Papa’nın Irak Ziyareti ve İran
TÜHA HABER / İran Araştırmaları Merkezi (İRAM) Uzman Editörü Muhammed Abdulmecit, koronavirüs salgınının yayılmasının ardından Papa’nın ilk yurt dışı gezisi sayılan Irak ziyaretinin, Iraklılar ve Irak’ın birçok komşusu tarafından olumlu karşılanırken İran’ın bu gelişmeyi olumsuz karşıladığına dikkat çekti.
Muhammed Abdulmecit, 8 Mart Pazartesi günü sona eren katolik dünyasının ruhani lideri Papa Francis’in Irak’a yaptığı tarihî ziyareti (UHA) Uluslararası Haber Ajansı‘na değerlendirdi.
Koronavirüs salgınının dünya genelinde yayılmasının ardından Papa’nın ilk yurt dışı gezisi sayılan bu ziyaret, Iraklılar ve Irak’ın birçok komşusu tarafından olumlu karşılanırken bu durumun belki de tek istisnası İran olduğunu ifade eden Muhammed Abdulmecit, nitekim tarihî ziyaretle ilgili haberlerin, İran medyasında pek fazla yer bulamadığının altını çizdi.
(İRAM) Uzman Editörü Abdulmecit, ziyaretle ilgili medyada paylaşılan sınırlı haberlerde ise bu seyahatin Kasım Süleymani’nin “kahramanlıkları” sayesinde mümkün olduğunun vurgulandığını ve bu söylemin de İran’ın memnuniyetsizliğini açıkça gösterdiğini, bu nedenle bazı yorumcuların ziyaretin Tahran’da, İran’ın Irak’taki nüfuzunu zayıflatabileceği yönünde endişelere neden olduğunu öne sürdüğünü hatırlattı.
İran’ın Kaygılanmasının Nedenleri
Papa’nın seyahatinden birkaç gün önce Irak’ın, İran destekli milislerin ABD güçlerine ve üslerine yönelik saldırılarının artmasına sahne olduğuna vurgu yapan Muhammed Abdulmecit, bu saldırıların açık amacının yeni ABD yönetimine Nükleer Anlaşma’ya geri dönmesi ve yaptırımları kaldırması veya en azından azaltması için baskı yapmak olsa da bazı uzmanların, bu saldırıların yoğunlaşmasının nedeninin Papa’yı yapacağı seyahatten vazgeçirmek veya seyahati ertelemeye zorlamak olduğuna dikkat çekmek ve bazı uzmanların bu şekilde bir değerlendirmede bulunmasıyla ilgili birkaç nedenin öne sürülebileceğini aktardı.
1. Irak Başbakanı’nın Konumunu Güçlendirmek
(İRAM) Uzman Editörü Abdulmecit, ABD ve Körfez müttefikleri ile yakın ilişkileri olan Mustafa Kazımi’nin, mayıs ayında başbakan olarak seçilmesinin İran’ın zorunlu olarak kabul ettiği bir durum olduğunun herkesçe bilindiğini belirterek, zira Tahran’a yakın bazı çevrelerin Kazımi’yi, ülkenin İstihbarat Teşkilatı başkanı olarak görev yaptığı dönemde Kasım Süleymani ve Ebu Mehdi el-Mühendis’e yapılan suikastın sorumlusu olarak itham ettiğini hatırlattı.
Kazımi’nin, geçtiğimiz aylarda yasa dışı milis grupların etkinliklerini azaltmak ve Irak’taki rollerini sınırlandırmak için bazı adımlar attığına da değinen Abdulmecit, Aynı zamanda yetkisini daha etkili bir biçimde kullanarak yasa dışı silahları toplamaya ve hukukun üstünlüğünü tesis etmeye çalıştığını, bu sürede birkaç kez milis gruplara karşı geri adım atmak zorunda kaldığı durumlar olsa da bunun taktiksel olduğunu ve Kazımi’nin hedefinde kararlı bulunduğunu söylemenin mümkün olduğunu açıkladı.
(İRAM) Uzman Editörü Abdulmecit, “Papa’nın Irak ziyareti Kazımi başbakan olmadan önce planlanmıştı. Ancak İran açısından mevcut salgın şartları ve Irak’taki güvenlik sorunları devam ederken Irak Başbakanı’nın ziyaretin gerçekleştirilmesinde ısrarcı olması, parlamento seçimleri yaklaşırken Kazımi’nin kendi konumunu güçlendirmek istemesiyle ilgilidir. Bu ziyaret aynı zamanda İran’ın Irak’taki nüfuzunu azaltmak için Kazımi’ye hem ülke içinde hem de uluslararası alanda desteği artıracaktır. İran, Kazımi’yi geçici bir başbakan olarak görüyor. Dolayısıyla İran Papa’nın yaptığı ziyaretin Kazımi’nin ekim ayında gerçekleşecek seçimleri kazanarak iktidarda kalmasında etkili olabileceğinden dolayı endişelidir” dedi.
