(TEİD) Yönetim Kurulu Başkanı Menteş Albayrak, “Küresel nüfusun dörtte birini barındıran 25 ülke her yıl yüksek su stresiyle karşı karşıya”
İş hayatında etik değerlerin benimsenmesi, itibar yönetimi ve uyum alanlarında faaliyetlerini sürdüren Etik ve İtibar Derneği TEİD, 10. Uluslararası Etik Zirvesi ”Etiğin Renkleri” teması ile gerçekleştirildi.
TÜHA / TÜRKUAZ İnternational News Agency
Zirvenin bu yılki teması ”Etiğin Renkleri” olurken, Uluslararası Etik Zirvesi’nde TEİD üyeleri, etik, uyum ve itibar yönetimi konularına ilgi duyan profesyoneller bir araya gelerek, geleceğe ışık tuttu.
Etkinlikte konusunda uzman ve deneyimli konuşmacılar İş Etiği, ESG, Sürdürülebilirlik, Dijitalleşmede Etik, Uyum, İç kontrol ve Denetim Süreçleri gibi konu başlıklarına değinerek, merak edilenlere cevap verdi.
Zirvenin açılış konuşmasını yapan Etik ve İtibar Derneği (TEİD), Yönetim Kurulu Başkanı Menteş Albayrak, “Küresel nüfusun dörtte birini barındıran 25 ülke her yıl son derece yüksek su stresiyle karşı karşıya ve mevcut su kaynaklarının neredeyse tamamını düzenli olarak kullanıyorlar. Dünya nüfusunun en az yüzde 50’si ise yaklaşık 4 milyar insan yılın en az bir ayı boyunca su sıkıntısının yüksek olduğu koşullar altında yaşıyor” dedi.
DÜNYAYI HEP BİRLİKTE KURTARMAK ZORUNDAYIZ
(TEİD) Yönetim Kurulu Başkanı Menteş Albayrak, şunları söyledi:
“2050 yılına kadar ise 1 milyar insanın daha aşırı yüksek su stresiyle yaşaması bekleniyor. Dünya nüfusunun %60’ından fazlası yüksek su sıkıntısı içerisinde olacağı bekleniyor. Dünya tarihinde birçok felaket yaşandı. Bu seferki felaket ne gökyüzünden ne de yerin içinden geliyor. Bizzat insanın neden olduğu çevre kirlenmesi ve özellikle küresel ısınmadan geliyor. Güneş sistemimizde ve evrende yerleşeceğimiz başka bir yer yok. El birliği ile yuvamızı kurtarmaya çalışmak zorundayız.
TAAHHÜT EDİLEN VE YAPILANLAR ARASINDA BOŞLUK VAR
S&P şirketlerinin % 95’i sürdürülebilirlik raporu yayınlıyor. Dünyanın en büyük 250 şirketinin (G250) 2022’de raporlama oranı ise %96. Fakat bu alanda zemin sağlam değil. Söylenen ile yapılan arasında boşluklar var. Bunun temel sebepleri; Regülasyon eksikliği, Global Raporlama Standartlarının gelişme ihtiyacı, Mevcut yönetişim, ölçme ve raporlama sistemleri yetersizliği, Finansal raporlamada olan güçlü iç kontroller ve yönetim imzasının olmaması ve Yönetim Kurullarında bilgi birikimi eksikliği.
Şirketlerin üzerinde çok ciddi yatırımcı, paydaş ve tüketici beklentisi ve baskısı var bu konuda. Net olmayan bir patikada verilen taahhütler bazen yerine getirilemiyor. Yeşil aklama, sadece olumlu konuları raporlama veya yanlış yapmaktan korkanlar açısından da “yeşil suskunluk” yani bu konularda sessiz kalmak çok tartışılıyor. Fakat iyi haberler de var. Yakında bu alan daha fazla netlik kazanmış olacak. Avrupa Birliği’nde faaliyet gösteren şirketler, Ocak 2024’ten itibaren AB’nin Kurumsal Sürdürülebilirlik Raporlama Direktifi (CSRD) kapsamında yeni finansal olmayan ve sürdürülebilirlik raporlama gereklilikleriyle karşı karşıya kalacak. ABD’de Menkul Kıymetler ve Borsa Komisyonu kendi iklim açıklama düzenlemelerine ince ayar yapmakla meşgul” olduğunu kaydetti.
NE YAPACAĞINIZDAN ZİYADE NASIL YAPACAĞINIZ DAHA ÖNEMLİ
Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası (EBRD), Executive Direktör Vekili, Uyum Sorumlusu & Dürüstlük Projesi Direktörü John Mair ise konuşmasında “Yıllar önce yüz binlerce çalışanımız, 15 milyon müşterimiz bulunurdu. Ne türde güçlüklerle karşılaşıyoruz düşünmenizi istediğim için böyle bir örnek verdim. O kadar fazla insanı, çalışanı, müşteriyi doğru yere konumlandırmak çok önemli. Peki etik kalmak neden bu kadar zor? Kendimiz için bile çok zorken düşünün ki bu kadar kalabalık bir insan topluluğunda etik sağlamak daha da zor. Olay ne yapmak zorunda kaldığınızdan ziyade, ne yapacağınızı bilmek. Bu çok daha büyük bir mesele. Burada sağlıklı bir para harcamak istiyorsanız ne yapılacağından ziyade nasıl yapmaları gerektiğini sorun ve verilen yanıtlarda bir önceki danışanın üzerine yaptığı şeyi sizin şirketinize yapmasına izin vermeyin, mutlaka üzerine sizin şirketinizi tanıyarak ekleme yapılması lazım. Sizin paranız ve sizin bütçeniz ve bunun karşılığında bir şey aldığınızdan emin olun. Şirketiniz 25 kişi veya 250 bin de olabilir. Sayısı hiç önemli değil. Önemli olan doğru şeyin yapılabilmesi. Uyum kelimesine bayılmıyorum. Dürüstlük veya bütünlük olarak değişmesi gerektiğini düşünüyorum. Böylesi çok daha iyi olacaktır. Uyum ifadesini mi dürüstlük veya bütünlüğü mü tercih edersiniz. Günün sonunda hepimiz bunu yapmaya çalışıyoruz” dedi.
