Aileye saldırmak ne zamandan beri siyasi strateji oldu!
Muhalefeti destekleyen gazeteciler ve CHP’nin içinden iyi haber alan köşe yazarları, CHP yönetimi ve Genel Başkan Kılıçdaroğlu’nun yeni bir siyasi taktik izlediğinden bahsediyorlar. “CHP’nin bu yeni planı”ndan övgüyle söz ediyorlar. “Değişik bir strateji” diye içten içe seviyorlar.
Doç. Dr. Nebi MİŞ & SETA Siyaset Araştırmaları Direktörü
Kimsenin aklına gelmeyen ve “tarafsız CHP’li gazeteciler”i bu kadar mutlu eden “büyük strateji ve taktik” nedir diye baktığımızda; planın özü, “CHP’nin kesintisiz bir şekilde eski hazine ve maliye bakanı Berat Albayrak’ı yeniden hedef alması”na dayanıyormuş.Yani, “Ailesi konusunda hassas olduğu bilinen Erdoğan’ı sinirlendirecek hamle Berat Albayrak’ın hedefe konulması”ymış! Erdoğan sinirlenip öfkelenince de kürsüde gerilimin dozu yükseleceği için bu taktik muhalefete yararmış.
CHP’lilerin, ailesine saldırı üzerinden Erdoğan’ı öfkelendirmeye yönelik taktiklerinin amaçları sadece bununla da sınırlı değilmiş. Aynı zamanda CHP, Berat Albayrak’ın siyasete tekrar dönmesini istiyormuş. Böylece Albayrak sahnede kaldıkça, ekonomik meseleler üzerinden Erdoğan’ın yıpratılması daha kolay olacakmış.
CHP’liler Erdoğan’ın ailesine saldırırken, “biz Albayrak’ın üstüne gittikçe, Erdoğan çok kızmış olsa dahi, Albayrak’a sahip çıkar yapma dediğimizi yapar” taktiği üzerinden hareket ediyorlarmış…
Hatta, partisinin İzmir mitinginde Erdoğan’ın “CHP yöneticilerinin hezeyanları ile uğraşmayı zül addettiğimiz için görmezden geldik” deyip ardından da Berat Albayrak’ın hukukunu savunması, CHP’lilerin taktiğinin ve stratejisinin işe yaradığının göstergesiymiş.
Bunları muhalefet medyasından okuyoruz.
Muhalefet medyası ve köşe yazarları, CHP yönetimi ve Kılıçdaroğlu’nun bu stratejisini köşelerinde olumlu bir yaklaşımla ele alıyorlar. Bu stratejinin işe yarayacağından bahsediyorlar.
Konuştuklarında, siyasi etik/ahlak gibi büyük lafları arka arkaya sıralayıp mangalda kül bırakmayan bu gazeteci ve köşe yazarları taifesini biliyoruz. Onlar için destekledikleri parti lideri ve yönetiminin, aileyi bile hedef alarak taktik geliştirmesi hiç sorun değildir. Önemli olan destekledikleri kesimlerin ve durdukları yerin kazançlı çıkmasıdır.Bir meseleyi özellikle vurgulayalım: CHP başta olmak üzere tüm muhalefetin Berat Albayrak’ı, sırf Erdoğan’ın damadı olduğu için hedefe koymaları yeni bir siyasi taktik değil.
Birkaç gün önce İzmir mitinginde Erdoğan bu durumu, “en büyük talihsizliği damat sıfatının bu alanlardaki birikimi ve gayretinin önüne geçirilmiş olmasıdır. Eğer herhangi bir siyasetçi olarak bu işleri yapsaydı kendisiyle ilgili değerlendirmeler daha objektif yapılabilirdi” sözleri ile bir kez daha vurgulama ihtiyacı hissetti.
Albayrak, bakanlık yaptığı dönemlerde de muhalefetin sürekli hedefindeydi. “Damat” tanımlaması üzerinden, olmadık iftara ve manipülasyonlarla, Erdoğan’dan sonra en fazla saldırının Albayrak’a yapıldığını siyaseti göz ucuyla izleyenler bile bilir.
Herhangi bir algı operasyonunun Erdoğan’a işlemeyeceği bilindiği için, özellikle 17-25 Aralık FETÖ’cü darbe girişiminden bu yana, Erdoğan’ın tüm ailesi hep hedefe kondu. Uzun uzun bu süreci anlatmaya gerek yok.
