Yunanistan’ın Göç İkilemi
Ankara Kriz ve Siyaset Araştırmaları Merkezi (ANKASAM) Araştırmacı – Yazar Sevinç İrem Balcı, Yunanistan’ın, Avrupa Birliği’nin (AB) en doğusunda Ege ve Akdeniz’e kıyıdaş bir ülke olduğu için 2010 senesinde başlayan Arap Baharı ve devamındaki sığınmacı akınında hem transit hem de hedef ülke haline geldiğini açıkladı.
Araştırmacı – Yazar Sevinç İrem Balcı, TÜRKUAZ Uluslararası Haber Ajansı (TÜHA)’dan Ataner YÜCE’ye ‘Yunanistan’ın Göç İkilemi‘ konusunda açıklamalarda bulundu.
Sevinç İrem Balcı, 2010 yılında Ortadoğu’da başlayan hareketlenmeye Afganistan ve Yemen’de yaşanan olaylar sonucunda, ikinci ve üçüncü göç dalgalarının eklendiğini, son olarak da 2022 yılının Şubat ayında başlayan Rusya-Ukrayna Savaşı’ndan ötürü hem Ukraynalı mültecilerin, hem de Moskova yönetiminin ilan ettiği kısmi seferberlikten kaçmak isteyen Rusların, göçmen olarak Yunanistan’ın da dahil olmak üzere Avrupa ülkelerine yönelik mobilizasyona başlandığına dikkat çekti.
“Bu noktada Yunanistan, İtalya, İspanya ve Malta gibi kıtı ülkeleri, sığınmacıları Avrupa’da ilk karşılayan ülkeler arasında olmuşlardır” diyen Sevinç İrem Balcı, “Bu süreç, AB fonlarıyla sürdürülse de bir müddet sonra özellikle de Yunanistan’ın Ege kıyılarında göçmen tekneleri batmaya başladığı görülmüş, pek çok sığınmacı yaşamını yitirmeye başlamış ve neticede Yunanistan ve AB’nin sığınmacı politikaları sorgulanmaya başlamıştır” dedi.
Sevinç İrem Balcı, 2015 yılında Avrupa’nın ciddi bir mülteci kriziyle karşı karşıya kaldığını belirterek, burada bazı AB ülkelerinin hiçbir şekilde sığınmacıları ülkeye dahil etmemeye çalıştığı için sığınmacılar açısından acı olayların meydana geldiğini hatırlattı.
“2015 yılından sonra bir süre sığınmacı ve göçmenler meselesi medyadan uzak olsa da Avrupa’nın doğu kıyılarında yeniden feci olaylar yaşanmaya başlamıştır” diyen Araştırmacı – Yazar Sevinç İrem Balcı, son olarak 2022 yılında Yunanistan’ın Ege açıklarında sığınmacı teknelerini batırması, sınırda kurulan kamplarda yaşam koşullarının çok aşağıda olması, bu kamplarda hijyen ve temel ihtiyaçlarda mahrumiyet yaşanmasının, meseleyi bir kez daha gündeme getirdiğinin altını çizdi.
Sevinç İrem Balcı, Yunanistan’ın, sığınmacı krizini anakaradan ziyade adalarda yaşadığını hatırlatarak, Sınır Tanımayan Doktorlar (MSF) kuruluşunun 9 Haziran 2021 tarihinde “Avrupa Sınırında Kriz İnşa Etmek” isimli raporunda Yunanistan’ın Midilli, Sisam, Sakız, İleryoz ve İstanköy adalarının mercek altına alındığını ve burada tamamen önlenebilir ve öngörülebilir politika odaklı bir insani krizin yaşandığının belirtildiğine dikkat çekti.1]
Balcı, bu raporda yetişkin ve çocuk sığınmacıların psikolojik ve fiziksel sağlıklarının kötüye gittiği ifade edilmekle birlikte MSF’nin, Atina yönetimine ve AB yetkililerine söz konusu durumun düzeltilmesi için çağrıda bulunduğunu aktardı.
