enflasyonemeklilikötvdövizakpchpmhp
SON DAKİKA
23:18 Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Mal ve hizmet ihracatı hedefimizi, 390 milyar dolar olarak belirledik”
23:06 Cumhurbaşkanı Erdoğan duyurdu: 2025 ‘Aile Yılı’ ilan edildi
22:23 Doğu Karadeniz Bölgesi İhracatı 2024 yılını yüzde 27 artışla tamamladı
21:18 Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, “PKK’yı ve FETÖ’yü ülkeden temizledik”
20:59 Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, “Kudüs davasından geri durmamız imkansız”
20:44 MİT’ten Hakurk’ta nokta operasyon: Saldırı hazırlığındaki 2 terörist etkisiz hale getirildi
20:36 Karaok’un test görüntüsü: Dünyada sayılı ülkede var
20:21 Cumhurbaşkanı Erdoğan: ‘Terörsüz Türkiye’ hedefimizi mutlaka gerçekleştireceğiz
14:28 Kamu Bankaları karını yüzde 50 artırırken, vatandaşın kart faizine ödediği oran yüzde 273 arttı! 
14:09 Kartepe’li Celil Motokros Şampiyonası’nda Türkiye üçüncüsü oldu
12:20 Otomotiv sektörü, son 19 yılda 18.kez ihracat şampiyonu olmayı başardı 
11:27 114 yıllık Hereke Halısı restorasyonun ardından Lahey Barış Sarayı’na Geri döndü
10:45 TRT 2’nin, ödüllü ve prestijli filmleri ocak ayında ekranlarda
20:55 Yapay Zeka Koçu’yla 70 ülkeye ulaştı!
19:30 Türk Birliği Dönemi Başlıyor 
18:18 Işid bahane
10:32 AB İçin Türkiye’nin Suriye’deki Rolü
23:21 Bahçeli ve Öcalan’ı suçlayan, o bazı ülkücüler ile Kürtçüler…
22:21 Katil soykırımcı İsrail uşağı Dürziler Ahmet Şara’ya isyan ettiler! Silah bırakmıyoruz, ‘Şam’a başkaldırdılar
21:37 Aliyev ve Paşinya’ın röportajları ışığında barış sürecindeki son durum
TÜMÜNÜ GÖSTER →

Kamuda türban serbest bırakılınca dünya yıkılmadı

Kamuda türban serbest bırakılınca dünya yıkılmadı
A+
A-

Türkiye’de türbanlı kız öğrencilerin türbanlarıyla/başörtüleriyle üniversite eğitimi alabilmesi 1980’lerden 2010’ların ortalarına kadar Atatürkçülük ve laiklik adına büyük engellerle, yasaklarla karşılaştı. Daha önceki yıllarda hem okuyan kız öğrencilerin azlığı hem de türbanın çok yaygın olmaması sebebiyle münferit bir iki olay dışında çok sorun yaşanmamıştı. Ama 80’lerden itibaren ülkede şehirleşmenin de hızlanmasıyla türbanla/başörtüyle yükseköğrenim görme talebi arttı ve sorun ortaya çıktı. Bu talep karşısında bazı üniversiteler hoşgörülü davrandı, bazıları ise alabildiğine katı… 28 Şubat sürecinde ve sonrasında ise tüm üniversitelerde başörtüsü yasaklandı. 2010’ların ortalarına kadar 15 yıl hiçbir üniversitede izin verilmedi.  İstanbul Üniversitesi gibi bazı devlet üniversiteleri türbanlı kızlara türbanlarını açtırmak için ikna odaları kurdu.

Türkiye'de başörtüsü yasağı: Nasıl başladı, nasıl çözüldü? | Al Jazeera  Turk - Ortadoğu, Kafkasya, Balkanlar, Türkiye ve çevresindeki bölgeden son  dakika haberleri ve analizler

Bu dönemde türbanlı kızlar üniversite kapılarından geri çevrildi. Kampüse ve derslere bir şekilde girmiş olan türbanlı öğrenciler derslerden ve kampüslerden büyük bir suç işlemişler gibi yaka paça dışarı atıldılar. Türbanlarıyla okumak isteyen öğrenciler büyük mağduriyetler ve travmalar yaşadı. Aileleri de kızlarıyla birlikte bu mağduriyetleri derinden hissetti.

