Avrupa’nın Sorunlu İslam Politikası

TÜHA HABER / Sakarya Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümünde Türk Dış Politikası ve Ortadoğu Siyaseti profesörü Kemal İNAT, “Hollanda, Almanya ve Fransa’da seçim dönemine girilirken, seçim atmosferinin kurbanı yine mülteciler, yabancılar ve İslam ülkeleri mi olacak? Macron’un bilinçli bir şekilde Müslümanlarla ve İslam ülkeleriyle çatışma arayışı içerisinde olduğu göze çarpıyor. Avrupa’nın bin yılı aşkın bir süredir komşusu olan İslam dünyası ile ilişkiler konusunda daha hassas davranması gerekiyor” dedi.
Prof. Dr. Kemal İNAT, ‘Avrupa’nın Sorunlu İslam Politikası’nı (UHA) Uluslararası Haber Ajansı’na değerlendirerek, Avrupa’da artan İslamofobi ile birlikte AB ülkelerinin Müslümanlara ve İslam dünyasına yönelik politikasının daha çok gündeme gelmeye başladığını söyledi.
“Avrupa, komşusu olan İslam dünyasına yönelik sağlıklı bir politika geliştirebilir mi?” diyen Prof. Dr. Kemal İNAT, Avrupa’daki 30 milyonu aşkın Müslüman nüfus düşünüldüğünde, AB ülkelerinin kendi içlerinde yaşayan Müslümanlarla rasyonel bir ilişki yürütmeleri mümkün olabilecek mi?” diye sordu.
Prof. Dr. Kemal İNAT, “Hollanda, Almanya ve Fransa’da seçim dönemine girilirken, seçim atmosferinin kurbanı yine mülteciler, yabancılar ve İslam ülkeleri mi olacak? En fazla Müslüman nüfusun yaşadığı AB ülkesi olan Fransa’ya baktığımızda, bu sorulara iyimser cevaplar vermenin hiç mümkün olmadığı görülüyor” ifadesini kullandı.
“Cumhurbaşkanı Macron’un bilinçli bir şekilde Müslümanlarla ve İslam ülkeleriyle çatışma arayışı içerisinde olduğu göze çarpıyor” diye konuşan Prof. Dr. Kemal İNAT, Fransız Cumhurbaşkanının, İslam dünyası açısından ne anlama geldiğini bile bile, sevgili Peygamberimize hakaret içeren karikatürlerin yeniden gündeme gelmesinde ciddi bir payı bulunduğunu açıkladı.
Macron’un, bu şekilde ülkesindeki aşırı sağcı, yabancı ve İslam karşıtı kesimlerin desteğini almaya çalıştığını söyleyen Prof. Dr. Kemal İNAT, seçildiğinden beri iç siyasette yaşadığı sorunlar düşünüldüğünde 2022 baharında yapılacak seçimler öncesinde kendisine konsolide bir taban oluşturmaya çalıştığına dikkat çekti.
Prof. Dr. Kemal İNAT, bu yolda kendisine seçtiği hedeflerden birinin Türkiye olmasının da tesadüf olmadığın belirterek, uzun yıllardır yürütülen karalama kampanyalarıyla Cumhurbaşkanı Erdoğan aleyhinde Batı kamuoyunda oluşturulmuş olan olumsuz algıyı kullanarak diğer Avrupa ülkelerinin desteğini de arkasına almaya çalıştığını, Zira 2017 yılında Macron’un Fransa’da cumhurbaşkanlığı yarışını kazanmasının, aşırı sağcı Le Pen’in cumhurbaşkanı olmasının AB’nin geleceği açısından doğuracağı sonuçlardan endişe eden çevrelerin bir projesi olduğunun altını çizdi.
“O dönemde AB’nin geleceğini kurtarmak için Macron’a destek veren “Avrupacı” çevreler, şimdi Fransız Cumhurbaşkanının izlediği politikayla hem Avrupa içerisindeki Müslümanlarla hem de komşu İslam dünyasıyla ciddi bir çatışmanın fitilini ateşlediğini görmüyorlar mı?” diye soran Prof. Dr. Kemal İNAT, “İslam dünyasıyla gireceği çatışma Avrupa’ya ne kazandırır? Avrupalı liderler, bu sorunun cevabını verirken, Batı’nın iki yüz yıllık askerî ve ekonomik üstünlüğüne asıl meydan okumanın İslam dünyasından mı yoksa Çin ve Rusya’dan mı geldiği sorusunun cevabını da göz önünde bulundurmaları gerekiyor” dedi.
Prof. Dr. Kemal İNAT, şöyle devam etti:
“Kuşkusuz Türkiye başta olmak üzere bazı Müslüman ülkeler Batı eksenli uluslararası sistemin adaletsizliklerini sorguluyorlar ve Avrupa ve ABD’den gelen dayatmalara karşı bir duruş sergiliyorlar ancak maalesef Batı’nın karşısında uluslararası güç dengelerinde Doğu Asya ve Rusya kadar yer sahibi değiller”.
“Avrupa’nın İslam dünyası ve Müslümanlar karşısındaki giderek artan saldırganlığının nedeni de belki budur” diyen Prof. Dr. Kemal İNAT, Türkiye’nin içişlerine müdahale girişimleri, Doğu Akdeniz’de dar bir alana sıkıştırılmak istenmesi, PKK/PYD ve FETÖ gibi örgütlerin desteklenmesi Ankara’nın bu düşmanca politikalara yeterince cevap veremeyeceği beklentisine dayanıyordu belki” değerlendirmesinde bulundu.
Prof. Dr. Kemal İNAT,”yine aynı şekilde Azerbaycan karşısında Ermenistan saldırganlığının desteklenmesi de Avrupa’nın İslam dünyasına yönelik sorunlu bakışının sonucu olsa gerek. Libya’nın, doğal kaynakları paylaşılacak bir ülke olarak görülmesi, Mısır’da Avrupa için tehdit oluşturmayacağı düşünülen bir diktatörün desteklenmesi ve nükleer silahlara sahip İsrail’in bölgedeki saldırgan politikalarına destek verilmesi Avrupa’nın komşusu olan Müslüman dünyaya yönelik politikalarının diğer sorunlu örnekleri” olduğuna işaret etti.
Bütün bu örneklerin, Avrupa’nın gerek kendi içindeki Müslümanlara gerekse İslam dünyasına yönelik sağlıklı bir politika geliştirme konusunda başarısız olduğunu gösterdiğine işaret eden Prof. Dr. Kemal İNAT, “Bugün bu yanlış politikaların mimarı olarak Macron öne çıkıyor belki ama gelecek mart ayında Hollanda seçimleri yapılırken belki de Hollandalı siyasetçiler İslamofobik söylemlerde onun önüne geçecekler. Sonrasında belki Almanya seçimleri sırasında Alman siyasetçiler. Avrupa’nın bin yılı aşkın bir süredir komşusu olan İslam dünyası ile ilişkiler konusunda daha hassas davranması gerekiyor” diye kaydetti.
HABER : Ataner YÜCE
[TÜHA Haber Ajansı, 30 Ekim 2020]