enflasyonemeklilikötvdövizakpchpmhp
SON DAKİKA
17:30 Ankara ATO’da sanatseverlere kapılarını açan ARTNOVA sanat fuarı büyük ilgi görüyor
00:36 Bakan Yılmaz Tunç, “Geciken adalet, adalet değildir”
00:29 Yılmaz: “2025 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifimiz, bu kazanımlarımızı sürdürülebilir hale getirecek”
00:19 TBMM’de bütçe maratonu başlıyor
00:19 Dünya Gıda Üretimi Su Krizi Nedeniyle Risk Altında
00:13 Alman hükümetinin tartışmalı güvenlik paketinde neler var?
00:12 Katil soykırımcı İsrail’in Hamas lideri Yahya Sinvar’ı öldürdüğü iddia edildi
00:11 (TSKB) Başekonomisti ve Direktörü Ünüvar, “Mavi ekonomiyi, etki yatırımların finansmanı içerisinde yer alabilecek mavi tahvilleri de ajandamıza eklememiz gerekiyor”
00:10 Biden İsrail’in İran’ın Nükleer Tesislerini Hedef Almasına Karşı
00:09 Kitap: Sağlıklı bir toplum, sağlıklı bireylerden geçiyor!
00:08 İzmir-Bremen hattında ticaret-bilim-kültür zirvesi
00:07 Almanya’nın Düzensiz Göçü Önleme Çabaları
00:05 Ukrayna’daki İngiltere – ABD Rekabeti!
00:03 Zeytinyağı piyasası ve küresel ısınma
00:02 Trabzon’un Akçaabat ilçesinde yapımı tamamlanan İbrahim Erdemoğlu Spor Lisesi Kompleksi’nden notlar!
00:02 Florlu sera gazlarına ilişkin yönetmelik yayımlandı
00:01 NATO Savunma Bakanları Toplantısı’ndan notlar!
11:34 Pazar günü 81 ilde eş zamanlı orman temizliği yapılacak
11:06 Kocaeli Atılım Lisesi Arkadaşlığı Sahneye Taşındı
00:08 Yazı & Tura Doğaçlama Tiyatro’da Yeni Soluk
TÜMÜNÜ GÖSTER →

Mutlak Kötülük ve Zorba Devlet

Mutlak Kötülük ve Zorba Devlet
19.10.2023
A+
A-

Ankara Hacı Bayram Veli (Gazi) Üniversitesi, İİBF, Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi Bölümünde öğretim üyesi ve Yeni Türkiye’nin Merkezi Stratejik Düşünce Enstitüsü yazarı Prof. Dr. Tevfik ERDEM, “Mutlak Kötülük ve Zorba Devlet” başlıklı bir yazı kaleme aldı.

TÜHA / TÜRKUAZ İnternational News Agency

Prof.Dr. TEVFİK ERDEM | AVESİSProf. Dr. Tevfik ERDEM,Mutlak Kötülük ve Zorba Devletbaşlıklı yazısının detayı şöyle:

“1951 Tarihinde ABD vatandaşı olan Yahudi akademisyen Hannah Arendt (1906-1975) Nazi zulmünü ifade ederken işlenen kötülükleri önce “radikal kötülük” sonra da “kötülüğün sıradanlığı” ifadesiyle dile getirir. Arendt Hitler rejimi döneminde Yahudi soykırımı (holokost) sürecinde etkili isimlerden biri olan Adolf Eichmann’ın (1906- 1962) mahkemesini izler ve ulaştığı sonuçlardan biri, onun sıradan bir insan olmasına rağmen büyük kötülükleri yapabilecek bir potansiyel ortaya koymasıdır. Bu sadece Eichmann’a özgü bir durum değildir. Yahudi soykırımına katılanların genel karakteristikleri normal hayatta sıradan biri olmalarıdır. Tıpkı İsrail’deki işgalci Yahudiler de böyle sıradan insana benzeyen varlıklar. Hepsi sıradan insanlar gibi görünüyorlar ama çocukları öldürürken ya da topraklarını işgal ettikleri Filistinliler buna karşı çıkarken onları öldürme konusunda o kadar haklı görüyorlar ki kendilerini, mutlak kötülük bir insanda ancak bu kadar vücut bulabilir.

