Norveç, gençleri hedef alan sağlıksız gıda reklamlarını yasaklamada başarılı olabilecek mi?
Norveç’in sağlıksız gıda reklamlarının yasaklanmasına yönelik önerisi İngiltere’deki kural kadar ileri gitmese de diğer Avrupa ülkelerinin çabalarının çok ötesine geçiyor.
TÜHA / TÜRKUAZ İnternational News Agency
Gazeteci* Gabriela Galvin’in haberine göre, Norveç, İngiltere ve diğer ülkelerdeki daha küçük çaplı girişimlerin ardından, çocukları ve gençleri hedef alan sağlıksız gıda pazarına yönelik Avrupa’daki en kapsamlı yasaklardan birini yürürlüğe koymaya hazırlanıyor. Ancak bunun ne kadar ileri gideceğine önümüzdeki haftalarda karar verilecek.
İskandinav ülkelerinin gıda üreticileri ve tedarikçileri 2013 yılından bu yana 13 yaşından küçük çocuklara yönelik bu tür reklamları gönüllü olarak kısıtlamıştı ancak yeni plan bunu zorunlu hale getirecek.
Kural, şekerleme, dondurma ve gazlı içecekler gibi abur cubur reklamlarını tamamen yasaklayacak. Yoğurt ve yüksek şeker içeriğine sahip kahvaltılık gevrekleri gibi diğer gıda kategorilerindeki en sağlıksız teklifleri belirlemek için “besin eşiklerine” dayanacak. Aynı zamanda ihlaller için ağır para cezaları getirecek.
Plan aynı zamanda tüketici savunucularını sevindirecek ve Norveç’in yiyecek ve içecek endüstrisini şaşırtacak şekilde yasağın yaş sınırını 18’e yükseltecek. Halkın, Norveç hükümetinin çocuk sağlığını desteklemek ve sosyal eşitsizlikleri azaltmak için bir yol olarak sunduğu kural hakkında görüş bildirmek için Kasım ayı sonuna kadar süresi var.
Sağlık Bakanı Yardımcısı Usman Ahmad Mushtaq Euronews Health’e yaptığı açıklamada, “Sağlıksız yiyecek ve içecekler genel olarak toplumdaki hastalıkların büyük bir bölümünü oluşturuyor,” dedi.
“Yasağın hem ebeveynler hem de gençlerin kendileri üzerindeki sağlıksız seçimler yapma baskısını azaltması amaçlanıyor,” diyerek ekledi.
Çocukluk çağı obezitesi yaşamın ilerleyen dönemlerinde kalp hastalığı, tip 2 diyabet, kronik karaciğer hastalığı, eklem rahatsızlıkları ve doğurganlığın azalması gibi çeşitli sağlık sorunlarıyla ilişkilendiriliyor.
Norveçli çocukların yüzde 15 ila 21’i, Avrupa ve Orta Asya’nın bazı bölgelerinin yaklaşık yüzde 30’u ile karşılaştırıldığında aşırı kilolu veya obez.
Çok az ülke çocuklara yönelik abur cubur reklamlarını kısıtladı. Bu nedenle çocukluk çağı obezitesini gerçekten engellediğine dair henüz çok fazla kanıt yok. Ancak araştırmalar, sağlıksız gıda pazarlamasının tercihleri, satın almaları ve yeme alışkanlıklarını etkilediğini, aynı zamanda kötü beslenme ve kilo ile ilgili sorunlara katkıda bulunduğunu göstermekte.
‘Öz denetimin sınırları’
Yaklaşık iki düzine şirket, Avrupa Birliği’nde (AB) 13 yaşın altındaki çocuklara beslenme standartlarına uymayan gıdaların reklamını yapmamayı kabul etti ve buna “AB tahahhüdü”adını verdi.
Ancak Avrupa Tüketici Örgütü’nün (BEUC) 2021 raporuna göre, beslenme kriterlerinin yiyecek ve içecek şirketlerine gençlere görünüşte sağlıksız ürünler pazarlamak için “çok fazla hareket alanı” sağladığını öne süren boşluklar var.
BEUC’un kıdemli gıda politikası sorumlusu Emma Calvert, Euronews Health’e yaptığı açıklamada, “Öz denetimin sınırlarını görüyoruz,” dedi.
Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) ilk olarak 2010 yılında, ülkelerin daha sağlıklı beslenmeyi teşvik etmek için bir dizi politikanın bir parçası olarak yağ, şeker ve/veya tuz oranı, yüksek gıda ve alkolsüz içeceklerin reklamlarını sınırlamalarını tavsiye etti. 2023 yılında ise, ülkelerin en sağlıksız gıdaları belirleyen “besin profili modelleri” oluşturmaları ve bu ürünlerin pazarlanmasını engellemeleri için daha güçlü kısıtlamalar getirilmesini tavsiye etti.
Norveç’in benimsediği yaklaşım da bu olmakla birlikte Sağlık Bakanı Yardımcısı Mushtaq, “besin eşiklerinin” muhtemelen kendi öz denetim planında kullanılan endüstri tanımlı kategorilere benzer olacağını söyledi.
Mushtaq, ihlaller için alınacak para cezasının, bir şirketin yıllık gelirinin yüzde 4’üne kadar çıkabileceğini belirtti. Potansiyel ihlallerin nasıl izleneceği ve şirketlerin para cezasına çarptırılmadan önce bir ek süre alıp almayacakları henüz belli değil.
Mushtaq, “Her bir vaka farklı olacaktır,” dedi.
