Ticaret Bakanlığı Uluslararası Hizmet Ticareti Genel Müdürü Dr. Emre Orhan Öztelli: “Görünenin 1,5 katı sağlık hizmet ihracatımız var”…
Turkuvaz Medya Grubu’nun yazılı basındaki amiral gemisi Sabah Gazetesi tarafından Turkuvaz Medya Center’da düzenlenen Türkiye İhracat Seferberliği Zirvesi’nde ‘Türkiye’nin Hizmet İhracatı Vizyonu, Fırsatlar ve Yeni Teşvikler’ konulu panel düzenlendi.
Sabah Gazetesi Ekonomi Müdürü ve Köşe Yazarı Dilek Güngör’ün moderatörlüğünde gerçekleşen “Türkiye’nin Hizmet İhracatı Vizyonu, Fırsatlar ve Yeni Teşvikler” konulu panele Ticaret Bakanlığı Uluslararası Hizmet Ticareti Genel Müdürü Emre Orhan Öztelli, İGE A.Ş. Genel Müdürü Kasım Akdeniz, Türk Eximbank Genel Müdürü Ali Güney, Hizmet İhracatı Birliği Yönetim Kurulu Üyesi ve Sağlık Komitesi Başkanı Orhan Gazi Yiğitbaşı konuşmacı olarak katıldı.
Ticaret Bakanlığı Uluslararası Hizmet Ticareti Genel Müdürü Dr. Emre Orhan Öztelli, bu yıl kayıt altında olan sağlık hizmeti ihracatının 2 milyar dolar seviyesinde gerçekleşmesini beklediklerini dile getirerek, “Ancak kayıt dışılık göz önüne alındığında şu anda 5 milyar dolar seviyesinde sağlık hizmeti ihracatı olduğunu düşünüyoruz. Yani görünenin 1,5 katına yaklaşan bir ihracat söz konusu” dedi.
Öztelli, hizmet ihracatını 2012 yılından beri desteklediklerini dile getirerek, “Şimdiye kadar elimizdeki tecrübeleri bir araya getirerek, biri de revizyon olmak üzere 4’lü bir destek paketi açıkladık. Gelişmekte olan ülkelerin GSMH’daki payı içinde yüzde 60-80 oranına sahip bir hizmet sektörü payı var. Türkiye’de de GSMH içinde hizmet sektörünün payı yüzde 65. Sağlık sektörü de pandemi döneminde payını katladı. Mümkün olduğunca hizmet sektörü içindeki bu payımızı artırmak ve dünyaya ihraç ederek, ülkemize döviz kazandırmak hedefimiz var. Aslında bu konuda oldukça başarılıyız. 62 milyar dolar hizmet ihracatımız vardı, bu yıl içerisinde 87 milyar doları buldu. Sene sonuna kadar hizmet ihracatının 100 milyar doları geçeceğini düşünüyoruz. Cumhurbaşkanımızın kararıyla genel destek hizmetlerini sınıflandırdık ve tamamladık. Tüm hizmet sektörlerini kapsayabilmek için diğer hizmetler kategorisi açtık. Hizmet ihracatı içinde 1 milyar dolarlık dizi film ihracatı var. Korsanda 500 milyar dolar kayıp var, bunu da destek paketinin içine dahil ettik. Ayrıca yine ürün yerleştirme reklam gelirlerini de destek kapsamına aldık” diye konuştu.
Kayda almak için TÜİK’le çalışma yürütülüyor
Sağlık hizmeti ve bilişim ihracatına pozitif ayrımcılık yaptıklarını dile getiren Dr. Emre Orhan Öztelli, destek oranını da yüzde 60’a çıkardıklarını ifade etti. Öztelli, şunları söyledi:
“Katma değer olarak bu iki sektör diğerlerinin önünde gidiyor. Geri dönüşü de çok fazla. Sağlık sektöründe şöyle bir durum var. Normal turistin 800 dolar getirisi var, 40 milyon turistle 37 milyar dolar gelir oluyor. Sağlık sektöründe estetik operasyon için 4 bin dolar, saç ekimi için 10 bin dolar gelir getiren kalemden bahsediyoruz. Biz sektörü sadece desteklemek için değil, TÜİK ile çalışmalar yaparak nasıl kayıt altına almamız gerektiğini de konuşuyoruz. Yılın ilk 10 ayında 1,6 miyar dolarlık sağlık hizmeti ihracatı yaptık. Yılı da 2 milyar doların biraz üzerinde kapatacağız gibi görünüyor. Sektörü veri revizyonu ile kayıt altına aldığımızda 5 milyar doları aşan sağlık hizmeti ihracatı göreceğimizi düşünüyoruz. Sektörde destek paketleri çok iyi karşılık gördü. Hizmet ihracatçısı birliğinde destek paketi çıkmadan önce 2 bin üye vardı, bunların yaklaşık 400 tanesi sağlık sektöründeki kuruluşlardı. Şimdi üye sayısı 3 bin 500’ü geçti ve üyelerin 824 tanesi sağlık kuruluşu oldu”.
