahrum bırakılmaktadır”[2] diyen YALÇIN, Suriye dahilinde ve haricinde yaşanan gelişmeler dolayısıyla son zamanlarda bölgedeki Türkmenlerin, gerek Türkiye ile ilişkileri gerek uzun yıllardır devam eden iç karışıklıklarda oynadıkları rol nedeniyle günümüzde daha görünür hale geldiklerini dile getirdi.
Tarihi Arka Plan
Yazar Selenay Erva YALÇIN, Abbasiler döneminde askeri sebeplerle Orta Doğu’ya dağılan Türkmenlerin büyük bir kısmının da Suriye’ye yerleşenlerin oluşturduğunu belirterek, şunları söyledi:
“Birinci Dünya Savaşı sonrası Osmanlı Devleti’nin Suriye toprakları üzerindeki hâkimiyetini kaybetmesiyle bu coğrafyadaki Türkmenler’in bazıları Anadolu’ya dönerken; önemli bir bölümü de Suriye’de kalmaya devam etmiştir. Daha sonra Türkmen nüfusun yoğunlaştığı Halep ve çevresindeki topraklar Ankara Antlaşması ile Fransız mandasına bırakılmış ve Lozan Konferansı ile bu durum kesinleşmiştir.[3] Fransa’nın işgaliyle birlikte daha kolay yönetmek ve asimile edilebilmek için etnik ve mezhepsel ayrılıklara tabi tutulan bölge Türkmenleri, Suriye’nin bağımsızlığını kazanmasından sonra dönemin etkin partisi Baas’ın yoğun bir Arap milliyetçiliği politikası yürütmesiyle birlikte ayrımcılığa uğramaya ve asimilasyona maruz kalmaya devam etmiştir. Bütün bu baskı rejimine rağmen Suriye Türkmenleri hala bölgedeki varlığını korumaktadır”.
Daha sonra bir iç savaşa dönüşecek olan isyanların Suriye’de 2011’de başladığında Türkmenlerin de mevcut rejim aleyhine bölgesel olarak örgütlendiklerini açıklayan (AVİM) Araştırmacı Selenay Erva YALÇIN, İç savaşın varlığından ve dış politikada da yalnız bırakılmaktan dolayı hâkimiyeti zayıflayan hükümetin, Suriye Türkmenlerinin kendi içlerinde örgütlenmesine ve Türkiye ile ilişkilerini geliştirmesine karşı engelleyici bir müdahalede bulunamadığını kaydetti.
Selenay Erva YALÇIN, “Bu dönemde sırayla Suriye Demokratik Türkmen Hareketi ve Suriye Türkmen Kitle partilerinin, Suriye Türkmen Platformu’nun ve nihayet Türkiye’de Suriye Türkmen Meclisi’nin kurulmasıyla birlikte bölgedeki Türkmenler hem Türkiye ile ilişkilerini somut ve büyük adımlarla ilerletmiş hem de kurumsal bir yapıya kavuşarak tarihinde bir ilki gerçekleştirmiştir. Öyle ki Türkmen Meclisi’nde yapılan demokratik bir seçim ile Türkmen topluluklar bir araya gelerek kullanacakları ortak bayrağı belirlemişlerdir. Günümüzde Türkmen Meclisi, faaliyetlerini Suriye ağırlıklı olarak sürdürmektedir” dedi.[4]
Türk Dış Politikası Ekseninde Suriye Türkmenleri
Türkiye ve Suriye arasındaki ilişkilerin Hafız Esad’ın iktidarda olduğu dönem için oldukça karanlık bir tablo sunduğunu hatırlatan YALÇIN, şöyle devam etti:
