Terörsüz Türkiye Hedefinde Gelinen Süreç ve Sonrası

Geçtiğimiz yıl MHP lideri Devlet Bahçeli’nin çağrısıyla başlayan, Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Cumhur İttifakı partilerinin sahiplenmesiyle yürüyen terörsüz Türkiye hedefinde önemli bir mesafe alındı.
Doç. Dr. Nebi MİŞ & SETA Genel Koordinatörü ve Siyaset Araştırmaları Direktörü
Cumhurbaşkanı Erdoğan bu hafta partisinin grup toplantısında, DEM Parti heyetini kabul edeceğini belirtmiş, “Terörsüz Türkiye hedefi gibi, ülkemizin geleceği açısından hayati önemde meselelerimiz var. Cumhur İttifakı olarak büyük bir titizlikle, büyük bir sabırla yürüttüğümüz bu süreci inşallah ülkemizin hayrına olacak şekilde neticelendireceğiz. Yarın DEM heyetini kabul ederek hem kendileriyle görüşecek hem de terörsüz Türkiye hedefine ulaşma irademizi teyit edeceğiz” açıklamasını yapmıştı. DEM Parti heyeti ile Cumhurbaşkanı Erdoğan dün görüştü. Görüşmenin ardından DEM Parti’den yapılan açıklamada, “Yaptığımız görüşme, son derece olumlu, yapıcı, verimli ve geleceğe dair umut verici bir atmosferde gerçekleşti” denildi.
DEM heyetinin, “Bugün gelinen nokta itibarıyla, dünden daha umutlu olduğumuzu bütün ülkemizin bilgisine sunmakta onur duyuyoruz” açıklaması önemliydi.
Daha önceki çözüm süreci tecrübesi, bu yeni siyasi yaklaşımın başarıya ulaşması için atılan adımlarda belirleyici oldu. Öncelikle, terörün bitmesi için oluşan “elverişli ortam” ve siyaset sahnesinde gelişen “müspet hava“nın heba edilmemesi için titiz bir süreç yönetildi. Terörsüz Türkiye için başlatılan siyasi yaklaşımın başarıya ulaşması için; eski hataları tekrar edecek, sürecin yanlış yola sapmasına imkân verecek tartışma atmosferinin oluşması engellendi. Süreci baltalamak, sabote etmek isteyenlere şu ana kadar fırsat verilmedi. Bozucu girişimler engellendi. Manipülasyon ve dezenformasyon üzerinden üretilecek bahane siyasetine engel olundu. “Ne alındı ne verildi” denklemine meseleyi sıkıştırmaya çalışanlara sürecin tarafları anında cevap verdi. Özellikle DEM Parti heyetinin yaptığı açıklamalar, muhalefetin bu konu üzerinden ürettiği negatif siyasetin etkisizleştirilmesine büyük katkı sağladı.
Yeni siyasi yaklaşımın MHP lideri Devlet Bahçeli tarafından başlatılması, milliyetçi çevreler üzerinde pozitif bir bakış açısı oluşturdu. Cumhur İttifakı arasında “yaklaşım farklılığı var”, “Cumhurbaşkanı Erdoğan süreci sahiplenmiyor” gibi tezviratların, heyetlerin karşılıklı görüşmeleri ve yapılan açıklamalarla bozucu etki yapması önlendi. Başlatılan siyasi yaklaşımı ve yürütülen çabaları, seçim tartışmasına indirgeyip, üçüncü dönem adaylık için destek vs. tezleri ile süreci bulandırılmaya çalışanlara prim verilmedi.
Küresel ve bölgesel gelişmelerde Türkiye’nin her geçen gün artan ağırlığı ve etkinliği, PKK terör örgütü üzerinden süreci bozma ya da sabotaj girişimlerini yapacak dış güçlerin motivasyonlarını azalttı. Gelinen süreçte…
Terörsüz Türkiye hedefine yönelik toplumsal destek ve umut artmıştır. Sürecin yönetimine ilişkin -özellikle perde gerisinde ne oluyor minvalinde- yapılan kuşkucu tartışmaların ve senaryoların toplumda oluşturacağı negatif etki azaltılmıştır.
Çözüm sürecinin olumsuz deneyimlerini tekrar etmeme tecrübesi bu beş aylık dönemde nasıl olumlu bir katkı sağladıysa, yine son beş aylık dönemdeki izlenen süreç yönetimi de bundan sonra atılacak adımlara olumlu katkı yapacak ve ivme kazandıracaktır. PKK terör örgütünün silah bırakmasına yönelik süreç bundan sonra daha da hızlanacaktır. Bu konuda yapılan kararlılık iradesi devam etmektedir. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın DEM heyetini kabul etmesi bu kararlığın bir göstergesi olarak okunacaktır. PKK’nın kongresini bu ayın sonuna doğru toplaması ihtimal dahilindedir.