<>.theiaStickySidebar:after {content: ""; display: table; clear: both;}
enflasyonemeklilikötvdövizakpchpmhp
SON DAKİKA
19:55 Türkiye Çin Geliştirme ve Destekleme Derneği’nden Cumhurbaşkanı Tatar’a ziyaret 
10:33 Kocaelispor itiraz edecek!…
09:51 Antalya tarihi Kaleiçi’nde surlarda bulunan bir mağarada 4 yıldır hayatını sürdüren 63 yaşındaki Hüseyin Urlu, sessiz sedasız yaşadığı mağarayı terk etti…
09:45 PROMOGIFT İstanbul, Türkiye’nin Sektördeki Gücünü Dünyaya Taşıyor
08:19 İnci Taneleri dizisindeki performansıyla hafızalarda iz bırakan başarılı oyuncu Hazar Ergüçlü ve Efe Çelik’in mutlu anları!..
08:16 Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) halkını kandırmaya devam ediyor!…
08:13 IJS Istanbul Jewelry Show, Türkiye Gümüş Takı Sektörüne İvme Kazandıracak!…
07:56 Ziraat Bankası’ndan Nisan Ayına Özel Kampanya: Bankkart Kullanıcılarına 1.500 TL’ye Varan Bankkart Lira Hediyesi…
07:51 Amerikan Kanser Derneği, 2025 yılına yönelik kanser eğilimleri raporunu açıkladı…
07:41 Kırklareli Ticaret ve Sanayi Odası (Kırklareli TSO) 2025 yılı Mart ayı içerisinde gerçekleştirdiği işlemlerin istatistiklerini kamuoyu ile paylaştı…
07:37 Marmaris’in 2019-2024 dönemi eski CHP’li Belediye Başkanı Oktay’ndan partisine sert tepki!…
07:36 İzmir Büyükşehir Belediyesi AASSM’de görev yapan otizmli müzisyen Özge Çeltik, sanatıyla da fark yaratıyor…
07:22 Samsun Yurt Savunma (SYS) Grup şirketleri’nden CANiK, gücünü Latin Amerika’ya taşıdı!…
07:11 Limon Suyu Görünümlü Ürünlere Yasak Geldi: Tarım ve Orman Bakanlığı’ndan Tüketiciyi Koruyan Yeni Düzenleme…
07:03 Kocaeli Milletvekili Gergerlioğlu, “Yıldız Entegre para kazanacak diye Kocaeli Halkının sağlığıyla oynayamaz!”
06:55 Siyaset gündemini hareketlendiren Kılıçdaroğlu iddiası günlerdir gündemden düşmüyor…
21:57 Fransa Cumhurbaşkanı Macron, Trump’ın yeni gümrük tarifelerin etkilenecek sektörlerin temsilcileriyle Paris’te bir araya geldi…
21:34 Fanatik Rum’lardan KKTC topraklarında provokasyon
19:53 Bisiklet turizminin önemli destinasyonlarından Antalya, Kemer ilçesi dağ, gravel ve e-bike bisikleti tutkunlarını bir araya getirecek…
19:32 Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), 2025 Mart ayı enflasyon verilerine göre, Memur ve emeklilerin Temmuz zammını belli oldu!…
TÜMÜNÜ GÖSTER →

Eylül korkusu: Ekonomiyi neler bekliyor?

Eylül korkusu: Ekonomiyi neler bekliyor?
06.08.2020
A+
A-

TÜHA HABER / Hükümet, eriyen rezervler nedeniyle kurları tutmakta zorlanınca, gözler bayram sonrası beklenen döviz yükselişine döndü. Ekonomi yazarı Sağlam’a göre rezervler tükenecek endişesi, Eylül’de ekonomiyi sallayabilir.

Bayram tatili öncesi kurlarda yaşanan hareketlilik piyasaları tedirgin etti. Ekonomi yönetiminin tüm çabalarına rağmen, kurlarda uzun süredir tutulan sınır değerler aşılırken, bayram tatili bu hareketi dondurdu. Bundan sonra piyasaların yeni, hızlı kur artışlarına sahne olması bekleniyor.

Bayramdan önce kurların tutulamaması, “Eylül ayında piyasalarda önemli hareketler görülebileceği” endişesini arttırdı. Döviz rezervlerinin çok eridiğini, bu nedenle artık kurların istenildiği sınırlarda tutulamadığını gören piyasa oyuncularının, “Rezervlerin bu gidişle Eylül’de tükenebileceği, bunun da piyasalarda sert hareketlere neden olabileceği” endişesi büyümeye başladı.

Erdal Sağlam'a göre düşük kur-düşük faiz politikası bitmeli

Erdal Sağlam’a göre düşük kur-düşük faiz politikası bitmeli

Borçlar düşünce rezervler ekside 

Bayram tatili öncesi açıklanan döviz rezervleri rakamları, Merkez Bankası’nın resmi rezervlerinin 30 milyar dolara kadar indiğini, borç aldığı dövizler çıkarıldığında eksiye döndüğünü gösterdi. Bununla birlikte dövizi tutmak için devreye giren kamu bankalarının açık pozisyon tutarlarının 10 milyar doları aştığı, Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu’nun (BDDK) koyduğu yasal sınır olan yüzde 20 sınırını aşıp yüzde 30’lara çıktığı ortaya çıktı. Merkez Bankası’nın böyle durumlarda kamu bankaları döviz açıklarını kapattığı bilinirken, son dönemde bunu yapmaması “Acaba dövizi mi kalmadı?” kaygılarına neden oldu.