Antisemitizm | Tarihi Olaylar

Mutlak kötülüğün meşruluk kaynağı: Anti semitizm kalkanı

Ant-semitizm o kadar büyük bir kalkan ki İsrail bu kötülük zırhının arkasına saklanarak uluslararası hukuk ve insan hakları ihlalinde sınır tanımıyor. Yani kötülük hem radikal biçimde devam ediyor hem de neredeyse bütün İsrail vatandaşlarına teşmil edecek kadar sıradanlaşıyor. Arendt bugün yaşasaydı Yahudilerin Nazilere dönüştüğünü gördüğünde nasıl bir şaşkınlığa uğrardı kim bilir? Çünkü onun şaşırdığı şey, nasıl olup ta sıradan insanların (Yahudilerin-Siyonistlerin) birdenbire bir soykırımcı katillere dönüşmesiydi.

Bugün Gazze’de olanlar bizi şaşırtmadığı için bu yapılanlar sıradan kötülüğü aşıp mutlak kötülük adını hak ediyor.  Mutlak kötülük çünkü insanlara yaşama hakkı tanımayan ve beşikteki bebekten çocuklara oradan engellilere ve yaşlılara yaşama hakkı tanımayan ve hiçbir insani hassasiyet tanımadan onları öldürebilen insanların çokluğu ve bunların dünya kamuoyu tarafından makul ve onaylanmış bir sessizlikle karşılanması söz konusu. Birkaç ülke lideri dışında hiç ses yok. BM kınamaktan başka bir iş beceremeyen bir aparat, Saatleri Ayarlama Enstitüsü bile değil.

Siviller tahliye edilecek ama BM ortada yok.

Çocuk hastaneleri başta olmak üzere Gazze üzerinde uluslararası hukuka göre yasak olan fosfor bombası kullanılıyor ama BM yine ortada yok.

BM Güvenlik Konseyi Gazze'deki hastane saldırısı için toplanıyor!

BM, Ukrayna’da adım başı karşılaşılan bir örgüt ama Filistin’de yok. Yaptığı “sınırlı” ve daha kötüsü her iki tarafı da kınamaktan ibaret. Tıpkı bizim “şey”ler gibi.

“… Ama Filistinliler de rahat durmuyor ki canım. Baksana “Kassam” örgütüne bebeklerin boğazını kesmişler. Kadınlara tecavüz etmişler…”

Filistinlilerin öldürülmesi için bir meşruiyet arayışı var. Ne de olsa İsrail’in tasmasını elinde bulunduran ülke desteğe geliyor.

Şimdi ifadeyi ağır bulanlar için hemen bir dipnot düşelim, ifade bana ait değil Yahudi bir bilim adamına Prof. Dr. Noam Chomsky’ye ait. Chomsky’nin sözleriyle “İsrail ABD’nin köpeğidir o ne zaman isterse o vakit havlar.

Hamas bebekleri öldürdü'' yalanını savunan muhabir özür diledi

Tecavüz yalanı ilk ortaya atan CNN muhabiri Sara Sidner, böyle bir olayın gerçekleşmediğini belirttikten sonra özür diledi. Sırada kadınlara tecavüz edildi iddiasının yalanlanması var.

Hamas Cuma namazında protesto çağrısı yaptı! İsrail polisi Kudüs'te kuş  uçurtmuyor - Son Dakika

Mutlak Kötülükler

Cuma Namazı için toplanan insanlara ve sadece onlara değil İsrail askerlerinin saldırganlıklarını görüntüleyen basın mensuplarına, evlerinde ve balkonlarında oturan sıradan Filistinlilere tomalarla lağım suyu sıkan bunlar. Sıradan değil her an her yerde herkese ve her şekilde kötülük yani mutlak kötülük.

Sivillerin Gazze’den tahliyesi için yön veren İsrail askerleri aynı zamanda koordinat da veriyorlar. Böylece sivil konvoylar vuruluyor ve sadece bir saldırıda 70 sivil ölüyor. Ne BM’den ne de her fırsatta insan hakları hak, hukuk diyen çağdaş Batılı devletlerden hiçbir kınama yok.

İşgali ve savaşı görüntüleyen tarafsız muhabirleri bombalayan İsrail’in mutlak kötülüğünü sürdürmesine imkân tanıyan başta ABD ve diğer Batılılar. İsrail tarafından füzeyle öldürülen ve vücudunun sadece bir parçası görüntülenen Reuters muhabiri için Reuters tarafından yapılan açıklama o kadar tuhaf ki sanki uzaylılar gelip öldürüp gitmiş muhabirlerini.

ABD Dışişleri Bakanı Blinken, yabancı güçler Afganistan'dan çekilince  tekrar iç savaş yaşanmayacağını söyledi

Mutlak kötülük İsrail’in tasmasını elinde tutan ülkenin ABD Dışişleri Bakanı Blinken tarafından “İsrail sonuna kadar gitmeli, bir daha kendisine saldırı olmayacağından emin olmalı” açıklamasıyla kışkırtılınca İsrailliler tarafından yapılan açıklamalar ve yapılan uygulamalar daha da kötülük dolu oluyor. İsrail enerji bakanı Katz:

“Gazze’ye insani yardım mı? İsrailli kaçırılan kişiler geri getirilene kadar hiçbir elektrik düğmesi açılmayacak, hiçbir su musluğu açılmayacak ve hiçbir akaryakıt kamyonu Gazze’ye girmeyecek. Ve kimse bize ahlak dersi vermesin.”

