Ukrayna-Rusya Cephe Hattında Artan Tansiyon

TÜHA HABER / SETA Dış Politika Araştırma Asistanı Mehmet Çağatay GÜLER, Ukrayna’nın Donbas ve Kırım bölgelerinde çözümsüzlüğün yedinci yılına girerken, Rusya-Ukrayna ilişkilerinin daha da gerildiğini, bilhassa Donbas bölgesinde ateşkes ihlallerinin devam ettiğini ve çatışmaların sürdüğünü açıkladı.
(TÜHA) TÜRKUAZ Uluslararası Haber Ajansı‘na ‘Ukrayna-Rusya Cephe Hattında Artan Tansiyon‘ konusunda değerlendirmelerde bulunan Mehmet Çağatay GÜLER, “Bu kapsamda, Geçtiğimiz günlerde Donbas bölgesinde Ukrayna ordusu ve bölgede mukim Rusya yanlısı ayrılıkçılar arasında çatışmalar vuku bulmuş, dört Ukrayna askeri hayatını kaybetmiştir.Ancak bölgede asıl dikkat çeken ve yıllardır süregelen küçük çaplı çatışmalardan farklı olan husus, her iki ülkenin de hem Kırım hem de Donbas bölgesine yaptığı askeri yığınak” olduğunun altını çizdi.
Mehmet Çağatay GÜLER, Rusya’nın Kerç boğazı üzerinden Kırım’a yaptığı askeri sevkiyatın sosyal medyada geniş yer bulduğunu hatırlatarak, Ayrıca, basına yansımasa da Rusya’nın Donbas’a geniş çaplı silah ve teçhizat yardımı gönderdiğinin de bilindiğini, dahası Belarus sınırında da benzer hareketlilik olduğunun ve hazırlıkların yapıldığından söz edildiğine dikkat çekti.
Söz konusu sevkiyatlar sonrası tüm dikkatlerin bölgeye kaydığını söyleyen Mehmet Çağatay GÜLER, ABD-Ukrayna-Rusya liderlerinin ve üst düzey bürokratlarının çok taraflı bir diplomasi yürütmeye başladıklarını ve ayrıca olası bir savaşa dair de açıklamalarda bulunduklarını ifade etti.
Mehmet Çağatay GÜLER, Ukrayna’nın Donbas’a askeri yığınağa devam etmesi sonrası Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov’un bölgedeki askeri bir girişimin Ukrayna’nın yok olmasına sebebiyet verir açıklamasının, artan tansiyonun boyutunu ortaya koyduğunu dile getirdi.
“Bunların yanı sıra, Ukrayna’nın sahada obüs atışlarıyla karşılık vermesi ve Rusya’nın bölgedeki Rus vatandaşlarının haklarını korumak için gerekeni yaparız açıklamaları, tansiyonu daha da tırmandırmaktadır” diyen Mehmet Çağatay GÜLER, “Liderlerin gün geçtikçe sertleşen retoriği ve devam eden karşılıklı askeri sevkiyatlar Rusya ordusu Dinyeper nehrinin ötesine mi geçecek ve buradaki çatışmadan yaralanıp cepheyi ikiye bölerek Donbas’ta da eşzamanlı bir girişimde mi bulunacak sorularını akıllara getirmeye başlamıştır” dedi.
Mehmet Çağatay GÜLER, Rusya’nın jeopolitik çıkarları gereği ve Kırım’ın su probleminden ötürü bu yönde adımlar attığı dolayısıyla bu ihtimallerin olası olduğu görüşünün bazı uzmanlarca dadile getirildiğini aktardı.
“Lakin, sahada artan hareketlilik ve Rusya’nın mobilizasyonu temelde bir işgal niyeti ile değil aslında cevap ve önleyici nitelik taşımaktadır” diyen Mehmet Çağatay GÜLER, “Zira, su problemi yalnızca bugünün meselesi değil, uzun süredir devam eden bir problemdir. Dolayısıyla su faktörü önemlidir ancak tek başına bu gelişmeleri açıklayabilecek nitelikte değildir” dedi.
Mehmet Çağatay GÜLER, Rusya’nın su probleminin ötesinde bölgedeki diğer jeopolitik çıkarlarının, Donbas’ın Güney Rusya için arz ettiği ekonomik önemin, pek tabii söz konusu mobilizasyonu açıklama noktasında önemli olduğunu, ancak neden bugün sorusunu cevaplamak için yine yeterli olmadığını açıkladı.
Bu minvalde sorgulanması gereken başlıca hususun, bu gelişmelerin neden bu dönemde yaşandığını belirten Mehmet Çağatay GÜLER, bu noktada iki dinamiğin öne çıktığının altını çizdi:
“İlk olarak, Azerbaycan’ın Ermenistan’a karşı Karabağ’da kazandığı zafer ve işgal altındaki topraklarını özgürleştirmesi Ukrayna için bir emsal teşkil etmiştir. İkinci Karabağ Savaşı sonrası Ukrayna’da önde gelen bazı akademisyenler Rusya’ya rağmen elde edilen zaferin büyük önem arz ettiğini ve bu noktada Türk TB2’lerinin Rus HSS’lerine karşı kurduğu üstünlüğün, Ukrayna lehine Kırım ve Donbas’ta da kullanılabileceğini dile getirmiştir”.