“Bilindiği üzere, Yunanistan’ın Avrupa Birliği (AB) üyesi olması nedeniyle Atina, AB Temel Haklar Şartı’na bağlıdır” şeklinde konuşan Sevinç İrem Balcı, şunları söyledi:
“1 Aralık 2009 tarihinde yürürlüğe giren Lizbon Antlaşması’na göre üye ülkelerin Şart’a uygun davranmaları mecburidir. Burada sığınmacılara ilişkin “geri göndermeme” ilkesi kabul edilmiştir. Şart’ın 19. maddesine göre, bir kişinin zulüm görme korkusu duyduğu veya işkenceye, insanlık dışı ya da aşağılayıcı muameleye veya cezaya maruz kalmasının ciddi ihtimal dahilinde bulunduğu bir yere geri gönderilmesi yasaktır.[2] Ancak MSF’nin yayımladığı rapor gibi pek çok sivil toplum kuruluşu ve hükümet dışı aktör, Yunanistan sınırındaki insan hakları ihlallerine dikkat çekmektedir”.
Mevzubahis raporlarda Yunanistan Hükümeti’nin mültecileri geri ittiğinin somut verilerle ortaya konulduğunun altını çizen Araştırmacı – Yazar Balcı, “En sonuncusu ise Avrupa Dolandırıcılıkla Mücadele Ofisi’nin (OLAF), AB Üye Ülkelerinin Dış Sınırlarının Yönetimi için Operasyonel İşbirliği Ajansı’nın (Frontex) Yunanistan kıyılarında mültecilerin geri itilmesine karşı bir aksiyon almadığına yöneliktir. AB hukuku ve uluslararası hukuka göre, Frontex’in insan haklarına saygı gösterilmesini garanti etme konusunda yasal yükümlülüğü vardır. Ancak OLAF, bu raporda Frontex’in insan hakları ihlallerini önlemek için adımlar atmak yerine, ihlallerin belgelenmemesi ve soruşturulmaması için çalıştığına vurgu yapmıştır” dedi.[3]
Sevinç İrem Balcı, tüm bu raporlar sebebiyle Yunanistan’ın, insan haklarını savunan örgütler, benzeri kurum ve kuruluşlar tarafından eleştiri yağmuruna tutulduğunu, ayrıca daha sonra da OLAF raporundan dolayı AB kurumlarına duyulan güvenin sarsıldığını ve dolayısıyla yaşanan olayların, AB’nin göç politikalarının sorgulanmasına yol açtığını ve Yunanistan’a olan tepkinin büyümesinin de Yunan karar alıcılarının söylem değiştirmesine yol açtığını dile getirdi.
Bu noktada Yunanistan Göç ve İltica Bakanı Notis Mitarakis’in, sığınmacı ve göç politikalarının AB üye ülkeleri arasında eşit bölüşülmediğini ve bu konuda ortak hareket edilmesi gerektiğini belirten açılamalarda bulunduğunu söyleyen [4] Balcı, “Mitarakis, söz konusu açıklamasında haklı olmakla birlikte, coğrafi gerçekliklerden ötürü kıyı ülkelerinin üzerindeki yükün azaltılmasını hedeflemek çok gerçekçi bir istek değildir. Lakin yine de Yunanistan; İtalya, Malta ve Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’ni (GKRY) yanına alarak göçmenler için tek olası yerlerin ev sahibi ülkeler olduğu görüşünü paylaşamayacaklarını yinelemiş ve diğer AB ülkelerinde ifade edilen sayının “gerçek düzensiz varış sayısının sadece çok küçük bir kısmını temsil ettiğine” dikkat çekmiştir” dedi.[5]
Araştırmacı – Yazar Sevinç İrem Balcı, Yunanistan’dan gelen bu tepki üzerine 24 Kasım 2022 tarihinde Avrupa Komisyonu Başkan Yardımcısı Margaritis Schinas’ın, Yunanistan’a göçmenlik desteği için 1,9 milyar avroluk ek finansmanı açıkladığını belirtti.
