enflasyonemeklilikötvdövizakpchpmhp
SON DAKİKA
20:16 Bakan Murat Kurum, Kocaeli’nde anahtar teslim ve kura çekimi törenine katıldı…
19:53 Kocaeli’nin en kalabalık üçüncü ilçesi olan Darıca’da Cumhur İttifakı’nı güçlendiren atama…
19:08 AVİM’den, “Türk-Ermeni İlişkileri: Tarihsel Perspektif ve Günümüze Yansımalarıyla Çok Yönlü Değerlendirme” başlıklı panel…
11:40 Türkiye Futbol Federasyonu (TFF) Profesyonel Futbol Disiplin Kurulu’ndan (PFDK), Serdal Adalı’nın cezası belli oldu…
11:32 Futbolda Trendyol Süper Lig’e 32, Trendyol 1. Lig’e 35, Nesine 2. Lig’e 32, Nesine 3. Lig’e ise 29. hafta maçlarıyla devam edilecek…
11:11 Trendyol Süper Lig’in 32. haftasında Beşiktaş, Göztepe deplasmanında…
10:40 Su Politikaları Derneği Türkiye Belediyeler Birliği ‘Çözüm odaklı eğitim çalıştayı’na katıldı…
08:02 Hollanda’ya Türk göçünün 60. yılı röportajın 2. bölümü…
07:33 DSÖ’nün pandemi anlaşması hakkında internette yer alan iddialar doğru mu?
23:56 MSB kaynakları: Yunanistan’ın deniz yetki alanları planlaması uluslararası hukuka aykırıdır
23:43 Doktorlardan, Önder açıklaması: Genel durumu düne göre iyi
23:33 Devlet Bahçeli: CHP ve yönetimi bitmiş bir hikayenin siyaset ayağıdır
22:49 Cumhurbaşkanı Erdoğan: Terörsüz Türkiye hedefimize ulaşacağız…
22:21 Kitap: “Son Teknoloji Faciası-Zeki Ama Çalışmıyor”…
21:52 Adalet Bakanı Tunç, Kocaeli’nde “Sırrı Süreyya Önder’in rahatsızlığı nedeniyle ‘Terörsüz Türkiye’ süreci ötelendi”…
21:27 Kocaeli’nde katıldığı Yargı ve İş Dünyası Sempozyumu’da konuşan Adalet Bakanı Tunç, “Yargı, kendi mecrasında yürür”…
20:59 CHP’nin 4-5 Kasım 2023 tarihlerinde gerçekleşen 38. Olağan Kurultayı’nın iptaline ilişkin açılan davaya başlandı.
20:39 İletişim Başkanı Altun’dan İstanbul Havalimanı‘ndaki üçlü pist operasyonuna ilişkin paylaşım…
08:52 “Sınırlarla Yüzleşmek: Beceriler ve Değerler” uluslararası konferans gerçekleşecek…
08:23 (SETA) bünyesinde hazırlanan Kriter Dergi’nin 100. sayısı çıktı…
TÜMÜNÜ GÖSTER →

“Vahşi kapitalizm pandemiden güçlenerek çıkacak”

“Vahşi kapitalizm pandemiden güçlenerek çıkacak”
12.04.2020
A+
A-
https://yt3.ggpht.com/R1ftOIWYP6mi7CgRFagO27-tE7-t0sziPI2XFShLe6ff_8DKEPWkGUWXnfuINoi9DcXNA7mlBg=w1060-fcrop64=1,00005a57ffffa5a8-k-c0xffffffff-no-nd-rj

TÜHA HABER / Dünya geçen ocak ayından bu yana COVID-19 kriziyle zor zamanlar yaşıyor. Çin’de başlayan virüs salgınında bugün dünya genelinde iki milyona yakın insan enfekte oldu, 102 binden fazlası da hayatını kaybetti.

Pek çok ülke karantinada, bazı ülkelerdeyse sokağa çıkma yasakları uygulanıyor.

Salgın nedeniyle uygulanan yasaklarsa iş dünyasını ve ülke ekonomilerini vurmuş durumda. Öyle ki, “vahşi kapitalizmin” sonununun geldiğini düşünenlerin sayısı oldukça fazla. ABD’de yaşayan uluslararası ekonomi ve siyaset stratejisti Cenk Sidar ile pandemi sonrası yeni dünya düzenininin nasıl olacağını konuştuk.

Cenk Sidar

DW Türkçe: Covid19 salgını dünyayı ekonomik olarak nasıl etkiledi?