2. Kum İlim Havzasının Zayıflaması
Papa Francis’in son yıllarda Sünni dinî liderlerle sık sık görüştüğünün göz önüne alındığında Irak’a yaptığı ziyarette büyük Şii din adamı Ayetullah Ali Sistani ile görüşmesinin şaşırtıcı olmasa da iki dinî liderin bir araya gelmesinin İran’ı memnun etmediğinin açık olduğunu söyleyen Muhammed Abdulmecit, “Bu hoşnutsuzluk, İran medyasının Sistani için kullandığı unvanlarda da görülebilir. Söz konusu medya, İran da dâhil olmak üzere çeşitli ülkelerde en çok takipçisi olan Sistani için “taklit mercilerinden biri” veya “Iraklı taklit merci” ifadelerini kullandı” şeklinde açıkladı.
Necef İlim Havzasının yaklaşımının Kum İlim Havzasının yaklaşımından farklı olduğunun altını çizen Abdulmecit, Sistani’nin, İran’ın Irak’a müdahalesiyle ilgili hiçbir zaman açık bir beyanatta bulunmadığını veya İran’ı bu açıdan eleştirmediğini ve buna rağmen Irak konusunda İran’la tamamen farklı bir yaklaşım gösterdiğini dile getirdi.
(İRAM) Uzman Editörü Abdulmecit, şöyle devam etti:
“Sistani, Velayat-i Fakih teorisini kabul etmemekte ve onun yerine “Velayet-i Ümmet” çağrısında bulunmaktadır. Siyasal İslam’a karşıdır ve hükûmetin dinî değil sivil temeller üzerinde kurulması gerektiğine inanmaktadır. Ayrıca İran’a yakın bir siyasetçi olan Adil Abdul Mehdi’nin istifasına ve mevcut hükûmetin kurulmasına yol açan Iraklı gençlerin Ekim 2019’daki ayaklanmasını desteklediğini de unutmamak gerekir”.
Öte yandan bazı aşırılık yanlısı yetkililerin kendisiyle görüşme talebini reddetmesinin de bu bağlamda değerlendirilebileceğini hatırlatan Muhammed Abdulmecit, “Nitekim en son örnek, İran Yargı Başkanı ve kendisinden Hamenei’nin yerine geçecek isim olarak bahsedilen İbrahim Reisi’yle görüşmeyi kabul etmemesi oldu. Sistani daha önce Mahmud Haşimi Şahrudi, Kasım Süleymani ve Mahmud Ahmedinejad ile görüşmeyi de reddetmişti” dedi.
Abdulmecit, İran’ın, Sistani’nin benimsediği yaklaşımı ve izlediği politikaları kendisi için bir tehlike ve çıkarlarına yönelik bir tehdit olarak değerlendirdiğine vurgu yaparak, “Bu nedenle İran’da zaman zaman Sistani’ye yönelik ağır eleştirilerin yöneltildiği görülüyor. Birkaç ay önce yaşanan son örnekte Devrim Rehberi’nin Keyhan gazetesindeki temsilcisi olan Hüseyin Şeriatmedari, Sistani’yi Birleşmiş Milletlerden Irak’ta yapılacak seçimleri izleme talebinden dolayı şiddetle eleştirmişti” diye kaydetti.
İran’ın Papa-Sistani görüşmesinden rahatsızlık duymasının nedenlerinin birkaç başlık altında toplanabileceğini ifade eden (İRAM) Uzman Editörü Abdulmecit, şunları aktardı:
“İran’a göre bu görüşme, İran Devrim Rehberi’ne karşı Sistani’nin Şii dünyasının dinî lideri olarak konumunun desteklenmesi anlamına geliyor. Zira İran medyası Hamenei’den her zaman tüm Müslümanların lideri olarak bahseder. Görüşme ayrıca Papa açısından Necef İlim Havzasının Kum İlim Havzasından üstün olduğu anlamına gelebilir. İran, bu görüşmenin etkisinde Şiiler arasında Necef ekolünün Kum ekolüne karşı güçlenmesine yol açabileceğinden ve böylece İran’ın bölgedeki nüfuzunun olumsuz etkilenebileceğinden dolayı kaygı duyuyor”.
