“AB’nin Türkiye’den başka herhangi bir çözüm yolu yok”

AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Ömer Çelik, AB’nin Türkiye’den başka herhangi bir çözüm yolunun olmadığına dikkat çekti.
TÜHA / TÜRKUAZ İnternational News Agency
Sözcü Ömer Çelik, İslam ve Türk düşmanlığı temelinde yürüyen aşırı sağ siyasetin tezlerine karşı, Avrupa’da merkez sağ ve merkez sol siyasetin yeterli direnç gösteremediğini belirterek, şunları söyledi:
“Bunun neticesinde bugün artık AfD Partisi, Almanya’da ikinci parti durumuna gelmiştir. Bir koalisyon tablosunun ancak mümkün olmasıyla merkez partiler iktidar olabilmektedir.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “AB’yi içine düştüğü çıkmazdan sadece Türkiye kurtarabilir.” sözlerini anımsatan Çelik, Türkiye’nin tarihi boyunca güçlü bir Avrupa devleti olduğunu vurguladı.
AK Parti Sözcüsü Çelik, şunları kaydetti:
“Avrupalılar güvenlik konuları olduğunda hemen Türkiye’yi hatırlıyorlar ama ‘gelin refahı bölüşelim, gelin demokratik değerleri paylaşalım, gelin demokrasiyi büyütme konusunda aynı masada olalım’ deyince Türkiye’ye yer vermiyorlardı. Şimdi yine bir güvenlik krizi çıkınca bütün Avrupa’da gündem Türkiye olmaya başladı. Umarım ki bu sefer sadece savunma meseleleri itibarıyla Türkiye’yi gündemlerine almazlar, Türkiye’yi her bakımdan demokratik değerler, ekonomik refahın büyütülmesi, üst düzey diyalogların başlatılması, sivil toplum diyaloğunun başlatılması, her konuda Türkiye ile net bir iletişim içerisine girerler. AB’nin siyasi kazanımlarını koruması için Türkiye’den başka herhangi bir çözüm yolu yoktur. Türkiye ile işbirliği yapmaktan başka bir çözüm yolu yoktur.”
Ukrayna ile ilgili toplanan son zirvede bile AB’nin tam kadro yer alamadığına dikkati çeken Çelik, AB’nin kendi içerisinde bile birliğini sağlayamadığını dile getirdi.
ABD’nin, NATO’daki harcamalar konusunu gündeme getirmesine karşı, üye ülkelerin savunma harcamalarının artırılmasını istediklerini aktaran Çelik, şöyle devam etti:
“Büyük bir silahlanma yarışından bahsediyorlar ama bunlar çözüm değil. Doğru diplomasi, doğru işbirlikleri, siyasi değerler ve bunun üzerine oturmuş bir güvenlik mimarisi ancak bunu mümkün kılacaktır. Yoksa ortada güvenlik olur ama güvenlik mimarisi olmaz. Sadece meseleyi ordular düzeyinde, sadece askeri güç dayanışması düzeyinde düşünerek Avrupa’nın herhangi bir şekilde bu sorunları aşması mümkün değildir. Eğer Türkiye ile doğru ilişki kurabilirlerse bu krizi aşmaları için önemli bir aşamayı geçmiş olurlar.”