Türkiye-İsrail gerilimi ve Orta Doğu’da yaşanan son gelişmeler
Türk Dünyası Araştırmaları, Siyaset Bilimi ve Uluslararası Diplomatik İlişkiler Analisti ve Uluslararası Diplomatik İlişkiler ve Akademik Araştırmalar Derneği’nin (UDİAD) Başkan Yardımcısı Mehmet Gökhan ÖZÇUBUKÇU, İsrail Nagel Komitesi’nin raporuna göre Türkiye’nin Osmanlı İmparatorluğu’nun nüfuzunu yeniden tesis etme arzusunun İsrail’le çatışmaya yol açacağına dikkat çekti.
TÜHA / TÜRKUAZ İnternational News Agency
Türk Dünyası Araştırmaları, Siyaset Bilimi ve Uluslararası Diplomatik İlişkiler Analisti Uluslararası Diplomatik İlişkiler ve Akademik Araştırmalar Derneği’nin (UDİAD) Başkan Yardımcısı Mehmet Gökhan ÖZÇUBUKÇU, Azerbaycan kaynaklı bakivaxti.az’a verdiği “Türkiye-İsrail gerilimi ve Orta Doğu’da yaşanan son gelişmeler” başlıklı röportajında, İsrail Nagel Komitesi’nin raporuna göre “Türkiye’nin Osmanlı İmparatorluğu’nun nüfuzunu yeniden tesis etme arzusunun İsrail’le çatışmaya yol açacak” dedi.
(UDİAD) Başkan Yardımcısı Mehmet Gökhan ÖZÇUBUKÇU röportajında, sonuçta bu çatışmanın askeri bir çatışmaya dönüşebileceğini belirterek, sözkonusu raporda, Türkiye’nin desteklediği Suriye güçlerinin de bölgeyi istikrarsızlaştıracağının altını çizdi.
İsrail Nagel Komitesi’nin raporunda yer alan iddiaya ilişkin görüşlerini paylaşan Özçubukçu, Y Akımı Doğu’nun yeni oluşumunun özellikle Suriye’deki değişimler üzerinden okunması gerektiğini söyledi .
Mehmet Gökhan ÖZÇUBUKÇU, Suriye’de Beşar Esad rejiminin devrilmesinin ardından ortaya çıkan yeni dönemin de, birçok ülkenin bölgede kısa ve uzun vadeli stratejilerini belirlemesine neden olduğunu ve ona göre öncelikle arka planın iyi okunması gerektiğine vurgu yaptı.
“Esad rejimi devrilmeden önce Türkiye sürekli olarak İsrail’in bölgede tehdit oluşturduğunu ilan ediyordu. Türkiye, bu yeni dönemde İsrail’in bölge için tehdit oluşturduğunu vurguluyor. Dikkat edilmesi gereken bir nokta, Suriye’de Esad rejimi devrilse ve yeni bir yönetim kurulsa bile bölgedeki yeni oluşumun bir süre daha sancılı olma ihtimali var.” diyen UDİAD) Başkan Yardımcısı ÖZÇUBUKÇU, “Esad rejiminden önce Suriye’de bir cephe kuruldu. Bu cephe Şam rejiminin devrilmesi konusunda anlaştı ama bugün bu cephelerin bir yol ayrımına geldiğini ve farklı aktörlerle hareket ettiğini görüyoruz” dedi.
UDİAD) Başkan Yardımcısı Mehmet Gökhan ÖZÇUBUKÇU, Azerbaycan kaynaklı bakivaxti.az’a verdiği röportajında, şunları söyledi:
“Yani artık pek çok çıkar çatışması olacak gibi görünüyor. Bu noktada her oyuncu bir pozisyon alır. Bu perspektiften İsrail de Suriye konusunda kendi denklemini kurma pozisyonuna girdi. İsrail’in Suriye’de bazı noktaları kontrol altına aldığını ve özellikle Dürzilere yönelik belirli politikalar uyguladığını görüyoruz. Ayrıca İsrail’in Suriye’deki YPG terör örgütüne yönelik bazı planlarının ve desteklerinin olduğunu da görüyoruz. Türkiye, Suriye’nin sınır komşusu olduğundan bölgede kendi güvenliğine yönelik bir politika uyguluyor. Türkiye, Suriye’deki yeni yönetime destek vermenin yanı sıra, YPG terör örgütü faktörünü de dikkate alarak ulusal çıkarlarını korumak için hareket ediyor”.
Türkiye ile İsrail arasındaki ilişkilerin son yıllarda inişli çıkışlı olduğunu kaydeden ÖZÇUBUKÇU, Ona göre özellikle 7 Ekim 2023’te başlayan Gazze-İsrail savaşıyla birlikte Türkiye-İsrail ilişkileri bozulmaya başladığını hatırlatarak, iki ülke arasında bozulan ilişkilerin, Suriye’ye yönelik politikalarla daha da kötüleştiğine dikkat çekti.
(UDİAD) Başkan Yardımcısı ÖZÇUBUKÇU, Esad rejiminin devrilmesinin ardından iki ülkenin, Fırat Nehri’nin batı kesimindeki nüfuz alanlarına yönelik stratejiler açısından karşı karşıya geldiğini dile getirdi ve “Suriye’deki mevcut durum tam olarak belli olmasa da Türkiye ve İsrail iki bölgesel rakip devlet haline gelmiş durumda” olduğunu kaydetti.