İGE’den 33 milyar TL ek kefalet paketi
İGE A.Ş. Genel Müdürü Kasım Akdeniz de panelde bir sunum yaparak İGE gibi bir kuruma neden ihtiyaç duyulduğu konusundaki soruya cevapladı. Dünyadaki tüm ekonomi modellerinde ihracatın ve KOBİ’lerin özel bir önemi olduğuna dikkat çeken Akdeniz, “Yurt içinde üretip yurt dışına satmak, yurt içinde üretip yurt içine satmaktan daha avantajlı. Hele bir de bugünkü konumuz olan hizmet ihracatı olunca daha da kıymetli” dedi.
Akdeniz, sunumunu şöyle sürdürdü:
“İthalat girdisine gerek olmadan tamamen insanla yaptığımız, ürettiğimiz ve sattığımız bir alan. Bu hizmetle ortaya konulan katma değer bir şekilde yurt dışına satılırsa bu normal mal ihracatından daha kıymetli. Merkeze ihracatı koyduğunuz zaman, ihracatın arttırılmasıyla ilgili en önemli unsur olan finansa erişimi de çözmemiz gerekiyor. Eğer finansman yoksa hiçbir şey yok demektir. Sermaye yoksa yatırım motivasyonunuzu destekleyecek hiçbir unsur yok demektir. Bu anlamda ihracatın ekonomiye verdiği katkı kadar, bankacılık sektöründen hak ettiği payı alıp almama sorusu karşımıza çıkıyor. İhracat GSYİH’ya yüzde 25 oranında bir katkı sağlıyor. 2021’de yüzde 11,4’lük büyümenin yüzde 5,3’ü yani neredeyse yüzde 50’si ihracattan geliyor. Bu rakamlara baktığımızda ihracatın bankacılık sektöründen burada telaffuz edilen yani GSYİH’ya katkısı kadar bir pay alması beklenir. Ne yazık ki öyle bir tablo yok karşımızda. İhracatın bankacılık sektörü toplam kredilerinden aldığı pay sadece yüzde 12… Maalesef bu yüzde 12’nin yarısını da Eximbank sağlıyor. Eximbank’ın dışında bankalar diye baktığımızda toplam kredilerin yüzde 6-7’si civarında bir ihracat girdisi rakamı ortaya çıkıyor ki, GSYİH’ya katkısı diye baktığımızda net şekilde desteklediğimiz ihracatın parasal anlamda hak ettiği payı hizmet sektöründe almadığını görüyoruz.”
2017’den bu yana ihracatın finansı için Hazine kaynağından kullandırılan kredilerin yüzde 15 olduğunu belirten Kasım Akdeniz sunumunda İGE’nin kuruluş amacının bu finansal tablo olduğunu söyledi. Akdeniz, “Temelde yapmak istediğimiz şey ihracat kredilerinin toplam krediler içindeki payını ve özelde de ihracat kredileri içindeki KOBİ ihracatçılarının payını arttırmak. Bankacılık sektörüne elindeki fonları hangi alanlara plase edeceği yönünde yönlendirmelerde bulunmak. Kredi kullandırılacak alanın getirisi yüksek, riski az olan alanlar olmasını istiyoruz. İhracatçının finansa erişimini kolaylaştırmak için ihracatçı lehine kefalet vererek, bankalardan kredi alırken, ihracatçının veremediği teminatı vereceğiz. Böylece finansmana erişimi kolaylaştırıp çeşitlendireceğiz ve sürdürülebilir kılacağız.”
Kredi vermiyor kefalet veriyoruz diye hatırlatan Akdeniz, verdikleri kefaletler kadar karşılığının da kendilerinde bulunması gerektiğini, bunun içinde öz kaynaklar ve Hazine kaynaklarını kullandıklarını belirtti. Akdeniz, “Bu kaynaklarımızı kullanarak 840 milyonluk bir paket hazırladık ve bu rakam toplamda 13,3 milyar TL kefalet hacmi yaratıyor. Bu hazırladığımız paket bu yılsonuna kadardı ve tamamen tükendi. İlave bir 33 milyar TL kredi yarattığımız bir paketi bugün öğleden sonra onaylayarak bunu 2023’e de taşıyacağız” dedi.
2023’te 1 milyar dolar kaynağı sürdürülebilirlik temalı getireceğiz
Türk Eximbank Genel Müdürü Ali Güney de nakdi kredi desteklerinin yarıya yakınının Merkez Bankası kaynağı, yarısının ise yurtdışı fonlamalardan karşılandığını dile getirerek, Türkiye’de bankacılık sektöründe yurtdışından en büyük fonu getiren üçüncü banka seviyesinde olduklarını söyledi. Güney, Eximbank desteklerinden faydalanan firma sayısını artırmak için çalıştıklarını ve KOBİ’lere özel önem verdiklerini belirterek şöyle konuştu:
“Türkiye’nin ihracatının artması için ihracatın tabana yayılması, KOBİ segmentindeki ihracatçıların desteklenmesi önemli. Desteklerinden yararlanan ihracatçı KOBİ oranı yüzde 70’ler seviyesindeydi. Bu rakamı yüzde 81’ler seviyesine ulaştırdık. İGE’nin teminat sorununa çözüm üretmiş olması bizim ihracatın tabana yayılması konusunda önemli ve KOBİ müşterilerine desteğimizin artmasında kaldıraç etkisi yarattı. 17,5 milyar dolar olan 11 aylık nakdi kredi desteğinde hizmet ihracatçılarının aldığı pay 2 milyar dolar. Burada bir yoğunlaşma var. Tabana yaygınlaşması için önümüzdeki dönemde ciddi aksiyonlar alacağız. Önümüzdeki sene Eximbank açısından hizmet ihracatına verdiğimiz desteklerin tabana yayılması ve artırılması için faaliyet içindeyiz.”
