Türkiye; Çin, Rusya ve Batı gibi Geleneksel Güçlere Rağmen Afrika’da Nüfuzunu Arttırıyor
* Türkiye’nin Afrika ile ilişkileri başlangıçta ekonomi ve ticaretten ziyade yumuşak güç unsurlarını (insani yardım, eğitim ve kültürel girişimler) harekete geçirmesiyle birlikte ivme kazanmaya başladı.
* Zaman içinde daha noktasal operasyonlarda Türkiye boy gösterdi, iddialı etki biçimlerini devreye soktu ve bunlar her bir ülkeyle ortaklığın kilit unsurları haline getirdi.
TÜHA /TÜRKUAZ İnternational News Agency
[Emekli Hava Pilot Tuğgeneral ve Stratejik Araştırmalar Merkezi’nin (STRASAM) kurucusu/direktörü Dr. Hüseyin Fazla]
Emekli Hava Pilot Tuğgeneral ve Stratejik Araştırmalar Merkezi’nin (STRASAM) kurucusu/direktörü Dr. Hüseyin Fazla kaleme aldığı “Türkiye; Çin, Rusya ve Batı gibi Geleneksel Güçlere Rağmen Afrika’da Nüfuzunu Arttırıyor” başlıklı yazısında, Türkiye’nin, Sudan ve Gazze’deki çatışmalarda birbirine benzeyen tutumlar sergilemesi nedeniyle son dönemde Mısır’la yakınlaşma yoluna gitmeyi gerekli gördüğünü açıkladı.
54 ülkeli Afrika Kıt’ası, Kadim Batı Emperyalizmine Karşı Mücadele Veriyor
Dr. Hüseyin Fazla yazısında, Ankara’nın aynı zamanda iki bölgesel rakip olan Fas ve Cezayir ile ilişkilerini de ustalıkla yürüttüğünü belirterek, “Sahel ve Afrika Boynuzu’nda Türkiye, Moskova ve Wagner grubundan daha az sorunlu ve eski sömürgeci güçlerden daha popüler olarak algılanıyor. Tüm bunlar Türkiye’nin pragmatist bir politika anlayışıyla Afrika’da hareket edeceğini ve Afrika’daki tüm ülkelerle olmasa da büyük bir çoğunluğuyla stratejik bir ortak olma iradesini korumaya devam edeceğini gösteriyor” dedi.
Afrika’nın, uluslararası sistem içerisinde etkinliğinin her geçen yıl arttığına dikkat çeken Dr. Hüseyin Fazla, küresel sahnede ağırlığının giderek artan bir aktör olma yolunda ilerlediğini, bu Kıta’nın barındırdığı ekonomik ve ticari potansiyel ile jeopolitik ağırlığının, Türkiye dahil birçok ülkeyi ve yatırımcıyı Afrika’ya çektiğinin altını çizdi.
Dr. Hüseyin Fazla, Türkiye’nin de son yıllarda Afrika Kıtası’yla ilişkilerini ve işbirliğini geliştirmek için çok boyutlu bir dış politika takip ettiğini hatırlatarak, Ankara’nın Afrika’yı dış politika önceliklerinden biri haline getirdiğinin gözlerden kaçmadığını ve Afrika bağlamında çok boyutluluğu öne çıkaran bir politika izlediğini ifade etti.
Türkiye’nin, “Afrika’nın sorunlarına Afrikalı çözümler” ilkesi çerçevesinde ve karşılıklı yarar temelinde Afrika ülkeleriyle temaslarını yürüttüğünü anlatan Dr. Hüseyin Fazla, bu bakış açısı etrafında şekillenen başta siyasi ilişkiler olmak üzere ticaret, yatırımlar, kültürel projeler, güvenlik ve askeri işbirliği ve kalkınma projeleri gibi birçok alanda hızla ilerleme kaydedildiğine de vurgu yaptı.
