enflasyonemeklilikötvdövizakpchpmhp
SON DAKİKA
21:12 Uluslararası Diplomatik İlişkiler Akademik Araştırmalar ve Eğitim Derneği (UDİAD), Antalya Diplomasi Forum’u 2025’e katıldı…
19:18 Geri sayım başladı!…
15:32 Jeopolitik, ekonomik ve stratejik açıdan önem taşıyan yer altı kaynaklarının, küresel rekabet ortamındaki önemi ve enerji dönüşümüne etkileri…
15:10 Cumhurbaşkanı Erdoğan: “Foruma yoğun ilgiden memnuniyet duyuyoruz”…
15:06 Cumhurbaşkanı Erdoğan: İsrail’in katliamlarına sessiz kalmak bu suça ortak olmaktır…
10:10 Vatan Partisi Genel Başkanı Perinçek, “ABD – İsrail merkezli tehditlere karşı Türkiye’nin çözüm yolu Atlantik sisteminden koparak üretim devrimine yönelmek”…
09:28 ‘Beyin besini’ kolinin neden gözardı edildiği düşünülüyor?
08:56 Hollanda’da Kurşuna Dizilen Özbekler!…
08:40 Dışişleri Bakanı Fidan,”Bazı grupların Türkmenlere farklı şekilde muamele etmesi kabul edilemez”
07:12 Başbuğ Alparslan Türkeş Enschede’de anıldı!…
07:10 Hollanda’ya Türk göçünün 60. yılına girerken, bu sürecin birçok toplumsal boyutu tekrar gözden geçiriliyor…
06:55 Simpra Inventory ile Mutfağın Matematiği’nin üçüncü bölümü yayınlandı
20:47 Ziraat Türkiye Kupası’nda yarı final tarihleri açıklandı! İşte karşılaşmaların programı
19:47 MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’den Cumhurbaşkanı Erdoğan ile DEM Parti arasında yapılan görüşmeye ilişkin ilk açıklama geldi!…
18:50 İHH İnsani Yardım Vakfı, işgalci İsrail’in Gazze’ye yönelik saldırılarıyla ilgili basın açıklaması düzenlendi…
16:45 Kocaelispor’a müjdeli haber an meselesi!…
16:35 Tutuklu İstanbul Büyükşehir Belediyesi Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun yargılandığı Akın Gürlek davası 16 Haziran’a ertelendi…
08:09 Analiz: Mayın Tarlalarıyla Mücadele: Azerbaycan’ın Deneyimi ve Karşılaştığı Zorluklar
08:02 Avrupa Güvenlik Mimarisi ve Türkiye
23:54 Bakan Kacır,  Van’da “19. TÜBİTAK Ortaokul Öğrencileri Van Bölge Yarışması Ödül Töreni”ne katıldı…
TÜMÜNÜ GÖSTER →

Amerikan Seçimlerine Dünyanın ve Türkiye’nin Bakışı

Amerikan Seçimlerine Dünyanın ve Türkiye’nin Bakışı
28.10.2020
A+
A-

TÜHA HABER / Amerikan başkanlık seçimleri yaklaştıkça dünyanın diğer ülkelerinde de seçimin muhtemel sonuçları giderek daha çok konuşulmaya başlandı.

             Prof. Dr. Kemal İNAT

Amerikan başkanlık seçimleri yaklaştıkça dünyanın diğer ülkelerinde de seçimin muhtemel sonuçları giderek daha çok konuşulmaya başlandı.

Ekonomik ve askerî açıdan bakıldığında hâlen dünyanın en güçlü ülkesinden bahsettiğimiz için Amerikan seçimlerinin bu kadar konuşulması da doğaldır. Zira ABD’nin bu gücünü hangi tür müdahalelerde kullanacağını yeni seçilen Amerikan başkanı belirleyecek ve özellikle bu müdahalelerin hedefi olan ülkeler ve bölgeler yeni başkanın politikalarından büyük oranda etkilenecek.

Seçim sonuçlarına dair beklentilere bakıldığında ise Trump’ın seçimleri kaybetmesini arzu edenlerin sayısının çok olduğu görülür.

ABD’nin geleneksel müttefiki Avrupa ülkelerinin çoğu Trump’ın seçimleri kaybetmesini ve onlar için dört yıldır süren kâbusun sona ermesini arzu ediyor. Alman, İngiliz ve Fransız medyasına bu beklentinin açık bir şekilde yansıdığına şahit oluyoruz. Trump’ın “America first” sloganıyla ABD’nin çıkarlarını önceleyen, Avrupa ülkeleri üzerine baskı uygulayan ve uluslararası kurumlara liderlik yapmaktan imtina eden tavrından fena şekilde rahatsız olduklarını her fırsatta açığa vuruyorlar.

