“İsrail Normalleşme Sürecinin Katar’a ve Türk-Katar İlişkilerine Etkileri”
TÜHA HABER / DİPAM bağımsız, tarafsız düşünce ve yayın kuruluşu, Diplomatik İlişkiler ve Politik Araştırmalar Merkezi’nce 14 Ekim Çarşamba günü Online sistemiyle saat 19.30’da “İsrail Normalleşme Sürecinin Katar’a ve Türk-Katar İlişkilerine Etkileri” konulu bir panel gerçekleştirilecek.
Moderatörlüğünü DİPAM Kurucu Üyesi ve Bahçeşehir Üniversitesi Öğr. Göv. Assoc. Prof. Dr. Esra Albayrakoğlu’nun yapacağı panelde, Gulf State Analytic Kurucu Başkanı Giorgio Cafiero, İstanbul Üniversitesi Medeniyet Üniversitesi Prof. Dr. Özden Zeynep Oktav, Körfez Araştırmaları Merkez Direktörü ve Katar Üniversitesi Öğr. Göv. Dr. Mahjoob Zweiri ve EKO TV’den Feyza Gümüşlüoğlu konuşmacı olarak katılacak.
Mısır (1979) ve Ürdün’ün (1994) izinden giden Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) ve Bahreyn, İsrail ile ilişkileri normalleştirme adına ABD sponsorluğunda hazırlanan bir anlaşmaya geçtiğimiz aylarda imza attılar. İsrail ile halihazırda çok boyutlu ilişkiler içinde bulunan Katar ve Türkiye ise daha kapsamlı bir Arap-İsrail barışına yol açacağı iddia edilen bu girişime şiddetle karşı çıkarak, yapılan hamlenin Filistin davasına zarar vereceğini vurguladılar. Söz konusu iki ülkeye göre, Doğu Kudüs’ün başkent olduğu bir bağımsız Filistin Devleti kurulmadan ve İsrail Haziran 1967 sınırlarına gerçi çekilmeden, Arap-İsrail meselesinin süregitmesi kaçınılmaz.
İronik biçimde Katar, 1991 yılından bu yana, Körfez’deki ortaklarını kızdıracak denli aleni biçimde İsrail ile ilişkilerini derinleştirmekteydi. Ancak bu durum, Katar’ın birbiriyle çatışan farklı aktörlerle güttüğü hassas denge politikasının bir sonucu olup, Doha’nın bölgesel arabulucu olarak kendini öne çıkarmasının bir tezahürüydü. Bugün dahi Katar, dış politikasını esneklik ve bağlantısızlık üzerine yapılandırmış olup, gerek ABD ve İran gerekse Tel Aviv ve Hamas ile iyi geçinebilmekle övünmektedir.
Katar, normalleşme sürecinin bir parçası olma adına hem Körfez’in hem de Washington’un baskılarına maruz kalabilir. Bu mesele aynı zamanda, Katar’ın yumuşak güç unsurlarıyla kendine Afrika’da bir yer açma politikalarını akamete uğratabilir. Nitekim Çad ve Nijer gibi ekonomik sıkıntılardan mustarip bölge ülkeleri, aynı Haziran 2017’deki Katar Krizi’nde olduğu gibi, taraf tutma konusunda sıkıştırılabilir. Öte yandan, normalleşme anlaşması Filistinlileri Katar ve Türkiye’ye yakınlaştırmış olup, bu ikilinin, Filistin davasının bir diğer yılmaz savunucusu olan İran ile safları sıklaştırma ihtimali de mevcuttur.
Bu arka plan özelinde, panelin tartışmaya açacağı alt başlıklar şu şekilde:
- Son Arap-İsrail normalleşme raundunun kısa özeti
- Katar ve Türkiye’nin İsrail ile olan ilişkilerinin mukayeseli analizi
- Türk-Katar ilişkilerinin kısa özeti
- Katar, Türkiye ve İran’ın normalleşme sürecine karşı blok oluşturma potansiyeli (bölgesel askeri dengelerin İran aleyhine şekilleneceğinden endişelenen Rusya da denkleme katılabilir)
- Bu süreç çerçevesinde, Katar ve Türkiye’nin geniş Arap Dünyası ve ABD ile ilişkilerinin muhtemel seyri
HABER : Merve TAMER & Asistan | Assistant ( İstanbul)
[TÜHA Haber Ajansı, 12 Ekim 2020]