enflasyonemeklilikötvdövizakpchpmhp
SON DAKİKA
22:27 Avrupa Hürriyet Kapandı: Yanlış Gazeteciliği acı ama kaçınılmaz sonu
11:52 Kocaelispor cephesinden Amed maçı öncesi açıklama
11:30 Bu derede bu kadar balık!
08:50 Perspektifi: Türkiye’nin Sağlık Turizmi
08:29 Bu büyük yazı ve resim ustası Etem Çalışkan ve otuz beş yıllık yakın dostu, grafik sanatçısı, araştırmacı yazar Selahattin YALÇIN
08:26 Yurtdışında bahçe duvarlarının güneş panelleriyle yapılması fikri son yıllarda oldukça popülerleşmeye başladı
07:43 Bursa’nın termal zenginlikleri, Kültür Turizm ve Tanıtma Birliği’nin de katkılarıyla ulusal ve uluslararası platformlarda tanıtılacak
20:44 Zoraki Misafir
12:31 Bursa’da Atatürk’ün Selanik’te doğduğu evin benzerinin temeli atıldı
11:21 Kaligrafi sanatçısı ve ressam Etem Çalışkan, 97 yaşında hayatını kaybetti
10:02 Doç.Dr. Ersoy ÖNDER’den CHP’nin Cumhurbaşkanı Adayı’nı belirleme süreci
07:46 Alzheimer’la mücadele eden Yeşilçam’ın ünlü isminden üzen haber Sevtap Parman’dan üzücü haber
07:31 Gazeteci Tuğçe İçözü, Teknolojide gündemin öne çıkan haberleri
07:22 Su Politikaları Derneği’nden (SPD), 2 Şubat Dünya Sulak Alanlar Günü mesajı!
06:11 TÜHA / TÜRKUAZ İnternational News Agency’dan gündemin öne çıkan şirket haberleri
21:17 Nizip Ticaret Odası 2025 yılının ilk Meclis Toplantısını gerçekleştirdi 
20:41 Gölerimiz ve Sulak Alanlarımız Havza Esaslı Korunmalı
12:04 Dünyadaki birçok gazetenin örnek aldığı Hürriyet bugünden itibaren kapandı!
11:35 Genç ve U21 Avrupa Karate Şampiyonası 7-9 Şubat tarihlerinde Polonya’da yapılacak
10:43 AK Parti iktidarı döneminde, Edirne’nin ulaşım ve iletişim altyapısı için yaklaşık 50 milyar lira yatırım gerçekleştirildi
TÜMÜNÜ GÖSTER →

Enerji Neden Çok Önemli?

Enerji Neden Çok Önemli?
20.10.2020
A+
A-

TÜHA HABER / Karadeniz ve diğer bölgelerimizdeki her yeni keşfi Türkiye’nin bağımsızlığı ve halkının refahı yolunda atılmış güçlü bir adım olarak görmek gerekir.

             Prof. Dr. Kemal İNAT

Dünya politikasının şekillenmesinde enerjinin büyük bir role sahip olduğu kuşkusuz.

1973 Arap-İsrail Savaşı’nın ardından Arap ülkelerinin İsrail ve ona destek veren ülkelere yönelik petrol ambargosunun dünya enerji piyasasını ve enerjiye ihtiyaç duyan sanayi üretimini nasıl kaosa sürüklediğini hatırlamak bu rolün anlaşılması için yeterli bir örnek.

Petrolün bu şekilde etkili bir silah olarak kullanılabileceğini gören sanayi ülkeleri, enerji güvenliği konusunu ön plana çıkarmış ve bunu sağlamak için bir dizi adım atmışlardı. Enerji zengini ülkeler üzerinde kontrolün artırılması yoluyla bir daha petrolün bu şekilde silah olarak kullanılmasını önlemek ve alternatif enerji kaynaklarına yönelmek bu adımlardan bazılarıydı.

Devletlerin enerji politikalarına baktığımızda, enerji kaynaklarına erişim imkânlarına göre değişen hedefler görürüz. Bu açıdan baktığımızda dünya ülkelerini üç ana kategoriye ayırabiliriz.