Sevinç İrem Balcı, ayrıca Schinas’ın, Yunanistan’a yapılan yardımlar bağlamında yaptığı konuşmayı da şöyle aktarıyor:[6]
“Yunanistan, Avrupa’dan en güçlü yardımı almıştır. Yunanistan için şimdiye kadar 2,5-3 milyar avronun üzerinde finansman sağladık. Ve cari dönemde 1,9 milyar avroluk ek finansmanla ülkeyi destekleyeceğimizi duyuruyoruz. Tüm üye devletlerin, özellikle de ev sahibi ülkelerin ihtiyaçlarının yanında yer aldık.”
Balcı, “Burada, AB’nin hem kendisine yönelik eleştirileri savuşturma hem de Yunanistan tarafından dile getirilen şikayetleri bastırmaya yönelik bir söylem geliştirdiği ifade edilebilir. Dolayısıyla Yunanistan, ekonomik yardım hamlesini kullanmıştır, denilebilir” şeklinde konuştu.
Sonuç olarak Yunanistan ve AB’nin sığınmacı ve göçmen politikalarında pek çok yanlış yapıldığının görüldüğüne de dikkat çeken Ankara Kriz ve Siyaset Araştırmaları Merkezi (ANKASAM) Araştırmacı – Yazar Sevinç İrem Balcı, bu yanlışların, uluslararası örgütler ve sivil toplum kuruluşları tarafından da açıkça ortaya konulduğunu açıkladı.
Sevinç İrem Balcı, son zamanlarda Rusya-Ukrayna Savaşı’nın başlamasıyla tekrar gündeme gelen sığınmacı konusunun ve özellikle de Yunanistan’ın Ege Denizi kıyılarında yaşanan insanlık dramlarının, bir şeylerin yanlış gittiğini gösterdiğini, hem AB’ye hem de Yunanistan Hükümeti’ne yönelik eleştirilerin artması üzerine Atina yönetiminin, söylem değiştirme yoluna gittiğini ve AB’nin sığınmacılar konusunda problem yaşayan diğer kıyı ülkeleriyle birlikte sorumluluğun bölüştürülmesi gerektiğini savunan bir tutum geliştirdiğinin altını çizdi.
Balcı, AB’nin ise hem eleştirileri engellemek hem de Yunanistan’ın bu çıkışlarının önünü kesmek maksadıyla Yunanistan’a ayırdığı fonları artırdığını kaydetti.
Gazeteci* Ataner YÜCE
[1] “Constructing Crisis at Europe’s Border”, MSF, https://www.msf.org/constructing-crisis-europe-border-migration-report, (Erişim Tarihi: 03.12.2022).
[2] Doç. Dr. İsmail Şahin, “Yunanistan’ın Yasa Dışı Göçmen Politikasının Garantörü AB”, Anadolu Ajansı, https://www.aa.com.tr/tr/analiz/yunanistanin-yasa-disi-gocmen-politikasinin-garantoru-ab/2435604, (Erişim Tarihi: 03.12.2022).
[3] “Revealed: The OLAF Report on Frontex”, FragDenStaat, https://fragdenstaat.de/en/blog/2022/10/13/frontex-olaf-report-leaked/, (Erişim Tarihi: 03.12.2022).
[4] “Mitarakis: EU Needs To Share Management Of Migration”, e-Kathimerini, https://www.ekathimerini.com/news/1198793/mitarakis-eu-needs-to-share-management-of-migration/, (Erişim Tarihi: 03.12.2022).
[5] “Ελλάδα, Κύπρος, Ιταλία και Μάλτα για το ασήκωτο βάρος στο προσφυγικό”, Efsyn, https://www.efsyn.gr/kosmos/366786_ellada-kypros-italia-kai-malta-gia-asikoto-baros-sto-prosfygiko, (Erişim Tarihi: 03.12.2022).
[6] “Έξτρα χρηματοδότηση σχεδόν 2 δισ. ευρώ από Κομισιόν στην Ελλάδα για το μεταναστευτικό”, insider, https://www.insider.gr/politiki/252385/metanasteytiko-extra-hrimatodotisi-shedon-2-dis-eyro-apo-komision-stin-ellada, (Erişim Tarihi: 03.12.2022).
[TÜHA Haber Ajansı, 10 Aralık 2022]