Bu Avrupa ülkelerine benzer şekilde, Çin’in de Biden’ın kazanmasını istediğini söylemek mümkün. Trump’ın, henüz hazır olmadığı bir aşamada Çin’i ekonomik savaşa zorlaması Pekin yönetimini sıkıntıya soktu. Soğuk Savaş döneminde Sovyetler’in yaşadığı tecrübe, ABD ile ekonomik ve askerî açıdan eşit düzeye gelmeden topyekûn mücadele etmenin çok kötü bir şekilde sonuçlanabileceğini gösterdiği için Pekin henüz Washington’la böyle bir mücadeleye girmek istemiyor. Çin, Biden’ın kazanması durumunda ABD’den gelen ekonomik baskıların azalacağını ümit etse de şişeden çıkan cini yeniden geri sokmak o kadar kolay olmayacaktır.

Trump’ın, İsrail lobisinin ve Körfez ülkelerinin bir kısmının isteği doğrultusunda anlaşmayı bozup baskıyı artırdığı İran’ın da Biden’ın kazanmasından memnun olacağını tahmin etmek zor değil. Biden döneminde İran’ı hedef alan Amerikan baskısı tamamen ortadan kalkmayacaktır belki ama ABD’nin Obama döneminde imzalanan nükleer anlaşmaya geri dönecek olması Tahran’ı rahatlatacaktır.

Obama’ya güvenerek Türkiye’deki açılım süreci masasına tekme vuran ve sonrasında Suriye’de bir PKK devleti kurma hayali suya düşen KCK/PKK/PYD de Biden’ın kazanmasını arzu edenler cephesinde yer alıyordur. Barış Pınarı Harekâtı sırasındaki tavrıyla bu hayalin suya düşmesinde önemli rol oynayan Trump’ın seçimleri kaybetmesi durumunda, Kongre’nin ardından Beyaz Saray’ın da desteğini kazanacağını düşünen PKK/PYD bölgede bir terör devleti kurma konusunda yeniden ümitlenecektir.

Biden’ın “Erdoğan’ı seçimle devirmek için desteklemeyi düşündüğü” muhalefetin de Amerikan seçimlerindeki tavrı belli olsa gerek. Vadettiği desteği alabilmek için Biden’ın seçimleri kazanması için dua ediyorlar mıdır bilinmez ama Erdoğan karşıtı olduğunu açıkça dile getirmiş birinin Amerikan başkanlık koltuğunda oturmasından mutlu olacaklardır. Nihayetinde bütün siyasetleri iktidar olmak değil, Erdoğan’ı devirmek üzerine kurulu.

Peki, Amerikan seçimlerini kimin kazanması Türkiye için daha iyi olur?

Açık söylemek gerekirse, eskiden olsaydı Amerikan seçimlerinin sonuçları Ankara için daha önemli olurdu. Ancak artık Türkiye’nin dışarıdan gelen her türlü müdahaleye karşı direncini ispatladığı bir dönemdeyiz.

Ülkemiz, gerek Obama döneminde gerekse Trump döneminde ABD kaynaklı çok sayıda “düşmanca” eyleme maruz kaldı ve halkın iktidara desteği sayesinde bunların hepsine karşı başarıyla direndi. Her yeni saldırı Türkiye’yi biraz daha bağımsız kıldı ve güçlendirdi.

Mevcut Amerikan Başkanı Trump’ın Türkiye’deki iktidara bakışı Obama-Biden ikilisi kadar olumsuz olmayabilir ancak Amerikan siyasetinin diğer güç merkezi olan Kongre’nin Türkiye konusundaki en düşmanca kararlarını Trump döneminde aldığını unutmamak gerekir.

O yüzden, ister Trump kazansın isterse Biden, Türkiye bağımsız dış politika çizgisinde hareket ettiği ve İsrail lobisini rahatsız ettiği sürece ABD’den gelen baskılara maruz kalmaya devam edecektir. Bu baskılara karşı ülkemizi koruyan ise Amerikan başkanı değil, kendi gücü ve halkının kararlılığıdır.

Yani Türk-Amerikan ilişkilerinin bundan sonraki seyrini merak ediyorsak, Amerikan seçimlerini kimin kazanacağına değil Türkiye’deki iktidarın bundan sonra da bağımsız çizgisini sürdürüp sürdürmeyeceğine bakalım.

[TÜHA Haber Ajansı, 28 Ekim 2020] 

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.