Balkanlardan Türkistan’a bir mücadele adamı olarak şehit Enver Paşa

KİEV – TÜHA HABER / Osmanlı ordularının kahraman Başkumandan Vekili ve Harbiye Nazırı Enver Paşa, şehadetinin 98’inci yıl dönümünde hayırla yad ediliyor.
1881 yılında İstanbul’da Divanyolu’nda doğan Enver Paşa’nın ailesi Manastırlıydı. Erken yaşlarda okumaya heves etmesi nedeniyle üç yaşında iken ibtidâî mektebe gönderildi. Yetişme çağında amcasına özenerek askerliğe ilgi duydu. Mekteb-i Harbiyye-i Şâhâne’den 9. lukla mezun olarak erkanıharp eğitimi aldı. 1903 yılı Ocak ayında erkanıharp yüzbaşısı rütbesiyle Manastır’daki 13. Seyyar Topçu Alayı’na tayin edildi. Üsküp ve Manastır’da Bulgar, Arnavut ve Rum çeteleri ile yapılan mücadelelerde üstün başarı göstererek liyakat madalyası ile ödüllendirildi.
BALKANLARDAN TRABLUSGARP’A, KAFKASYA’DAN TÜRKİSTAN’A ENVER PAŞA

İttihat ve Terakkî Cemiyeti’nin Balkanlardaki yapılanmasında ve 2. Meşrutiyetin ilanında önemli rol oynadı. Enver Paşa, İttihat ve Terakkî Cemiyeti mensupları ile birlikte 23 Ocak 1913’de Bâbıâli Baskını’nı gerçekleştirdi. Enver Paşa, önemli rol oynadığı bu hükümet darbesinden bir süre sonra 3 Ocak 1914’te Milli Savunma Bakanı oldu. 5 Mart 1914’te Sultan Abdülmecit’in torunu Naciye Sultan ile evlendi.
Kardeşi Nuri Paşa’yı, 12 bin kişilik Kafkas İslam Ordusu’nun kumandanı olarak görevlendirerek Azerbaycan’ı Ermeni çetelerinden ve Rus işgalinden kurtardı.
Osmanlı’nın 1. Dünya savaşında Almanya ile ittifak etmesine öncülük etti. Milli Savunma Bakanı ve Genel Kurmay Başkumandan vekili olarak Osmanlı Devleti adına savaşı yönetti. Savaşın Osmanlı Devleti’nin yenilgisiyle sonuçlanmasının ardından ülkesini terk etmek durumunda kalarak Berlin’e geçti. Oradan davet üzerine Moskova’ya gitti. 1-8 Eylül 1920 tarihinde Bakü’de gerçekleşen Doğu Halkları Kongresi’ne Libya, Tunus, Cezayir ve Fas temsilcisi olarak katıldı.
Mustafa Kemal Paşa önderliğindeki Kurtuluş savaşının başarılı bir şekilde devam etmesi onu yeniden Anadoluya geçme fikrinden vazgeçirdi. Sovyet Rusya’nın ‘halklara özgürlük’ vaatlerinin yalan olduğu ve yeni bir acımasız sömürge devletinin kurulduğunu anlaması üzerine faydalı olacağına inanarak Türkistan’a doğru yola çıktı.