Kendi kaynakları yetersiz olduğu için dışa bağımlı ülkeler, enerji tedarikinde güvenliği sağlamaya odaklanırlar. Bu çerçevede tedarik kaynaklarını çeşitlendirmeye çalışırlar. Bunlar arasında ekonomik kapasiteleri çok gelişmiş olanlar, tedarikçi ülkelerde doğrudan kendi enerji şirketleri yoluyla yatırımlar yapmak suretiyle arz zincirindeki güvenliği artırmaya çalışırlar. Almanya, Fransa, Japonya, Çin ve Türkiye gibi ülkeler bu kategoride sayılabilir.

İkinci kategoride yer alan enerji zengini ülkelerin temel hedefi, sahip oldukları enerji kaynaklarını ekonomik ve askerî kapasitelerini geliştirecek şekilde kullanabilmektir.

Suudi Arabistan, BAE, Katar, İran ve Venezuela gibi aktörlerin yer aldığı bu kategorideki ülkelerin zengin enerji kaynaklarını ekonomik refaha dönüştürme konusundaki başarıları, küresel güçlerle ilişkilerinin seyriyle yakından ilişkilidir.

İran ve Venezuela uluslararası sistemin en etkili aktörü olan ABD ile uyumlu bir politika izlemeye yanaşmadıkları için bu ülkenin ağır baskısına maruz kalıyorlar ve zengin enerji kaynaklarını ekonomik ve askerî güce dönüştürme konusunda ciddi sorunlar yaşıyorlar.

Üçüncü kategorideki ülkeler ise hem zengin enerji kaynaklarına sahip olan hem de dünya siyasetini etkileyebilme gücü bulunan ülkelerdir. ABD ve Rusya’nın yer aldığı bu kategorideki ülkelerin enerji politikalarının temel hedefi, kendi enerji kaynaklarının dünya pazarlarına ulaşmasının önündeki engelleri kaldırmak, başka enerji zengini bölgeler üzerinde nüfuz kurarak enerji piyasalarını kontrol etmek ve küresel rakiplerinin enerji kaynaklarına erişimi üzerinde etki sahibi olmaktır.

17 Ekim 2020, Zonguldak açıkları | Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Fatih Sondaj Gemisi'nde incelemelerde bulunarak bir konuşma yaptı. (Foto: Mustafa Kamacı / AA)
17 Ekim 2020, Zonguldak açıkları | Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Fatih Sondaj Gemisi’nde incelemelerde bulunarak bir konuşma yaptı. (Foto: Mustafa Kamacı / AA)

Bu hedefe ulaşmak için bir yandan gerek denizde gerekse karada petrol ve doğalgaz gibi fosil enerji kaynakları arama faaliyetleri sürdürülürken bir yandan da güneş, rüzgâr ve biyokütle gibi alanlarda yenilenebilir enerji üretiminin artırılması konusunda yoğun faaliyetler devam ediyor.

Bu faaliyetler sonunda ortaya çıkan her keşif ya da her kapasite artırımı Türkiye’nin ekonomisine ve güvenliğine büyük katkı sağlıyor. Zira enerji konusundaki dışa bağımlılık, bağımsızlığa odaklanan ve bu yolda ciddi bedeller ödeyen Türkiye’nin hedefleri açısından kabul edilebilir bir durum değildir. Ülkemizi kendi nüfuzu altında görmek isteyen aktörlerin bu amaçlarına hizmet eden politikalarını en fazla kolaylaştıran hususlardan biri Türkiye’nin enerji alanındaki dışa bağımlılığının yol açtığı ekonomik ve güvenlik zaafıydı.

İşte bu yüzden, Karadeniz ve diğer bölgelerimizdeki her yeni keşfi Türkiye’nin bağımsızlığı ve halkının refahı yolunda atılmış güçlü bir adım olarak görmek gerekir.

[TÜHA Haber Ajansı, 20 Ekim 2020] 

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.