Türban yasağının, türban karşıtlığının dahası da vardı. Askerdeki çocuklarının, torunlarının ziyaretine giden, yemin törenine katılmak isteyen türbanlı/başörtülü anneler, nineler türbanları sebebiyle askeri birliklere, garnizonlara alınmadı. Oğlu, torunu vatan hizmeti yapan annelere, ninelere, sakallı babalara, dedelere de derin hayal kırıklıkları yaşatıldı.

İnançları gereği türban/başörtüsü taktıklarını söyleyen öğrencilere inanılmadı. “Siz türbanı siyasal İslam’ın simgesi olarak takıyorsunuz” dendi. Türbanlı öğrenciler, “O halde siz bize sizin gözünüzde simge olmayan, ama bizim de başımızı kapatmaya yarayan bir örtü belirleyin, onu kullanalım” dediler. Fakat türban karşıtlarına göre esas sorun türban değil, başın örtülmesi olduğu için bir çözüm öneremediler. Bu durum da türban karşıtlığındaki samimiyetsizliği iyot gibi açığa çıkardı.

Türban yasağının doğal uzantısı olarak yurt içinde veya yurt dışında bir şekilde eğitimini tamamlamış türbanlı kızların, kadınların öğretmenlik, hakimlik, avukatlık, akademisyenlik gibi bir kamu görevinde istihdam edilmeleri akıldan bile geçirilemezdi. Böyle bir şey dünyanın yıkılması anlamına gelirdi. Yasaklara muhatap olan kızlar, kadınlar ve aileleri gerçekten büyük mağduriyetler, acılar yaşadılar. Çok gözyaşı akıttılar.

Türk toplumunun büyük çoğunluğu türbanın üniversitelerde serbest bırakılmasını din ve vicdan özgürlüğünün, demokrasinin ve insan haklarının bir gereği olarak görüyor ve destekliyordu. Radikal cumhuriyetçi ve Atatürkçü bir azınlık ise türban serbestliğini tanımamakta direndi. 9 Şubat 2008 tarihinde türban yasağının kalkması için TBMM’de yapılan oylamada 518 milletvekilinden 411’i olumlu oy kullanmıştı. Hürriyet gazetesinin ertesi günkü tarihe geçen o ünlü manşeti “411 El Kaosa Kalktı” olmuştu. O günün muktedirleri (ordu ve yargı) meclis iradesine rağmen yasağın sürmesini istiyorlardı. Nitekim Anayasa Mahkemesi 5 Haziran 2008’de meclis iradesinin iptali yönünde karar verdi.

30 yıldan fazla süren bu durum 2013’te üniversite ve yüksek öğretim kurumlarında türban yasağı, siyasal iktidarın destek verdiği YÖK son buldu.Sonra bu karar başka adımlarla desteklendi ve herkesin ve her kurumun buna uyması sağlandı. Aynı yılın Ekim ayı başlarında meclisten geçen bir demokratikleşme paketi kapsamında bulunan kamu kurum ve kuruluşlarında türban serbestliği de yasalaştı.

Bu serbestlik dolayısıyla yer yerinden oynamadı. Dünya yıkılmadı. Yasak için öne sürülen hiçbir korku gerçekleşmedi. Üniversitelerde de kamu kurumlarında da başı açıklarla türbanlılar hiçbir sürtüşme yaşamadan büyük bir uyum içinde bir arada yaşamaya ve işlerini yapmaya devam ediyorlar. Bu, kılık kıyafet gibi konularda yasakların hiçbir zaman çözüm olmadığının, özgürlüğün ve uzlaşmanın önemli olduğunun da en güzel kanıtıydı.

İki şey bağdaşmaz: Para sevgisi ve dindarlık - DÜŞÜNENLERİN DÜŞÜNCESİ

İsmail ÖZCAN & Eğitimci Yazar

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.