Enver Paşa Tiflis, Aşkabat ve Merv’den geçerek Ekim 1921 tarihinde Buhara’ya gitti. 19 Kasım’da Akbulağ, 21 Kasım’da Başçardak ve 24 Kasım’da Gurgantepe’ye ulaştı. Burada Sovyet müttefiki gruplarca bir süre alıkonuldu. Serbest kalan Enver Paşa, Şubat 1922 sonunda Ruslar’a karşı savaşan Korbaşılar Hareketini (Basmacılar) örgütlemek için Duşanbe’ye gitti. Ancak 24 Temmuz’da Ruslar Duşanbe’yi aldılar. Buradan Belcuvan’daki Âbıderyâ köyüne giderek son karargâhını kurdu. 4 Ağustos 1922’de karargâhta kurban bayramını kutladıkları esnada Rus ordusunun baskınına uğradılar. Çegan tepesi mevkiinde ağır silahlara karşı çok az cephane ve kılıçları ile giriştikleri mücadelede arkadaşları ile beraber şehit oldu.
“NE DENLİ HÜRRİYETPERVER OLDUĞUNU YAŞARKEN İSPAT ETMİŞ BİR MÜCADELE ADAMI”
Tarihçi Yazar Halil Yıldırım, Enver Paşa ile ilgili görüşlerini Kırım Haber Ajansıyla paylaştı:
Enver Paşa farklı tarih algıları ile yanlış anlaşılmış bir hürriyet kahramanıdır. Bir yanda klasik Osmanlı’cı, Abdülhamid Han sevdalısı tarihçilerin, İttihad Terakkî özelinde Enver Paşa’yı ihanet ile suçlaması. Bir yanda yakın dönem Cumhuriyet tarihçilerinin 90 bin askeri donarak öldürdü şeklinde ki Sarıkamış tezviratı. Ancak Enver Paşa bu iki görüşten tamamen ırak, nev-î şahsına münhasır bir strateji dehası, Muzaffer bir Asker. İnsani yönü bakımından ise sadık bir aşık iyi bir babadır.
İttihadçılık fikrinde Cumhuriyet’in temeli olan meşruti monarşi ve ilk demokrasi denememizin mimarlarından biri Enver Paşa’dır. Sultanın akrabası olmasına karşın ondan bir ihsan beklemeksizin ‘kahrolsun istibdat yaşasın hürriyet’ diyerek ne denli bir hürriyetperver olduğunu yaşarken ispat etmiş bir mücadele adamıdır.
ENVER PAŞA’NIN CEPHELERDE GEÇEN HAYATINDAN ÖRNEKLER
Askerî alanda ise;
Üç farklı cepheden ele alabiliriz.
1.) Bulgar komitacılığına karşı hem psikolojik hem askerî başarı elde etmiş. Burada ki tecrübesi ile Trablus’da İtalyanlara karşı gerilla taktiğini uygulayarak Osmanlı Ordusunda bir ilki başarmıştır. Bu minvalde bölgesel mücadelelerde ki vur kaç taktiği Kuvva hareketinin temelini de oluşturan en büyük harp stratejisidir.
2.) Dağılmış Osmanlı Ordusuna Alman ordu dsiplinini getirmiş, silahtan Levazım’a kadar bir çok teknik inkılabın temelini atarak Çanakkale destanını yazdırmıştır. Unutulmaması lazımdır ki Çanakkale’nin Başkomutan’ı Enver Paşa’dır.
3.) İttihad Terakki ve Enver Paşa eleştirilerinde sürekli yalan bir Sarıkamış mağlubiyeti anlatılır oysa ki Enver Paşa ağır Balkan Harbi mağlubiyeti sonrasında yaralanmış tükenmiş bir orduyu iki yılda toparlayıp, teknolojik yeterlilik ve meslekî reformlar ile Yemen, Filistin, Kut ve Anadolu müdaafalarına hazırlamıştır. Ve bu mağlubiyetten görkemli bir ordu yaratmıştır.
Paşa’nın Azerbaycan Bağımsızlığı Hareketi de unutulmaması gereken bir konudur. Kardeşi Nuri Paşayı görevlendirip 12 bin asker ile Bolşeviklere ve Ermenilere tattırdığı yenilgi gün gibi ortadadır.
“NE HAYALPERESTTİ NE DE İŞ BİLMEZ BİR ASKERDİ”
Enver Paşa tüm bu zorlu savaş ortamı içinde Azerbaycan ve Dağıstan’ın Osmanlı’dan yardım talep etmesi üzerine kurdurduğu Kafkas İslam Ordusunun kumandanlığına kardeşi Nuri Paşa’yı getirdi. Buradan da anlaşılıyor ki Enver Paşa için Edirne ne ise Bakü’de o idi. Gence’ye 25 Mayıs 1918’de ulaşan Kafkas İslâm Ordusundaki asker sayısı, Azerbaycan kolordusundan yapılan bin kişilik takviyeyle 12 bine ulaştı. Güzergahındaki Göyçay, Salyan, Ağsu ve Kürdemir’i de Bolşevik birlikleri ve Ermeni çetelerinden temizleyen Kafkas İslam Ordusu, 15 Eylül 1918’de Bakü’yü kurtardı.
Son tahlilde Enver Paşa ne uslanmaz bir hayalperest ne de iş bilmez bir askerdi. Turan üzerine kurduğu ideallerden bir Bağımsız Azerbaycan yarattı. Edirne ve Kars Türk devleti sınırları içinde ise bu da yine Enver Paşa sayesinde. Ruhu Şad Olsun…
Aybala Polat (QHA)
[TÜHA Haber Ajansı, 06 Ağustos 2022]