Ankara’nın Afrika Ülkeleriyle İlişkileri Artan İvmesini Sürdürüyor
Emekli Hava Pilot Tuğgeneral ve Stratejik Araştırmalar Merkezi’nin (STRASAM) kurucusu/direktörü Dr. Hüseyin Fazla, Türkiye’nin, Kıtayla ilişkilerinin güçlendirilmesini teminen tüm Afrika ülkelerinde temsilcilikler açmaya önem verdiğini hatırlatarak şunları söyledi:
“Halihazırda 44 Afrika ülkesinde büyükelçiliği bulunan Türkiye, “büyükelçilik bulunmayan Afrika ülkesi kalmayacak” ilkesiyle hareket ediyor. Büyükelçiliklerin yanı sıra TİKA (Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı), AFAD (İçişleri Bakanlığı Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı), Yunus Emre Enstitüsü, Maarif Vakfı, Türkiye Diyanet Vakfı, Anadolu Ajansı, Türk Hava Yolları gibi kurumlar da kıtadaki faaliyetlerin ve temasların bir parçası olarak hareket ediyorlar. Bu bağlamda Afrika Kıtasıyla toplam ticaretini 50 milyar doların üzerine çıkarmayı hedefleyen Türkiye, her bir Afrika ülkesiyle ikili ekonomik ilişkileri katlanarak geliştirme arayışını sürdürüyor. 45 Afrika ülkesinde inşaat projeleri üstlenen Türk müteahhitlik firmalarının iş hacmi hızla büyüyerek, 100 milyar dolar hedefine yaklaşıyor.
Dolayısıyla Türkiye’nin Afrika ile işbirliğine yönelik çok yönlü yaklaşımı meyvelerini vermeye devam ediyor. Ankara, Cumhurbaşkanı Erdoğan yönetiminde Afrika ülkeleriyle diplomatik ilişkilerini aktif bir şekilde geliştirmeye çalışıyor. Erdoğan, 2 Mart 2024 tarihinde Antalya Diplomasi Forumu’nda Somali Cumhurbaşkanı Hasan Şeyh Mahmut ile bir araya gelerek her ortamda Afrika ülkeleriyle siyasi, askeri, ekonomi, ticari, kültürel ilişkileri öne çıkarma isteğini proaktif bir şekilde gösteriyor, her fırsatı değerlendiriyor. Afrika’nın Türkiye’nin odağında olduğunu perçinleyecek adımlar atıyor”.
“Türkiye’nin Afrika ülkeleriyle ilişkilerine baktığımızda, 2005 yılı civarında Türkiye-Afrika ilişkilerinin derinleşmeye başladığına şahit oluyoruz” diyen Dr. Hüseyin Fazla, bu derinleşmenin, küresel jeopolitiğin ortaya çıkardığı fırsatları Ankara’nın kararlı ve uzun vadeli bir politika ekseninde değerlendirmek istemesinin yanında Türk ekonomisinin 2000’li yılların ortalarından itibaren büyüme eğilimine girmesinin de etkisinin bulunduğunu dile getirdi.
Dr. Hüseyin Fazla, Türkiye’nin Afrika ile ilişkilerinin başlangıçta ekonomi ve ticaretten ziyade yumuşak güç unsurlarını (insani yardım, eğitim ve kültürel girişimler) harekete geçirmesiyle birlikte ivme kazanmaya başladı belirterek, “Zaman içinde daha noktasal operasyonlarda Türkiye boy gösterdi, iddialı etki biçimlerini devreye soktu ve bunlar her bir ülkeyle ortaklığın kilit unsurları haline getirdi. Örneğin 2011 yılında Türkiye, Somali’de yaşanan yıkıcı kıtlık sırasında bu ülkeye en önde yardım ulaştıran ülke olarak hayati bir rol oynadı. 2017’de Mogadişu’da denizaşırı büyük bir askeri eğitim tesisi, TÜRKSOM (1) Askeri Eğitim Kampını kurdu. 2019 yılında Mısır ve Rusya tarafından doğrudan desteklenen General Halife Hafter’e Türkiye, özellikle Rusya ile iyi ilişkilerine rağmen, taraf oldu ve Trablus yönetimini sahada siyasi ve askerî boyutta destekleyerek Libya iç savaşına müdahale etmekten geri kalmadı. Türkiye’nin şüphesiz Libya ile tarihi bağları bu politikasında belirleyici olmuş olsa da Afrika ülkelerine verilen sinyal, Türkiye’nin Batı ülkeleri için değil Rusya ve Çin’e karşı da kıtada alternatif bir yaklaşım geliştirebileceğinin kanıtı olarak okundu” dedi.
Türkiye-Afrika ilişkilerinin, Ankara’nın iddialı ve çok yönlü uzun vadeli stratejisi sayesinde hızla geliştiğini aktaran (STRASAM) kurucusu/direktörü Dr. Hüseyin Fazla, şöyle devam etti:
“Türkiye, nüfuzunu genişletmek için hükümet organları, özel sektör firmaları ve inanç temelli gruplar da dahil olmak üzere çok çeşitli aktörlerle ilişki kuruyor. Resmi diplomatik çabalarını yoğunlaştırıyor: Afrika’da 2002 yılında 12 olan Türk büyükelçiliği sayısı bugün 44’e ulaşmıştır. Ankara ayrıca kültürel programlar, iş konseyleri ve kıta genelinde geniş bir uçuş ağı başlattı; Türk Hava Yolları şu anda 60’tan fazla Afrika noktasına uçuyor”.