Nagel Komitesi’nin raporunun, diğer bölgesel tehditlerin yanı sıra “Türkiye’nin yarattığı zorluklarla” başa çıkmak için savunma bütçesinin önümüzdeki beş yıl içinde yıllık 15 milyar İsrail şekele (yaklaşık 4,14 milyar dolar) çıkarılmasını önerdiğini hatırlatan UDİAD) Başkan Yardımcısı Mehmet Gökhan ÖZÇUBUKÇU, şöyle devam etti:
“Netanyahu, kendisine sunulan rapora ilişkin, “Ortadoğu’da köklü değişimlere tanık oluyoruz. İran uzun zamandır bizim en büyük tehdidimiz; ancak yeni güçler sahneye çıkıyor ve beklenmedik olaylara hazırlıklı olmalıyız. “Bu rapor bize İsrail’in geleceğini güvence altına alacak bir yol haritası sağlıyor”
Raporda, Türkiye ile olası bir çatışmaya hazırlık için askeri yeteneklerin güçlendirilmesinin önemi vurgulanırken, İsrail’in uzun menzilli saldırı kabiliyetini güçlendirmek için ek F-15 savaş uçağı, yakıt ikmali uçakları, insansız hava araçları ve uydular edinmesi gerektiği vurgulandığına dikkat çeken (UDİAD) Başkan Yardımcısı Mehmet Gökhan ÖZÇUBUKÇU konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Elbette İsrail’in bu tür ifadeleri kullanmasının dikkat çekici olduğunu da belirtmek gerekiyor. Bütün bunlar dikkate alındığında Türkiye ile İsrail arasında sıcak savaş olmasa da stratejik bir çatışma söz konusu. Gelecekte Türkiye ile İsrail arasında, özellikle Suriye’de çatışma ihtimali var. Suriye’deki mevcut yönetim, yani geçiş hükümeti, Arap dünyasıyla iyi ilişkiler kurmaya çalışıyor. Arap dünyası Suriye’deki nüfuz alanını genişletmek istiyor. İsrail, Arap dünyasının Suriye’deki etkisini sınırlamak istiyor.
Bu kısıtlamalarla Türkiye’nin Suriye’deki nüfuz alanını engelleyecek adımlar atılıyor. Özellikle İsrail, Suriye bölgesindeki vekil güçler yani YPG üzerinden Türkiye ile çatışmaya girebiliyor. İsrail, Türkiye’nin terörle ilgili kararlı politikaları karşısında stratejiler belirliyor. Bu rapora baktığımızda İsrail’in sürekli olarak gücünü artırmaya çalıştığını görüyoruz. Aslında bu İsrail’in siyasi yaklaşımıdır. Bu rapora ve Türkiye ile İsrail arasındaki gerginliğe rağmen iki ülke arasında yakın zamanda doğrudan bir çatışma yaşanacağını düşünmüyorum. Öncelikle Türkiye’nin bir NATO ülkesi ve ABD’nin müttefiki olduğunu belirtelim.
Ona göre tüm bu süreç aslında İsrail’in bu raporda da belirtildiği gibi bir tehdit algısına sahip olduğunu gösteriyor. Suriye coğrafyası Türkiye’nin etki alanı altında bulunan ve hinterlandı olan bir bölgedir. Türkiye, kökeni Osmanlı İmparatorluğu’na kadar uzanan ve Suriye bölgesinde etkisi olan bir ülkedir. Esad rejiminin ardından İran’ın Suriye denkleminden çıkması ve Türkiye’nin bu boşluğu doldurması İsrail’i endişelendiriyor. İsrail’in Türkiye’yi İran’dan daha tehlikeli görmesinin nedeni ise Türkiye’nin bölgede derin bir geçmişinin olmasıdır. İran bölgeye sadece mezhepçilik üzerinden hakim oldu.
Uluslararası ilişkilerde çıkarlar ön plandadır. Bu açıdan bakıldığında Türkiye ile İsrail’in bölgedeki çıkarları çatışmaktadır. Bölge politikalarını etkileyecek en önemli adımlardan biri 20 Ocak 2025’te ABD’nin yeni başkanı Donald Trump’ın göreve başlaması olacak. Trump’la birlikte bölgedeki politikalar daha spesifik hale gelecek.”
Türk Dünyası Araştırmaları, Siyaset Bilimi ve Uluslararası Diplomatik İlişkiler Analisti Uluslararası Diplomatik İlişkiler ve Akademik Araştırmalar Derneği’nin (UDİAD) Başkan Yardımcısı Mehmet Gökhan ÖZÇUBUKÇU, Azerbaycan kaynaklı bakivaxti.az’a verdiği “Türkiye-İsrail gerilimi ve Orta Doğu’da yaşanan son gelişmeler” başlıklı röportajının sön bölümünü şu sözlerle noktalıyor:
“Bir kez daha vurgulamalıyım ki, Türkiye ile İsrail’in yakın veya orta vadede doğrudan çatışmaya girmesini mümkün görmüyorum. Türkiye ile İsrail’in Suriye’deki çatışması sadece iki ülke için değil, Suriye, bölge ülkeleri ve hatta ABD için de büyük bir sorun olacaktır. Trump yönetiminin Türkiye ile iyi ilişkiler kuracağını açıklaması Türkiye’nin Suriye politikaları açısından olumlu bir adım olacaktır. Azerbaycan Cumhurbaşkanı Sayın İlham Aliyev’in de ifade ettiği gibi Esad rejiminin devrilmesinden sonra bölgede ortaya çıkan gerçekler ve Türkiye’nin güçlü varlığı önemlidir.”