ABD’den Türkiye’ye bir iade davası daha: Konu zimmete para geçirmek ve ABD’ye kaçmak
Türkiye, 1 Mart gecesi karıştığı trafik kazası sonrası önce Mısır ardından ABD’ye kaçan yazar Eylem Tok ve oğlu Timur Cihantimur’un Türkiye’ye iadesine ilişkin kararı beklerken Boston’daki mahkemede bir başka Türk vatandaşının daha iade davası görülüyor. Bu kişi banka dolandırıcılığı suçlamasıyla Türkiye’de hakkında iddianame hazırlanmış olan Derya Dikici.
TÜHA / TÜRKUAZ İnternational News Agency
New Yok’tan VOA Muhabiri Mehmet SÜMER’in haberinde, Derya Dikici ya da iddianamede geçen adıyla Ümmühan Derya Dikici, Türkiye’de Denizbank’ta Güneşli şubesinde portföy yöneticisi olarak çalışan biriyken 2011 yılında, polis ve gümrük kayıtlarına göre, hakkındaki zimmete para geçirme suçlaması nedeniyle Türkiye’den kaçtı. Dikici hakkında yaklaşık 1 milyon 800 bin dolar civarında bir parayı müşterilerin hesaplarından kendisi ve yakınlarının hesaplarına aktarmaktan iddianame hazırlandı.
Hazırlanan iddianameye göre, Derya Dikici hakkında 12 yıldan 20 yıla kadar hapis cezası isteniyor.
Zimmete para geçirme işlemleri 2011 yılından
Derya Dikici, 2011 yılında portföy yöneticisi olarak çalışmakta olduğu Denizbank Güneşli şubesinde yaptığı kanun dışı işlemlerle, bankanın 7 ayrı müşterisinin hesaplarından toplamda 2 milyon 225 bin 805 TL ve 278 bin ABD Doları’nı zimmetine geçirmekle suçlanıyor. Bu rakam, 2011 yılında işlemlerin yapıldığı dönemdeki ABD dolar kuruyla yaklaşık olarak 1 milyon 800 bin dolara denk geliyor.
Aradan 13 yıl geçmiş olmasına karşın iddianamede bu davadaki zamanaşımı süresinin 30 yıl olduğu ve iddianamenin hazırlandığı tarih olan 13 Aralık 2011’den itibaren bu sürenin başladığı hatırlatılıyor.
Kayıtlara göre Derya Dikici, Denizbank’ın hakkında başlattığı soruşturmayı öğrendiği gün olan 12 Temmuz 2011 günü işe gitmiyor. Polis ve gümrük kayıtlarına göre de aynı gün akşam saat 17:10’a aldığı uçak biletiyle Türkiye’den kaçıyor.
Dikici 2014 yılında ABD’den isteniyor
Derya Dikici, hakkındaki ağır zimmet suçlamasının ardından Türkiye’den kaçtıktan sonra İstanbul 8. Ağır Ceza Mahkemesi, ABD adli makamlarına yönelik olarak 6 Ocak 2014 tarihinde kaleme aldığı bir dilekçeyle Dikici’yi ABD’den istedi.
Bu dilekçede Dikici’nin, ABD’de bilinen bir adresi olmamasına rağmen, ABD Interpol birimi tarafından Dikici’nin ABD’de olduğunun rapor edildiğine dikkat çekiliyor. Türkiye’nin Washington Büyükelçiliği de ilk olarak 18 Temmuz 2023 tarihinde resmi kanallardan Derya Dikici’nin Türkiye’ye iade edilmesi için başvuruda bulunuyor.
Derya Dikici, hakkındaki arama kararına rağmen tam 10 yıl boyunca ABD’de polise yakalanmadan yaşamayı başardı. Ancak daha sonra 2024 yılı Nisan ayında ABD emniyet yetkilileri tarafından Boston şehrinin Suffolk bölgesinde yakalanıyor. Dikici o tarihten bu yana hapishanede gözetim altında tutuluyor.
17 Ekim’de yeniden hakim karşısına çıktı
Derya Dikici’nin Türkiye’ye iade davası Nisan ayından bu yana devam ediyor. Dikici son olarak 17 Ekim tarihinde hakim karşısına çıktı. Dikici’nin avukatları bu duruşmada da müvekkillerinin kefaletle serbest kalması başvurusunda bulundular. Ancak Eylem Tok ve Timur Cihantimur’un Türkiye’ye iade davalarının da savcısı olan Massachusetts Bölge Başsavcı Yardımcısı Kristen A. Kearney, Dikici’nin kaçma şüphesi bulunması nedeniyle serbest bırakılmasına karşı çıktı.
Son duruşmada Eylem Tok ve Timur Cihantimur davalarının da hakimi olan Hakim Donald Cabell taraflara yazılı son savunmalarını hazırlamak üzere bir haftalık bir süre tanıdığını açıkladı. Bu savunmaların ardından Dikici hakkındaki kararın da kesinleşmesi bekleniyor.
Denizbank’tan açıklama
VOA Türkçe’nin konuya ilişkin olarak ulaştığı Denizbank kısa bir yazılı açıklama yaptı. Açıklamada banka “Derya Dikici, Denizbank olarak 13 sene önce bankacılık suçuyla suç duyurusunda bulunduğumuz kişidir ve bu konu artık bir kamu davası haline dönüşmüştür” ifadelerini kullandı.
Dava dosyasına göre, Derya Dikici’nin yaptığı işlemler neticesinde yaklaşık 1 milyon 800 bin dolar zarar uğrayan banka müşterilerinin zararları Denizbank tarafından karşılandı.
Denizbank son olarak Türkiye’de çok sayıda ünlü futbolcunun adının karıştığı ve kamuoyunda “Fatih Terim fonu” olarak anılan bir fon işlemleriyle banka müşterilerinin dolandırılmasıyla ilgili olarak gündeme gelmişti. Sözkonusu davada da bankanın Levent Şubesi çalışanı Seçil Erzan, sanal bir fon kurarak müşterileri dolandırmakla suçlanmıştı.
Gazeteci Mehmet SÜMER
***