Adalet Bakanı Tunç, Kocaeli’nde “Sırrı Süreyya Önder’in rahatsızlığı nedeniyle ‘Terörsüz Türkiye’ süreci ötelendi”…

TÜHA / TÜRKUAZ İnternational News Agency
KOCAELİ, 17 NİSAN 2025 – Adalet Bakanı Yılmaz Tunç Kocaeli’nde ulusal ve yerel gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını yanıtlayarak, sempozyumda iş ve yargı dünyasını bir araya getirdiklerini belirterek, iş dünyasının yargısal sorunlarını bir masa etrafında tartışmalarını sağlamalarının önemli olduğunu söyledi.
TBMM Başkanvekili ve DEM Parti İstanbul Milletvekili Sırrı Süreyya Önder’in rahatsızlığının kendilerini derinden üzdüğünü dile getiren Tunç, acil şifalar diledi ve doktorların Önder’in durumunun önceki güne göre daha iyi olduğunu ifade ettiklerini belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü:
“İnşallah sağlığına bir an önce kavuşur, bütün temennimiz bu. Biz aslında yarın (18 Nisan 2025) saat 14.00’te DEM Parti heyetiyle Adalet Bakanlığında randevulaşmıştık. Terörsüz Türkiye süreci kapsamında ifade edecekleri hususlar vardı ve bu hususları bizlerle paylaşacaklardı ama tabii Sırrı Süreyya Bey’in rahatsızlığı nedeniyle bunu biraz ötelemek durumunda kaldık. Tüm odaklandığımız nokta şu anda elbette ki Sırrı Süreyya Önder’in sağlığına kavuşması, bir an önce eski haline gelmesi ve aramıza katılması, bütün temennimiz, bütün duamız bu. Kendisi gerçekten uzlaşmacı kişiliğiyle bu sürece önemli katkılar veriyordu. Terörsüz Türkiye’ye inanan bir kişi ve bu konuda da önemli çalışmaları başlatmışlardı.”
DEM Parti heyetiyle yarın görüşme yapılsaydı nelerin gündeme geleceğinin hep sorulduğunu dile getiren Tunç, bunu şu anda söylemelerinin mümkün olmadığını vurguladı.
Tunç, öncesinde özellikle cezaevlerinde bulunan tutuklu ve hükümlülerin şartlarıyla ilgili birtakım taleplerin zaman zaman olduğunu belirterek, bunların zaten kanun çerçevesinde yapıldığını kaydetti.
“55 bin kişinin affedileceği şeklindeki değerlendirme doğru değil”
Yargı Reformu Strateji Belgesi’nde yapılması öngörülen düzenlemelere ilişkin soru üzerine Tunç, belirlenen 264 hedefin bulunduğunu söyledi.
Bu hedefleri belli bir takvime bağladıklarını anlatan Tunç, bu uygulama takvimi gereğince yasal düzenleme gerektiren hususları, teknik çalışmaları ve taslakları milletvekillerine arz edeceklerinin altını çizdi.
Tunç, uygulamadan kaynaklanan hususları idari kararlarla gerçekleştirmenin gayretinde olmaya devam edeceklerini dile getirerek, ceza adaletiyle ilgili reform belgesinin ilk paketi olacak düzenlemelere değindi.
Pakette özellikle trafik suçlarında toplumda rahatsızlık oluşturan, yol kesme ve kutlama günlerinde silah kullanılması gibi konuların yer alacağını anlatan Tunç, “Özellikle kamuoyunda af olarak değerlendirilen husus, bir kere yanlış bir anlaşılma. Burada herhangi bir af söz konusu değil. Böyle bir gündemimiz de söz konusu değil. Burada özellikle Ceza İnfaz Kanunu’nda yapılacak düzenlemeler, cezaevlerindeki şartlarla ilgili yine hasta hükümlülerin şartları, onların alternatif infaz usullerinden yararlanabilmeleri, belli yaşın üstündeki hükümlülerle ilgili. Yine bazı suçlar hariç tutulmak kaydıyla ve kapsamı itibarıyla bunlar tabii ki milletvekillerimizin takdirlerinde olan hususlar. Özellikle 55 bin kişinin affedileceği şeklindeki değerlendirme bir kere doğru değil.” ifadelerini kullandı.
Tunç, Kovid-19 döneminde 3 yıl boyunca açık cezaevindeki hükümlülerin izne, kapalıdakilerin de 3 yıl erken açık cezaevine çıkarılarak sağlık riskini ortadan kaldırmaya yönelik düzenlemenin Mecliste yapıldığını anımsatarak, 31 Temmuz 2023 itibarıyla kararı kesinleşenlerin ve cezaevinde bulunanların bundan yararlanabildiklerini söyledi.
Yargılamaları uzun sürdüğü için kendilerinden kaynaklanmadığı halde bundan yararlanamadığını ifade edenlerin bulunduğunu dile getiren Tunç, bu talebin değerlendirildiğini, durumun TBMM’nin takdirinde olduğunu ve çözüme yönelik taslağı milletvekillerine arz edeceklerini bildirdi.
Tunç, 4’te 4 infaz yerine 4’te 3 gibi bir alternatifin değerlendirilmesi konusunda görüşün bulunduğunu, bunu teknik taslak olarak hazırladıklarını ve milletvekillerinin takdirlerine arz edeceklerini belirterek, bu düzenlemenin yararlanacak kişi sayısıyla değil tamamen ceza adaleti sistemiyle ilgili olduğunu vurguladı.