Yani biz öldürürüz, saldırırız, sizi tutuklarız, kamplara yerleştiririz ama siz bize karşı çıkamazsanız çıktığınız zaman da size karşı insanlık dışı ne varsa yaparız. İşte mutlak kötülük.

İsrail Sağlık Bakanı, tedavi altındaki Filistinlileri infaz etmekten söz ediyor ama Dünya Sağlık Örgütü’nden çıt yok. Şu anti-semitizm öyle güçlü bir kalkan ki Hipokrat’ı unutturuyor sağlık örgütlerine.

İsrail Savunma Bakanı Gallant, ülkeyi ziyaret eden Amerikalı senatörlerle  görüştü

İsrail savunma bakanı Yoav Gallant’ın açıklamasındaki kini anlamak ne kadar zor: “Gazze çadır kente dönüşecek: Bina kalmayacak” ve başka bir yerde “Gazze’ye elektrik yok, yakıt yok, ilaç yok. İnsan hayvanları ile savaşıyoruz…

Bu yapılanlar, açıklamalar hem savaş hem insanlık suçu ama ne BM ne de Batılı çağdaş devletlerden hiç ses yok. İslam dünyasını hiç saymıyorum. Çoğu savaşın bir örgütle yapıldığını düşünerek kendini avutuyor.

İsrail Savunma Bakanı: Bu savaş durumu sonsuza kadar değiştirecek

İsrail savuna bakanı Yoav Gallant’ın başka bir açıklaması, “Savaşın kuralları değişti, Gazze’yi daha önce hiç olmadığı gibi vuracağız. Gazze şeridi bunu nesiller boyu unutmayacak.” Ağzından akan kin salyalarını düşünebiliyor musunuz? İşte Arendt’i de şaşırtacak olan bu mutlak kötülük olacaktı eğer bir Yahudi olarak İsrail’in yaptıklarına şahit olsaydı.

Hasidiler: Siyonizm karşıtı, İsrail'itanımayan Yahudiler

Dürüst ve namuslu Yahudiler dünyanın birçok yerinde İsrail’in yaptıklarını Siyonist politikalar olarak kınıyorlar. Sorun şu ki hala İsrail’in yaptıklarını meşrulaştıran ve tüm suçu uyumsuz ve saldırgan olarak göstermeye çalıştıkları Filistinliler üzerinden Müslümanlara yıkmaya çalışan bir kesim var Türkiye’de. Bunlar ne namuslu solcular gibi İsrail’i sert biçimde eleştirebiliyor (hatta eleştirdikleri için muhtemelen onlara da kızıyorlardır) ne de tarafsız kalabiliyorlar.

Onlardan şunu beklemek hakkımız değil mi?

Mutlak kötülük karşısında Türk gibi, Müslüman gibi davranmak zorunda değilsiniz sadece namuslu Yahudiler gibi olmaya gayret edin!

***

Yazar hakkında

PROF. DR TEVFİK ERDEM KİMDİR? BİYOGRAFİSİ

Prof. Dr.Tevfik Erdem, Ankara Üniversitesi Dil, Tarih ve Coğrafya Fakültesi Sosyoloji bölümünden 1991 yılında mezun oldu. Yüksek Lisansını 1996 tarihinde Kırıkkale Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Sosyoloji Bölümünde “Sivil Toplum ve Türkiye Gerçeği” adlı teziyle aldı. Doktorasını Hacettepe Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Sosyoloji Bölümünde “Yoksulluk üzerine sosyolojik bir çalışma ‘Ankara kent yoksulları’ adlı teziyle 2003 yılında tamamladı. Ankara Hacı Bayram Veli (Gazi) Üniversitesi, İİBF, Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi Bölümünde öğretim üyesi olarak görev yapmaktadır. Temel ilgi alanları milliyetçilik, Kürt milliyetçiliği, yoksulluk ve sivil toplumdur. Sosyoloji, Milliyetçilik, Türkiye’nin Toplumsal Yapısı gibi dersleri vermektedir. Bir kısmı yayımlanmış birçok saha araştırmasında araştırmacı ya da proje yöneticisi olarak görev yapmıştır. Başlıca eserleri: Feodalite’den Küreselleşmeye (editör) ve Sosyoloji Notları’dır.

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.