Moderatörlüğünü Harward Business Review Türkiye Genel Yayın Yönetmeni Serdar Turan’ın yaptığı “Etiğin Renkleri: Yükselen Riskler ve Fırsatlar’’ panelinde söz alan Anadolu Grubu, Kurumsal İlişkiler, İletişim ve Sürdürülebilirlik Başkanı Atilla D. Yerlikaya şöyle konuştu:
“Finansman, operasyon, pazarlama, insan kaynakları yönetimi süreçleri gibi etik ve uyum yönetimi de stratejik bir iş fonksiyonu ve nasıl diğer fonksiyonların bir stratejisi, iş planı kaynakları varsa etik yönetiminde de olmalıdır. Kapsamlı bir etik ve uyum stratejisi insa edebilmek için yönetişim, farkındalık, aynı dili konuşmak ve ortak değerleri ifade etmek çok önemli. Bu süreçleri yönetebilmek için de öncelikle etik ve uyum programlarının hangi coğrafi, kültürel ve sektörel bağlamlarda oluştuklarını anlamak gerekiyor. Kültürler arası farklılığı anlayarak ve gözeterek süreçlerin tasarlanması önemlidir. Örneğin itiraz ve şikayet kültürünün yüksek olduğu bir coğrafyada etik süreçleri tasarlarken aynı etik standartları ama farklı enstrümanları kullanmak gerekebilir” diye konuştu.
TÜM ŞİRKETLER YEŞİL MUTABAKATA YENİ KÜRESEL ESG DÖNÜŞÜMÜNE HIZLA ADAPTE OLMALI
Borusan Cat, İnsan Kaynakları ve Gelişimden Sorumlu İcra Kurulu Üyesi İrem Erdoğan da TEİD’e teşekkür ederek sözlerine başlarken, uyum yolculuğuna şirket olarak çok uzun zaman önce başladıklarını söyledi.
Erdoğan sözlerine şöyle devam etti: “Borusan Cat olarak Turuncu Rehberimizin kapsamında Çalışma ilkelerimiz ve Etik kuralların, faaliyet gösterdiğimiz ülkelerdeki çalışma arkadaşlarımızca içselleştirmesini sağlamak amacı ile bir program üzerinde çalışıyoruz. 2022 yılında KMPG ile çalışarak Grup bünyesinde Uyum Yönetimi yapımızı gözden geçirdik ve gelecek dönemin ihtiyaçlarına uygun şekilde yeniden şekillendirdik. Bu süreçte Holding yönetişim yapımızı da tüm grubu gözetecek şekilde yeniledik. Faaliyet gösterdiğimiz ülkeler ve uluslararası mevzuatlara uygun olarak çalışıyor, değişimlere hızlıca uyum sağlıyoruz. Bu amaçla ilgili mevzuat gelişmelerini, idari kararları ve yaptırım paketlerini yakından izliyoruz” dedi.
EN ÖNEMLİSİ ÇALIŞAN BAĞLILIĞI VE SADAKATİ
Çalık Holding, Baş Hukuk ve Uyum Müşaviri Ayşe Nilüfer Türkçü Hıra da, “Şirketlerimizin faaliyet gösterdiği sektörlerin dinamik yapısı ve beraberinde getirdiği riskleri yönetebilmek amacı ile 2020 yılından itibaren kendi iş etiği kurallarımızı belirlemek ve bunları da tüm süreçlerimize entegre etmek üzere harekete geçtik ve Çalık Grubu nezdinde yazılı hale getirdiğimiz etik kurallarımızı İş Etiği Kuralları ve Uyum Yönetmeliği olarak yeniden kaleme aldık. Bu noktada organizasyon yapımızda da değişiklik yapmak üzere Hukuk Müşavirliği’ni Hukuk ve Uyum Müşavirliği olarak konumlandırdık ve bünyesinde Uyum Departmanı açarak ayrı bir Uyum Yöneticisi istihdam ettik. Ayrıca hukuk departmanlarındaki tüm hukukçularımızı kendi şirketlerinde Uyum Yetkilisi olarak konumlandırmak ve bu alanda yetiştirmek üzere 8 haftalık Grup İçi Etik ve Uyum Yönetimi Sertifika Programı almalarını sağladık. Farkındalığı artırmak adına ise iç ve dış eğitimler düzenledik, düzenliyoruz. 2022 yılı içinde 4.597 çalışan ve 19 Grup şirketi bu eğitimi tamamladı” ifadesini kullandı.