enflasyonemeklilikötvdövizakpchpmhp
SON DAKİKA
10:53 Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan “25 Bin Öğretmen Atama” Müjdesi…
10:18 Resmi Gazete’de bugün! (16 Nisan 2025 Resmi Gazete kararları)
09:46 ‘Klasik’ Trump Elini Gösterdi
09:38 Esed rejimi ailesini, sağlığını ve en güzel yıllarını çaldı: Türkiye’ye sığınan bir gencin hikayesi…
09:37 Kocaeli Milletvekili Gergerlioğlu, “Özka Lastik Kartepe’yi mahvedecek!”
09:20 Gazze’de açlık ve susuzluk kol geziyor…
08:18 Bayramda Elektrikli Yolculuklara Yoğun İlgi: EN YAKIT, Sürücülerin Yol Arkadaşı Oldu!…
08:11 Terörsüz Türkiye Hedefinde Gelinen Süreç ve Sonrası
08:11 Trump – Netanyahu Görüşmesi ve Muhtemel Senaryolar
07:54 Payten ve Paratika, Agora Fintech’te yerini alıyor
07:52 Myanmar’da Ölümcül Depremin Ardından Milyonlarca Çocuk Risk
07:51 Trafik kazalarında rekoru hiçbir ülkeye kaptırmıyoruz
07:42 Diplomasiyi Yeniden Sahiplenmek
07:42 Almanya’da Yeni Koalisyonun Öncelikleri ve Türkiye ile İş Birliği, SETA’nın Analiz çalışmasında mercek altında…
09:23 “Yeni Filistin için mekansal vizyon”
08:15 Satır Aralarında Sanat
23:38 Pençe-Kilit operasyonu bölgesinde, 2022’de şehit olan ve naaşına ulaşılamayan Piyade Uzman Çavuş Nurettin Tokyürek’in naaşına ulaşıldı…
23:16 Milletvekili Doğan Demir’in acı günü 
22:59 Öcalan’ın haziran sonuna kadar serbest kalacağı iddialarına ilişkin açıklama…
22:40 TBMM’de görüşülmekte olan İklim Kanun teklifi hakkında açıklama
TÜMÜNÜ GÖSTER →

İslam dünyasında dindarlık azalıyor

İslam dünyasında dindarlık azalıyor
07.03.2021
A+
A-

TÜHA HABER / Kamuoyu araştırmalarına göre Arap ülkeleri ve İslam’ın baskın olduğu diğer ülkelerde dinden uzaklaşanların sayısı, ayrıca din ve devletin birbirinden ayrılmasını isteyenlerin sayısı artıyor. Peki, neden?

Resmi rakamlara göre Yemen ile Fas arasındaki bölgede yaşayan insanların büyük çoğunluğu İslam inancına sahip. Farklı din ve mezheplerin yaşadığı Lübnan’da Müslümanların toplam nüfustaki oranı yüzde 60 civarında. Ürdün, Suudi Arabistan ve Arap dünyasındaki birçok ülkede ise nüfusun yüzde 100’e yakınının Müslüman olduğu söylenebilir. Bölgede çoğu otoriter hükümet de oluşturulan dini yapılarla dini yaşamı, medyayı ve okul müfredatını kontrolü altında tutmaya çalışıyor.

Ancak yapılan yeni kamuoyu araştırmaları Arap dünyasında ve İslam’ın etkili olduğu ülkelerde sekülerleşme eğiliminin giderek arttığını ortaya koyuyor. Bu ülkelerde din ile siyasetin birbirinden ayrılması için reform talepleri de giderek daha yüksek sesle dile getiriliyor.

17 Ekim 2020, Lübnan'ın başkenti Beyrut'ta hükümet karşıtı protestoların yıldönümü.
17 Ekim 2020, Lübnan’ın başkenti Beyrut’ta hükümet karşıtı protestoların yıldönümü.

Lübnan ve İran’daki durum

Bu trendi gösteren araştırmalardan biri ABD’li Princeton ve Michigan üniversitelerinin ortak araştırma ağı Arap Barometresi. Arap Barometresi adlı kamuoyu araştırması çerçevesinde Lübnan’da 25 bin kişiye dini eğilimleri soruldu.

Elde edilen sonuçta ise geçen 10 yıl içinde kendini dindar olarak tanımlayan kişilerin oranının yüzde 43’e gerilediği tespit edildi.

Hollanda merkezli Utrecht Üniversitesi’nin İranlılarla yaptığı araştırmada da benzer bulgulara ulaşıldı.

Üniversiteye bağlı İran’daki Davranışları Analiz ve Ölçme Grubu’nun (GAMAAN) 40 bin kişiye ulaşarak yaptığı araştırmaya göre, kendisine soru yöneltilenlerden yüzde 47’si kendini dindar olarak tanımlamadı.

