enflasyonemeklilikötvdövizakpchpmhp
SON DAKİKA
00:34 9 terörist etkisiz hale getirildi
00:16 Ali Yerlikaya’dan 35 yıl önce PKK’nın katlettiği 28 kişi için anma mesajı
00:06 DSİ’ye 515 personel alınacak
00:05 Ömer Çelik: Türkiye’nin gündeminde erken seçim söz konusu değil
00:05 Bakan Bayraktar Gabar’da öğretmenlerle bir araya geldi
00:03 Karadeniz’in gizli cenneti Giresun’un doğa harikası Dereli Kuzalan-Göksu Travertenleri ziyaretçilerin ilgisi çekiyor
00:03 Jeoloji Mühendisi Prof. Dr. Osman Bektaş’den: Deprem ve Heyelan Tehlikesi
00:03 Ankara’daki ‘Giresun Zirvesi’nden bölgenin kalkınması için 180 milyon lira destek çıktı
00:02 Giresun’da etkili olan yağmur nedeniyle yol çöktü, jandarma geçişleri durdurdu
00:02 Bakan Kurum, Türkiye’nin en büyük şantiyesi İndere bölgesini ziyaret etti
00:02 Yayımlandığı döneme damga vuran TRT’nin efsane dizisi ‘Yeşil Deniz Milenyum’ geri döndü
00:02 Siber Suçlar ve Yapay Zekanın 2024 yılında dünyaya maliyeti 9.5 trilyon Amerikan doları
00:02 Cumhurbaşkanı Erdoğan Putin ile görüştü
00:01 Yılın ilk üç çeyreğinde doğal afetlerden kaynaklanan kayıplar 258 milyar doları aştı
00:01 Bilişim Sanayicileri Derneği (TÜBİSAD): Türkiye’nin geleceğini bilişim sektörünün belirleyecek
23:38 AB’den Yeni ‘Sevilla Haritası’
22:59 Yurdumuza Balkanlar üzerinden giren soğuk hava dalgası birçok ilde etkili oldu
00:08 Suriye ve Irak’ın kuzeyinde 7 terörist etkisiz hale getirildi
00:07 20 bin öğretmen ataması sonuçları açıklandı
00:07 ABD’nin yeni Başkanı Trump ekibine Türk Direktör seçti
TÜMÜNÜ GÖSTER →

Adalet Bakanı Yeşilgöz’e soru: Ukraynalı insan kaçakçısı mahkumları serbest bırakan mahkemelerden hesap sorulacak mı?

Adalet Bakanı Yeşilgöz’e soru: Ukraynalı insan kaçakçısı mahkumları serbest bırakan mahkemelerden hesap sorulacak mı?
18.04.2022
A+
A-

AMSTERDAM – TÜHA HABER / İlhan Karaçay, ‘Hollanda Adalet Bakanı Dilan Yeşilgöz’e soruyorum: İki Ukraynalı suçluyu, Rusya’ya karşı savaşmaları için serbest bırakan yargıçlardan hesap soracak mısınız?’

İlhan Karaçay Kimdir? Nereli? Gazetecilik Mesleği, Hayatı ve Biyografisi

İlhan KARAÇAY yazdı:

HOLLANDA’DA SAHTE MÜLTECİSEVERLİK…

Suriyeli 100 mültecinin gelişlerine bile itiraz eden Hollandalılar’ın, Ukraynalı mültecileri evlerinde barındırmaları, ‘pozitif ırkçılık’ değil mi?

Ukraynalıları yığınlar halinde evlerine misafir eden Hollandalılar’ın çoğu, çark edip pişman oldular ve misafirleri mülteci kamplarına gönderdiler.

Kültür, örf ve adet farklılıklarını hesaba katmayan, peşin hükümlü Hollandalılar, son yaşananlar ile derslerini aldılar.

Batı Avrupalılar’ın içlerine sinmiş olan ‘Haçlı ruhu’ olgusunun, Rusya-Ukrayna savaşı sonrasında nasıl hortladığını hep birlikte gördük.

