Türkiye Almanya’nın Göç Deneyiminden Nasıl Yararlanır?

TÜHA HABER / 30 Ekim 1961, Türkiye’nin olduğu kadar başta Almanya olmak üzere birçok ülkenin yakın tarihinin kuşkusuz önemli günlerinden biri. Bu tarih Türkiye’den başka ülkelere işçi göçünün resmi başlangıcı olarak kabul ediliyor.
(TÜHA) Türkuaz Uluslararası Haber Ajansı Avrupa Temsilcisi Tuba Nur TÜRKELİ’nin (VOA)’ya dayandırdığı haberine göre, İkinci Dünya Savaşı sonrasında yeniden kalkınma programları uygulanan Almanya’da oluşan işgücü açığının giderilmesi amacıyla Türkiye ile Almanya arasında “Türk İşçi Alımı Anlaşması”nın imzalanmasının ardından, sonraki dönemde İstanbul’daki Sirkeci Garı’ndan yollara düşen veya o zamanki adıyla Yeşilköy Havalimanı’ndan kalkan uçaklarla Almanya ve diğer ülkelere giden yüzbinlerce işçinin göç serüveni 60. yılına girdi.
“Türkler Alman toplumunun asli unsuru”
Göç süreci göç edenleri olduğu kadar göçün yapıldığı ülkeleri de değiştirdi. Bu bağlamdaki konuları Hamburg Üniversitesi’nden Sosyolog Dr. Yaşar Aydın’la VOA Türkçe’ye değerlendirdi.
Türkler’in son 60 yılda iş dünyasından, siyasete aktif rol alarak Alman toplumunun asli unsuru haline geldiğini belirten Dr. Aydın, Alman federal meclisinde 18 Türk kökenli milletvekili bulunduğunu hatırlatıyor. Aydın, Türkler’e kuşkuyla yaklaşanların Müslüman karşıtı ırkçıların olduğunu, ancak Almanlar’ın büyük çoğunluğunun Türkleri kanıksadığını, Türklere yönelik politikalar geliştirildiğini belirtiyor.
Türkler ırkçılık deneyimine nasıl yanıt veriyor?
Yaşar Aydın, ırkçılık deneyimlerinin Almanya’daki Türkiye kökenli göçmenlerin kimliklerine daha da güçlü bir şekilde sıkı sıkıya sarılmalarına neden olduğunu ancak bunun tam tersi bir durumun da oluşabildiğini şu sözlerle belirtiyor: “Almanya’ya olan bağlılığı da artabiliyor. ‘Burası benim ülkem, burada doğdum büyüdüm, annem babam ekonomisine katkıda bulunuyor. Ben bu ülkeyi ırkçılara bırakmayacağım’ diyerek siyaset ve sivil toplumda daha da aktif olabiliyorlar.”
Hamburg Üniversitesi Öğretim Üyesi Dr. Yaşar Aydın, Almanya’da yaşayan bugün üçüncü kuşak olan Türkiye kökenli göçmenlerin sadece Almanya’ya uyum sağlamakla kalmayıp, geride kalan yakınlarına para göndererek, yatırımlarıyla geldikleri kasabaların ekonomisine de katkı sağlayarak ve kardeş şehir anlaşmalarıyla, iki ülke arasında iletişim köprüsü oluşturduklarını belirtiyor.
“Türkiye Suriyeli göçmelerin kalıcı olduğunu kabul etmeli”
Türkiye son yıllarda başta Suriye olmak üzere çok sayıda ülkeden büyük sayıda göçmen aldı. Peki, Türkiye’nin Almanya’nın göç deneyimlerinden yararlanabilmesi mümkün mü? Yaşar Aydın’a göre sorunun yanıtı ‘Evet’: “Türkiye Almanya’nın deneyiminden faydalanmalıdır. Öncelikle Türkiye’deki Suriyeli göçmenlerin kalıcı olduklarını kabul etmeli. Geri gidecekler yanılsaması içine düşmemeli. Almanya bu yanılsamaya düşmüştü. O insanların yüzde 80’i Türkiye’de kalacaktır. Türkiye bütün planlarını buna göre yapmalı. Onları Türkiye’ye kazandırmaya yönelik programlar geliştirmeli. Bunu ne kadar erken yaparsa Türkiye açısından o kadar faydalı olur.”
[TÜHA Haber Ajansı, 02 Kasım 2021]