Cenk Sidar: Pandemi, dünya ekonomisinin şalterini kapattı. Bir anda iş dünyası ve piyasalar komaya girdi. Tarihte ilk defa böyle bir şey yaşandığı için bu sürecin çok deneysel olacağını da söyleyebiliriz.

Deneyselden kastınız nedir?

“Dünya ekonomisi bu işin içinden nasıl çıkacak” sorusuna kesin bir yanıt vermek çok zor. Zira pandemi sona erdiğinde bazı sektörlerlerin kaldığı yerden devam etmesi mümkün olmayacak.

Özellikle hangi sektörler mesela?

Mesela hizmet ve turizm sektörleri. Bugün kapanan bir restoranı pandemi bittiğinde yeniden açıp işler hale getirmek belki aylar sürecek. Eski çalışanların yeniden çalışması, kira için yeterli paranın bulunması, müşterileri o restorana yeniden gelmesi için ikna etme gibi süreçler yaşanacak. Dolayısıyla pandeminin dünya ekonomisi üzerinde yarattığı krizin etkileri beklenenden çok daha uzun sürebilir. Bunu ancak yaşayarak göreceğiz. Bu nedenle dijitalleşmeye ayak uyduramayan her işletme geride kalacak.

Seksenler_2019 banner

Dijitalleşme pandemiden bağımsız olarak zaten iş dünyasında bir trend haline gelmemiş miydi?

Son iki yıldır evet. Ancak bugün iş toplantıları video konferanslarla yapılıyor. Pandemi, dijitalleşme sürecini de öne çekmiş oldu. Gelecek, bugüne geldi. İnsanlar artık evlerinden çalışıyor.

‘Bir sonraki sınıf ayrımı dijital ile analog arasında olacak’

COVID-19 tüm dünyada bir kırılmaya neden oldu mu diyorsunuz?

Bugüne kadarki tüm iş, finans ve insanlık krizleri kırılmaya neden olmuş, yeni sektörlerin ortaya çıkmasını sağlamıştı. Ev kredisini ödeyemeyen bir odasını kiraya vermeye, araba kredisini ödeyemeyense akşamları yolcu taşımaya başlamıştı. Uber ve Airbnb gibi dijital şirketler paylaşım ekonomisini yarattı. Serbest çalışma da (freelancing) bunlardan biri. Diyelim ki grafik tasarımcıyım ve kendimi beş farklı şirkete paylaştırıyorum. Böylece bir krizde işsiz kalma riskimi de azaltmış oluyorum. Türkiye’de çok yaygın olmasa da, ABD gibi ülkelerde paylaşım ekonomisi ciddi pay sahibi. Bu tablo 2008 krizinin bir sonucu olarak ortaya çıktı. Bugün yaşadığımız pandemi krizinin en önemli sonucuysa dijitalleşme olacak. Dijitaleşemeyen kişi, kurum ve şirketler sıkıntılı bir sürece girecek, belki de yok olacak.

Türkiye’nin yeterince gelişemediğini söylüyorsunuz ama e-ticaret ve Yemeksepeti gibi ilgi gören işler de var.

Öyle ama… Bugün insanlar karantina dolayısıyla evden çalışıyor. Yarın bu özel şirketlerin yüzde kaçı çalışanlarının işlerini yürütmelerine olanak sağlayabilecek? Peki, Kapalıçarşı’daki esnaf? Malını internetten satamayan adam işini yaşatabilecek mi? Endüstri 4.0’ı neredeyse 10 senedir konuşuyoruz. Bu adaptasyonu gerçekleştiremeyen şirketler bugün pandemi krizi nedeniyle bedel ödüyorlar. Ödemeye de devam edecekler.

Pandemi sonrası iş dünyasındaki değişim yeni bir sınıfın ortaya çıkmasına da neden olabilir mi?

Kesinlikle. Bundan sonraki ayrım dijital ile analog sınıflar arasında olacak. Örneğin ben yatırım bankasında çalışan bir danışman ya da freelance bir gazeteciysem evimde oturup emeğimin karşılığında para kazanmaya devam edebiliyorum. Ancak şu aşamada restoran ya da fabrikadaki işçi çalışamıyor. Zira restoranlar da fabrikalar da kapalı. Beri yandan beyaz yakalıların da işleri garanti değil. Pandemi krizi uzun sürerse büyük firmalar da istihdam azaltımına gidebilir. Dolayısıyla beyaz yakalı ile mavi yakalı arasındaki ayrımın yerini dijital ve analog ayrımı alacak.

