Zafer Partisi Genel Başkanı Prof. Dr. Ümit Özdağ, “Altılı Masa yamalı bohçadır”…
Zafer Partisi Genel Başkanı Prof. Dr. Ümit Özdağ, Altılı Masa’nın açıkladığı mutabakat metninde yer alan bazı maddelerin Zafer Partisinin programındaki maddelerden alıntı yapıldığını açıkladı.
TÜRKUAZ Uluslararası Haber Ajansı (TÜHA)’dan Mustafa SALMAN’a değerlendiren Prof. Dr. Ümit Özdağ, “Bir iki gün daha bekleyeceğim. Eğer bu belgede değişiklik yapılmazsa bu amirallerin isimlerini vererek yapmış oldukları açıklamaları Türk kamuoyuyla paylaşacağım” dedi.
Sizi, Türk kamuoyu önünde en ağır şekilde suçlayacağım
Prof. Dr. Özdağ, “Kemal Bey, Meral Hanım, diğerleri sizi uyarıyorum. Eğer bu bildiride Kıbrıs’la ilgili Doğu Akdeniz’le ilgili yapmış olduğunuz açıklamaları değiştirmezseniz tek tek bütün amiral ve generallerin bu konuda uzman bu madde ile ilgili yapmış oldukları açıklamaları isim isim vererek sizi Türk kamuoyu önünde en ağır şekilde suçlayacağım. Kıbrıs vatandır, tavizi yoktur. Sizin vatanın başka unsurlarından nasıl taviz verdiğiniz görünce bu konuda vermiş olduğunuz tavize de şaşırmamak lazım.
Mutabakat metninden görünen o ki, Altılı Masa’nın gündeminde KKTC’nin tanınması gündemlerinde yok. Kendilerine soruyorum, “Bu maddeyi hangi “stratejik derin” zekanın ürünü olarak ortaya koydunuz?”
Zafer Partisi, başta sığınmacılar krizi olmak üzere birçok konuda gerek Saray’a gerekse de Altılı Masa’ya söylem değiştirtmeyi başarmıştır. Bununla birlikte bazı huşuların da programlarımızın alındığını memnuniyetle gördük” dedi.
Bazı yerleri kopya çekmeyi becermişler
Prof. Dr. Ümit Özdağ, Altılı Masanın yayınladığı bildiride Zafer Partisi’nin programından da epeyce bir alıntı yaptıklarına değinerek, “Muhalefete muhalefet etmeyi öğreteceğiz diyorduk. Bunlar tembel öğrenci olduğu için haylaz oldukları için her şeyi öğrenmiyorlar. Bazı yerleri kopya çekmeyi becermişler.
Köy okullarını açacağız, Türk bayrağımız köylerde dalgalanacak, İstiklal Marşı’mız köylerde okunacak, atanamayan öğretmenlerimiz köylerimize atanacak. Andımız’ı okuyacağız. Köy nüfusu taşımalı eğitim nedeniyle göç etmek zorunda kalmayacak demiştik. Göç etmeyen köy nüfusun tarımsal üretimi çeşitli kalemlerde desteklenecek çiftçilerimize sosyal güvenlik ve alt yapı hizmeti sağlayacağız. Bunun sonucunda Türkiye’de Tarımsal üretim tekrar ayağa kalkacaktır demiştik.
Biz bu açıklamayı yaptıktan sonra MEB, Mayıs 2022’de aldığı kararla köy okullarını tekrar açma girişiminde olduğu duyurdu.
Gördüğünüz gibi AKP’yi sadece Başar Esat’la masaya oturtmakla kalmadık. Suriye ile görüşmelere başlatmakla kalmadık. Köy okullarının açılmasında da adım atmaya zorladık. Altılı Masa açıklanan mutabakat metnin de “Kapatılan köy okullarını yeniden açacak, taşımalı eğitim uygulamasına son vereceğiz” demiş. Günaydın arkadaşlar. Aramıza hoş geldiniz.
Zafer Partisi, gerek iktidara gerekse de muhalefete çeşitli konularda olduğu gibi “Köy okulları” konusunda da örnek olduğu, ders verdiği açıktır.
Ülkemizdeki en gerçeklerden birisi de “Kadına Şiddet” ve “Kadın Cinayetleri”dir. Biz, Zafer Partisi olarak, kadına şiddeti ve kadın cinayetlerini caydırıcı ceza sistemini uygulamaya koyacağız” şeklinde dile getirdi.
İstanbul Sözleşmesi’nin mutabakat metnine konulmasına kimler karşı çıktı?
İstanbul Sözleşmesi’nden çekilmeyi doğru bulmuyoruz. İktidara geldiğimiz gün derhal İstanbul Sözleşmesi’ni uygulamaya koyacağımızı temin ediyoruz. Ancak Altılı Masa’nın yayınladığı mutabakat metninde “İstanbul Sözleşmesi” ifadesi yer almamaktadır. Tekrar soruyorum, “Meral Hanım, Kemal Bey acaba İstanbul Sözleşmesi’nin konulmasına kimler karşı çıktı?” Tarikatlar ve cemaatler İstanbul Sözleşmesi’ni istemedikleri için mi koyamadınız? DEVA ve Gelecek partileri İstanbul Sözleşmesi’ni istemediği için mi koyamadınız ya da Saidi Nursi taraftarı Gültekin Uysal İstanbul Sözleşmesi’ni bizim nurculara anlatamadık dediği için mi koymadınız? Anlatsanıza neden koymadınız İstanbul Sözleşmesi’ni?
Altılı Masa yamalı bohçadır
Takındığı tavır ile “sudan çıkmış balık” misali ne yapacağını bilememekte çok ortaklı mekanizma içerisinde her bir parçasını bir arada tutma girişimindedir. Ancak bu tutum ve davranışlar, Türkiye’nin içerisinde bulunduğu bunalım günlerinden çıkışın kapısını aralamak yerine bunalımdan çıkışı erteleme hizmeti sağlamaktadır.
Bir yamalı bohça olan bu masanın Türkiye’nin karşı karşıya olduğu ağır sorunları aşabilecek bir iradeye sahip olmadığını görüyoruz. Biz Zafer Partisi olarak, kuruluşumuzdan önce de kuruluş metnimizde de, kuruluş sonrası sürecimizde de memleketimize sahip çıkma mücadelesi içerisindeyiz.
Biz, Türkiye’yi partimizden ve kendimizden çok seviyoruz. Türk milletinin varlığı, huzuru ve refahı için, dün söylediğimizi yarın yalanlamıyoruz; İstanbul’da başka Diyarbakır’da başka ifadeler kullanmıyoruz. Biz, Türk milletine Türk Devleti’ni geri vermek için mücadele ediyoruz. Zafer büyük Türk milletinin olacaktır”.
Gazeteci* Mustafa SALMAN