Dolar kurunu aylardır koyduğu 6.85 TL sınırının altında tutan ekonomi yönetimi bu sınırı savunamadı, dolar kuru 7 TL’ye dayandı. Kurları tutmak için günde 1 milyar dolarlık rezervden satış yapıldığı ama başarılamadığı söylendi. Küresel gelişmelerle euro da çok artınca, euro ve dolar gibi diğer para birimlerinin de yükselmesi anlamına gelen sepet kur değerleri çok yükseldi.

Hükümet yanlısı basın da kriz bekliyor 

Yurt içinde hükümete yakın bazı gazete yazarlarının, “Türkiye’ye kumpas” yorumu yaparak, “Eylül ayında ekonominin kötüleşeceği” beklentilerini dile getirmeleri ilginçti. Financial Times ve Reuters başta olmak üzere uluslararası saygın medyada, rezervlerin bilimsel olmayan ekonomik anlayış ve yanlış kararlar nedeniyle eridiği, Eylül‑Ekim aylarında rezervlerin biteceğini söylemeleri de panikte etkili oldu.

Ekonomik gerekçelere bakıldığında ise yükselen enflasyona rağmen uygulanan düşük kur-düşük faiz politikasında ısrar edilmesinin sonuçta ekonomiyi buraya getirdiği söylenilebilir. Pompalanan kredilerde büyük artış olması, bütçe açıklarının büyümesi, Merkez Bankası’nın para basımını artırması yani yüksek büyüme hırsı nedeniyle iç talepte yarattığı patlama ithalatı da artırdı. Büyüyen cari açık, turizm gelirlerindeki önemli kayıplar, doğal olarak dövize talebi artırdı.

Hükümet kur atağına karşı ne yapabilir?

Önümüzdeki süreçte yeni kur atağını önlemenin ilk yolunun düşük kur-düşük faiz politikasından geri dönüş, iç talepte frene basıp harcamaları azaltma olması gerekir. Normal olarak böyle dönemlerde piyasa faizlerinin hatta Merkez Bankası faizlerinin artırılması, kurlarda bir miktar yükselişe izin verilip bu arada yapısal tedbirlerin hazırlanması beklenir ama mevcut ekonomi yönetiminden bunun beklenmediğini söylemek gerekiyor.

Ekonomi yönetiminin döviz talebini sınırlandırmak için yine zorunlu karşılık oranı gibi, artık sınırlarına gelinen, araçlara başvurması sürpriz olmaz. Nitekim mevduat kabul eden bankaların bu mevduatlara karşılık olarak Merkez Bankası’nda bulundurmak zorunda oldukları mevduat oranları olan zorunlu karşılık oranları, Temmuz ayı içinde artırıldı. Ekonomi yönetimi, dışarıdan sıcak para girişi sağlayamayınca gözünü içerideki mevduata çevirerek döviz cinsi zorunlu karşılı oranını üç puan daha artırdı. Böylece piyasalar 9.2 milyar dolar daha Merkez’in kasasına, yani ekonomi yönetiminin kullanımına girdi.

Piyasalarda bir süredir konuşulan “Yeni bir Eylül Sendromu” denilebilecek tedirginliğin artması biraz mevsimsel beklentiden kaynaklanıyor. Dış borç geri ödemelerine bakarsak; Eylül’de 3 milyar doların biraz üzerinde olduğu, bu yıl yoğun ayların 5 milyar dolarla Ekim, 6 milyar dolarla Kasım olduğu görülüyor. Eylül denilmesinde her zamanki beklentilerin etkili olduğunu sanıyorum. Bu arada pandemi sürecindeki “normalleşme”ye rağmen zor durumdaki şirketlerin finansal tablolarında bir iyileşme görünmüyor. Bu ay içinde, büyük ve tanınmış firmalardan iflas ve konkordato haberlerinin gelmesinden endişe ediliyor.

Neden kriz için Eylül ayı telaffuz ediliyor?

Ancak Eylül kaygısında döviz rezervlerinde yaşanan büyük gerileme, buna karşılık ekonomi yönetiminin düşük kur-düşük faiz politikasında ısrar edip, sonunda rezervleri bitireceği beklentisi en önemli rolü oynuyor. Eylül’de pandemide ikinci dalga beklentisinin de bu korkuda payı olabilir.

Buna karşılık bazı piyasa analistleri ise spekülasyon ortamı bulunduğunu; bunun oluşmasının nedeninin de, hükümetin rezervlerin eritmesi gibi yanlış politikaları olduğu görüşünde. Bu analistlere göre “hareketlenme” Eylül ayına kalmayabilir: “Belki Eylül’ü beklemeden Ağustos’ta büyük atak ve hareketlilik yaşanır, bilinemez.”

Özetle, ekonomik dengeler iyice bozulup görünür olmaya başladı. Politikalarda köklü değişiklikler yapılmazsa, Eylül’de veya yakın bir zamanda, “Ekonomide yıkıcı dalgalar” yaşanma ihtimali yüksek görünüyor.

YORUM : Erdal Sağlam & İstanbul (DW)

[TÜHA Haber Ajansı, 06 Ağustos 2020]

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.