Harf Devrimi değil, Kök Katliamı!
STAR Gazetesi yazarı Nuh ALBAYRAK, kaleme aldığı “Mesele seccade değil… Saadetli dindarlar, bu CHP’ye mi oy verecek?” başlıklı yazısında, Temmuz 1924’te Türkiye’ye davet edilerek “Eğitim Raporu” istenen Amerikalı Tapınakçı John Dewey’in, “Alfabeyi ve eğitim kadrosunu değiştirin” tavsiyesi üzerine, aynı CHP Meclisi 1 Kasım 1928’de, “halk“a; “Harf Devrimi” adıyla yeni bir darbe daha vurmuştu!
HARF DEVRİMİ DEĞİL, KÖK KATLİAMI!
Yazar Nuh ALBAYRAK yazısında, “Kimsenin, “Latin harfleri niye getirildi” dediği yoktu. Ama anlam verilemeyen şey, halkın; İslâmiyet’le bağlantısını tamamen kesmek için Kur’an-ı Kerim okumanın hatta evinde Osmanlıca kitap bulundurmanın yasaklanmasıydı. Bir büyük zat, bu operasyonun vahametini “Boynumuza zorla haç taksalardı bu kadar zararlı olmazdı” şeklinde ifade etmişti” diyor.
Nuh ALBAYRAK, şöyle devam ediyor:
“Tabi bu da yetmemişti! Beyrut Ermeni Okulu Müdürü Agop Martanyan, “Dilaçar” soyadı verilerek Türk Dil Kurumu’nun başına getirilmişti! “Dilimizi Türkçeleştiriyoruz” katliamı öyle bir noktaya gelmişti ki, “Türkçe” diye konuşulan saçmalıkları, “uyduranlar” dışında kimse anlamıyordu. Hatta bir gün Kazım Dirik’in abuk sabuk saydığı cümlelerden sonra Mustafa Kemal Paşa “Birbirimizi anlamaz olduk” demişti. (Temellerin Duruşması, s. 327)”
PUSUDA BEKLEYEN HIYANET: EZAN YASAĞI
“Yeniden dizayn edilen devlette halkın beklediği binlerce düzenleme vardı ama başka hiçbir işi kalmayan CHP, 1932’yi “Dinde Reform Yılı” ilan etmişti. İslamiyet güncellenecekti!” diyen ALBAYRAK , Ezandan başlamışlardı! Kadir Gecesi’ne rastlayan 3 Şubat 1932 akşamı teravih namazı ile birlikte, padişahların namaz kıldığı protokol camii olan Ayasofya’da düğmeye basmışlardı. Bütün Avrupalı büyükelçileri davet ederek, “Gösterdiğiniz yolda kararlılıkla ilerliyoruz” mesajı vermişlerdi” diyor.
Yasağı sıkı şekilde kontrol ettiklerini, ancak Müslümanların her fırsatta ezanı; ezan gibi okumaya çalıştıklarını yazan ALBAYRAK, Yasağın sene-i devriyesi olan 3 Şubat 1933 Cuma günü Ulucami İmamı Tevfik Kaleli Hoca’nın, müezzinlere “Ezanı, lisan-ı aslisi ile okuyun” talimatı verdiğini hatırlatarak, “Bu talimat yerine getirilmişti ama bütün Bursalılar bu büyük suçun cezasını ağır ödemiş, zulüm olsun diye Çorum’daki Ağır Ceza’ya gönderilmişti” diyor.
STAR Gazetesi yazarı Nuh ALBAYRAK, şöyle aktarmaya devam ediyor:
“Değiştirilen sadece ezan değildi. “Mızıkalı Yaşar” diye bilinen Yaşar Okur, 1932 yılında ilk teravihi, Yerebatan Camii’nde, talimatla “Türkçe” kıldırmıştı. “Tanrı uludur” diye başlamış, bütün tespih ve sureleri Türkçe okuyarak, sağına soluna “Esenlikler dilerim” şeklinde selam vererek bitirmişti. Ancak arkasında müezzin dâhil hiç kimse kalmamıştı.
CHP’nin İttihatçı kalıntısı komutanları da ezan yasağını sıkı takip ediyordu! 5 Temmuz 1938 günü Hatay’ı Fransızlardan teslim alan komutan, minarelerden “Allahü ekber” nidaları yükseldiğini duyunca, ilk talimatını vererek “Tanrı Uludur” diye okutmuştu. Türk askerini büyük bir coşkuyla karşılayan on binlerce Türk, “Fransız işgalinde bile serbest olan ezanı, Türk askeri neden yasakladı” sorusuna cevap bulamamıştı!”
İslam düşmanlığının, İnönü Milli Şef olduktan sonra da artarak devam ettiğinin altını çizen Nuh ALBAYRAK yazısında, “23 Mayıs 1941 günü toplanan CHP Meclisi, 15 Nisan 1939’da şapka takmayanlara ve Latin harfi kullanmayanlara verilecek cezayı düzenleyen TCK 526’ya, ezan okuyanları da eklemişti! Artık “Allahü Ekber” diyen; hapis ve para cezasını göze alacaktı” diyor.
ALBAYRAK , “Efendim, ezan ve kameti anlamıyorlarmış! Sanki Türkçe okununca camiye koşmuşlardı! Belki de, ilahiyatçıların “Camilere masa-sandalye konsun, ayakkabılarla girilsin” raporu gerçekleşmediği için gitmemişlerdir!” hatırlatmasında bulunuyor.
YASAĞI KALDIRAN MENDERES’İ ORTADAN KALDIRDILAR!
14 Mayıs 1950 günü 27 yıllık CHP diktatörlüğünü yıkan Adnan Menderes’in, ilk önce ezan zulmüne son vermek istediğinin altını çizen STAR Gazetesi yazarı Nuh ALBAYRAK yazısının bir bölümünde şunları dile getiriyor:
“Çünkü seçim öncesinde, gittiği her yerde halk, “Allah aşkına bizi ezanımıza kavuştur” diye yalvarmıştı. Ama Cumhurbaşkanı Celal Bayar, “İlk icraatınız ezanı Arapça okutmak olursa endişe ederim ki, bu son icraatınız olabilir” diye tehdit etmişti! Neyse ki Menderes kararlıydı, “Son icraatım da olsa yapacağım” demişti.
Millet, 18 yıl önce koparılan “ezan“a, 16 Haziran 1950 (29 Şaban 1369) günü kavuşmuştu. O akşam ilk teravihi kılıp Ramazan’ı karşılayacak olan Müslümanlar, iki “bayram” yaşamıştı.
416 sandalyeye sahip Menderes’i, 69 vekille engelleyemeyeceği için ses çıkarmayan CHP’liler, ikide bir “Ezan yasağının kaldırılmasını biz de destekledik” diyorlar. Madem öyle, neden 18 yıl beklediler? Merhum Menderes’i neden idam ettiler? Ayrıca neden hâlâ ezan yasağını hortlatma hasreti çekiyorlar?” ( devam edecek-CHP, İSLÂM’DAN NEFRET EDİYOR AMA “ÖŞÜR”Ü ÇOK SEVİYOR)