3. Irak ve İsrail İlişkilerinin Normalleşmesi
Abdulmecit, İran’ın, Papa’nın Hz. İbrahim’in doğduğu yer olarak kabul edilen Ur kentine yaptığı ziyaretinin ve İbrahimî dinlere mensup insanların barış ve huzur içinde bir arada yaşamaları gerektiği vurgusunun, İsrail ile ilişkileri normalleştirmesi için Irak’a üstü kapalı bir çağrı olduğuna inandığını belirterek, İranlı yetkililere göre seyahatin açıklanmayan amacının, Irak’ı İsrail ile ilişkileri normalleştirmeye başlayan devletler kafilesine katmaya çalışmak olduğuna dikkat çekti.
(İRAM) Uzman Editörü Muhammed Abdulmecit, “Aslında bir süredir Irak’ta, İran’ın nüfuzuna karşı gelme gerekçesiyle İsrail’le diplomatik ilişkilerin kurulması gerekliliğine dair tartışmalar yapılıyordu. Bunun yanında bazı yetkililerin de İsrail’e yaptığı ziyaret iddiaları gündemde yer aldı. Eski Başbakan Yardımcısı Baha Araci’nin geçen ekim ayında yaptığı bir açıklamada Bağdat ve Tel Aviv arasında barışın tesis edilmesi için gereken tüm şartların müsait olduğunun altını çizmesi ve “İsrail’le ilişkileri normalleştirme kararı Bağdat’tan değil Necef’ten açıklanabilir.” ifadesi de bu açıdan önemlidir. Ayrıca Papa’nın İsrail semalarından geçerken İsrail Cumhurbaşkanı’na yolladığı sembolik mesaj da dikkate şayandır. Dolayısıyla tüm bu gelişmeler bir arada değerlendirildiğinde İran’ın bu konudaki endişelerinin yersiz olmadığını söylemek mümkün” şeklinde dile getirdi.
Irak ve İsrail arasında kurulacak diplomatik ilişkilerin, İran’ın bölgedeki nüfuzunu genişletme projesine büyük bir darbe vuracağının açık olduğuna dikket çeken Abdulmecit, görüşmede Sistani’nin “işgal altındaki topraklarda Filistin halkının çektiği eziyetleri” vurgulamasının, İranlıların iddiasının aksine İsrail ile ilişkileri normalleştirme planının Sistani tarafından reddedilmesi anlamına gelmediğini ve tam tersine söz konusu ifade “iki devletli çözümün” dolaylı kabulü olarak yorumlanabileceğinin altını çizdi.
İran’ın Irak’taki Nüfuzu Azalıyor mu?
İran Araştırmaları Merkezi (İRAM) Uzman Editörü Muhammed Abdulmecit, Son iki yılda İran’a yakın hükûmetlerin başarısızlığı ve Tahran’a bağlı örgütler ve grupların yaptığı yolsuzluklar ve rant sağlama çabaları nedeniyle İran’ın, Iraklı Şiiler arasındaki toplumsal desteğini büyük ölçüde kaybettiğini açıkladı.
Buna rağmen ağır ve yarı ağır silahlarla donanmış İran’a bağlı onlarca yerli Şii örgütün, ülkedeki faaliyetlerini sürdürdüğünü söyleyen Muhammed Abdulmecit, “Üstelik birçok İran yanlısı siyasi parti ve grup da Irak siyasetinde etkinliğini korumaya devam etmektedir. Dolayısıyla İran karşıtlığının Irak’ta yükselmesine ve Papa’nın yaptığı ziyaretin de bu durumu desteklemesine rağmen İran’a bağlı milis örgütlerin elindeki silahlar durduğu sürece İran’ın bu ülkedeki nüfuzunun zayıfladığını söylemek pek isabetli olmayacaktır” dedi..
(İRAM) Uzman Editörü Muhammed Abdulmecit, “Görünen o ki mevcut durumda Papa’nın gerçekleştirdiği ziyaret, Başbakan Kazımi’nin halk desteğiyle beraber bölgesel ve uluslararası destekten yararlanarak hukukun üstünlüğünü tesis etme ve milis güçlerin etkinliğini azaltma yönündeki planlarını gerçekleştirmek için bir fırsat oluşturmuştur. Başka bir ifadeyle bu doğrultudaki politikalarını uygulamada ne kadar başarılı olabileceğini görmek için gözler Kazımi’ye çevrilmiştir. Buna rağmen milis örgütlerle mücadele konusunda uluslararası camiada bir kararlılığın olmamasının bu yöndeki çabaları zorlayacağını da unutmamak gerekir” şeklinde kaydetti.
HABER : Ataner YÜCE & Emekli TRT Muhabiri
[TÜHA Haber Ajansı, 18 Mart 2021]