Utrecht Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi ve araştırmayı hazırlayan uzmanlardan Pooyan Tamimi Arab, bu gelişmenin ve dini değişim arzusunun İran’ın sekülerleşmesinin mantıklı bir sonucu olduğu değerlendirmesini yaptı.

Arab, İran’da ortaya çıkan eğilimi “İran toplumu büyük değişimler geçirdi. Okuryazarlık oranı inanılmaz şekilde arttı, şehirleşmede büyük ilerlemeler kaydedildi, ekonomik gelişmelerin geleneksel aile yapılarına etkisi oldu, ayrıca dijital altyapı da Avrupa Birliği ülkeleriyle kıyaslanabilir durumda. Öte yandan doğum oranları da geriledi” şeklinde yorumladı.

GAMAAN’ın araştırmasında anket yapılan kişilerin yüzde 78’i ise Allah’a inandığını söyledi, ancak kendini “Şii Müslüman” olarak tanımlayanların oranı ise yüzde 32 olarak ölçüldü.

Araştırmada elde edilen sonuçlara göre İranlıların yüzde 9’u kendini ateist, yüzde 6’sı agnostik, yüzde 8’i Zerdüşt, yüzde 5’i de Sünni olarak tanımlarken yüzde 7’si ise spiritüel akımlara inandığını söyledi. Soru sorulanların yüzde 22’si, yani beşte biri ise, kendini bu tanımlamalardan birine dahil etmedi.

İran’da sekülerleşmenin ve inanç çeşitliliğinin arttığını gözlemlediklerini ifade eden Tamimi Arab, halkın büyük çoğunluğunun inançlı olmasına rağmen devlet ve dinin iç içe geçmesinin dini araçsallaştırması nedeniyle toplumda hoşnutsuzluk yarattığı değerlendirmesini yaptı.

Tahran'ın farklı inançların bir arada yaşadığı semti Hasan Abad
Tahran’ın farklı inançların bir arada yaşadığı semti Hasan Abad

Sekülerleşmenin koşulları

Michigan Üniversitesi’nden sosyolog ve siyaset bilimci Profesör Ronald Inglehart’in 1981 – 2020 yıllarası arasında 100’den fazla ülkede yapılan anketleri incelediği Religious Sudden Decline adlı kitabında “sekülerleşmenin baskın bir modeli izlediği; bir ülke ne kadar güvenli hale gelirse halkının da o kadar sekülerleştiği” gözlemine yer veriliyor.

Tamimi Arab da değerlendirmesinde hiç inanmayanların sayısındaki artışın özellikle Irak, Tunus ve Fas gibi ülkelerde olduğuna işaret ediyor.

Araştırmalara göre, dini bir inanç ve bir mezhepsel sistem olarak ayıran insanların sayısı arttıkça reform talepleri de daha yüksek sesle çıkıyor. Ancak reform taleplerinin her ülkede hoş karşılanmaması şaşırtıcı bir sonuç değil. Uzmanlar, bazı ülkelerin nüfuzunu sınırlarının ötesine taşımak için dini hakimiyeti hâlâ bir araç olarak kullandığına işaret ediyor.

Singapur’da Nanyang Teknoloji Üniversitesi’nde bağlı Uluslararası Araştırmalar Okulu’nda ders veren Ortadoğu uzmanı ve gazeteci James Dorsey, “İnançtan vazgeçme eğilimi, İran ve bölgedeki rakipleri Suudi Arabistan, Türkiye ve Birleşik Arap Emirlikleri’nin (BAE) çabalarına ters düşüyor. Bu ülkeler, Müslüman dünyasının lideri ve dini yumuşak bir güç olmak için yarışıyor” analizini yapıyor.

Suudi Arabistan
Suudi Arabistan

Suudi Arabistan’da dini eleştirmek bir suç

Hükümetlerin bu çağrılara farklı şekillerde yanıt verdiğini de belirten Dorsey, buna BAE ve Suudi Arabistan’dan örnek gösteriyor. Dorsey, BAE’de alkol tüketimi ve evli olmayan çiftlerin birlikte yaşamaları yasağının kaldırıldığına, Suudi Arabistan’da da terörizmin bir biçimi olarak görülen ateizme bakışın değiştiğini kaydediyor.

Ancak Suudi Arabistan’da dine muhalefetin ağır sonuçlarından da bahseden Dorsey, Suudi bloger ve aktivist Raif Bedevi’yi hatırlanıyor. Bedevi, “Suudi vatandaşların İslam’a bağlı kalmaya neden zorunlu olduğu” sorusunu sorduğu için İslam’a hakaretten 10 yıl hapis, bin de kırbaç cezasına çarptırılmıştı.

HABER : Jennifer Holleis

[TÜHA Haber Ajansı, 07 Mart 2021]

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.