Harabeye dönen evlerinden kaçarak iltica edecek yer arayan Ukrayna halkına kucak açmak, tabii ki her insan severin görevi olmalıdır. İnsanlar bu görevi bireysellik içinde değil, toplumsal olarak yapabilecekleri için, ellerinden gelebilecek tek yardım, hükümetlerine baskı yapıp, ilticacı sayısı artırmaları olabilir.

Ne var ki, Ukraynalılar ile aynı konumda olan Suriyeli mültecilere hiç de insan severce bakmayan, ülkelerine girecek 100 Suriyeli için bile ret isyanı yapan Hollandalılar, şimdi nasıl olduysa ‘mülteci sever’ oldular ve Ukraynalı mültecileri evlerinde barındıracaklarını açıkladılar.

Hollanda halkının büyük bir kesiminin desteklediği bu hareket, savaşın yirminci gününden sonra gerçekleşmeye başladı. Çeşitli yardım kuruluşları otobüslerle getirdikleri Ukraynalı mültecileri ev ev dağıtmaya başladı. Ne var ki, ilk itirazlar, ‘Biz tek bayan istedik’, biz ‘Çocuklu aile istemedik’ ve ‘biz sadece bir çift’ istedik’ gibi bahaneler ile gerçekleşti.
Karmaşık paylaşımdan sonra, pek çok evden belediyelere başvurular yapıldı ve kabul ettikleri mültecilerin yaşam tarzlarından rahatsız oldukları belirtildi.

Hollandalı aileler, evlerine aldıkları bir mülteci erkeğin, yasak koymalarına rağmen evin içinde sigara içtiğini, bir başkası da mültecinin pisuvar yerine lavaboya veya banyoya işediğini belirterek, derhal taşınmalarını istediler. Bir aile de, ‘Bize gelen çiftin erkek olanı Suriye asıllı biriymiş. Ben evimde Müslüman kabul edemem’ diye şikâyette bulunmuştu.

metin, iç mekan, yer, pencere içeren bir resim Açıklama otomatik olarak oluşturuldu

Hollandalı ailelerin birkaç gün içinde, evlerindeki mültecileri kamplara göndermeleri, bazı mülteciler arasında ise memnuniyet yarattı. “Oh be, hürriyet varmış. Onu yapma, şunu yapma, şöyle otur, böyle kalk gibi komutlardan bıktık. Varsın yüz kişi ile birlikte bir salonda yatalım” diyerek memnuniyetini belirten bir mülteci, medyada geniş bir şekilde yer aldı.

Hollanda’daki akıl almaz bu pozitif ayrımcılık, sadece halk içinde değil, siyasetçilerde ve hatta mahkemelerde de baş gösterdi. Siyasetçilerin, 50 bin, hatta 100 bin Ukraynalı mülteci alınması için gösterdikleri gayret, daha önce 100 Suriyeli mülteci için bile gösterilmemişti.

Aynı duyarsızlık Bosnalı mülteciler için de yaşanmıştı. Zira, Hollandalılar’ göre, Bosnalılar Avrupalı değil, birer Müslümandı.

MAHKEMEDE AYRIMCILIK

açık hava, bina, kule içeren bir resim Açıklama otomatik olarak oluşturuldu

Gelişmelerin en saçması, bir mahkemede yaşandı. Middelburg şehrindeki mahkeme, insan kaçakçılığından yargılanan iki Ukraynalı’yı, Ruslar’a karşı savaşmak üzere serbest bıraktı.

12 yıl hapis cezası isteği ile yargılanan iki Ukraynalı’nın serbest bırakılmasından sonra, daha önce istekleri ret edilen ve 16 Arnavut’u bir yat ile İngiltere’ye kaçırırken yakalanan iki başka Ukraynalı için, aynı mahkeme, bir önceki kararı örnek alarak tahliye kararı verdi.

Suçluların avukatları, Ukrayna’da yaşananları, ‘ağır basan olağan üstü durum’ iddiasıyla tahliye kararı istemişlerdi.

