Sonsuz Mükafatın Başlangıcı!
“Ey şehîd oğlu şehîd, isteme benden makber,
Sana âgûşunu açmış duruyor Peygamber.”
TÜHA / TÜRKUAZ İnternational News Agency
Gazeteci – Yazar Yeliz SEYHAN, “Sonsuz Mükafatın Başlangıcı!” başlıklı bir makale kaleme aldı.
“Büyük şair, mütefekkir ve bilim insanı; İstiklal Marşımızın şairi Mehmet Akif Ersoy’un bu dizelerinde; şehit olan kişiye hitap edilirken, ona mezar gereksinimini anlatmak yerine, ona cennetin kapılarının açık olduğu vurgulanır. Şehitlik mertebesinin, öyle yüce bir mertebeye ulaştığı ifade edilir ki, şehit olan kişi için cennetin kapıları, Peygamber’in kucakları açık bir şekilde bekler.
Şehitlik kavramı insanlık tarihinde en dokunaklı ve yüce değerlerden biridir. Şehitlik, özünde fedakârlık, vatan sevgisi ve insanlık onuruyla yoğrulmuş, en yüce bedellerden birini ödemeyi ifade eder. Bir milletin şehitleri, o milletin var olma sebebini, değerlerini ve özgürlüğüne olan inancını temsil eder.
Şehitlik; yürekleri dağlayan, acıları derinleştiren, ama aynı zamanda milletleri bir araya getiren, vatan sevgisinin en yüksek ifadesidir. Şehitler, geçmişten günümüze kadar olan mücadelelerde, özgürlük, adalet ve insanlık için bedel ödeyen kahramanlardır. Onların fedakarlıkları, gelecek nesillere umut olur, vatan sevgisi ve özveri duygusunu aşılar.
Bize göre bir sayısı az iken, şehit ailesi için o bir, koskocamandır. O bir; evlattır, babadır, eştir, kardeştir, dosttur, candır… Bir kişiye göre her şeydir aslında. “Ateş düştüğü yeri yakar” sözü ne yazık ki çok bencilce biz sözdür. Fakat her meseleye alıştığımız gibi, bu gibi durumlara da tepkisiz kalabiliyoruz zaman zaman. Oysa asla normalleşmemeli, unutulmamalı ve asla alışılmış bir durum olmamalı…
Şehitlik, İslam inancında büyük bir değere sahip olmakla birlikte, aynı zamanda insanlık için de en yüce fedakarlıklardan birini temsil eder. Din, vatan ve insanlık uğruna gösterilen bu fedakârlık, şehitlik mertebesini her açıdan kutsal kılar.
Bu sebeple, dini olarak da şehitlik, imanın, adaletin ve insanlık onurunun en yüce ifadesi olarak görülür. İslam inancına göre şehitlik, ahirette en yüksek mükafatı kazanmış olan, Allah’ın rızasına ermiş kulların mertebesidir.
Ancak şehitlik, sadece bir kayıp değil, aynı zamanda bir mirastır. Şehitlerin geride bıraktığı bu miras, birlik ve beraberliği pekiştirir, milletleri ayakta tutar. Onların anısını yaşatmak, onların değerlerini korumak, bir toplumun kimliğini güçlendirir ve ona ilham verir.
Şehitlik, sadece askeri bir kavram değildir. Her alanda, her bir bireyin vatanı, değerleri, inançları uğruna gösterdiği fedakarlıkların ta kendisidir. Öğretmenler, doktorlar, polisler, sivil halk; hepsi vatanları için mücadele ederken şehitlik kavramının içini dolduran değerleri temsil eder.
Şehitlerin ardında bıraktığı boşluğu doldurmak mümkün değildir. Ancak onların emanet ettiği vatan sevgisi ve değerleri yaşatmak, onların en büyük hatırası olacaktır. Onların yokluğunda, vatan sevgisiyle dolu bir toplum olmak, en büyük vefa örneğidir.
Unutulmamalıdır ki şehitlik, sadece bir ölüm değil, aslında sonsuz yaşamın bir ifadesidir. Şehitler, ölümsüzlüğü vatanları için göze alarak yaşayan kahramanlardır.
Bugün, şehitlerimizi anmak ve onların emanetini yaşatmak için manen bir araya gelmeliyiz. Onların hatıralarını canlı tutarak, vatan sevgisi, birlik ve beraberlik duygularını güçlendirerek, gelecek nesillere daha güçlü, daha özgür bir dünya bırakmalıyız.
Şehitlik kavramı, insanlığın en yüce duygularından biridir ve şehitler, bu duygunun en kıymetli temsilcileridir. Onların fedakarlıkları, insanlık için bir ders, umut ve ilham kaynağıdır. Şehitlerimizi minnetle anıyor, onların bize bıraktığı mirasa sahip çıkarak, vatan sevgisiyle dolu bir gelecek için birlik olmaya devam edeceğime söz veriyor, ailelerine ve sevenlerine sabırlar diliyorum.
Şehitlerimizin ruhları şad olsun. Milletimizin başı sağ olsun!