Eximbank’ın sürdürülebilir fon kaynaklarına erişiminin her geçen gün arttığını kaydeden Güney, sürdürülebilirlik prensibini ana unsur haline getirdiklerini, tematik fonlara erişim için bankada yapılması gereken aksiyonları tamamladıklarını vurguladı. Güney, şunları söyledi:
Sera gazı takibi, emisyon takibi raporlaması belgesini aldık. Böylece aslında Eximbank’tan kredi kullanan müşterilerin faaliyetlerinden dolayı sarf etmiş oldukları emisyonu takip ederek onlara raporlayabiliyoruz. 10 milyon dolar ve üzerindeki kredileri sürdürülebilirlik süreçlerine sokuyoruz ve geçen firmalara bunu sağlıyoruz. Bu ihracatçılarda da farkındalık oluşturuyor. Bu sistem alınan sertifikasyonlar da yeşil fonlara erişimde de güçlü kılıyor. 2 milyar dolara yakın fonu getirip ihracatçılara kullandırdık ve devam ediyoruz. Bu yıl sürdürülebilirlik temalı 2 sendikasyon gerçekleştirdik, bu 1,4 milyar dolarlık bir fona tekabül ediyor. Önümüzdeki sene uluslar üstü kuruluşlardan Hazine garantisiyle beraber ciddi anlamda fon getirmeyi planlıyoruz. Getirdiğimiz fonları nötr karbon salınımı, yeşil mutabakata uyum konusunda ihracatçılara kullandıracağız. Bu fonlar uzun vadeli uygun maliyetli kaynaklar oluyor. Önümüzdeki sene 1 milyar dolara yakın kaynağı getirmeyi planlıyoruz.”
Sağlık turizminin kişi başı geliri 2850 dolar
HİB Yönetim Kurulu Üyesi ve Sağlık Komitesi Başkanı Orhan Gazi Yiğitbaşı birliğin 2018 yılında kurulduğunu ve tüm hizmet ihracatçılarını kapsayan yapısıyla büyük bir sinerji oluşturduğunu vurguladı. Tüm yönetim kurulunun her ay toplantılarda inanılmaz katkılar sağladıklarını belirten Yiğitbaşı, “Temel görev üyelerimizin sahadaki firmalarımızın taleplerini organizasyon yapılarını geleceğe dönük projeksiyonlarını algılayıp, bunu bakanlıklarımızla ilgili bürokrasi mercileriyle paylaşabilmek, organize edebilmek. Bu açıdan her sektör belli periyotlarla tüm üyeleriyle çalıştaylar düzenliyor. Üye sayımız 3 bin 500’ü geçti her geçen gün artıyor” dedi.
Dünyada sağlık hizmeti turizmiyle ilgili 100 milyar dolarlık hacim olduğunu söyleyen Yiğitbaşı şöyle konuştu:
“Sağlıkla ilgili de 4-5 milyar dolar aslında bir ihracatımız var. Kıymetli bir alan. Klasik turizm hizmetinde turizm başına gelir 850 dolarken bizde 2.850 dolar civarında. İthalat yüzde 8 sadece. Ekonomik anlamda çok kıymetli ve bir hastayı iyileştirdiğinizde sağladığı kanaat gelip geçici değil. Sosyal çarpan etkisi var. Bizim sağlık komitesi olarak 850 civarında üyemiz var ve her geçen gün artan kapasitede gidiyoruz. Ama bir yunus hareketine ihtiyacımız var. Doğru ve kaliteli yapabilmek için ihracatı doğru planlama ve strateji gerekiyor. Elinde çanta Kazakistan’a gidiyorum dersen bir şey yaparsınız ama bunun masaya yatırılması lazım. Uygulamada fena değiliz, ama planlamada olduğu gibi, kalitesiz merdiven altı uygulamaları kontrol mekanizmaları zayıf. Kontrol ve standartta zayıfız. Bu zayıf olunca da düzeltici önlemlerde geri kalıyoruz. İhracatta yükseldik, belki biraz daha yükseleceğiz, ama bu önlemleri alamazsak ivme aşağı doğru gider ve rakiplere kayar. Bu konuları sürekli genel müdürlüklerde kendi ekiplerimizle de istişare ediyoruz. Cumhurbaşkanlığı yönetim sistemi bu tür organizasyonlara müsait, gerekli yunus hamlesi yapılacaktır diye düşünüyorum.”
Gazeteci* Hatem VURAL
[TÜHA Haber Ajansı, 17 Aralık 2022]