Albayrak’ın önemli bakanlıkları üstlenmesi ise onun hedef hâline getirilmesini daha da kolaylaştırdı.
Albayrak’ın bakanlıktan affını istemesinden bu yana, muhalefet yeni hedef arayışındaydı. Ama Cumhurbaşkanının ailesinin hedefe konmasının siyaseten daha kullanışlı olacağını bir kez daha kararlaştırmış olacaklar ki tekrar aileye yöneldiler.
Cumhurbaşkanın ailesini sürekli hedefe koyarak siyaset yapmak muhalefete hiçbir şey kazandırmaz. Aileye saldırı bir siyasi taktik de olamaz. Siyasi etikten bahsedip aile üzerinden siyaset yapmak da ahlaklı olmakla açıklanamaz.
Aileye saldırıyı bir taktik olarak kullanıp buradan siyasi bir kazanç elde etmeyi düşünecek kadar çaresizseniz, zaten siz şimdiden kaybetmişsiniz demektir. Çok da çabalamayın. Olmayınca olmuyor işte…
[TÜHA Haber Ajansı, 27 Şubat 2021]
Yorumlar
Benzer Konular
Brüksel ve AB’ye yön veren başkentlerdeki (özellikle Berlin ve Paris) karar vericiler Polonya, Macaristan ve Çekya gibi üye ülkelerdeki hükümetlerden hiç memnun değiller. Bu hükümetler demokratik yollarla iktidara geldiler ama AB için halkın tercihleri her zaman yeterli olmuyor. Prof. Dr. Kemal İNAT Brexit sürecinde Brüksel’deki karar vericilerin en...
Hırçın, eski sömürgeci büyük güç olarak Fransa küresel düzlemde yaşadığı itibar ve güç kayıplarını Türkiye’ye sataşarak toparlamaya çalışıyor. Yükselen güçler arasında Türkiye’nin rekabetçi profili ise giderek güçleniyor. Türkiye’nin yakın dönemde Rusya ile gelişen ilişkilerini eleştirenler bugün eski ittifakları çatırdatan yeni ittifak arayışındalar. Prof. Dr. Burhanettin DURAN & SETA Genel...
Siz, yakın bir dönemde muhalefet partilerinin birbirlerini eleştirdiğini hiç duydunuz mu? Doç. Dr. Nebi MİŞ & SETA Siyaset Araştırmaları Direktörü Siz, yakın bir dönemde muhalefet partilerinin birbirlerini eleştirdiğini hiç duydunuz mu? Muhalif siyasi alanda birçok parti var. HDP ve İyi Parti arasında zaman zaman “utangaç laf atma” polemiğinin dışında, muhalefet partilerinin birbirlerine...
Türk Devletleri Teşkilatı’nın (TDT) “Türk Devri” temalı 10. Zirvesi için dün Astana’daydık. 5 üyeli (Türkiye, Azerbaycan, Kazakistan, Özbekistan ve Kırgızistan) ve 3 gözlemci üyeli (Macaristan, Türkmenistan ve KKTC) TDT Zirvesi’nde konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, küresel sınamalarla mücadelede en önemli gücün “Türk dünyasının birlik, beraberlik ve dayanışması” olduğunu vurguladı. Hazar doğalgazının Türkiye’ye ve… Prof. Dr. Burhanettin DURAN & SETA Genel...
Küresel dönüşüme uyum sağlamak için yeni bir reform ajandasına ihtiyacımız var. Ajandanın başarıya ulaşabilmesi için de paketin uygulanabilir ve inandırıcı olması şart. Vatandaşı ve reel sektörü reformlara ikna etmenin yolu ise şeffaflıktan geçiyor. Doç. Dr. Nurullah GÜR & SETA Ekonomi Araştırmaları Direktörü Reform meselesi ekonominin gündeminden kolay kolay çıkmaz. Sadece Türkiye ekonomisi...
Kuruluşundan 14 ay sonra tek başına iktidar olan AK Parti’nin diğer Türk siyasi partileri ile kıyaslanamayacak, özgün bir hikayesi var. 1990’ların siyasi ve ekonomik krizlerine çözüm bulmak için yola çıkan AK Parti birçok şeyle hesaplaştı. İdeoloji yerine “mümkün ve rasyonel olanı” tercih ederek dünya siyasetinin gidişatını çok iyi analiz etti....