Şimdi Hollanda Adalet Bakanı sayın Dilan Yeşilgöz’e soruyorum: İnsan kaçakçılığı suçunun çok ağır olduğunu kabul etmiş ülkeler arasında bulunan Hollanda’da bir mahkeme, 12 yıl ve fazlası hapis isteği ile yargılanan iki suçluyu, ‘ülkelerini savunmak için Ruslar’a karşı savaşmak üzere’ nasıl serbest bırakabilir?

Hakimlerin vermiş olduğu bu karar, Hollanda ceza hukukuna göre uygun mudur, yoksa hakimlerin vermiş olduğu keyfi bir karar mıdır?

metin, kişi, iç mekan, insanlar içeren bir resim Açıklama otomatik olarak oluşturuldu

Ama ben, yine de Bakan cevap vermeden önce aynı soruyu, ceza hukuku avukatlarımızdan Ejder Köse’ye sorum.
Bakınız bu konuda Ejder Köse ne diyor?

“Herhangi bir ceza davasında başrol oynayan üç taraf vardır; Birincisi, Savcılık (devleti temsil eder), ikincisi, sanık ve avukatı, üçüncüsü ise tarafsız yargıç. Sanığın avukatı mahkemeye, müvekkilinin tahliye edilmesi için talepte bulunur ve sonuç itibarıyla tarafsız yargı karar verir. Burada söz konusu edilen karar ise, tahliye talebi üzerine verilen karardır. Evet, böyle bir kararı çok ilginç olarak yorumlayabiliriz, Çünkü insan kaçakçılığı (hele hele 16 kişi söz konusu olduğunda) çok ciddiye alınan ve mahkemeler tarafınca ağır hapis cezalarına çarptırılan konulardır. Sanıklar bu davada ise, tahliye taleplerini kendi ülkelerine (Ukrayna) geri dönüş yaparak, işgalci Rusya’ya karşı savaşmak istekleri üzerine yapılmıştır. Kararı okuduğumda, sanıkların ne zamandan beri tutuklu olduklarını göremedim. Yargılama süreci tutuklu olarak cok uzadığında, tahliye talebi şansı o kadar yükselir. Ama dediğim gibi, bu hususla ilgili olarak maalesef herhangi bir ipucu bulunmamaktadır. Dikkatimi çeken bir başka konu ise, Savcılığın aldığı tavır: İki davada da Savcılık tahliye talebinin ret edilmesi için mülâkatta bulunur, yani kısacası, devleti temsil eden başrol oyuncu, karşı çıkar, ama mahkeme yine de böyle bir karar verir.

Malazgirt 1071_680*100 banner

Merak ettiğim konu ise, aynı Savcılığın, verilen tahliye kararına karşı temyiz hakkını kullanıp kullanmadığıdır. Lâkin araştırdım ama bu hususla ilgili herhangi bir resmi yazı bulamadım.

Son olarak, öyle ceza davaları vardır ki, suçlama çok hafiftir ve sanığın annesi/babası vefat etmiştir, cenaze için birkaç günlüğüne bile tahliye edilmez. Kaldı ki, sözü edilen bu davada çok ağır bir iddaa ve suçlama olduğu halde tahliye kararı veriliyor. Gerçekten çok ilginç.”

İşte, ünlü bir ceza avukatı olan Ejder Köse’nin yazdıkları böyle değerli okurlarım.

Yazımın başlığında Adalet Bakanı Dilan Yeşilgöz’e , ‘Bu konuda yargıçlardan hesap soracak mısınız’ diye sormuştum. Tabii ki bir Bakan’ın yargıya müdahalesi olmaz. Ama bir Bakan’ın, konuyla ilgili araştırma yapılması için harekete geçmesi normal olmalıdır. Bakan’ın çağrısı en azında Yüksek Hakimler Kurulu’nu harekete geçirir.

[TÜHA Haber Ajansı, 18 Nisan 2022]

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.