Türkiye’nin Afrika ülkeleriyle temaslarında izlediği stratejinin, bir yönüyle Çin’inkine benzediğini söyleyen Dr. Hüseyin Fazla, “Pekin gibi Ankara da bu ülkelerin egemenliklerine saygı duyduğunu vurguluyor ve her bir ülkeyi ortağı olarak gördüğünü hissettirerek ilişkilerini kurguluyor. Özellikle de Batı ülkelerinin bu kıtayla bağlantılı emperyalizm tabanlı siyasi tarih geçmişine sahip olmayan Türkiye, Afrika ülkeleri tarafından kendileriyle ‘eşit’ ilişki kurabilecekleri bir ülke olarak görülüyor kanaatindeyim. Ayrıca bu bağlamda, Türk insanının taşıdığı geleneksel Müslüman kimliğinin yanında Batı ülkeleri gibi sömürgeci bir geçmişinin de olmaması, Ankara’nın elini yükseltmek için iyi bir zemin sunuyor, benzersiz bir güç olarak Afrika kıtasında kabul görmesine yol açıyor inancındayım. Yine bu ülkelere birtakım siyasi koşullar dayatmaktan kaçınan bir Türkiye resmi, bu politikanın önündeki yumuşak yolun her daim açık kalmasına hizmet ettiğini değerlendiriyorum. Ayrıca Afrika ülkeleri için geliştirilen Türk mali yardım modeli de Ankara için ikili ilişkilerde bir avantaj sunuyor. Finansman sınırlı olsa da, hibelerin iki taraflı planlar çerçevesinde müzakere edilmesi, ağır siyasi taleplerle gelen uluslararası kurumlardan gelen yardımlara karşın Türkiye’nin sunduğu olanaklar bu ülkeler için cazip bir alternatif oluşturuyor” ifadesini kullandı. (devam edecek)
Dipnotlar
(1) TURKSOM Askerî Eğitim Üssü (Somalice: Xerada TURKSOM), Somali’nin başkenti Mogadişu’da bulunan bir askerî eğitim üssüdür. Üs, Eylül 2017 tarihinde açılmış olup Türkiye’nin Somali Silahlı Kuvvetleri subay ve astsubaylarını Somali Silahlı Kuvvetleri’nin kendini sürdürebilecek bir orduya dönüştürmek için eğitmeye ve hazırlamaya çalıştığı “Afrika Kartalı” olarak adlandırılan hükûmetler arası görev gücünün ana merkezi olarak hizmet vermektedir. Bu üs, Türkiye’nin en büyük denizaşırı askeri tesisi olarak hizmet vermektedir.
Kaynakça
Türk Dışişleri Başkanlığı İnternet Sayfası, Türkiye-Afrika İlişkileri Başlığı, https://www.mfa.gov.tr/turkiye-afrika-iliskileri.tr.mfa
Sine Özkaraşahin, “Turkey’s approach to Africa can shed light on NATO’s future engagement on the continent”, Atlantic Council, 20 Aralık 2023, https://www.atlanticcouncil.org/blogs/turkeysource/turkeys-approach-to-africa-can-shed-light-on-natos-future-engagement-on-the-continent/
Teresa Nogueira Pinto, “Turkey’s push for influence in Africa is working”, GIS, 9 Nisan 2024, https://www.gisreportsonline.com/r/turkey-influence-africa/
***
Dr. Hüseyin FAZLA
Emekli Hava Pilot Tuğgeneral. 1988-2013 yılları arasında Hava Kuvvetlerinde savaş pilotu (F-5, F-104, F-16) ve komutan / proje subayı / şube müdürü / daire başkanı olarak görev yaptı. Toplam 6 yıl NATO’da yurtdışı daimi görevlerde bulundu. Kendi isteğiyle emekli olup, bir yıl Pegasus havayollarında uçtu (B737-800NG). Takiben 2021 Şubat sonuna kadar TUSAŞ’ta Uçuş Başkanı olarak yöneticilik ve pilotluk (Hürkuş) yaptı. Yüksek Lisansını Uluslararası İlişkiler (İstanbul Üniversitesi) ve Kamu Hukuku (Dicle Üniversitesi) alanlarında yaptı. Doktorasını Siyaset Bilimleri ve UA İlişkiler (Yıldırım Beyazıt Üniversitesi) alanında tamamladı. Halihazırda havacılık danışmanlığı yanında serbest yazar ve araştırmacı olarak çalışmaktadır. STRASAM’ın kurucusu/direktörüdür.