“Söz konusu dönemde PKK, ASALA gibi birtakım terör örgütlerinin Suriye’nin fiili koruması altına alınması ve bu sebeple bölgedeki Türkmenlerin Türkiye sınır hattından uzaklaştırılarak geri çekilmeye mecbur bırakılması iki ülke arasındaki ilişkilerin gerginleşmesine neden olmuştur. İlerleyen süreçte taraflar arasında imzalanan Adana Mutabakatı ile ilişkilerin normalleşmesi sürecine resmi olarak geçilmiş ve bu konuda çalışmalar yapılmaya başlanmıştır. Bu çalışmalardan en göze çarpanları Abdullah Öcalan’ın Suriye’nin koruması altından çıkarılması, Gaziantep’te bir konsolosluk açılması ve başta Türkçe öğrenim merkezi olmak üzere Halep ve çevresindeki bölgelerde barınmakta olan Türkmenlerin varlığını pekiştirecek akademik açılım faaliyetleri” olduğunu ifade etti.[5]
“Suriye’de mevcut rejime karşı ayaklanmaların başladığı dönemde Türkmenler bölgede süregelen etnik karışıklıklar, asimilasyon-baskı politikaları ve savaşa cebren dahil olmaları sebebiyle dışarıdan güçlü bir desteğe ihtiyaç duymuşlardır” diyen (AVİM) Araştırmacı Selenay Erva YALÇIN, Orta Doğu’da giderek artan Arap milliyetçiliği politikası sonucunda Suriye Türkmenlerinin uğradığı baskı ve bölgedeki iç savaşın onları daha da içinden çıkılmaz bir duruma sürüklemesi Türkiye’nin ilgisini bölgeye çevirmesine neden olmuştur. Suriye Türkmen Meclisi’nin kurulmasıyla birlikte bölge Türkmenlerinin kurumsal bir kimlik kazanması, akabinde demokratik bir seçimle bayrak belirlemeleri ve savaş boyunca Türkmenlere yapılan maddi ve lojistik destek Türkiye’nin Suriye Türkmenleri için harekete geçtiğini ve onları ileriye dönük olarak desteklediğini kanıtlar nitelikte” olduğunu açıkladı.
Avrasya İncelemeleri Merkezi (AVİM) Araştırmacı Selenay Erva YALÇIN, kaleme aldığı “Suriye Türkmenleri’nin Türk Dış Politikasına yansımaları” başlıklı yazısının son bölümünde ise, neticede Suriye Türkmenlerinin bölgeye yerleştikleri dönemden itibaren Pan-Arabizm, mezhepçilik, iç savaş gibi çeşitli sebeplerle baskı ve zulme maruz kalmış olsalar da günümüzde Türkiye’nin de desteğiyle bölgedeki varlıklarını sağlamlaştırdıklarının altını çizdi.
Suriye Türkmen Meclisi’nin, hem Suriye’de hem de başta Gaziantep olmak üzere Türkiye’nin çeşitli illerinde faaliyetlerine devam ettiğini söyleyen Selenay Erva YALÇIN, “Türkiye ve bölgedeki Türkmenler arasındaki ilişki gün geçtikçe gelişmekte, Suriye Türkmenlerinin bölge ve dünyada tanınması için çalışmalara devam edilmektedir. İkili ilişkilerin son yıllarda bu denli bir gelişim göstermiş olması Suriye Türkmenlerinin geleceği için umut vadetmektedir” dedi.
Gazeteci* Ataner YÜCE, TRT
[1] Yusuf Ziya Bölükbaşı, “Etnisite, Kimlik ve Dış Politika: Türkiye’nin Suriye Türkmenleri Politikası”, PESA Uluslararası Sosyal Araştırmalar Dergisi, Şubat 2018, s.109.
[2] “Suriye Türkmenleri Örf Adetleri Nüfusları Yaşadıkları Yerler”, Suriye Türkmenleri, Erişim Tarihi: 7 Şubat 2024, http://suriyeturkmenleri.com/19 maset&newsID=692~suriye_turkmenleri_orf_adetleri_nufuslari_yasadiklari_yerler.
[3] Ahmet Emin Dağ, “Modern Dönem Suriye ve Halep Türkmenleri”, Marmara Türkiyat Araştırmaları Dergisi, Haziran 2018, s.51.
[4] Can Acun ve Kutluhan Görücü, “Suriye Krizinde Göz Ardı Edilen Aktör: Türkmenler”, SETA Perspektif, Aralık 2018, s.2.
[5] Ü. Gözde Gündoğdu, “Suriye İç Savaşı Döneminde Türk Dış Politikasında Türkmenler”, Avrasya Dosyası, Cilt:14, Sayı:2, 2024.