Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Millet olarak mazlumların yanında olduk”
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 4. Uluslararası STK Fuarı’nda yaptığı konuşmada, “Şimdi rahat ve müreffeh bir ortamda yaşayanların çaresiz mazlumlara karşı sergilediği iğrenç tavır maalesef gelecekte kendileri de aynı duruma düştüklerinde karşılaşacakları akıbetin örneği olacaktır” dedi.
TÜHA / TÜRKUAZ İnternational News Agency
Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları aktardı:
“Bu tablonun daha da kötüleşmesini engellemede STK’lara önemli görev düşüyor. Dünyada adalete, merhamete, vicdana yönelik uyanışın mimarları ve öncüleri sizler olacaksınız. Sizlerden dünyaya güçlü bir duruş, güçlü bir sesleniş, zalime güçlü bir tepki bekliyorum. Duruşunuz öyle güçlü olmalı ki insanlığın tamamı sizi takip etmeli. Seslenişiniz öylesine güçlü olmalı ki sağırlar bile duyabilmeli. Tepkiniz öylesine güçlü olmalı ki zalimlerin elindeki silahlar yerlere düşmeli. Bu konuda en büyük destekçiniz Türkiye olacaktır. Biz millet olarak her dönemde masumların, mazlumların ve yaşama mücadelesi verenlerin yanında olduk. Olmaya da devam edeceğiz. Ülkemizin bu insani siyasetini hazmedemeyenler aleyhimizde kara propaganda yapsa da Türkiye’nin insan odaklı, insanı yaşatma odaklı politikasını engellemeyecekler.
“UNRWA’ya en güçlü desteği veren ülkelerden biriyiz”
İsrail’in soykırımına maruz kalan Gazze’de yaşayanlar başta olmak üzere Filistin halkı için sadece son dönemde yaptıklarımız bile bu hakikati açıkça göstermeye yeterlidir. Türkiye olarak İsrail saldırılarının başladığı ilk günden bu yana Gazze’ye 86 bin ton, Lübnan’a ise bin 300 ton insani yardım malzemesi ulaştırarak bölgedeki kardeşlerimize en fazla destek veren ülkelerden biri olduk. İsrail ile olan ticaretimizi hiç düşünmeden milyarlarca dolarlık bir ticaret hacminden sarfınazar ederek süratle kestik. Siyonist yönetimin Gazze’de işlediği insanlık suçlarını protesto etmek için milletimizle birlikte her fırsatta meydanları, sokakları, caddeleri hınca hınç doldurduk. Uluslararası Adalet Divanı’nda İsrail aleyhine açılan davaya müdahil olma kararı aldık. Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi başta olmak üzere uluslararası düzeyde karar alıcı ve uygulayıcı mekanizmaları harekete geçirdik. Filistinli mültecilere yardım ajansı UNRWA’ya en güçlü desteği veren ülkelerden biriyiz. İslam dünyasında ortak bir tavrın oluşması, Müslümanların Filistin davasında yekvücut olarak hareket etmesi için yoğun gayret gösteriyoruz. Filistin devletinin tanınması için uluslararası arenada tüm imkanlarımızı seferber etmiş durumdayız. Şahsımız aleyhinde yürütülen onca kampanyaya, siyonist lobi ve İsrail destekçilerinden gelen onca baskıya rağmen duruşumuzu asla bozmadık.
“Türkiye, kardeşlik görevini hakkıyla ifa etmiştir”
İsrail’in Filistin’deki soykırımını durdurmak için zorlayıcı tedbirlerin bir an önce alınmasına yönelik çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Bu vesileyle Uluslararası Ceza Mahkemesi’nin İsrail Başbakanı Netanyahu ve eski Savunma Bakanı Gallant hakkında çıkardığı tutuklama kararını desteklediğimizi ifade etmek istiyoruz. Alınan bu cesur kararın sözleşmeye taraf tüm ülkelerce uygulanmasını insanlığın uluslararası sisteme güvenini tazeleme adına önemli buluyoruz. Bilhassa yıllardır dünyaya hak, hukuk, adalet ve insan hakları dersi veren Batılı ülkelerin bu noktada sözlerini yerine getirmeleri mecburidir.
Türkiye, Gazze katliamı ve Lübnan’a yönelik İsrail saldırılarında ilk günden beri insani, vicdani ve kardeşlik görevini hakkıyla ifa etmiştir. Zalimlere şirin gözükme adına eğilip bükülenlerden olmadık. Üç kuruş siyasi rant sağlayacağım diye ülkesine ve devletine İsrail ile ticaret yapıyorlar iftirası atanlar gibi de olmadık. Zor zamanlarda Filistinli kardeşlerinin yanında dimdik duranlardan olduk. Bundan sonra da sarsılmadan, yalpalmadan, sağa sola eğilmeden, bükülmeden inşallah sapa sağlam durmaya devam edeceğiz. Şairin bir Filistin vardı, bir Filistin gene var dizelerinde olduğu gibi Filistin’den umudumuzu kesmeyecek, özgür ve bağımsız bir Filistin için çalışmayı hız kesmeden sürdüreceğiz.
Türkiye olarak sizlerin varlığını ve buradaki temsilinizi çok kıymetli buluyoruz. Biz tarihimizden, medeniyetimizden, ecdadımızdan aldığımız ilhamla insanı düşünüyor, insanı koruyor, insani değerleri yaşatmaya çalışıyoruz. Bu konuda çok sağlam, çok mukkem, çok emin rehberlerimiz var. Peygamber Efendimiz Hazreti Muhammed Mustafa, Allah sizin ne dış görünüşünüze ne de mallarınıza bakar ama o sizin kalplerinize ve işlerinize bakar buyuruyor. Hoca Ahmet Yesevi de kimsenin kalbini kırma, çünkü kalp kırmak Allah’ı kırmaktır, gönlü kırık, zavallı garip birini görürsen yarasına merhem koy, yoldaşı ve yardımcısı ol tavsiyesinde bulunuyor. Hünkar Hacı Bektaş’ı Veli, incinsen de incitme diyor. Hz. Mevlana, kötülük yaptığın zaman kork, çünkü o bir tohumdur, Allah yeşertir, karşına çıkartır diyerek ikazını yapıyor. Pir Sultan Abdal, ne mutlu eğri zamanda doğru durabilene sözüyle bize istikamet gösteriyor. Aşık Veysel, beni hor görme kardeşim, sen altınsın da, ben tunç muyum serzenişiyle nefislerimize hitap ediyor.
Asırlardır bize yol gösteren bu gönül ve aşk erbabının izinden gitmeye, öğütlerini tutmaya, onların ahlakını ve insan sevgisini dünyaya yaymaya, insanlığın huzur bulması için mücadele etmeye devam edeceğiz. İnşallah bunu da sizlerle birlikte omuz omuza yan yana yapacağız. Rabbim hepimizin yar ve yardımcısı olsun. Sözlerime son verirken 4. Uluslararası Sivil Toplum Kuruluşları Fuarı’nın bir kez daha hayırlara vesile olmasını diliyorum. Sivil toplum kuruluşlarımızın müştereken yayınladığı Gazze İstanbul Deklarasyonu’nun mazlum Filistin’in sesini dünyaya güzel bir şekilde duyurmasını temenni ediyorum. Türkiye’den ve dünyanın dört bir yanından fuara katılan sivil toplum kuruluşlarımıza, tüm dostlarımıza, tüm kardeşlerimize tekrar teşekkür ediyorum. “