Norveç’in önerisi değişebilir
Yasağın ayrıntıları önümüzdeki haftalarda netleşecek ve ülkenin ana iş lobisi olan Norveç Girişim Konfederasyonu, gıda ve içecek kolunu yöneten Petter Haas Brubakk’a göre değişiklikler için baskı yapacak.
Euronews Health’e konuşan Haas Brubakk, endişelerinin başında yaş sınırının 18’e yükseltilmesi olduğunu söyledi. Sağlık Bakanlığı’nın örneğin 17 yaşındakiler yerine 18 yaşındakilere yönelik pazarlamayı nasıl tespit edeceğini sorguladı.
Ayrıca bu kuralın Norveçli şirketleri yabancı rakiplerine göre dezavantajlı duruma düşürüp düşürmeyeceği konusunda da endişeliler. Norveç, 2018’de çikolata ve şekerleme ürünlerine uygulanan vergileri artırınca, alışveriş yapanlar sınırı geçip İsveç’e gitmeye başladı.
Haas Brubakk, özellikle ürün kategorileri ve yaş eşiği konusunda, “Ana hedefimiz düzenlemenin mümkün olduğunca açık olması,” dedi.
Reklam yönetmeliğini destekleyenler de 18 yaş sınırına itiraz ediyor, ancak bunun kaldırılmasından ziyade genişletilmesini istiyorlar.
Avustralya’daki Deakin Üniversitesi’nde halk sağlığı politikası profesörü olan Kathryn Backholer, 2025 yılında yürürlüğe girdiğinde sadece çocuk programları etrafındaki reklamları kısıtlamak yerine, televizyonda en yoğun izleme saatlerinde abur cubur reklamlarını yasaklayacak olan İngiltere’nin “yaştan bağımsız” modeline işaret etti.
Backholer’a göre Norveç planıyla ilgili bir başka sorun da, gıda markalarının sağlıksız olduğu düşünülen belirli bir ürünü tanıtmadıkları sürece şirket isimlerini veya logolarını kullanarak reklam yapmaya devam edebilecek olmaları.
Euronews Health’e konuşan Backholer, “Dünyada hiçbir ülke [bu konuya] gerçekten dokunmuyor çünkü (…) bir markayı sağlıklı ve sağlıksız olarak nasıl tanımlayacağınıza dair gerçekten iyi bir tanım yok,” dedi.
Norveç sağlıksız gıda reklamlarını ilk kez yasaklamaya çalışmıyor. Norveç’in 2012’deki bir önceki çabası, yiyecek ve içecek endüstrisinin baskısıyla başarısızlığa uğramış ve kendi kendini düzenleyen sistemin önü açılmıştı.
Mushtaq, artık hükümet düzenlemesini yürürlüğe koymak için siyasi iradenin mevcut olduğunu söyledi. Mushtaq, yönetmeliğin yorum döneminden kısa bir süre sonra sonuçlandırılmasını ve 2025 yılı sonuna kadar uygulanmasını bekliyor.
Çevrimiçi kısıtlamalar ve diğer uygulamalar
İngiltere’deki kurallar, Avrupa’daki en sert kurallar olarak görülüyor. Prime-time kısıtlamalarına ek olarak, gençler arasında popüler olan çevrimiçi oyunlar da dahil olmak üzere sağlıksız gıdaların çevrimiçi pazarlamasını tamamen yasaklayacak.
Bu tür çevrimiçi kısıtlamalar, sosyal medya yaratıcılarının çocuklar üzerindeki etkisi ve şirketlerin hedef kitlelerine çevrimiçi olarak son derece kişiselleştirilmiş reklamlar gönderebilmeleri nedeniyle halk sağlığı savunucuları için önem taşıyor.
Diğer Avrupa ülkeleri de bu yönde adımlar atmış olsa da bu adımlar o kadar geniş kapsamlı değil. Örneğin Portekiz 2019’dan bu yana, izleyicilerin en az dörtte birinin 16 yaşın altındaki çocuklardan oluşması halinde televizyon veya radyoda sağlıksız gıda reklamlarına kısıtlama getirdi.
İspanya ve Almanya’daki yetkililer de son yıllarda çocuklara yönelik reklamların yasaklanması çağrısında bulundu.
2023 yılında bir AB çalışma grubu, üye ülkelerin platformlar arasında pazarlama kısıtlamalarını benimsemelerini ve yaş eşiğini 18’e yükseltmelerini tavsiye etti. Ancak AB kanun koyucuları henüz harekete geçmedi.
Calvert, “Bu tür en iyi uygulamalara sahip olmak çok önemli,” dedi. “Bu, politika yapıcıların bilimsel kanıtları dinlemesiyle ilgili bir mesele,” diyerek ekledi.
Calvert sonuç olarak, reklam kısıtlamalarının çocuklar ve gençler için sağlıklı beslenmeyi teşvik edecek diğer politikalarla eşleştirilmesi gerektiğini söyledi. Örneğin İngiltere’de gazlı içecekler ve diğer şeker ürünleriyle tatlandırılmış içeceklerden vergi alınıyor. Bu verginin çocukların ilave şeker tüketimini yarı yarıya azalttığı belirtiliyori.
Calvert ayrıca gıda ambalajları üzerinde beslenme etiketlerinin zorunlu hale getirilmesini ve marketlerde ve diğer perakendecilerde sağlıksız atıştırmalıkların tanıtımının sınırlandırılmasını destekliyor.
Calvert, “Obezite krizine verilecek herhangi bir yanıtın, tüm bu etkilerle mücadele etmesi gerekiyor,” dedi.
Gazeteci* Gabriela Galvin