Herkesin evinde oturup bilgisayar başında para kazanmasını beklemek gerçekçi mi? Fabrikalarda kim çalışacak?

Fabrikalarda robot teknolojisi kullanılmaya başlandı bile. Zamanla daha da yaygınlaşacak. Robot teknolojisi uzunca bir süredir işçi sınıfının varlığı için bir tehlike zaten. Yeni dünya kendini iyi eğitmiş, o robotları çalıştırabilecek nitelikli işçi sınıfına da ihtiyaç duyacak.

Pandemi krizini “kapitalizmin çöküşü” olarak yorumlayanların sayısı hiç de az değil. Siz buna katılmıyorsunuz o zaman… 

“Pandemi kapitalizmin sonunu getirdi” gibi sansasyonel ifadeler doğru değil. Kapitalizm sermaye ekonomisidir. Belki de bu aşamadan sonra daha fazla sermaye mobilize olacak. Daha fazla insan şirket kuracak. Piyasalarda çok büyük fırsatlar var. Çok sayıda şirket el değiştirecek. Bu tür krizlerin olumlu yanlarından biri de işini kaybeden insanların iş kurması oluyor. İş dünyası da ortaya çıkan kırılganlığa karşı bağışıklık kazanmaya çalışıyor. Demem o ki, sermaye ekonomisi güçlenerek devam edecek.

Benim Adım Melek banner

“Şirketler devletlere baskı yapabilir”

Devletler silah ve savunma sanayiine çok büyük yatırımlar yapıyor. COVID-19 krizi devletlerin yaptıkları yatırımları sorgulamalarına da neden olur mu?

ABD gibi güçler her şeye aynı anda yatırım yapar. Ancak Türkiye ya da Brezilya gibi kısıtlı kaynaklarla hareket eden ülkelerin artık doğru kararlar vermesi gerekiyor. Dünya, güvenlikten daha büyük risklerin olduğu bir noktaya mı gidiyor diye oturup düşünmeli. Belki de pandemi krizi insanları ve devletleri birbirine yaklaştıracak. Bugün İngiltere Başbakanı Boris Johnson bile hayatını kaybetme riski taşıyor. Johnson ile Hindistan’daki sade vatandaş arasında hayati risk açısından herhangi bir fark yok. Pandemi bize tüm insanlığı aynı gemide olduğunu hatırlattı bence. Microsoft, Amazon gibi büyük şirketlerin de devletlere baskı yapacağı bir ortam oluşabilir.

Nasıl yani?

Büyük şirketler kendi varlıklarını insanların para harcamasıyla devam ettirebilir. İnsanların harcayacak parası olmazsa ayakta duramazlar. Bu noktada şirketler devletlere, kaynaklarını insanlara akıtmaları için baskı yapabilir. Devletlerin vatandaşlarına çalışmasa da yüksek maaş bağladığı bir döneme girebiliriz.

Bundan sonra önem kazanacak sektörler hangileri olacak?

Sağlık, biyoteknoloji, gen bilimi gibi alanlar daha çok insanı çekecek. Öğrenciler bu kanallara yönelecek, mutlaka devletler de bu şirketlere yatırım yapacak.

Türkiye bu noktada neler yapabilir?

Bu konjonktürde ABD ve Avrupa’da çalışan yetenekli Türk yatırımcı ya da teknolojistler işini kaybedebilir. Türkiye, bu insanları ülkeye geri çekecek bir program oluşturmalı. “Gelin, size sermaye vereyim. Kendi işinizi kurun” diyebilir. Tabii bu insanların ülkeye gelmesi için de sadece para yeterli değil. Aynı zamanda bir tweet nedeniyle tutuklanmayacağı bir ortamın da olması şart. Hükümetin günü kurtarmak için değil, önümüzdeki 10 senede Türkiye’yi bu süreçten güçlenerek çıkarmak için kafa yorması elzem.

Yeniden şekillenen dünya otoriter rejimler için nasıl bir yer olacak?

Halkların bazı şeylere tahammülü kalmadı. Vatandaşınıza sahip çıkamıyorsanız, kısıtlı kaynaklarınızı lüzumsuz şeylere “itibar” gerekçesiyle harcıyorsanız desteğinizin azalması kaçınılmaz olacak. Hükümetler artık rasyonel, vatandaşını koruyabilen, sosyo-ekonomik değişimlerden zayıflamadan çıkabilecek bir yönetim vaat etmeli.

Söyleşi: Tunca Öğreten & İstanbul (DW)

[TÜHA Haber Ajansı, 12 Nisan 2020]

sampiyon banner
Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.