Mehmet Çağatay GÜLER, Ukrayna’nın Karabağ Savaşı sonrası TB2’lere olan ilgisinin artmasının, Karabağ’da uygulanan stratejileri tatbik etmesi ve TB2’lerin çatışma hattına yakın yerlerde görülmesinin ve bu yöndeki argümanları destekler nitelikte kabul edildiğine dikkat çekti.
Geçtiğimiz aylarda Rus basınına yansıyan haberlerde de bu konunun sıklıkla yer bulduğunu hatırlatan Mehmet Çağatay GÜLER, Ukrayna’nın Türk SİHA’larını Karadeniz semalarında uçurmaya başlayacağının yazıldığını belirtti.
Mehmet Çağatay GÜLER, “İkinci olarak, yeni ABD yeni yönetimin Ukrayna’ya ve bölgedeki çatışmalara dair daha aktif bir pozisyon alması ve destek açıklamalarında bulunması, Rusya tarafından tehdit olarak okunmaya başlanmıştır. Biden-Putin görüşmelerinde de Ukrayna’daki çatışmaların öne çıkması ve genel itibariyle Ukrayna’ya harcanan mesainin artması, Ukrayna Cumhurbaşkanı Vladimir Zelenski ve Kiev yönetiminin politikalarını da etkilemiştir” dedi.
Ukrayna iç siyasetinde Kırım ve Donbas konusunun hiç olmadığı kadar gündem olmaya başladığını, yeni yol haritaları ve planlar geliştirilmeye başlandığına da değinen Mehmet Çağatay GÜLER, şunları söyledi:
“Ayrıca, ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken Ukraynalı mevkidaşı Dimitri Kuleva ile yaptığı görüşmede Ukrayna, Gürcistan ve Moldova’yı bir araya getiren askeri bir ittifak kurulması fikrinin gündeme gelmesi, Rusya tarafından doğrudan bir milli güvenlik tehdidi olarak algılanmıştır. Hatta bu ittifaka Türkiye, İngiltere ve Romanya’nın silah sağlayarak katılma ihtimali dile getirilmiş ve büyük bir endişe ile karşılanmıştır”.
Bu dönemde ABD ve NATO’nun Ukrayna’ya ordu ve savaş uçağı konuşlandırma ihtimalinin de gündeme geldiğini ve bugün olduğu gibi Moskova tarafından güvenlik tehdidi olarak nitelendirildiğini söyleyen Mehmet Çağatay GÜLER, tüm bu gelişmelerin, Rusya’nın askeri mobilizasyonu noktasında bir nevi malumun ilamı olduğunu ifade etti.
Mehmet Çağatay GÜLER, Son kertede, Rusya’nın savaş başlama yönünde bir girişimi olup olmayacağına dair bir tahminde bulunmanın henüz erken olduğun belirterek, ancak yapılan sevkiyatların ani bir saldırı ve işgal planı hedefleyen gizli/kapalı sevkiyatlardan ziyade zamana yayılarak ve özellikle karşı tarafa gösterilerek yapıldığının altını çizdi.
“Bu nedenle, ani bir işgal girişiminden ziyade ABD’nin Ukrayna’ya artan desteğine ve Ukrayna’nın topraklarını özgürleştirme ihtimaline karşı önleyici bir nitelik taşımaktadır” diyen Mehmet Çağatay GÜLER, Sahadaki gelişmelerin temelde Ukrayna yönetimine göz dağı verme ve baskı oluşturma amaçlı yapıldığı ihtimalini öne çıkardığını açıkladı.
Mehmet Çağatay GÜLER, Moskova yönetiminin el yükselterek Donbas veya Kırım’a yönelik olası bir askeri operasyonu engelleme amacında göründüğünü, bunların yanı sıra, Rusya’nın askeri sevkiyatlarının da henüz tamamlanmadını, dolayısıyla, devam eden bu sevkiyatların ilerleyen günlerde hangi yöne evirileceğinin merak ve endişe konusu olduğunu dile getirdi.
“Burada son olarak altı çizilmesi gereken husus, Ukrayna yönetiminin Obama dönemine benzer hatalar yapmaması gerektiğidir” diyen Mehmet Çağatay GÜLER, Biden yönetiminin destek vaatlerinde bulunması ve ABD’nin Ukrayna’ya harcadığı mesainin artmasının, Kiev yönetiminde fırsat penceresi olarak görülebileceğini; fakat, Ukrayna’nın son tahlilde Rusya karşısında yalnız kalarak 2014 yılındakine benzer bir sonuçla karşı karşıya kalmamasının hem ülkenin hem de bölgenin selameti için önem arz ettiğini, Zira tarafların kapasiteleri ve mevcut şartlarının göz önünde bulundurulduğunda, Ukrayna’nın her iki cephede de zafer kazanması olasının görünmediğini kaydetti.
HABER : Ataner YÜCE & Emekli TRT Muhabiri
***
Mehmet Çağatay Güler
Building a Nuclear Empire: Nuclear Energy as a Russian Foreign Policy Tool in the Case of Turkey adlı kitabın yazarı olan Güler İtalyanca, Rusça ve İngilizce bilmektedir. Rus iç ve dış politikası, Kafkasya, Orta Asya siyaseti, Avrasya jeopolitiği, enerji ve su politikaları konularında çalışmaktadır.
[TÜHA Haber Ajansı, 06 Nisan 2021]