‘Hami siyaseti’ ve Millet İttifakı

TÜHA HABER / STAR Gazetesi Yazarı Halime Kökçe, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, muhalefetin yerli ve milli olmadığını söyleyince rahatsız olduklarını, bir gerçeğe temas etmiş olmasa belki bu kadar feveran etmeyeceklerini söylüyor.
Halime Kökçe, köşesinde kaleme aldığı ‘Hami siyaseti’ ve Millet İttifakı’ başlıklı makalesinde, “Türkiye’nin en önemli meselesi kanımca budur; Türkiye’nin muhalefeti değil, Türkiye’ye muhalif bunlar” olduğunu yazıyor.
Yeni bir sorun da olmadığına dikkat çeken Yazar Halime Kökçe, ‘Hami siyaseti’nin bu topraklardaki tarihinin hayli eski olduğunu, gücünü milletten değil Türkiye’ye hamilik yapmaya kalkan dışarlıklı aktörlerden alan bir siyaset biçimi olduğunu hatırlatıyor.
Osmanlı’nın zayıf düşmeye başladığı dönemde ülkede ne kadar gayrimüslim cemaat varsa hepsi için bir hami peyda olduğuna vurgu yapan Halime Kökçe, . “Cemaatlerin haklarını korumak adına devletin iç işlerine burnunu sokan ve giderek içeriyi karıştıracak kadar güçlenen aktörlerdi bunlar. Şayet öyle olmasaydı ne tehcir ne nüfus mübadelesi gibi istenmeyen politikalar yürürlüğe konulurdu” diye ifade ediyor.
‘Hami siyaseti’nin bir biçimiyle bugün de devam ettiğini açıklayan Halime Kökçe, Türkiye’nin kronikleşmiş sorunlarından kurtulması ve kendi menfaatlerini önceleyecek şekilde politika üretmesinden fena halde rahatsız olanların kendilerine atfettikleri hamilik misyonuna hizmet eden muhalefet unsurların olduğuna dikkat çekiyor.
Halime Kökçe, “Amerika ile Türkiye’nin menfaatleri çatıştığında Türkiye’yi değil Amerika’yı savunan, keza Fransa ya da Almanya söz konusu olduğunda yine Türkiye’yi kusurlu bulan bir muhalefet anlayışı…” olduğunu söylüyor.
“Erdoğan düşmanlığı ya da karşıtlığı bu hami siyasetinin ambalajıdır sadece. İktidar partisini ve onun liderini eleştirmek muhalefetin görevidir” diyen Halime Kökçe, “Ama bizdeki durum farklı; Erdoğan karşıtlığı, hami siyasetini örten bir perde işlevi görmektedir” değerlendirmesinde bulunuyor.
AK PARTİ, MİLLET İTTİFAKI’NA ÇALIŞIYOR!
STAR Gazetesi Yazarı Halime Kökçe, ‘Hami siyaseti’ ve Millet İttifakı’ başlıklı makalesine şöyle devam ediyor:
“Çok basit bir soru; şayet PKK’ya bu denli ağır darbe vurulmamış olsaydı ve hala her gün yeni şehit haberleri gelseydi; misal İyi Partili Yavuz Aliağıroğlu, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin Selahattin Demirtaş’ın tutukluluk durumuyla ilgili verdiği karar hakkında ne şiş yansın ne kebap kabilinden o bir sepet lafı edebilir miydi?
Neymiş efendim, hukuk sistemimiz böyle bir durumda kalmamalıymış. Madem desene, Selahattin Demirtaş’ın tutukluluğunu doğru bulmuyoruz, AİHM verdiği kararda haklıdır, Demirtaş serbest bırakılmalıdır.
İşin aslı şudur; Ak Parti’nin terörle mücadeledeki kararlı ve başarılı politikası sayesinde İyi Parti ve CHP, HDP ile ittifak kurabilmiştir.
7-8 Ekim’deki Kobani kalkışması ve 53 kişinin katledilmesi, KCK’nın talimatı ve HDP Eşbaşkanı Selahattin Demirtaş’ın çağrısıyla gerçekleşmiştir. Demirtaş ve HDP’ye rağmen değil.”
Yazarı Halime Kökçe, PKK’nin hendek teröründe de Demirtaş’ın başrolde olduğunu hatırlatarak, eylemlerin alt yapısının HDP ve HDP’li belediyelerce hazırlandığının altını çiziyor.
700’den fazla askerin şehit olduğu çukur teröründe, Türk Silahlı Kuvvetleri’nin hiçbir sınır ötesi operasyonda bu kadar şehir vermediğini yazan Halime Kökçe, “Çünkü bu PKK’nın sivil halkı canlı kalkan olarak kullandığı en şerefsiz eylemiydi . Selahattin Demirtaş’ın hiç mi katkısı yoktu bu eylemlerde?” diyor.
STAR Gazetesi Yazarı Halime Kökçe, yazısını şöyle tamamlıyor: ”
Çok çabuk unutuyoruz; fakat o günlerdeki atmosferi hala yaşıyor olsaydık CHP ve İyi Parti, ne HDP ile yan yana durabilir ne de Demirtaş’ı savunabilirdi.
Hülasa bugün Millet İttifakı’nın partileri, AİHM’nin Demirtaş kararı üzerinden hami siyasetinin acentesi olabilecekleri sinyalini verebiliyorlarsa bu bile Ak Parti’nin sınır ötesinde ve içeride PKK’yı eylem yapamaz hale getirmesi sayesindendir. Bu konforu, PKK’nın suyuna gitmek ve hami siyasetine alet olmak yerine Türkiye için siyaset üretmeye hasretseler belki HDP üzerindeki PKK vesayetinin zayıflamasına da katkıda bulunurlardı.”
HABER : Ataner YÜCE & Emekli TRT Haber Muhabiri
[TÜHA Haber Ajansı, 29 Aralık 2020]